´İzmir için büyük depremin zamanı geldi´
İzmir'i tedirgin eden sarsıntıların sistematik olduğu anlaşıldı. Bölgede her an büyük bir deprem yaşanabileceği uyarısında bulunan Prof. Uluğ'a göre yeni hat haritada görünmüyor.
İzmir'de bir süredir devam eden sarsıntılar dün akşam 17.48'de meydana gelen 5 büyüklüğündeki sarsıntı ile kentte endişelere yol açtı.
NTV İzmir temsilcisi Merih Ak, bu sarsıntıları 9 Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojileri Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atilla Uluğ ile konuştu.
Prof. Dr. Uluğ'a göre bu sarsıntıların meydana geldiği fay hattı yeni bir oluşum. 1983'ten beri bölgede milim milim incelemediği sismik hattın kalmadığını dile getiren Uluğ, Doğu-Batı yönelimli bir fay hattına daha önce rastlanılmadığını, haritalarda da olmadığını vurguladı.
Belkide eski bir oluşumu yeni farkettiklerini kaydeden Atilla Uluğ, "Bu deprem bölgedeki büyük depremler üreten Karaburun fayını tetikler mi" sorusuna ise şöyle yanıt verdi:
"Kuzey Güney doğrultulu çok uzun bir fay, bu depremlerin meydana hat ona dik yönde bir hareket. Bu etkinlik Karaburun'u tetikleyebilir. Ama elbette bunu zamanla göreceğiz. Tarihte büyük depremler üretmişti, yenileri olabilir."
Daha önce dile getirdiği Yunanistan'daki depremlerin İzmir ve çevresini etkileyeceği görüşünü hatırlatılan Prof. Dr. Atilla Uluğ, "Bölgede 12 tane irili ufaklı fay var. Bunlar son 2 bin yılda 7'nin üzerinde 20'ye yakın deprem üretmiş. Bu yüzden sadece İzmir Körfezi olarak değil bölge ile değerlendirmek lazım. Ama hangi fay üretir şimdilik bilemiyoruz" diye konuştu.
İzmir bölgesinin büyük deprem için zamanının geldiğini söyleyen Uluğ, son büyük deprem yani 1688'dekinin üzerinden 300 yıl geçtiğini hatırlatarak "Bu bölgenin faylarının deprem periyodu da yaklaşık 300 küsür yıldı ve bu zaman doldu" dedi.
"İZMİR DEPREME HAZIR DEĞİL"
İzmir'in böyle bir felakete hazır olmadığını vurgulayan Uluğ, "Ceset torbalarının temini ve mezarlıklarının yerinin tespiti değil. Deprem sonrası koordinasyon önemli. Ama öncesinde yapıların elden geçirilmesi ve hazırlanması gerekir" uyarısında bulundu.
Dünden beri süren sarsıntıların sistematik olduğunu belirten Uluğ, "Bu aktivite nelere yol açabilir?" sorusuna "Bir zincirin halkası oynadığında diğerleri de etkilenir ve deprem dizisi başlayabilir. Ama biz bunun sürecini bilmiyoruz. Bu sarsıntılar sanki cetvelle çizilmiş gibi sistematik gidiyor. Artık bir fay bu. Daha önce sarsıntılar bir yerde boşalırdı. Ancak bu öyle değil. O yüzden bunu biraz daha dikkatli izlememeiz gerekiyor. Yorumumuz daha sonra daha sağlıklı olabilir" yanıtını verdi.
Depremlerin 'zayıflık zonları' ya da halk arasında bilindiği gibi faylarda olduğunu kaydeden Prof. Dr. Atilla Uluğ, sözlerini şu öngörüler ile tamamladı: "Faylar genellikle doğrusal hatlardır yani düzlemlerdir. Yeryüzündeki iz düşümleri doğrusaldır. Depremler de bu izdüşümlerde olur. Bu deprem öyle. Saçılma dağılma yok. Çok muntazam ve dar şeritteler. Yırtılan kısım da Karaburun ile Foça arasındaki mesafe kadar, oldukça büyük bir alan. Karada devam ederse Bergama Foça Fayı ile ilişki kurabilir, ya da Midilli Fayı'nın sanki bir paraleli gibi. Aynı doğrultuda Sakız Fayı'nın Körfez'in içindeki uzantıları gibi"
İZMİRİ ARTÇILAR SALLIYOR
İZMİR"de dün saat 17.48"de merkez üssü İzmir"in Karaburun İlçesi ile Yunanistan"ın Midilli Adası arasında, Foça İlçesine 10 kilometre uzaklıkta denizde meydana gelen 5.0 büyüklüğündeki depremden sonraki ilk 17 saatte 50"a yakın artçı deprem oldu. Uzmanlar 4.4 büyüklüğündeki bazı artçıların bağımsız depremler de olabileceğini belirtti.
İzmir"deki artçı deprem fırtınası devam ediyor. Dün merkez üssü Foça-Karaburun ilçeleri arasında Ege Denizi"nde meydana gelen gelen 5.0 büyüklüğündeki depremden sonra çoğu 1.9 ile 3.3 büyüklüğü arasında 17 saat içinde 50 artçı deprem Foça ve Karaburun dışında hissedilmemesine karşın devam etti. Bu sabah da saat 09.40"da yerin 10.7 kilometre altında 4.4, saat 09.45"de yerin 13.2 kilometre altında 3.3, 09.48"de de yerin 9.3 kilometre altında 4.1 büyüklüğünde depremler meydana geldi. Merkez üssü Ege Denizi olarak verilen bu depremler kıyı şeridinde hafif hissedildi.
FARKLI DEPREMLER OLABİLİR
Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof.Dr. Zafer Akçığ, devam eden depremlerle ilgili detaylı araştırmaların sürdüğünü ancak 4.4 büyüklüğünde olan depremlerin bağımsız meydana gelmiş olabileceğini söyledi. Prof.Dr. Akçığ, "Bölgede aktivite var. Derinlikler farklı olarak geliyor. Bize göre yüzde 90 Seferihisar"dan gelen fayın Karaburun-Foça arasındaki kuzey ucu. 2 ve 3.3 büyüklüğündeki depremler artçı. Ancak, 4.4 büyüklüğündekiler için aynısın söylemek zor. Bağımsız deprem olabilir. Aynı lokasyonda olmayabilirler" dedi.
Prof.Dr. Akçığ, tarihsel kayıtlarda bugüne kadar bu bölgede 6.5 ve 6.6"dan büyük deprem gözlemlenmediğini söyledi. En büyük yıkımlı depremi tarihte İzmir fayının ürettiğini belirten Prof.Dr. Akçığ, genelde sürekli aktivetisi çok olan bir bölge olduğunu belirtti. Prof.Dr. Akçığ, "Yapılan araştırmalara göre Ege Bölgesi"nde 2007-2009 yılları arasında 1 ve 4 büyüklüğünde 16 bin deprem oldu. 2009 yılında 11 ayda 8200 deprem var. Depremin büyüklüğü 5"e ulaştığında kamuoyunda farkediyor. 4 ve üzerini çok yakındaki yerleşimler hissediyor. Son depremi izliyoruz. Detaylar ortaya çıkınca daha net konuşabiliceğiz" dedi.
Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü öğretim üyesi jeofizikçi Prof. Dr. Atilla Uluğ ise bölgede bilenen ayrı bir fay olmadığını, Midilli fayının paralelinde bir fayda meydana geldiğini söyledi. İzmir"de 7 büyüklüğüne kadar terihte depremler olduğunu, bölgedeki fayların herhangi birinde ne zaman olduğunu bilinemeyen bir gün yeniden olabileceğini belirten Prof.Dr. Uluğ, "Karaburun-Foça arasında doğu-batı atımlı bir fay yoktu. Karaburun fayının kuzeyinde Sakız fayı var. Midilli fayı var. Bölgede çok sayıda büyük fay var. İncelemeler sürüyor" dedi. Prof.Dr. Uluğ, artçıların süreceğini belirterek, öncelikle İzmir"de yapı stoğunun bir an önce yenilenmesi gerektiğini belirtti.
İzmir'i tedirgin eden sarsıntıların sistematik olduğu anlaşıldı. Bölgede her an büyük bir deprem yaşanabileceği uyarısında bulunan Prof. Uluğ'a göre yeni hat haritada görünmüyor.
İzmir'de bir süredir devam eden sarsıntılar dün akşam 17.48'de meydana gelen 5 büyüklüğündeki sarsıntı ile kentte endişelere yol açtı.
NTV İzmir temsilcisi Merih Ak, bu sarsıntıları 9 Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojileri Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atilla Uluğ ile konuştu.
Prof. Dr. Uluğ'a göre bu sarsıntıların meydana geldiği fay hattı yeni bir oluşum. 1983'ten beri bölgede milim milim incelemediği sismik hattın kalmadığını dile getiren Uluğ, Doğu-Batı yönelimli bir fay hattına daha önce rastlanılmadığını, haritalarda da olmadığını vurguladı.
Belkide eski bir oluşumu yeni farkettiklerini kaydeden Atilla Uluğ, "Bu deprem bölgedeki büyük depremler üreten Karaburun fayını tetikler mi" sorusuna ise şöyle yanıt verdi:
"Kuzey Güney doğrultulu çok uzun bir fay, bu depremlerin meydana hat ona dik yönde bir hareket. Bu etkinlik Karaburun'u tetikleyebilir. Ama elbette bunu zamanla göreceğiz. Tarihte büyük depremler üretmişti, yenileri olabilir."
Daha önce dile getirdiği Yunanistan'daki depremlerin İzmir ve çevresini etkileyeceği görüşünü hatırlatılan Prof. Dr. Atilla Uluğ, "Bölgede 12 tane irili ufaklı fay var. Bunlar son 2 bin yılda 7'nin üzerinde 20'ye yakın deprem üretmiş. Bu yüzden sadece İzmir Körfezi olarak değil bölge ile değerlendirmek lazım. Ama hangi fay üretir şimdilik bilemiyoruz" diye konuştu.
İzmir bölgesinin büyük deprem için zamanının geldiğini söyleyen Uluğ, son büyük deprem yani 1688'dekinin üzerinden 300 yıl geçtiğini hatırlatarak "Bu bölgenin faylarının deprem periyodu da yaklaşık 300 küsür yıldı ve bu zaman doldu" dedi.
"İZMİR DEPREME HAZIR DEĞİL"
İzmir'in böyle bir felakete hazır olmadığını vurgulayan Uluğ, "Ceset torbalarının temini ve mezarlıklarının yerinin tespiti değil. Deprem sonrası koordinasyon önemli. Ama öncesinde yapıların elden geçirilmesi ve hazırlanması gerekir" uyarısında bulundu.
Dünden beri süren sarsıntıların sistematik olduğunu belirten Uluğ, "Bu aktivite nelere yol açabilir?" sorusuna "Bir zincirin halkası oynadığında diğerleri de etkilenir ve deprem dizisi başlayabilir. Ama biz bunun sürecini bilmiyoruz. Bu sarsıntılar sanki cetvelle çizilmiş gibi sistematik gidiyor. Artık bir fay bu. Daha önce sarsıntılar bir yerde boşalırdı. Ancak bu öyle değil. O yüzden bunu biraz daha dikkatli izlememeiz gerekiyor. Yorumumuz daha sonra daha sağlıklı olabilir" yanıtını verdi.
Depremlerin 'zayıflık zonları' ya da halk arasında bilindiği gibi faylarda olduğunu kaydeden Prof. Dr. Atilla Uluğ, sözlerini şu öngörüler ile tamamladı: "Faylar genellikle doğrusal hatlardır yani düzlemlerdir. Yeryüzündeki iz düşümleri doğrusaldır. Depremler de bu izdüşümlerde olur. Bu deprem öyle. Saçılma dağılma yok. Çok muntazam ve dar şeritteler. Yırtılan kısım da Karaburun ile Foça arasındaki mesafe kadar, oldukça büyük bir alan. Karada devam ederse Bergama Foça Fayı ile ilişki kurabilir, ya da Midilli Fayı'nın sanki bir paraleli gibi. Aynı doğrultuda Sakız Fayı'nın Körfez'in içindeki uzantıları gibi"
İZMİRİ ARTÇILAR SALLIYOR
İZMİR"de dün saat 17.48"de merkez üssü İzmir"in Karaburun İlçesi ile Yunanistan"ın Midilli Adası arasında, Foça İlçesine 10 kilometre uzaklıkta denizde meydana gelen 5.0 büyüklüğündeki depremden sonraki ilk 17 saatte 50"a yakın artçı deprem oldu. Uzmanlar 4.4 büyüklüğündeki bazı artçıların bağımsız depremler de olabileceğini belirtti.
İzmir"deki artçı deprem fırtınası devam ediyor. Dün merkez üssü Foça-Karaburun ilçeleri arasında Ege Denizi"nde meydana gelen gelen 5.0 büyüklüğündeki depremden sonra çoğu 1.9 ile 3.3 büyüklüğü arasında 17 saat içinde 50 artçı deprem Foça ve Karaburun dışında hissedilmemesine karşın devam etti. Bu sabah da saat 09.40"da yerin 10.7 kilometre altında 4.4, saat 09.45"de yerin 13.2 kilometre altında 3.3, 09.48"de de yerin 9.3 kilometre altında 4.1 büyüklüğünde depremler meydana geldi. Merkez üssü Ege Denizi olarak verilen bu depremler kıyı şeridinde hafif hissedildi.
FARKLI DEPREMLER OLABİLİR
Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof.Dr. Zafer Akçığ, devam eden depremlerle ilgili detaylı araştırmaların sürdüğünü ancak 4.4 büyüklüğünde olan depremlerin bağımsız meydana gelmiş olabileceğini söyledi. Prof.Dr. Akçığ, "Bölgede aktivite var. Derinlikler farklı olarak geliyor. Bize göre yüzde 90 Seferihisar"dan gelen fayın Karaburun-Foça arasındaki kuzey ucu. 2 ve 3.3 büyüklüğündeki depremler artçı. Ancak, 4.4 büyüklüğündekiler için aynısın söylemek zor. Bağımsız deprem olabilir. Aynı lokasyonda olmayabilirler" dedi.
Prof.Dr. Akçığ, tarihsel kayıtlarda bugüne kadar bu bölgede 6.5 ve 6.6"dan büyük deprem gözlemlenmediğini söyledi. En büyük yıkımlı depremi tarihte İzmir fayının ürettiğini belirten Prof.Dr. Akçığ, genelde sürekli aktivetisi çok olan bir bölge olduğunu belirtti. Prof.Dr. Akçığ, "Yapılan araştırmalara göre Ege Bölgesi"nde 2007-2009 yılları arasında 1 ve 4 büyüklüğünde 16 bin deprem oldu. 2009 yılında 11 ayda 8200 deprem var. Depremin büyüklüğü 5"e ulaştığında kamuoyunda farkediyor. 4 ve üzerini çok yakındaki yerleşimler hissediyor. Son depremi izliyoruz. Detaylar ortaya çıkınca daha net konuşabiliceğiz" dedi.
Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü öğretim üyesi jeofizikçi Prof. Dr. Atilla Uluğ ise bölgede bilenen ayrı bir fay olmadığını, Midilli fayının paralelinde bir fayda meydana geldiğini söyledi. İzmir"de 7 büyüklüğüne kadar terihte depremler olduğunu, bölgedeki fayların herhangi birinde ne zaman olduğunu bilinemeyen bir gün yeniden olabileceğini belirten Prof.Dr. Uluğ, "Karaburun-Foça arasında doğu-batı atımlı bir fay yoktu. Karaburun fayının kuzeyinde Sakız fayı var. Midilli fayı var. Bölgede çok sayıda büyük fay var. İncelemeler sürüyor" dedi. Prof.Dr. Uluğ, artçıların süreceğini belirterek, öncelikle İzmir"de yapı stoğunun bir an önce yenilenmesi gerektiğini belirtti.