Mutafa İslamoğlu'ndan Kürt sorunu çözümü önerisi
Mustafa İslamoğlu hoca, yıllardır devam eden Kürt sorununda barış çağrısında bulundu. Daha önce de Kürt Sorununa İslami Çözüm isimli tebliği ile 1,5 yıl hapse mahkum edilen İslamoğlu hoca, Kürt sorunun da çözümün barış olacağını dile getirdi.
Mustafa İslamoğlu hoca, yıllardır devam eden Kürt sorununda barış çağrısında bulundu. Daha önce de Kürt Sorununa İslami Çözüm isimli tebliği ile 1,5 yıl hapse mahkum edilen İslamoğlu hoca, Kürt sorunun da çözümün barış olacağını dile getirdi. Türkiye barış için belki hiç bu kadar umutlanmamıştı. Kürt Açılımı, İmralı görüşmeleri ve sonrasındaki süreç devam ederken, mevzu ile alakalı fikri merak edilen kanaat önderlerinden Mustafa İslamoğlu hoca, Cuma hutbesinde barışı konu edindi...
Devletin Kürt açılımı ile başlayan çözüm sürecine, Mustafa İslamoğlu Hoca'dan da destek geldi.
''Parçalananı yemek kolay olur'' diyen İslamoğlu hoca, hutbesine şu sözlerle başladı;
Kardeş kavgasının kazananı olmaz. Savaş sürdükçe, ölüm sürdükçe, ortak hafızaya kan, kin, intikam düşer ve buna ancak şeytan sevinir, melekler üzülür... Kan, kin ve intikamdan sadece düşman sevinir, dost ise üzülür. Düşman sevinir çünkü kardeşler arasına kan ve kin girince birleşemezler, bütünleşemezler.
Küslüğe izin vermeyen bir dinin, insanların birbirini katletmesine de izin vermeyeceÄŸini belirten Ä°slamoÄŸlu hoca, her türlü parçalanmanın barışı zedeleyeceÄŸini ifade ederek sözlerineÂ* devam etti;
'' Barışa tümüyle girin, bütünüyle girin. Parça parça, peyderpey girmeyin zira barış öyle bir şey ki eğer tümüne talip değilseniz, bir parçanızı barışın dışında bırakırsanız, o hastalık gelir sizi bulur''
Bizi İslam bir araya getirmişti, İslam bizi kardeş kılmıştı, bu kardeşlikten biz razıydık, memnunduk, mutluyduk... Fakat ne oldu? Bir şeyler oldu, aramıza fitneler girdi, şeytanlar girdi ve sonuçta böyle olduk... Kime yaradı? Neye yaradı? Geldiğimiz noktada kim kazandı? Ne oldu? Bu toprakların çocukları düne kadar birbirinin kardeşiyken ne oldu da sırtımızı döndük, neyimizi paylaşamadık Allah aşkına? Dolayısıyla barış hayattır diyoruz aziz dostlar zira barıştığınız zaman kan durur, kan durunca kin durur, kin durunca intikam durur, savaş biter...
İslam dininin önceliğinin her zaman barış olduğunu vurgulayan İslamoğlu Hoca, savaşın kazananı olmayacağını ve barışı isteyenin asıl kazanan olduğuna dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü
Barış ki galip olasın, galipsen barış... Barışan galiptir, barışı isteyen galiptir. Dolayısıyla eğer bana sorarsanız galip kimdir diye; barışan galiptir derim.
Barış zaferdir, gerçek zaferdir. Barışın galibi mağlup, mağlubu ise bence galiptir. Dolayısıyla kazanmak isteyen ilk önce barışa koşsun. İlk defa barışa o yanaşsın. İlk defa barış diyen, koşan ve yanaşan taraf kazanan taraftır...
Galibiyet, gerçek galibiyet insanın hürmetine, ihtiramına, kerametine, değerine saygı göstermektir. Çünkü insanı Allah yaratmıştır ve Allah'ın var ettiğini var tutmak, insana düşen mukaddes bir görevdir.
Yüz yıllar boyunca bir arada yaşayan iki toplumun arasına nifak sokulduğunu vurgulayan İslamoğlu hoca, barış sürecinde eski defterleri karıştırmanın doğru olmadığını, sorunların sağduyu ile çözülmesi gerektiğini söyleyerek şöyle devam etti;
Barış fedakarlıktır, barışacak adam eski defterleri karıştırmaz. Olmuş, olmuştur... Geçmiş, bitmiştir...
Tabi ocaklara yangın düşmüştür. Hiç şüphesiz ciğerler yanmıştır. Anneler ağlamış, babalar ağlamış, kardeşler ağlamış, yuvalar ve ocaklar sönmüştür. Peki şunu mu söylemek lazım; benim ocağım söndü, onun ocağı da sönsün ! Herhalde bencillik ya da bencilliğin en kötüsü nedir dense; benim ocağım söndü, onun ocağı da sönsün derler...
Yunusu hatırlayalım, Yunusumuzu... Ne diyor? Çerağıma kast edenin Hak yandırsın çerağını.. Anladınız mı? Ocağımı söndürenin diyor, Hak yandırsın ocağını... Yani Hak onunda ocağını söndürsün demiyor, beddua etmiyor, dua ediyor... Budur, budur işte... Barış budur...
Barış umuttur, barışmayanların gelecekten umudu yok demektir. Barış birazda gelecek nesillere umut vermektir. Gelecekten umudunu kesenler barışmazlar. Onlar bitmeyen bir savaşın ateşine tutunmuş ve cehennemlerini kendi elleriyle yakmışlardır.
Mustafa İslamoğlu hoca, daha önce Ankara'da kapalı bir forumda sunduğu Kürt Sorununa İslami Çözüm başlıklı tebliğinden dolayı 1.5 yıl hapse mahkum edilmişti.
Mustafa İslamoğlu hoca'nın, bütünüyle derin anlam ve duygularla yüklü ''barış hutbesi'' sosyal medyada da geniş yankı buldu. Tamamını izlemek isteyenler, aşağıdaki linkleri kullanabilirler.
Barış hutbesi video linkler
Youtube linki:Â*
Tefsirdersi linkiÂ*
http://www.tefsirdersi.com/1297_baris.html
medya.mustafaislamoglu.com Â*linki
http://medya.mustafaislamoglu.com/me...?haber_id=1477
Mustafa İslamoğlu hoca, yıllardır devam eden Kürt sorununda barış çağrısında bulundu. Daha önce de Kürt Sorununa İslami Çözüm isimli tebliği ile 1,5 yıl hapse mahkum edilen İslamoğlu hoca, Kürt sorunun da çözümün barış olacağını dile getirdi.
Mustafa İslamoğlu hoca, yıllardır devam eden Kürt sorununda barış çağrısında bulundu. Daha önce de Kürt Sorununa İslami Çözüm isimli tebliği ile 1,5 yıl hapse mahkum edilen İslamoğlu hoca, Kürt sorunun da çözümün barış olacağını dile getirdi. Türkiye barış için belki hiç bu kadar umutlanmamıştı. Kürt Açılımı, İmralı görüşmeleri ve sonrasındaki süreç devam ederken, mevzu ile alakalı fikri merak edilen kanaat önderlerinden Mustafa İslamoğlu hoca, Cuma hutbesinde barışı konu edindi...
Devletin Kürt açılımı ile başlayan çözüm sürecine, Mustafa İslamoğlu Hoca'dan da destek geldi.
''Parçalananı yemek kolay olur'' diyen İslamoğlu hoca, hutbesine şu sözlerle başladı;
Kardeş kavgasının kazananı olmaz. Savaş sürdükçe, ölüm sürdükçe, ortak hafızaya kan, kin, intikam düşer ve buna ancak şeytan sevinir, melekler üzülür... Kan, kin ve intikamdan sadece düşman sevinir, dost ise üzülür. Düşman sevinir çünkü kardeşler arasına kan ve kin girince birleşemezler, bütünleşemezler.
Küslüğe izin vermeyen bir dinin, insanların birbirini katletmesine de izin vermeyeceÄŸini belirten Ä°slamoÄŸlu hoca, her türlü parçalanmanın barışı zedeleyeceÄŸini ifade ederek sözlerineÂ* devam etti;
'' Barışa tümüyle girin, bütünüyle girin. Parça parça, peyderpey girmeyin zira barış öyle bir şey ki eğer tümüne talip değilseniz, bir parçanızı barışın dışında bırakırsanız, o hastalık gelir sizi bulur''
Bizi İslam bir araya getirmişti, İslam bizi kardeş kılmıştı, bu kardeşlikten biz razıydık, memnunduk, mutluyduk... Fakat ne oldu? Bir şeyler oldu, aramıza fitneler girdi, şeytanlar girdi ve sonuçta böyle olduk... Kime yaradı? Neye yaradı? Geldiğimiz noktada kim kazandı? Ne oldu? Bu toprakların çocukları düne kadar birbirinin kardeşiyken ne oldu da sırtımızı döndük, neyimizi paylaşamadık Allah aşkına? Dolayısıyla barış hayattır diyoruz aziz dostlar zira barıştığınız zaman kan durur, kan durunca kin durur, kin durunca intikam durur, savaş biter...
İslam dininin önceliğinin her zaman barış olduğunu vurgulayan İslamoğlu Hoca, savaşın kazananı olmayacağını ve barışı isteyenin asıl kazanan olduğuna dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü
Barış ki galip olasın, galipsen barış... Barışan galiptir, barışı isteyen galiptir. Dolayısıyla eğer bana sorarsanız galip kimdir diye; barışan galiptir derim.
Barış zaferdir, gerçek zaferdir. Barışın galibi mağlup, mağlubu ise bence galiptir. Dolayısıyla kazanmak isteyen ilk önce barışa koşsun. İlk defa barışa o yanaşsın. İlk defa barış diyen, koşan ve yanaşan taraf kazanan taraftır...
Galibiyet, gerçek galibiyet insanın hürmetine, ihtiramına, kerametine, değerine saygı göstermektir. Çünkü insanı Allah yaratmıştır ve Allah'ın var ettiğini var tutmak, insana düşen mukaddes bir görevdir.
Yüz yıllar boyunca bir arada yaşayan iki toplumun arasına nifak sokulduğunu vurgulayan İslamoğlu hoca, barış sürecinde eski defterleri karıştırmanın doğru olmadığını, sorunların sağduyu ile çözülmesi gerektiğini söyleyerek şöyle devam etti;
Barış fedakarlıktır, barışacak adam eski defterleri karıştırmaz. Olmuş, olmuştur... Geçmiş, bitmiştir...
Tabi ocaklara yangın düşmüştür. Hiç şüphesiz ciğerler yanmıştır. Anneler ağlamış, babalar ağlamış, kardeşler ağlamış, yuvalar ve ocaklar sönmüştür. Peki şunu mu söylemek lazım; benim ocağım söndü, onun ocağı da sönsün ! Herhalde bencillik ya da bencilliğin en kötüsü nedir dense; benim ocağım söndü, onun ocağı da sönsün derler...
Yunusu hatırlayalım, Yunusumuzu... Ne diyor? Çerağıma kast edenin Hak yandırsın çerağını.. Anladınız mı? Ocağımı söndürenin diyor, Hak yandırsın ocağını... Yani Hak onunda ocağını söndürsün demiyor, beddua etmiyor, dua ediyor... Budur, budur işte... Barış budur...
Barış umuttur, barışmayanların gelecekten umudu yok demektir. Barış birazda gelecek nesillere umut vermektir. Gelecekten umudunu kesenler barışmazlar. Onlar bitmeyen bir savaşın ateşine tutunmuş ve cehennemlerini kendi elleriyle yakmışlardır.
Mustafa İslamoğlu hoca, daha önce Ankara'da kapalı bir forumda sunduğu Kürt Sorununa İslami Çözüm başlıklı tebliğinden dolayı 1.5 yıl hapse mahkum edilmişti.
Mustafa İslamoğlu hoca'nın, bütünüyle derin anlam ve duygularla yüklü ''barış hutbesi'' sosyal medyada da geniş yankı buldu. Tamamını izlemek isteyenler, aşağıdaki linkleri kullanabilirler.
Barış hutbesi video linkler
Youtube linki:Â*
Tefsirdersi linkiÂ*
http://www.tefsirdersi.com/1297_baris.html
medya.mustafaislamoglu.com Â*linki
http://medya.mustafaislamoglu.com/me...?haber_id=1477