"7'den büyük deprem her zaman beklenmelidir"
Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Ahmet Ercan 24 Kasım'da Yunanistan'ın Sömbeki Adası ile Bozburun Yarımadası arasında görülmeye başlayan depremler ve jeolojik hareketliliğin sebeplerini ve sonuçlarını incelemek amacı ile başlatılan 3 aylık bir çalışma için Marmaris'e geldi.
Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Ahmet Ercan 24 Kasım'da Yunanistan'ın Sömbeki Adası ile Bozburun Yarımadası arasında görülmeye başlayan depremler ve jeolojik hareketliliğin sebeplerini ve sonuçlarını incelemek amacı ile başlatılan 3 aylık bir çalışma için Marmaris'e geldi. Deprem sonrası yaptığı açıklamaların basına yanlış yansıdığını belirten Ahmet Ercan, "Deprem Marmaris ve Bodrumu etkileyecektir demek doğru olmaz. Ege Denizi'nde 7'den büyük bir deprem her zaman beklenmelidir en doğru cümledir. Bugün Ege Denizi'nde morfolojinin çok kesikli ve düz kırıkları bulunmuş olması, çöküntü alanlarının bulunmuş olması, bu bölgede geçmişte 7 den çok daha büyük depremlerin olduğunu gösterir. Kaldı ki tarihsel kayıtlar incelendiğinde özellikle Santorini Yanardağı ve Siros Yanardağı, Sömbeki Adası yanında da bir yanardağı yuvalanması olasılığının yüksek olduğunu gösterir. Buralarda geçmişte olan depremlerin oluşturduğu dalgalar binlerce kişiyi denize sürüklemiştir. Biz bilim adamları önceden uyarırız ki yetkililer tedbir alsın. Yoksa iş işten geçtikten sonra geçmiş olsun demek kolay" dedi.
Konu ile ilgili basın mensuplarının sorularını cevaplayan Prof.Dr. Ahmet Ercan, İstanbul depremi ile ilgili Başbakan Recep Tayyip Edoğan'ın iki kere kendisini aradığını ifade ederek eski dönemlerde özellikle Marmara depremi öncesi Bülent Ecevit'i aradığını ancak Rahşan Ecevit'in Bülent Ecevit'le görüşmesini engellediğini iddia etti. Ercan "Gölcük depreminde 20 bin kişi telef olmuştur. Şu iktidar böyledir bu iktidar böyledir diyecek durumda değilim. Bilim adamı olarak partizanlık yapmayız. Biz halka hizmet ederiz, ülkeye hizmet ederiz. Marmaris'e geliş gidiş giderlerimi cebimden karşılıyorum. Aletlerimi hiç para almadan getirdim. Bunlar için bir ücret kimseden talep etmiyorum. İstanbul Üniversitesi'nin deniz sismiği aletlerini buraya yaklaşık 6-7 bin kira ödeyerek bir kamyonla getirteceğiz. Bu konuda Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü projeye biraz destek verdi. Bu yapacağımız iş maliyetli bir proje. Afet İşleri Genel Müdürlüğü'nden yardım talebimiz oldu. Muğla Valiliğine de başvurduk. Henüz her hangi bir dönüş olmadı. Afet İl Müdürlüğüne de başvurduk. Bize "gerekirse bu çalışmaları biz yaparız" dediler. Bu iş ivedi, bazı izinler alınması lazım, valiliğin yardım etmesi gerekiyor. Marmaris Belediye Başkanı Ali Acar Bey'e teşekkür ediyorum tekne ve kalacak yer konusunda ki yardımlarından dolayı. Afet gönüllüleri Başkanı Filiz Ersan Hanıma da, jeofizik mühendisleri odası temsilcimiz Hakan Beyaz Bey'e de katkılarından dolayı müteşekkiriz. Bu iş beklemez. Ne bir hafta, Ne bir ay bekler. Bir bakalım denmez bu işte. Madem gönüllüler var, yol açacaksın. Bu projeye katılmak isteyen, çorbada tuzum olsun diyen olursa memnun oluruz." dedi.
Prof.Dr. Ahmet Ercan 3 ay sürmesi beklenen çalışmayı şöyle özetledi: "Yaklaşık 11 kişilik bir bilim kurulu oluşturduk. Bu bilim kurulu tabanında da 35 kişi olacak. Bu projeye başta İstanbul Teknik Üniversitesi olmak üzere, Maltepe Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Süleyman Demirel Üniversitesi ve ayrıca G.M. denizcilik kuruluşu fiber kablo kurarak katkı sağlayacak. Burada yapacağımız işlemler deniz içi yapay sarsıntı ölçümleri yaparak (Marine Seismic) orada bir yanardağ çıkışı var mı? Denizin içinde çıkmış püskürmemiş bir yanardağ var mı? Bir lav yayılması var mı? Tespit edip üç boyutlu görüntüsünü çekeceğiz. Bunun yanı sıra sıcaklık ölçümleri ile bir yanardağ ağzı, krater ağzı varsa onun yerini, boyutunu ve tam konumunu belirleyeceğiz. Titreşimcik ölçümleri ile püskürme hareketleri varsa onların frekansını, sıklıklarını ve özelliklerini bulacağız. Deniz içi kapar ölçümleri, maytometre ölçümleri ile orada bir batolit ve bir yanardağ yumrusu varsa onun yerini belirleyeceğiz. Mikrogravite ölçümleri ile yine onun kütlesini belirlemeye çalışacağız. Keza ışınım ölçümlemelerle, radyometrik ölçümlerle bir ışınım var mı? Keza hava kirliliği ölçümleri ile de gözle görülmeyen bir iyon yoğunluğu var mı? Belirlemeye çalışacağız. Burada yapacağımız diğer bir iş uydu kayıtlarıdır. Uydu algılamaları biraz maliyetli. Bunun için bir uyduyu geçici olarak kiralayıp, bu bölgede uçurup bazı görüntüleri çekmesini sağlayacağız. O görüntülerden sonra net olarak konuşacağız. Burada bir deprem hazırlığı vardır veya burada bir yanardağ hazırlığı vardır. Ancak üçüncü bir şık yok."
Kaynak: CİHAN
Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Ahmet Ercan 24 Kasım'da Yunanistan'ın Sömbeki Adası ile Bozburun Yarımadası arasında görülmeye başlayan depremler ve jeolojik hareketliliğin sebeplerini ve sonuçlarını incelemek amacı ile başlatılan 3 aylık bir çalışma için Marmaris'e geldi.
Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Ahmet Ercan 24 Kasım'da Yunanistan'ın Sömbeki Adası ile Bozburun Yarımadası arasında görülmeye başlayan depremler ve jeolojik hareketliliğin sebeplerini ve sonuçlarını incelemek amacı ile başlatılan 3 aylık bir çalışma için Marmaris'e geldi. Deprem sonrası yaptığı açıklamaların basına yanlış yansıdığını belirten Ahmet Ercan, "Deprem Marmaris ve Bodrumu etkileyecektir demek doğru olmaz. Ege Denizi'nde 7'den büyük bir deprem her zaman beklenmelidir en doğru cümledir. Bugün Ege Denizi'nde morfolojinin çok kesikli ve düz kırıkları bulunmuş olması, çöküntü alanlarının bulunmuş olması, bu bölgede geçmişte 7 den çok daha büyük depremlerin olduğunu gösterir. Kaldı ki tarihsel kayıtlar incelendiğinde özellikle Santorini Yanardağı ve Siros Yanardağı, Sömbeki Adası yanında da bir yanardağı yuvalanması olasılığının yüksek olduğunu gösterir. Buralarda geçmişte olan depremlerin oluşturduğu dalgalar binlerce kişiyi denize sürüklemiştir. Biz bilim adamları önceden uyarırız ki yetkililer tedbir alsın. Yoksa iş işten geçtikten sonra geçmiş olsun demek kolay" dedi.
Konu ile ilgili basın mensuplarının sorularını cevaplayan Prof.Dr. Ahmet Ercan, İstanbul depremi ile ilgili Başbakan Recep Tayyip Edoğan'ın iki kere kendisini aradığını ifade ederek eski dönemlerde özellikle Marmara depremi öncesi Bülent Ecevit'i aradığını ancak Rahşan Ecevit'in Bülent Ecevit'le görüşmesini engellediğini iddia etti. Ercan "Gölcük depreminde 20 bin kişi telef olmuştur. Şu iktidar böyledir bu iktidar böyledir diyecek durumda değilim. Bilim adamı olarak partizanlık yapmayız. Biz halka hizmet ederiz, ülkeye hizmet ederiz. Marmaris'e geliş gidiş giderlerimi cebimden karşılıyorum. Aletlerimi hiç para almadan getirdim. Bunlar için bir ücret kimseden talep etmiyorum. İstanbul Üniversitesi'nin deniz sismiği aletlerini buraya yaklaşık 6-7 bin kira ödeyerek bir kamyonla getirteceğiz. Bu konuda Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü projeye biraz destek verdi. Bu yapacağımız iş maliyetli bir proje. Afet İşleri Genel Müdürlüğü'nden yardım talebimiz oldu. Muğla Valiliğine de başvurduk. Henüz her hangi bir dönüş olmadı. Afet İl Müdürlüğüne de başvurduk. Bize "gerekirse bu çalışmaları biz yaparız" dediler. Bu iş ivedi, bazı izinler alınması lazım, valiliğin yardım etmesi gerekiyor. Marmaris Belediye Başkanı Ali Acar Bey'e teşekkür ediyorum tekne ve kalacak yer konusunda ki yardımlarından dolayı. Afet gönüllüleri Başkanı Filiz Ersan Hanıma da, jeofizik mühendisleri odası temsilcimiz Hakan Beyaz Bey'e de katkılarından dolayı müteşekkiriz. Bu iş beklemez. Ne bir hafta, Ne bir ay bekler. Bir bakalım denmez bu işte. Madem gönüllüler var, yol açacaksın. Bu projeye katılmak isteyen, çorbada tuzum olsun diyen olursa memnun oluruz." dedi.
Prof.Dr. Ahmet Ercan 3 ay sürmesi beklenen çalışmayı şöyle özetledi: "Yaklaşık 11 kişilik bir bilim kurulu oluşturduk. Bu bilim kurulu tabanında da 35 kişi olacak. Bu projeye başta İstanbul Teknik Üniversitesi olmak üzere, Maltepe Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Süleyman Demirel Üniversitesi ve ayrıca G.M. denizcilik kuruluşu fiber kablo kurarak katkı sağlayacak. Burada yapacağımız işlemler deniz içi yapay sarsıntı ölçümleri yaparak (Marine Seismic) orada bir yanardağ çıkışı var mı? Denizin içinde çıkmış püskürmemiş bir yanardağ var mı? Bir lav yayılması var mı? Tespit edip üç boyutlu görüntüsünü çekeceğiz. Bunun yanı sıra sıcaklık ölçümleri ile bir yanardağ ağzı, krater ağzı varsa onun yerini, boyutunu ve tam konumunu belirleyeceğiz. Titreşimcik ölçümleri ile püskürme hareketleri varsa onların frekansını, sıklıklarını ve özelliklerini bulacağız. Deniz içi kapar ölçümleri, maytometre ölçümleri ile orada bir batolit ve bir yanardağ yumrusu varsa onun yerini belirleyeceğiz. Mikrogravite ölçümleri ile yine onun kütlesini belirlemeye çalışacağız. Keza ışınım ölçümlemelerle, radyometrik ölçümlerle bir ışınım var mı? Keza hava kirliliği ölçümleri ile de gözle görülmeyen bir iyon yoğunluğu var mı? Belirlemeye çalışacağız. Burada yapacağımız diğer bir iş uydu kayıtlarıdır. Uydu algılamaları biraz maliyetli. Bunun için bir uyduyu geçici olarak kiralayıp, bu bölgede uçurup bazı görüntüleri çekmesini sağlayacağız. O görüntülerden sonra net olarak konuşacağız. Burada bir deprem hazırlığı vardır veya burada bir yanardağ hazırlığı vardır. Ancak üçüncü bir şık yok."
Kaynak: CİHAN