Akil heyet Başkanıi Paker'den milli gelir isyanı
Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu Bölgesi Grubu Başkanı Can Paker, "Türkiye'nin batısında kişi başına düşen milli gelir bu bölgedekinin 7 misli. Böyle bir haksızlık ve dengesizlik olmayacak" dedi.
Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu Bölgesi Grubu Başkanı Can Paker, "Türkiye'nin batısında kişi başına düşen milli gelir bu bölgedekinin 7 misli. Böyle bir haksızlık ve dengesizlik olmayacak" dedi. Paker ile Üyeler Ayhan Ogan, Abdurrahman Dilipak, Mahmut Arslan, Zübeyde Teker, Abdurrahman Kurt ve Mehmet Uçum, Bitlis'in Tatvan ilçesindeki İşletme Düğün Salonu'nda halk toplantısı düzenledi.
Moderatörlüğünü Zübeyde Teker'in yaptığı toplantıda, vatandaşları dinledikten sonra konuşan Başkan Paker, barışa içten katkı yapan herkese teşekkür etti.
Vatandaşlardan gelen isteklerin hepsinin gerekli yerlere iletileceğini bildiren Paker, şöyle konuştu:
"Süreçte hepimize düşen sorumluklar var. Süreçle anayasanın aynı zamanda olması mümkün değil. Silahların sustuğu, silahlar yerine siyasetin konuşulduğu bir döneme gireceğiz. Bu sürecin sonunda olacak. Ondan sonra insan hakların yerleşmesi için mücadelemize devam edeceğiz. Önce süreç sonuçlanacak. İnsan haklarının peşinden koşacağız. Kürt, Alevi, Sünni, Çerkez, Abaza hakları değil, hepsini kapsayan insan haklarının peşine düşeceğiz."
İnsan haklarının yerine getirilmesiyle herkesin sorununun çözüleceğini belirten Paker, etnik ve mezhep haklarına cevap üretmenin kolay olduğunu söyledi.
Paker, "Ancak insan hakkını talep edersiniz, buna karşı cevap üretmek tekdir. Bu insanın, doğuştan gelen hakkıdır" değerlendirmesini yaptı.
Yeni dönemde Türkiye'de yerel yönetimlerin güçleneceğini anlatan Paker, bunun dünyanın da gittiğini nokta olduğunu bildirdi.
Paker, "Barış süreci başarıyla sonuçlanırsa bu bölgeye yatırım yapılır. Buranın çok büyük zenginlikleri var. Türkiye'nin batısında kişi başına düşen milli gelir bu bölgedekinin 7 misli. Böyle bir haksızlık böyle bir dengesizlik olmayacak" görüşünü belirtti.
"Barıştan umudu kesmeyin"
Grup Üyesi Mahmut Arslan ise akil insanların her birinin, dünya görüşlerinin farklı olduğunu, farklı çözümler ürettiklerini ifade etti.
Ortak amaçlarının barışı kalıcı hale getirmek olduğunu kaydeden Arslan, şunları söyledi:
"Taleplerinizi almaya geldik. Bölgede yaşadığınız acıları, trajedileri, sizin ağzınızdan dinleyip, bir rapor halinde, Başbakana ileteceğiz. Kendi adımıza ve bağımsız olarak verilen teklif üzerine buradayız. Bu talepler kayıtlara geçilecek ve ilgililere ulaştırılacak. Bunların zaman içinde gerçekleşeceğine inanıyoruz. Onun için bu süreç çok önemli. 6 ay sonra bu sorunların büyük bölümü çözülmüş olacak. Barıştan umudu kesmeyin."
Abdurrahman Kurt da yıllardır ülkede yaşayan herkesin zulme uğradığına dikkati çekti.
Kurt, "Herkesin anasından emdiği sütü burnundan getirmişler. Kürtler bu firavuni sistemin mağduru oldu. Ulus devletler yerini bölgesel devletlere bıraktı. Kürt nüfusunun yüzde 60'ı batıda yaşıyor. Herkesin eşit olması gerekiyor" ifadesini kullandı.
"Bu en büyük halk anketidir"
Ayhan Ogan ise barışın, ülkede 90 yıldır halkına zulmeden devletle halkın barışı olduğunu kaydetti.
Devletin 90 yıldır tek bir ideoloji üzerinden, halkını potansiyel tehlike olarak gördüğünü ve hizaya getirmeye çalıştığını savunan Ogan, demokratik bir Türkiye kurulması için silahların bırakıldığını dile getirdi.
Yeni bir mücadele başladığına dikkati çeken Ogan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Adalet, özgürlük, demokrasi zemininde, bu mücadele gerçekleşecek. Eğer demokratik bir gelecek kuracaksak bunu Türkiye'nin tüm kesimleriyle kuracağız. Birbirimizi ikna edeceğiz. Yoksa birbirimize taleplerimizi dayatarak kuramayız. Bu cumhuriyet tarihi boyunca yapılmış en büyük halk ankettir. Bu halkın direnci belirleyici olacak."
"Reyhanlı'ya atılan bomba Ankara'ya gönderiliyor"
Türkiye'de yaşayan herkesin, süreci birlikte başaracağını vurgulayan Abdurrahman Dilipak da şunları ifade etti:
"Problemlerin asıl müsebbibi de o derin devlet. O derin devlet, iktidarın başındaki adamı devirmek için 22 suikast planlıyor. Daha dün Reyhanlı'ya atılan bombalar aslında Ankara'ya gönderiliyor. Ankara'ya gidiş yolu olmadığı için Hatay'a gönderildi. Birlikte kazanacağımız tek bir zaferimiz var. Bu adaletin, barışın, insanlığın, adaletin zaferi olacak. Benim varlığım tüm mazlumların varlığına armağan olsun. Allah'tan korkmadık, zalimlerden korktuk. Hakkımızdaki hükmü değiştireceğiz. Gözyaşımız ve kanımız üzerinden kimse servetine, servet katamaz."
Mehmet Uçum ise süreçte kazananın, demokratik siyaset olduğunu ve eski devlet yapısının kaybettiğini savundu.
Uçum, "Demokratikleşme sürecini kazanmıştır. İnsanlar kendini ana dilinde ifade edebilmeli. Ana dilde yaşama hakkı, en doğal sonuç olmalı. İnsan kendini inancıyla siyasi tutumuyla ifade edebilmeli. Bunların önündeki engeller kaldırılmalı. Toplumu belirleyen devlet yeniden filizleniyor" diye konuştu.
Kaynak: AA
Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu Bölgesi Grubu Başkanı Can Paker, "Türkiye'nin batısında kişi başına düşen milli gelir bu bölgedekinin 7 misli. Böyle bir haksızlık ve dengesizlik olmayacak" dedi.
Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu Bölgesi Grubu Başkanı Can Paker, "Türkiye'nin batısında kişi başına düşen milli gelir bu bölgedekinin 7 misli. Böyle bir haksızlık ve dengesizlik olmayacak" dedi. Paker ile Üyeler Ayhan Ogan, Abdurrahman Dilipak, Mahmut Arslan, Zübeyde Teker, Abdurrahman Kurt ve Mehmet Uçum, Bitlis'in Tatvan ilçesindeki İşletme Düğün Salonu'nda halk toplantısı düzenledi.
Moderatörlüğünü Zübeyde Teker'in yaptığı toplantıda, vatandaşları dinledikten sonra konuşan Başkan Paker, barışa içten katkı yapan herkese teşekkür etti.
Vatandaşlardan gelen isteklerin hepsinin gerekli yerlere iletileceğini bildiren Paker, şöyle konuştu:
"Süreçte hepimize düşen sorumluklar var. Süreçle anayasanın aynı zamanda olması mümkün değil. Silahların sustuğu, silahlar yerine siyasetin konuşulduğu bir döneme gireceğiz. Bu sürecin sonunda olacak. Ondan sonra insan hakların yerleşmesi için mücadelemize devam edeceğiz. Önce süreç sonuçlanacak. İnsan haklarının peşinden koşacağız. Kürt, Alevi, Sünni, Çerkez, Abaza hakları değil, hepsini kapsayan insan haklarının peşine düşeceğiz."
İnsan haklarının yerine getirilmesiyle herkesin sorununun çözüleceğini belirten Paker, etnik ve mezhep haklarına cevap üretmenin kolay olduğunu söyledi.
Paker, "Ancak insan hakkını talep edersiniz, buna karşı cevap üretmek tekdir. Bu insanın, doğuştan gelen hakkıdır" değerlendirmesini yaptı.
Yeni dönemde Türkiye'de yerel yönetimlerin güçleneceğini anlatan Paker, bunun dünyanın da gittiğini nokta olduğunu bildirdi.
Paker, "Barış süreci başarıyla sonuçlanırsa bu bölgeye yatırım yapılır. Buranın çok büyük zenginlikleri var. Türkiye'nin batısında kişi başına düşen milli gelir bu bölgedekinin 7 misli. Böyle bir haksızlık böyle bir dengesizlik olmayacak" görüşünü belirtti.
"Barıştan umudu kesmeyin"
Grup Üyesi Mahmut Arslan ise akil insanların her birinin, dünya görüşlerinin farklı olduğunu, farklı çözümler ürettiklerini ifade etti.
Ortak amaçlarının barışı kalıcı hale getirmek olduğunu kaydeden Arslan, şunları söyledi:
"Taleplerinizi almaya geldik. Bölgede yaşadığınız acıları, trajedileri, sizin ağzınızdan dinleyip, bir rapor halinde, Başbakana ileteceğiz. Kendi adımıza ve bağımsız olarak verilen teklif üzerine buradayız. Bu talepler kayıtlara geçilecek ve ilgililere ulaştırılacak. Bunların zaman içinde gerçekleşeceğine inanıyoruz. Onun için bu süreç çok önemli. 6 ay sonra bu sorunların büyük bölümü çözülmüş olacak. Barıştan umudu kesmeyin."
Abdurrahman Kurt da yıllardır ülkede yaşayan herkesin zulme uğradığına dikkati çekti.
Kurt, "Herkesin anasından emdiği sütü burnundan getirmişler. Kürtler bu firavuni sistemin mağduru oldu. Ulus devletler yerini bölgesel devletlere bıraktı. Kürt nüfusunun yüzde 60'ı batıda yaşıyor. Herkesin eşit olması gerekiyor" ifadesini kullandı.
"Bu en büyük halk anketidir"
Ayhan Ogan ise barışın, ülkede 90 yıldır halkına zulmeden devletle halkın barışı olduğunu kaydetti.
Devletin 90 yıldır tek bir ideoloji üzerinden, halkını potansiyel tehlike olarak gördüğünü ve hizaya getirmeye çalıştığını savunan Ogan, demokratik bir Türkiye kurulması için silahların bırakıldığını dile getirdi.
Yeni bir mücadele başladığına dikkati çeken Ogan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Adalet, özgürlük, demokrasi zemininde, bu mücadele gerçekleşecek. Eğer demokratik bir gelecek kuracaksak bunu Türkiye'nin tüm kesimleriyle kuracağız. Birbirimizi ikna edeceğiz. Yoksa birbirimize taleplerimizi dayatarak kuramayız. Bu cumhuriyet tarihi boyunca yapılmış en büyük halk ankettir. Bu halkın direnci belirleyici olacak."
"Reyhanlı'ya atılan bomba Ankara'ya gönderiliyor"
Türkiye'de yaşayan herkesin, süreci birlikte başaracağını vurgulayan Abdurrahman Dilipak da şunları ifade etti:
"Problemlerin asıl müsebbibi de o derin devlet. O derin devlet, iktidarın başındaki adamı devirmek için 22 suikast planlıyor. Daha dün Reyhanlı'ya atılan bombalar aslında Ankara'ya gönderiliyor. Ankara'ya gidiş yolu olmadığı için Hatay'a gönderildi. Birlikte kazanacağımız tek bir zaferimiz var. Bu adaletin, barışın, insanlığın, adaletin zaferi olacak. Benim varlığım tüm mazlumların varlığına armağan olsun. Allah'tan korkmadık, zalimlerden korktuk. Hakkımızdaki hükmü değiştireceğiz. Gözyaşımız ve kanımız üzerinden kimse servetine, servet katamaz."
Mehmet Uçum ise süreçte kazananın, demokratik siyaset olduğunu ve eski devlet yapısının kaybettiğini savundu.
Uçum, "Demokratikleşme sürecini kazanmıştır. İnsanlar kendini ana dilinde ifade edebilmeli. Ana dilde yaşama hakkı, en doğal sonuç olmalı. İnsan kendini inancıyla siyasi tutumuyla ifade edebilmeli. Bunların önündeki engeller kaldırılmalı. Toplumu belirleyen devlet yeniden filizleniyor" diye konuştu.
Kaynak: AA