Kızılkaya: Kimliği Bulgar göçmenlerine sorun
Habertürk'te Teke Tek programına katılan Akil İnsanlar Ege bölgesi heyetinde yer alan Muhsin Kızılkaya, Kürtlere ne verildiğine ilişkin soruya çarpıcı cevaplar verdi.
Habertürk'te Teke Tek programına katılan Akil İnsanlar Ege bölgesi heyetinde yer alan Muhsin Kızılkaya, Kürtlere ne verildiğine ilişkin soruya çarpıcı cevaplar verdi. VİDEO İÇİN TIKLAYIN Fatih Altaylı'nın sunduğu Teke Tek programına katılan yazar Muhsin Kızılkaya, Akil İnsanlar heyetinin çalışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Kızılkaya heyetin çok iyi bir organize ile oluşturulduğunu belirterek "Başlangıçta ben de sayının çok fazla olduğunu düşünmüştüm. Ancak şimdi bunun çok doğru olduğunu gördüm" dedi. Akil İnsanlar olayının çok iyi bir piar işi olduğunu anlatan Kızılkaya, 63 kişinin öncelikli işinin insanları dinlemek olduğunu anlattı. Kızılkaya, bugüne kadar insanların hiçbir dönemde dinlenmediğini her kazan kendisi adına birilerinin karar verdiğini, kendi bölgesinden seçilen milletvekillerinin bile çoğu zaman kendi bölgesinden olmadığını dile getirerek "İlk kez insanlar karşılarında kendilerini dinleyecek birilerini buldular" dedi.
Kızılkaya, "Benim gözlemlediÄŸim kadarı ile insanlar televizyondaki tartışmaları konuÅŸmaları kahvede oyun oynayarak izliyor ve konuÅŸulanlardan aklına çok az ÅŸey kalıyor.Â* O da bir tarafta ne verildi diye soruluyor, diÄŸer taraf da ne alındı diye düşünüyor." dedi.
Ziyaretleri esnasında böyle bir soru ile karşılaştığını anlatan Kızılkaya, Güneydoğu insanlarının en büyük kazançlarının kimliklerini kazanması olduğunu belirterek "Bugüne kadar adını söylemekten korkan, çocuğuna istediği adı veremeyen, oturduğu yerin adının başkaları tarafından değiştirilen insanlar ilk kez kendi kültürleri ve kimliklerine sahip oluyor" dedi. Bu durumu Bulgaristan'da yaşayan Türklerin daha iyi anlayacağını dile getiren Kızılkaya, Türkiye'nin bölüneceği iddialarını da reddederek "Bugün Güneydoğu'daki insanların kendi topraklarından çıktıktan sonra gideceği yer Ege, Akdeniz ve İstanbul'dur ve birikimlerini de kendi topraklarından çok buralarda yapıyorlar. Kuzey Irak'taki insanlar bile Bağdat'ı değil elinde imkanı varsa yatırımlarını bu bölgelere yatırıyor. Bunu yapan insan nasıl tüm yatırımlarından vazgeçip doğduğu yerde yaşamayı tercih etmek istesin" dedi.
Akil İnsanlar heyetinin bu iş için devletten bir kuruş almadığını söyleyen Kızılkaya, ziyaret için gittikleri Burdur'da 3 aydır hiçbir çatışmanın yaşanmamasından dolayı çocukları askere gidecek ailelerin çok büyük bir mutluluk içinde yaşadıklarını belirtirken "Ben bu işe gönüllü oldum. Ben belli bir yaşa geldim. Çok şey gördüm. Ama bu ülkede 3 ay öncesine kadar yirmili yaşa dahi gelmemiş yüzlerce binlerce çocuk hiçbirşey görmeden hayatını kaybetti. Geri kalan gençler için birşeyler yapıyorsam ne mutlu bana" dedi.
Türk isminden rahatsızlık duymadığını da anlatan Kızılkaya, 12 Eylül döneminde Diyarbakır Cezaevlerinde hiç okuma yazma bilmeyenlere zorla İstiklal Marşı ezberlettirildiğini ve insanları zorla Türk kelimesine düşman haline getirildiğini dile getirdi. Geçmişte yaşananların bir dönem sonra incelenmesi halinde kamuda büyük sıkıntılara yol açacağını söyleyen Kızılkaya, geçmişte Güneydoğu'da askerlik yapmak için bir zamanlar üst rütbelilerin torpil yaptırdığını, oraya sıradan giden subayların büyük mal varlıkları ile döndüklerini, zaman zaman askeri helikopterlerin örgüt mensuplarına silah sevkiyatı yaptığına, şehit cenazeleri ile uyuşturucu taşındığında ilişkin sözlerin duyulduğunu anlattı.
Referandum öncesi yaptığı açıklamalar yüzünden Öcalan tarafından kendisi için 'susturun şunu' denmesinin nedenine de değinen Kızılkaya, BDP'nin o dönem akıl tutulması yaşadığını söyledi. Kızılkaya, bugün bazı yerlerde bayrak hassasiyeti gösterildiğini, yasada olmamasına karşın her yere bayrak konulmak istendiğini belirterek "Diyarbakır meydanında bayrak yoktu diyenler, orada bayrak biri tarafından indirilseydi ne olurdu diye düşündü mü" diye sordu.
Kaynak: Haber7
Habertürk'te Teke Tek programına katılan Akil İnsanlar Ege bölgesi heyetinde yer alan Muhsin Kızılkaya, Kürtlere ne verildiğine ilişkin soruya çarpıcı cevaplar verdi.
Habertürk'te Teke Tek programına katılan Akil İnsanlar Ege bölgesi heyetinde yer alan Muhsin Kızılkaya, Kürtlere ne verildiğine ilişkin soruya çarpıcı cevaplar verdi. VİDEO İÇİN TIKLAYIN Fatih Altaylı'nın sunduğu Teke Tek programına katılan yazar Muhsin Kızılkaya, Akil İnsanlar heyetinin çalışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Kızılkaya heyetin çok iyi bir organize ile oluşturulduğunu belirterek "Başlangıçta ben de sayının çok fazla olduğunu düşünmüştüm. Ancak şimdi bunun çok doğru olduğunu gördüm" dedi. Akil İnsanlar olayının çok iyi bir piar işi olduğunu anlatan Kızılkaya, 63 kişinin öncelikli işinin insanları dinlemek olduğunu anlattı. Kızılkaya, bugüne kadar insanların hiçbir dönemde dinlenmediğini her kazan kendisi adına birilerinin karar verdiğini, kendi bölgesinden seçilen milletvekillerinin bile çoğu zaman kendi bölgesinden olmadığını dile getirerek "İlk kez insanlar karşılarında kendilerini dinleyecek birilerini buldular" dedi.
Kızılkaya, "Benim gözlemlediÄŸim kadarı ile insanlar televizyondaki tartışmaları konuÅŸmaları kahvede oyun oynayarak izliyor ve konuÅŸulanlardan aklına çok az ÅŸey kalıyor.Â* O da bir tarafta ne verildi diye soruluyor, diÄŸer taraf da ne alındı diye düşünüyor." dedi.
Ziyaretleri esnasında böyle bir soru ile karşılaştığını anlatan Kızılkaya, Güneydoğu insanlarının en büyük kazançlarının kimliklerini kazanması olduğunu belirterek "Bugüne kadar adını söylemekten korkan, çocuğuna istediği adı veremeyen, oturduğu yerin adının başkaları tarafından değiştirilen insanlar ilk kez kendi kültürleri ve kimliklerine sahip oluyor" dedi. Bu durumu Bulgaristan'da yaşayan Türklerin daha iyi anlayacağını dile getiren Kızılkaya, Türkiye'nin bölüneceği iddialarını da reddederek "Bugün Güneydoğu'daki insanların kendi topraklarından çıktıktan sonra gideceği yer Ege, Akdeniz ve İstanbul'dur ve birikimlerini de kendi topraklarından çok buralarda yapıyorlar. Kuzey Irak'taki insanlar bile Bağdat'ı değil elinde imkanı varsa yatırımlarını bu bölgelere yatırıyor. Bunu yapan insan nasıl tüm yatırımlarından vazgeçip doğduğu yerde yaşamayı tercih etmek istesin" dedi.
Akil İnsanlar heyetinin bu iş için devletten bir kuruş almadığını söyleyen Kızılkaya, ziyaret için gittikleri Burdur'da 3 aydır hiçbir çatışmanın yaşanmamasından dolayı çocukları askere gidecek ailelerin çok büyük bir mutluluk içinde yaşadıklarını belirtirken "Ben bu işe gönüllü oldum. Ben belli bir yaşa geldim. Çok şey gördüm. Ama bu ülkede 3 ay öncesine kadar yirmili yaşa dahi gelmemiş yüzlerce binlerce çocuk hiçbirşey görmeden hayatını kaybetti. Geri kalan gençler için birşeyler yapıyorsam ne mutlu bana" dedi.
Türk isminden rahatsızlık duymadığını da anlatan Kızılkaya, 12 Eylül döneminde Diyarbakır Cezaevlerinde hiç okuma yazma bilmeyenlere zorla İstiklal Marşı ezberlettirildiğini ve insanları zorla Türk kelimesine düşman haline getirildiğini dile getirdi. Geçmişte yaşananların bir dönem sonra incelenmesi halinde kamuda büyük sıkıntılara yol açacağını söyleyen Kızılkaya, geçmişte Güneydoğu'da askerlik yapmak için bir zamanlar üst rütbelilerin torpil yaptırdığını, oraya sıradan giden subayların büyük mal varlıkları ile döndüklerini, zaman zaman askeri helikopterlerin örgüt mensuplarına silah sevkiyatı yaptığına, şehit cenazeleri ile uyuşturucu taşındığında ilişkin sözlerin duyulduğunu anlattı.
Referandum öncesi yaptığı açıklamalar yüzünden Öcalan tarafından kendisi için 'susturun şunu' denmesinin nedenine de değinen Kızılkaya, BDP'nin o dönem akıl tutulması yaşadığını söyledi. Kızılkaya, bugün bazı yerlerde bayrak hassasiyeti gösterildiğini, yasada olmamasına karşın her yere bayrak konulmak istendiğini belirterek "Diyarbakır meydanında bayrak yoktu diyenler, orada bayrak biri tarafından indirilseydi ne olurdu diye düşündü mü" diye sordu.
Kaynak: Haber7