Mütalaada Alparslan Arslan'ın hesaplarına dikkat
''Ergenekon'' davası kapsamında hazırlanan mütalaada, kamuoyunda askeri bir müdahalenin haklılığını temin amacı ile ülkede karışıklık çıkarılmak istendiği belirtilirken Alparslan Arslan'ın hesap hareketlerine dikkat çekildi.
''Ergenekon'' davası kapsamında hazırlanan mütalaada, kamuoyunda askeri bir müdahalenin haklılığını temin amacı ile ülkede karışıklık çıkarılmak istendiği belirtilirken Alparslan Arslan'ın hesap hareketlerine dikkat çekildi. ''Ergenekon'' davası kapsamında hazırlanan mütalaada, kamuoyunda askeri bir müdahalenin haklılığını temin amacı ile ülkede karışıklık veya silahlı bir halk ayaklanmasına neden olabilecek derecede tepki çekip, yönetim zafiyeti oluşturacak provokatif terör eylemleri organize edildiği belirtildi.
İstanbul Cumhuriyet savcıları tarafından hazırlanan esas hakkındaki mütalaada, sanıklar ve yakınlarının para hareketlerine de yer verildi.
Mütalaada, Alparslan Arslan'ın ailesinin saldırı öncesi ve sonrası hesap hareketleriyle ilgili şu değerlendirmelerde bulunuldu:
''Emekli maaşı ile geçinen, Danıştay saldırısından önce hesaplarında dikkat çekecek bir hareket olmayan, bu eylemden sonra ise hesaplarında elden nakti olarak yatırılan paralar ile önemli artışlar olduğu tespit edilen Alparslan Arslan'ın yakınlarının banka hesaplarındaki bu değişiklik dikkat çekicidir. İdris Arslan'ın (Alparslan Arslan'ın babası) yakınlarının banka hesaplarındaki bu artışlar ile süreç içerisinde birbirine tamamen zıt beyanlarının paralel seyrettiği değerlendirmeye esas bir durum olarak mahkemenin dikkatine sunulmuştur. İdris Arslan'ın, Alparslan Arslan'ın ismini vermesi ile soruşturmaya dahil edilen, bu nedenle de Alparslan Arslan ile arasında husumet oluşan Süleyman Esen dahil olmak üzere, kendi oğlu Alparslan Arslan dışındaki diğer sanıklara talepleri olmadan para göndermesi de değerlendirmeye esas bir durum olarak mahkemenin dikkatine sunulmuştur.''
Örgütünün yapısı başlıklı bölümde, legal faaliyetler çerçevesinde sivil demokratik tepki görüntüsü ve kamuoyu oluşturmak amacıyla yönetim aleyhine olan sivil toplum hareketlerinin organize edildiği belirtilen mütalaada, illegal faaliyetler kapsamında ise örgütün amaç ve ilkelerine aykırı davrandıklarını düşündükleri yönetimi, askeri bir müdahalenin sağlanmasını temin edip hukuk dışı yoldan yönetimden uzaklaştırılabilmek için, askerlerin emir komuta zinciri dışında hareket etmeye teşvik edildiği kaydedildi.
Mütalaada, yine bu amaçla ''kamuoyunda askeri bir müdahalenin haklılığını temin amacı ile de ülkede karışıklık veya silahlı bir halk ayaklanmasına neden olabilecek derecede tepki çekip, yönetim zafiyeti oluşturacak provokatif terör eylemleri organize edildiği'' görüşü yer aldı.
''Dinsel güdülerle değil, örgütsel''
Danıştay üyelerinin heyet halindeyken hedef alınıp, bir üyenin öldürülmesi, diğerlerinin öldürmeye teşebbüs edilmesinin bireysel değil örgütsel eylem olduğu belirtilen mütalaada, bu eylemlerin dinsel güdülerle değil, ''Ergenekon terör örgütünün hedeflediği amaç suçların gerçekleşmesi için işlenen eylemler olduğu'' değerlendirmesine yer verildi.
Arslan'ın ''önemli bir örgüt üyesi olduğu'' ifade edilen mütalaada, şunlar kaydedildi:
''Bu somut eylemlere doğrudan katılan diğer sanıklar ise 'Ergenekon terör örgütü' üyesi olmamakla birlikte, Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atma eylemlerinde 'Ergenekon terör örgütü' adına suç işleyen kişilerdir. Bu eylemler ve özellikle Danıştay'a saldırıp, bir üyenin öldürülmesi, diğer üyelerin öldürülmeye teşebbüs edilmesi, dosyadaki amaç suçun yani, hükümeti ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etme suçunun gerçekleşmesine neden olacak niteliğe sahiptir. Arslan'ın olaydan hemen sonra yakalanması ve soruşturma makamlarının etkin çalışmalarıyla irtibatlarının hızla ortaya çıkarılmasından dolayı bu eylem kendisinden beklenen ülkede askeri darbe yapılması sonucunu doğuramamıştır.''
Doğan Öz'ün öldürülmesi
Mütalaada, ''Bu olayda bir yargı mensubunun seçilmiş olmasının da ayrı bir önemi vardır. Bilindiği gibi, 1980 darbesi öncesi, TBMM tarafından onaylanan 26.12.1978 tarih 7/16947 sayılı Bakanlar Kurulu'nun sıkıyönetim ilan kararına gerekçe olarak savcı Doğan Öz'ün öldürülmesi olayı gösterilmiştir. 'Ergenekon terör örgütünün' Danıştay'da gerçekleştirdiği bu eylem ile ulaşılmak istenen neticede aynıdır'' ifadelerine yer verildi.
Bu eylemlerin örgütsel nitelikte olduğu belirtilen mütalaada, eylemlerin süreklilik arzeden ve belli bir zaman diliminde, amaç suçların gerçekleşebilmesi için işlendiği iddia edildi.
Mütalaada, ''Eylemler öncesi ve işlenmesi sırasındaki yapılan hazırlıklar ve organizasyon, sonrasında meydana gelen olaylar ve dezenformasyon faaliyetleri, iddianamelerde sanıklara isnat edilen suçlar ile Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan bombalar ve Danıştay saldırısı arasındaki ilişki, işlenen suçların sonuç ve etkileri dikkate alındığında eylemlerin 'Ergenekon terör örgütü' mensupları tarafından gerçekleştirildiği anlaşılmıştır'' değerlendirmesinde bulunuldu.
Â*
Savcının yakalama ve tahliye talebine ret -''Ergenekon'' davasına bakan mahkeme heyeti, tüm tutuklu sanıkların tahliye talebi ile savcının 19 sanık hakkında ''yakalama'' kararı çıkarılması isteğini reddetti.
Ergenekon davasında 64 isme müebbet talebi Savcının mütalaasında, aralarında Orgeneral Başbuğ, CHP milletvekilleri Haberal ve Balbay'ın da bulunduğu 64 sanık akkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.
Ergenekon'da 19 yakalama, 6 tahliye talebi ''Ergenekon'' davasında, tutuksuz yargılanan 19 sanık hakkında ''yakalama'' kararı çıkarılması, 6 tutuklu sanığın da tahliyesi istendi.
Başbuğ ve 16 kişiye ağırlaştırılmış müebbet talebi ''Ergenekon'' davasına giren Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, 67'si tutuklu 275 sanıkla ilgili esas hakkındaki mütalaayı tamamladıklarını belirterek, mahkemeye sundu.
Savcının yakalama ve tahliye talebine ret -''Ergenekon'' davasına bakan mahkeme heyeti, tüm tutuklu sanıkların tahliye talebi ile savcının 19 sanık hakkında ''yakalama'' kararı çıkarılması isteğini reddetti.
Kaynak: AA
''Ergenekon'' davası kapsamında hazırlanan mütalaada, kamuoyunda askeri bir müdahalenin haklılığını temin amacı ile ülkede karışıklık çıkarılmak istendiği belirtilirken Alparslan Arslan'ın hesap hareketlerine dikkat çekildi.
''Ergenekon'' davası kapsamında hazırlanan mütalaada, kamuoyunda askeri bir müdahalenin haklılığını temin amacı ile ülkede karışıklık çıkarılmak istendiği belirtilirken Alparslan Arslan'ın hesap hareketlerine dikkat çekildi. ''Ergenekon'' davası kapsamında hazırlanan mütalaada, kamuoyunda askeri bir müdahalenin haklılığını temin amacı ile ülkede karışıklık veya silahlı bir halk ayaklanmasına neden olabilecek derecede tepki çekip, yönetim zafiyeti oluşturacak provokatif terör eylemleri organize edildiği belirtildi.
İstanbul Cumhuriyet savcıları tarafından hazırlanan esas hakkındaki mütalaada, sanıklar ve yakınlarının para hareketlerine de yer verildi.
Mütalaada, Alparslan Arslan'ın ailesinin saldırı öncesi ve sonrası hesap hareketleriyle ilgili şu değerlendirmelerde bulunuldu:
''Emekli maaşı ile geçinen, Danıştay saldırısından önce hesaplarında dikkat çekecek bir hareket olmayan, bu eylemden sonra ise hesaplarında elden nakti olarak yatırılan paralar ile önemli artışlar olduğu tespit edilen Alparslan Arslan'ın yakınlarının banka hesaplarındaki bu değişiklik dikkat çekicidir. İdris Arslan'ın (Alparslan Arslan'ın babası) yakınlarının banka hesaplarındaki bu artışlar ile süreç içerisinde birbirine tamamen zıt beyanlarının paralel seyrettiği değerlendirmeye esas bir durum olarak mahkemenin dikkatine sunulmuştur. İdris Arslan'ın, Alparslan Arslan'ın ismini vermesi ile soruşturmaya dahil edilen, bu nedenle de Alparslan Arslan ile arasında husumet oluşan Süleyman Esen dahil olmak üzere, kendi oğlu Alparslan Arslan dışındaki diğer sanıklara talepleri olmadan para göndermesi de değerlendirmeye esas bir durum olarak mahkemenin dikkatine sunulmuştur.''
Örgütünün yapısı başlıklı bölümde, legal faaliyetler çerçevesinde sivil demokratik tepki görüntüsü ve kamuoyu oluşturmak amacıyla yönetim aleyhine olan sivil toplum hareketlerinin organize edildiği belirtilen mütalaada, illegal faaliyetler kapsamında ise örgütün amaç ve ilkelerine aykırı davrandıklarını düşündükleri yönetimi, askeri bir müdahalenin sağlanmasını temin edip hukuk dışı yoldan yönetimden uzaklaştırılabilmek için, askerlerin emir komuta zinciri dışında hareket etmeye teşvik edildiği kaydedildi.
Mütalaada, yine bu amaçla ''kamuoyunda askeri bir müdahalenin haklılığını temin amacı ile de ülkede karışıklık veya silahlı bir halk ayaklanmasına neden olabilecek derecede tepki çekip, yönetim zafiyeti oluşturacak provokatif terör eylemleri organize edildiği'' görüşü yer aldı.
''Dinsel güdülerle değil, örgütsel''
Danıştay üyelerinin heyet halindeyken hedef alınıp, bir üyenin öldürülmesi, diğerlerinin öldürmeye teşebbüs edilmesinin bireysel değil örgütsel eylem olduğu belirtilen mütalaada, bu eylemlerin dinsel güdülerle değil, ''Ergenekon terör örgütünün hedeflediği amaç suçların gerçekleşmesi için işlenen eylemler olduğu'' değerlendirmesine yer verildi.
Arslan'ın ''önemli bir örgüt üyesi olduğu'' ifade edilen mütalaada, şunlar kaydedildi:
''Bu somut eylemlere doğrudan katılan diğer sanıklar ise 'Ergenekon terör örgütü' üyesi olmamakla birlikte, Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atma eylemlerinde 'Ergenekon terör örgütü' adına suç işleyen kişilerdir. Bu eylemler ve özellikle Danıştay'a saldırıp, bir üyenin öldürülmesi, diğer üyelerin öldürülmeye teşebbüs edilmesi, dosyadaki amaç suçun yani, hükümeti ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etme suçunun gerçekleşmesine neden olacak niteliğe sahiptir. Arslan'ın olaydan hemen sonra yakalanması ve soruşturma makamlarının etkin çalışmalarıyla irtibatlarının hızla ortaya çıkarılmasından dolayı bu eylem kendisinden beklenen ülkede askeri darbe yapılması sonucunu doğuramamıştır.''
Doğan Öz'ün öldürülmesi
Mütalaada, ''Bu olayda bir yargı mensubunun seçilmiş olmasının da ayrı bir önemi vardır. Bilindiği gibi, 1980 darbesi öncesi, TBMM tarafından onaylanan 26.12.1978 tarih 7/16947 sayılı Bakanlar Kurulu'nun sıkıyönetim ilan kararına gerekçe olarak savcı Doğan Öz'ün öldürülmesi olayı gösterilmiştir. 'Ergenekon terör örgütünün' Danıştay'da gerçekleştirdiği bu eylem ile ulaşılmak istenen neticede aynıdır'' ifadelerine yer verildi.
Bu eylemlerin örgütsel nitelikte olduğu belirtilen mütalaada, eylemlerin süreklilik arzeden ve belli bir zaman diliminde, amaç suçların gerçekleşebilmesi için işlendiği iddia edildi.
Mütalaada, ''Eylemler öncesi ve işlenmesi sırasındaki yapılan hazırlıklar ve organizasyon, sonrasında meydana gelen olaylar ve dezenformasyon faaliyetleri, iddianamelerde sanıklara isnat edilen suçlar ile Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan bombalar ve Danıştay saldırısı arasındaki ilişki, işlenen suçların sonuç ve etkileri dikkate alındığında eylemlerin 'Ergenekon terör örgütü' mensupları tarafından gerçekleştirildiği anlaşılmıştır'' değerlendirmesinde bulunuldu.
Â*
Savcının yakalama ve tahliye talebine ret -''Ergenekon'' davasına bakan mahkeme heyeti, tüm tutuklu sanıkların tahliye talebi ile savcının 19 sanık hakkında ''yakalama'' kararı çıkarılması isteğini reddetti.
Ergenekon davasında 64 isme müebbet talebi Savcının mütalaasında, aralarında Orgeneral Başbuğ, CHP milletvekilleri Haberal ve Balbay'ın da bulunduğu 64 sanık akkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.
Ergenekon'da 19 yakalama, 6 tahliye talebi ''Ergenekon'' davasında, tutuksuz yargılanan 19 sanık hakkında ''yakalama'' kararı çıkarılması, 6 tutuklu sanığın da tahliyesi istendi.
Başbuğ ve 16 kişiye ağırlaştırılmış müebbet talebi ''Ergenekon'' davasına giren Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, 67'si tutuklu 275 sanıkla ilgili esas hakkındaki mütalaayı tamamladıklarını belirterek, mahkemeye sundu.
Savcının yakalama ve tahliye talebine ret -''Ergenekon'' davasına bakan mahkeme heyeti, tüm tutuklu sanıkların tahliye talebi ile savcının 19 sanık hakkında ''yakalama'' kararı çıkarılması isteğini reddetti.
Kaynak: AA