Özal'a suikast davasında ÅŸok geliÅŸme   Konuyu açan: Saatte1   Ä°lk Mesaj: 04-17-2013 (10:14)   Son Mesaj: 04-17-2013 (10:14)    Cevap: 0    Gösterim: 423  

    04-17-2013

    Özal'a suikast davasında şok gelişme

    Özal'a suikast davasında şok gelişme
    Özal'a suikast davasında şok gelişme

    8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın suikast sonucu hayatını kaybettiği iddiasıyla ilgili hazırlanan iddianame, Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.

    8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın suikast sonucu hayatını kaybettiği iddiasıyla ilgili hazırlanan iddianame, Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümüne ilişkin "Ergenekon" davası sanığı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz hakkında hazırlanan iddianame, Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.

    Mahkemenin, Özal'ın ölümüne ilişkin soruşturma yürüten TMK'nin 10. maddesiyle görevli Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin'in hazırladığı iddianameyi kabul etti. Ancak mahkeme, henüz duruşma gününü belirlemedi.

    İddianamede Ersöz, 765 sayılı TCK'nın "Cumhurbaşkanına suikasta" ilişkin 156. maddesi kapsamında suçlandı. İlgili maddede şöyle: "Reisicumhur hakkında suikastta bulunanlarla, buna teşebbüs edenler fiilleri teşebbüsü tam derecesinde ise ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasıyla, nakıs ise müebbet ağır hapis ile cezalandırılır."

    Ä°DDÄ°ANAME HAZIRLANMASAYDI YARIN ZAMAN AÅžIMI OLACAKTI[/B]

    Müebbet hapis cezası gerektiren suçlarla ilgili soruşturmalarda zaman aşımı süresini 20 yıl olarak öngören 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'na (TCK) göre, Özal'ın 17 Nisan 1993'teki ölümüne ilişkin soruşturma, savcılığın bir iddianame hazırlamaması durumunda 17 Nisan'da kapanacaktı.

    Soruşturmayı yürüten TMK'nin 10. maddesiyle görevli Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin'in, Özal'ın ölümüne ilişkin, Ergenekon davası sanığı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz hakkında hazırladığı iddianame, zamanaşımı tehlikesinin önüne geçti.

    Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianamede, Ersöz, TCK'nin, "Cumhurbaşkanına suikasta" ilişkin 156. maddesi kapsamında suçlandı.

    Maddede, "Reisicumhur hakkında suikastta bulunanlarla buna teşebbüs edenler fiilleri teşebbüsü tam derecesinde ise ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasıyla, nakıs ise müebbet ağır hapis ile cezalandırılır" ifadesi yer alıyor.

    Suç tarihinin "17 Nisan 1993" olarak yer aldığı iddianamede, Özal'ın eşi Semra Özal ile oğlu Ahmet Özal "müşteki" gösterildi.

    Mahkeme ise iddianameyi kabul ederek emekli tuğgeneral Levent Ersöz hakkında Turgut Özal'a suikast iddiasıyla dava açıldı.

    SAÇ TELLERİ İNCELENİYOR

    Soruşturmayı yürüten savcılık, aralarında Özal'ın eşi Semra Özal ve oğlu Ahmet Özal ile hastaneye kaldırıldığında müdahale eden Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi doktorlarının da bulunduğu çok sayıda kişinin "tanık" sıfatıyla ifadesine başvurdu.

    Levent Ersöz'ün "şüpheli" sıfatıyla ifadesinin alınması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına talimat yazan savcılık, "Özal'ın ölümüne karıştığına" ilişkin iddiaları sordu.

    Soruşturma kapsamında, mezarı açılan Özal'ın naaşı, Adli Tıp Kurumunca incelendi. Adli Tıp Kurumunun hazırladığı raporda, "ölüm olayının meydana gelişi ile ilgili anlatımlar öncelikle ani kardiyak bir ölümü düşündürmekteyse de ölüm sonrası otopsi işlemi uygulanmamış ve iç organlarda, vücut sıvılarında gerekli makroskobik, mikroskobik, mikrobiyolojik, serolojik, toksikolojik incelemeler yapılmamış olduğundan mevcut bilgi ve bulgular ile kesim ölüm sebebinin tespit edilemediği oy birliğiyle mütalaa edildi" ifadesi yer aldı.

    Raporda, "otopsi örneklerinde saptanan ağır metal (kadmiyum dahil) düzeylerinin Türkiye'de normal popülasyonda saptanan doku düzeyleri ve çeşitli ülkelerdeki normal popülasyon sonuçları ile literatürde yer alan postmortem (ölüm sonrası) doku düzeyleri ile uyum gösterdiği, bu nedenle ağır metal (kadmiyum dahil) maruziyeti ile öldüğünün tıbbi delillerinin bulunmadığı" da belirtildi.

    Ahmet Özal'ın, savcılığa teslim ettiği babasının saç örneklerinin ise İstanbul Adli Tıp Kurumundaki incelemesi sürüyor.

    Sekizinci CumhurbaÅŸkanı Turgut Özal'ın ölümüne iliÅŸkin Ergenekon davası sanığı emekli TuÄŸgeneral Levent Ersöz hakkında hazırlanan iddianamede,Â*"Turgut Özal, 17 Nisan 1993'te 5 ülkeyi kapsayan 12 günlük Türkistan gezisinden sonra şüpheli bir ÅŸekilde vefat etmiÅŸtir" denildi.TMK'nın 10. maddesiyle yetkili Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin'in hazırladığı ve Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinin, Özal'ın 20. ölüm yıl dönümünden bir gün önce kabul ettiÄŸi iddianamede, Semra Özal ve Ahmet Özal ise "müşteki" olarak yer aldı.

    Ä°ddianamenin ilk sayfalarında Turgut Özal'ın hayatı özetlenerek, Â*"Türkiye'nin 8. CumhurbaÅŸkanı seçilerek, görev başında hayatını kaybetmiÅŸ siyasetçi ve devlet adamıdır" ifadesi kullanıldı.

    Anavatan Partisini 20 Mayıs 1983'te kuran Özal'ın başbakan seçildiği ve iktidarda bulunduğu 1983-1991'de, Türkiye ekonomisini ortalama 5,2 büyüttüğü belirtilen iddianamede, Özal'ın Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu'nu değiştirerek Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığını kurduğu ifade edildi.

    Özal'ın, partisinin, 18 Haziran 1988'de Ankara Atatürk Spor Salonu'nda düzenlenen 2. Olağan Kongresi'nde, Kartal Demirağ'ın düzenlediği saldırıdan yaralı olarak kurtulduğu anımsatılan iddianamede, "Saldırgan Kartal Demirağ önce ölüm cezasına çarptırılıp, ardından cezası 20 yıla indirilmiştir. Gerek ailesinin, gerek birlikte siyaset yapan kişilerin beyanlarına göre, Turgut Özal, Türkiye'nin yüksek menfaatleri için olayın üzerine çok fazla gidilmemesini istemiştir" ifadesi yer aldı.

    Turgut Özal'ın, 9 Kasım 1989'da resmi olarak cumhurbaşkanlığı görevine başladığı hatırlatılan iddianamede, Özal'ın, Cumhurbaşkanlığı döneminde yaşanan 1. Körfez Savaşı'nda çok aktif rol aldığı kaydedildi.

    "Bush, cenazeye katılmadı"

    Özal'ın, dönemin Irak Cumhurbaşkanı Saddam Hüseyin'in uzaklaştırılması için mümkün olan her şeyin yapılması konusunda fikren ve siyasi olarak çok istekli olduğu, bu nedenle ABD'ye destek verdiği anlatılan iddianamede, şunlar belirtildi:

    "Harekata Türk ordusunun da katılıp, Misak-ı Milli sınırları içinde olan Musul ve Kerkük'e girilmesini isteyince, zamanın Genelkurmay BaÅŸkanı Necip Torumtay görev süresi sona ermeden 3 Aralık 1990'da kendi isteÄŸi ile genelkurmay baÅŸkanlığı görevinden emekliye ayrıldı. Görevden ayrılmasına sebep olarak da 1. Körfez Savaşı'nda hükümetin tutumuna tepki Â*olduÄŸu öne sürüldü.

    Özal her zaman sivil yönetim ve demokrasinin üstünlüğünü savunmuştur. Sivil yönetimi destekleme adına kamu kurum ve kuruluşlarını ziyaret ederken, resmi kıyafetiyle ziyaret eden diğer Cumhurbaşkanlarından farklı olarak çoğu defa kravatsız, keten pantolon, keten ayakkabı ve tişörtle resmi programlara katılmıştır. Özal, diğer cumhurbaşkanları gibi konuklarını Köşk'te ağırlamak yerine, Marmaris'te Okluk Koyu'nda ağırlamıştır. Ölümünde, 'sivil cumhurbaşkanı, demokrat cumhurbaşkanı, dindar cumhurbaşkanı' pankartlarıyla da bu tutumu desteklenmiştir."

    İddianamede, "Turgut Özal, 17 Nisan 1993'te 5 ülkeyi kapsayan 12 günlük Türkistan gezisinden sonra şüpheli bir şekilde vefat etmiştir" ifadesi kullanılarak, "cenazesine Türkiye'nin dört bir yanından yüz binlerce kişinin akın ettiği, törenin televizyonlardan canlı yayınlandığı, ülkede bayrakların yarıya indirildiği" görüşüne yer verildi.

    "Özal ile yakın dostluğu olan dönemin ABD Başkanı George H. W. Bush'un, beklentilerin aksine cenaze törenine katılmadığı" kaydedilen iddianamede, Özal'ın, "Öldükten sonra beni İstanbul'a defnedin, kıyamete kadar Fatih Sultan Mehmed'in manevi ruhaniyeti altında bulunmak istiyorum" vasiyetine uyularak, kendisi tarafından yaptırılan eski Başbakan Adnan Menderes'in anıt mezarının da bulunduğu Topkapı Vatan Caddesi'nde hazırlanan anıt mezara defnedildiği anımsatıldı.

    "1993'ün önemli olayları"

    Sayfa: 1 2 3 4 Kaynak: ajanslar





    Özal'a suikast davasında şok gelişme Yorumları