Vakıflar Meclisinden cemaat vakfına tazminat
Vakıflar Meclisi, Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi ve Mektebi Vakfı'na tazminat ödenmesini kararlaştırdı.
Vakfın iade talebiyle başvurduğu taşınmaz Hazine tarafından satıldığı için Maliye Bakanlığınca belirlenecek bedel üzerinden vakfa tazminat ödenmesi karara bağlandı.
Aynı vakfın, öldürülen gazeteci yazar Hrant Dink'in de yetiştiği Tuzla'daki yetimhane için iade talebi başvurusu ise reddedildi.
Konuya ilişkin AA muhabirinin sorusunu yanıtlayan Vakıflar Genel Müdürü Dr. Adnan Ertem, tazminat uygulamasının 2011 Ağustos ayında çıkarılan yasal düzenlemeye dayandığını belirtti.
Cemaat vakıflarının mülkiyet sorununu çözmeye yönelik söz konusu yasal düzenlemede, ''cemaat vakıfları tarafından satın alınmış veya cemaat vakıflarına vasiyet edildiği veya bağışlandığı halde mal edinememe gerekçesiyle Hazine veya Vakıflar Genel Müdürlüğü adına tapuda kayıt edilen taşınmazlardan üçüncü şahıslar adına kayıtlı olanların Maliye Bakanlığı tarafından tespit edilen rayiç değerinin, Hazine veya Genel Müdürlük tarafından ödeneceği'' hükme bağlanmıştı.
-Hrant Dink'in yetiştiği yetimhane-
Vakfın, Tuzla'daki yetimhane binasıyla ilgili iade talebinin, yasadaki esaslara uymadığı gerekçesiyle reddedildiğini dile getiren Ertem, vakfın hukuki yollara başvurması gerektiğini söyledi.
Ertem, şu bilgiyi verdi:
''Vakıf zamanında burayı satın alıyor, daha sonra 1974 tarihli Yargıtay kararına istinaden cemaat vakıflarının mal edinememesi gerekçesiyle satın aldıkları gayrimenkul vatandaşa iade ediliyor. Cemaat vakıflarının, 1936-1974 yılları arası bağış, vasiyet ve satın alma yoluyla edindikleri taşınmazlar, bu karara dayandırılarak tekrar eski maliklerine iade edildi.
Vakfın bu taşınmazının, ilk malike bu şekilde iadesi gerçekleştirildi, ama bu ilk malik de taşınmazı üçüncü şahısa sattı, taşınmaz daha sonra başka birine daha satıldı, hatta burada daha sonra bir kat irtifakı da oluştu. Biz burada şunu diyoruz: Bu konu, kanun kapsamına girmiyor. Buna ilişkin bir düzenleme yok, zaten bu konuyla ilgili düzenleme de yapılamaz. Çünkü vakfın, parasını ödeyerek satın aldığı gayrimenkulün eski sahibine iade edilmesi sürecinde hukuki yolları tüketmesi gerekiyordu. Yani mahkemeye giderek ya bu işleme karşı 'dur' demesi veya 'madem geri alıyorsunuz paramı geri verin demesi' gerekiyordu. Hala bunu deme şansı var. Özel hukuk yolları tüketilmedi, bu noktada vakıf hala dava açabilir.''
Ertem, konuya ilişkin başka bir soru üzerine, ''Eğer Hazine veya Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne kalsaydı veya bu iki kurum satsaydı, devlet bunun tazminini yapsın. Ama vatandaş var, vatandaşın kazancını niye devlet tazmin etsin. Vakfın bu noktada yapacağı, hukuki yollara başvurmaktır'' dedi.
-2 taşınmaz iade edildi, 2 talep reddedildi-
Adnan Ertem, benzer nedenlerle yasada yeri bulunmadığı için Beyoğlu Surp Gazer Ermeni Katolik Mihirtaryan Manastır ve Mektebi Vakfı'nın 2 adet taşınmaz iade talebinin de reddedildiğini belirtti.
Vakfın bir taşınmazının yine aynı şekilde üçüncü şahsa iade edildiğini bu kişinin de söz konusu taşınmazı Ayaş ve Şişli belediyelerine vasiyet ettiğini anlatan Ertem, ''Bu şahıs öldükten sonra o yerler, Ayaş Belediyesi ile Şişli Belediyesi'nin mülkiyetine geçmiş. Bu nedenle bizim kanun kapsamında değil, yine burada da özel hukuk yoluna başvurulması gerekiyor ki onlar davayı açmışlar'' dedi.
İkinci gayrimenkulün de yine Vakıflar ve Hazine'ye kayıtlı olmadığını ifade eden Ertem, ''Onlar adına kayıtlı olsaydı şu aşamada, iadesi yapılacaktı. Ama olmadığı için reddedildi'' dedi.
Adnan Ertem, Kadıköy Rum Ortodoks Kiliseleri ve Mektepleri Vakfı'nın 2 adet taşınmaz iadesinin uygun görüldüğünü dile getirildiğini, bunlardan birisinin Fenerbahçe Spor Kulübü'nün lokalinin bulunduğu alan, diğerinin de mezarlık alanı olduğunu söyledi.
Ertem, Fenerbahçe Spor Kulübü Lokali'nin bulunduğu yerin tescilinin vakıf üzerine yapılacağını, vakfın isterse kulübe kiracı olarak orayı kullandırabileceğini kaydetti.
-''500'e yakın başvuru bekliyoruz''-
Süreçle ilgili soruya karşılık Ertem, cemaat vakıflarının başvuru için 27 Ağustos 2012'ye kadar zamanının bulunduğuna işaret etti.
Bugüne kadar 22 vakfın 88 gayrimenkul için başvurduğunu belirten Ertem, ''Bu sayı, bana göre az bir sayı. 500'e yakın gayrimenkul için müracaat bekliyoruz, bekliyorum. Ama Türk insanı hep son günü bekler, bunlar da aynı şekilde son günü bekliyor. Onun için yoğun bir talep bu dönemde gelecektir diye düşünüyorum'' dedi.
Ertem, 88 gayrimenkulden değerlendirmeye aldıkları, son 2 taşınmazla 18 taşınmazı iade ettiklerini, 4 taşınmazın iade talebinin reddedildiğini, bir vakfa da tazminat ödenmesi kararı alındığını kaydetti.
Sürecin olumlu seyrettiğini bildiren Ertem, önümüzdeki dönemde atmayı planladıkları başka adımların bulunup bulunmadığı sorusuna, ''Elimize ulaşan müracaatlardan eğer eksikliklerimiz varsa, yasal düzenlemeye tabi tutulmayanlar varsa belki bunların giderilmesiyle ilgili bir çalışma yapılabilir demiştim. Ancak bizim yeni bir çalışma yapmamızı gerektiren bir alan yok gibi görünüyor. Şu ana kadar yapılan müracaatlardan onu anlıyorum'' cevabını verdi.
Süreyle ilgili bir ihtiyaç oluşursa onun değerlendirilebileceğini ifade eden Ertem, ''Kanun çerçevesine uyan, ancak zamandan kaçıranlar olursa belki yeni bir zaman tanınabilir'' dedi.
Vakıflar Meclisi, Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi ve Mektebi Vakfı'na tazminat ödenmesini kararlaştırdı.
Vakfın iade talebiyle başvurduğu taşınmaz Hazine tarafından satıldığı için Maliye Bakanlığınca belirlenecek bedel üzerinden vakfa tazminat ödenmesi karara bağlandı.
Aynı vakfın, öldürülen gazeteci yazar Hrant Dink'in de yetiştiği Tuzla'daki yetimhane için iade talebi başvurusu ise reddedildi.
Konuya ilişkin AA muhabirinin sorusunu yanıtlayan Vakıflar Genel Müdürü Dr. Adnan Ertem, tazminat uygulamasının 2011 Ağustos ayında çıkarılan yasal düzenlemeye dayandığını belirtti.
Cemaat vakıflarının mülkiyet sorununu çözmeye yönelik söz konusu yasal düzenlemede, ''cemaat vakıfları tarafından satın alınmış veya cemaat vakıflarına vasiyet edildiği veya bağışlandığı halde mal edinememe gerekçesiyle Hazine veya Vakıflar Genel Müdürlüğü adına tapuda kayıt edilen taşınmazlardan üçüncü şahıslar adına kayıtlı olanların Maliye Bakanlığı tarafından tespit edilen rayiç değerinin, Hazine veya Genel Müdürlük tarafından ödeneceği'' hükme bağlanmıştı.
-Hrant Dink'in yetiştiği yetimhane-
Vakfın, Tuzla'daki yetimhane binasıyla ilgili iade talebinin, yasadaki esaslara uymadığı gerekçesiyle reddedildiğini dile getiren Ertem, vakfın hukuki yollara başvurması gerektiğini söyledi.
Ertem, şu bilgiyi verdi:
''Vakıf zamanında burayı satın alıyor, daha sonra 1974 tarihli Yargıtay kararına istinaden cemaat vakıflarının mal edinememesi gerekçesiyle satın aldıkları gayrimenkul vatandaşa iade ediliyor. Cemaat vakıflarının, 1936-1974 yılları arası bağış, vasiyet ve satın alma yoluyla edindikleri taşınmazlar, bu karara dayandırılarak tekrar eski maliklerine iade edildi.
Vakfın bu taşınmazının, ilk malike bu şekilde iadesi gerçekleştirildi, ama bu ilk malik de taşınmazı üçüncü şahısa sattı, taşınmaz daha sonra başka birine daha satıldı, hatta burada daha sonra bir kat irtifakı da oluştu. Biz burada şunu diyoruz: Bu konu, kanun kapsamına girmiyor. Buna ilişkin bir düzenleme yok, zaten bu konuyla ilgili düzenleme de yapılamaz. Çünkü vakfın, parasını ödeyerek satın aldığı gayrimenkulün eski sahibine iade edilmesi sürecinde hukuki yolları tüketmesi gerekiyordu. Yani mahkemeye giderek ya bu işleme karşı 'dur' demesi veya 'madem geri alıyorsunuz paramı geri verin demesi' gerekiyordu. Hala bunu deme şansı var. Özel hukuk yolları tüketilmedi, bu noktada vakıf hala dava açabilir.''
Ertem, konuya ilişkin başka bir soru üzerine, ''Eğer Hazine veya Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne kalsaydı veya bu iki kurum satsaydı, devlet bunun tazminini yapsın. Ama vatandaş var, vatandaşın kazancını niye devlet tazmin etsin. Vakfın bu noktada yapacağı, hukuki yollara başvurmaktır'' dedi.
-2 taşınmaz iade edildi, 2 talep reddedildi-
Adnan Ertem, benzer nedenlerle yasada yeri bulunmadığı için Beyoğlu Surp Gazer Ermeni Katolik Mihirtaryan Manastır ve Mektebi Vakfı'nın 2 adet taşınmaz iade talebinin de reddedildiğini belirtti.
Vakfın bir taşınmazının yine aynı şekilde üçüncü şahsa iade edildiğini bu kişinin de söz konusu taşınmazı Ayaş ve Şişli belediyelerine vasiyet ettiğini anlatan Ertem, ''Bu şahıs öldükten sonra o yerler, Ayaş Belediyesi ile Şişli Belediyesi'nin mülkiyetine geçmiş. Bu nedenle bizim kanun kapsamında değil, yine burada da özel hukuk yoluna başvurulması gerekiyor ki onlar davayı açmışlar'' dedi.
İkinci gayrimenkulün de yine Vakıflar ve Hazine'ye kayıtlı olmadığını ifade eden Ertem, ''Onlar adına kayıtlı olsaydı şu aşamada, iadesi yapılacaktı. Ama olmadığı için reddedildi'' dedi.
Adnan Ertem, Kadıköy Rum Ortodoks Kiliseleri ve Mektepleri Vakfı'nın 2 adet taşınmaz iadesinin uygun görüldüğünü dile getirildiğini, bunlardan birisinin Fenerbahçe Spor Kulübü'nün lokalinin bulunduğu alan, diğerinin de mezarlık alanı olduğunu söyledi.
Ertem, Fenerbahçe Spor Kulübü Lokali'nin bulunduğu yerin tescilinin vakıf üzerine yapılacağını, vakfın isterse kulübe kiracı olarak orayı kullandırabileceğini kaydetti.
-''500'e yakın başvuru bekliyoruz''-
Süreçle ilgili soruya karşılık Ertem, cemaat vakıflarının başvuru için 27 Ağustos 2012'ye kadar zamanının bulunduğuna işaret etti.
Bugüne kadar 22 vakfın 88 gayrimenkul için başvurduğunu belirten Ertem, ''Bu sayı, bana göre az bir sayı. 500'e yakın gayrimenkul için müracaat bekliyoruz, bekliyorum. Ama Türk insanı hep son günü bekler, bunlar da aynı şekilde son günü bekliyor. Onun için yoğun bir talep bu dönemde gelecektir diye düşünüyorum'' dedi.
Ertem, 88 gayrimenkulden değerlendirmeye aldıkları, son 2 taşınmazla 18 taşınmazı iade ettiklerini, 4 taşınmazın iade talebinin reddedildiğini, bir vakfa da tazminat ödenmesi kararı alındığını kaydetti.
Sürecin olumlu seyrettiğini bildiren Ertem, önümüzdeki dönemde atmayı planladıkları başka adımların bulunup bulunmadığı sorusuna, ''Elimize ulaşan müracaatlardan eğer eksikliklerimiz varsa, yasal düzenlemeye tabi tutulmayanlar varsa belki bunların giderilmesiyle ilgili bir çalışma yapılabilir demiştim. Ancak bizim yeni bir çalışma yapmamızı gerektiren bir alan yok gibi görünüyor. Şu ana kadar yapılan müracaatlardan onu anlıyorum'' cevabını verdi.
Süreyle ilgili bir ihtiyaç oluşursa onun değerlendirilebileceğini ifade eden Ertem, ''Kanun çerçevesine uyan, ancak zamandan kaçıranlar olursa belki yeni bir zaman tanınabilir'' dedi.