Anzak koyunda Anzaklar için gözyaşı
Binlerce Avustralyalı ve Yeni Zelandalı, 97 yıl önce Çanakkale'de hayatını kaybeden atalarını, çıkarmanın yapıldığı Anzak Koyu'ndaki törende gözyaşlarıyla andı.
Tören sırasında Avustralya ve Yeni Zelandalıların bir kısmı gözyaşlarına hakim olamadı.
Erken saatlerden itibaren Gelibolu Yarımadası'ndaki Anzak koyuna akın eden Avustralya ve Yeni Zelandalı turistler, battaniye ve uyku tulumlarına sarılarak sahildeki çimlerin üzerinde uyuyarak törenin başlamasını bekledi.
Saat 05.30'da başlayan törende, Yeni Zelanda ve Avustralya'dan gelen askerler, Anzak çıkarması sırasında ölenlerin anısına saygı duruşunda bulundu. Türkiye, Yeni Zelanda ve İngiltere milli marşları eşliğinde bayrakların göndere çekilmesinin ardından, günün anlam ve önemi ile ilgili konuşmalar yapıldı. Törende bir konuşma yapan Avustralya Başbakanı Julia Gillard, Çanakkale"de 97 yıl önce yaşanan savaşın önemine değinerek, "Onlar yabancı topraklardaki yabancılardı.
"Dünyanın ucundan" uzaktaki korkunç bir savaşı sona erdirme umudu içinde gelen insanlar. Ancak bu gerçekleşmeyecekti. Şafakta bile gölgeler bu felaket dolu günün üzerine düşüyordu. Burada öylesine yabancı ve bir o kadar da tanıdık bu kumsallar ve tepelerde, daha sonra büyük bir lider olacak kişi önderliğinde, yetenekli bir düşman yatmış bekliyordu. Yarımadanın bu dar bölgesindeki, bir milyon kişinin ölümlü mücadelesinde bir savaş dünyası tanımlanıyordu.
Müttefikler için bu, daha büyük bir stratejik amaç uğruna, büyük güçlerin ve imparatorluk kuvvetlerinin savaştığı bir milletler çatışmasıydı. Türkler için bu, Atatürk"in askerlerine sadece savaşmayı değil ölmeyi emrettiği toprakların ve vatanın mukaddesatının savunmasıydı. Ve burada savaşan ulusumuzun, müttefiklerimizin ve Türklerin askerleri öldüler. Bunlar yaş, rütbe veya cesaret ayrımı göstermeyen korkunç ölümler.130.000"den daha fazla asker bu yerde hayatlarını kaybetti. Bunların üçte ikisi Türk tarafından ve 8700"ü Avustralya"dandı. Dolayısıyla bu yer fedakarlık ve kayıplarla kutsanmıştır. Burası aynı zamanda şerefle parlayan bir yerdir ve bu şereflerin en göz alıcısıdır. Rakiplerin eşitlik ve saygı içinde karşılaştığı, ve nitelik ve davranışlarıyla belirli bir asalet kazandıkları yerdir. Sekiz ay sonra, bu muharebe başladığı gibi şafakta sona erdi.
20 Aralık 1915 saat 3.57"de son Avustralyalı asker de sessizce ayrıldı. Rakiplerinin zor elde ettikleri ve hakettikleri zaferi kıskanmadılar. Yenilgiden daha büyük bir pişmanlık duygusunu dostlarını geride bırakmak zorunda oldukları için yaşadılar. Bu nedenle Avustralya ve Yeni Zelanda komutanı General Godley, Osmanlı kuvvetlerinden Anzak mezarlarına saygı gösterilmesini isteyen bir mesaj bırakmıştı. Ancak böyle bir çağrıya gerek yoktu. Türkler bizim kayıplarımızı onurlandırdılar ve onlara kendi evlatları gibi sahip çıktılar. Ve daha sonra tarih sayfalarında nadir görülen bir şey yaptılar. Bu yere mağlupların onuruna Anzak Koyu adını verdiler. Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti"ne büyük bir gönül borcumuz bulunmaktadır. Hiç bir millet mabetlerimizi daha iyi koruyamaz ve bu kutsal ziyaretlerimize daha cömertçe ev sahipliği yapamazdı. Değerli bir rakip, daha da büyük bir dost olduğunu kanıtladı. Türkiye"nin ev sahipliği sayesinde, bu kıyılardan ayrılanların en içten şekilde ümit ettikleri şeyi yapıyoruz: Geri geliyoruz. Her zaman geri geleceğimiz gibi. Bundan sonra bir anlam ifade edecek en iyi ve tek hediyeyi vermek için anmamız için. Anzakların savaşta yaptıklarını anıyoruz. Ve barış zamanında ulusumuzu şekillendirmek için yaptıklarını. Burada, bizlere başka bir yeri değil, Avustralya"yı vatan olarak kabul etmeyi öğrettiler. Burada okaliptus yaprağı ve akasyanın şekli ve kokusunu özlediler, gülün ve karaağacın değil. Weipa ve Woolloomooloo, Toowoomba ve Swan Hill isimli yerleri hatırladılar. Ya da Albany"den gemileri ayrılırken, bir çoğunun yaşadıkça görebileceği son Avustralya toprağı olan Clarence Dağı görüntüsünü. Bu Anzak efsanesidir ve her Avustralyalıya aittir. Kökenleri yalnızca ilk yerleşenlere kadar uzananların değil, aynı zamanda benim gibi göçmenlerin ve Avustralya hikayesinin tamamını özgürce sahiplenenlerin de. Savaş kahramanlıkları, ata topraklarına duydukları sevginin en derin bir ifadesi olan Avustralya yerlilerinin de. Ve çocuklarına anlatacak bir değil iki kahramanlık hikayesi olan Türk-Avustralyalıların da. Hepimiz hatırlıyoruz, çünkü hepimiz Anzakların bizim için kazandıkları özgürlüğü yaşıyoruz. Buraya deneyimsiz ve yabancı olarak gelen ve büyük fedakarlıkları ile "ölümsüz bir cesaret anıtı inşa etmiş" olan bu yurttaş-askerler. Bugünün sonunda bu şafak karanlığa dönecek. Fakat güneş onların cesaretli davranışlarının üzerinde hiçbir zaman batmayacak. Şimdi ve her zaman, onları hatırlayacağız. Unutmamalıyız" dedi.
GÖZYAŞLARINA HAKİM OLAMADILAR
Konuşmaları dikkatle dinleyen Anzaklar, daha sonra ülkelerinden özel olarak gelen rahip tarafından savaş sırasında ölenler için okunan duaya eşlik etti. Anzak çıkarmasının önemi ve sonuçları ile ilgili yapılan konuşmaların ardından İngiltere, Yeni Zelanda, Avustralya, Kanada, Hindistan ve Türkiye"den üst düzey yetkililer, Anzak Anıtı'na çelenk koydu. Zaman zaman duygusal anların da yaşandığı tören sırasında Avustralya ve Yeni Zelandalıların bir kısmı gözyaşlarına hakim olamadı. Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı bölgede özel güvenlik ekipleri kuş uçurtmazken, Türk güvenlik birimleri de sıkı önlem aldı. Anzak Koyu'nda düzenlenen törene Avustralya Başbakanı Julia Gillard, Yeni Zelanda Gazi İşleri Bakanı Nathan Guy, Fransa Büyükelçisi Laurent Bili, Avustralya Büyükelçisi Ian Biggs, Çanakkale Valisi Güngör Azim Tuna ile çok sayıda üst düzey yetkili katıldı. Törene katılanlar daha sonra Avustralya ve Yeni Zelanda anıtında yapılacak törene katılmak üzere bölgeden ayrıldı. Kendi anıtlarını gezmek isteyen 10 bine yakın Avustralya ve Yeni Zelandalı turist ise uzun süre bölgeden ayrılmak istemedi. Bol bol hatıra fotoğrafı çektiren Anzaklar, yakında bulunan tepelere çıkarak uzun süre denizi seyretti. Bazıları ise sahilden ülkelerine hatıra götürmek için taş topladı.
İHA
Binlerce Avustralyalı ve Yeni Zelandalı, 97 yıl önce Çanakkale'de hayatını kaybeden atalarını, çıkarmanın yapıldığı Anzak Koyu'ndaki törende gözyaşlarıyla andı.
Tören sırasında Avustralya ve Yeni Zelandalıların bir kısmı gözyaşlarına hakim olamadı.
Erken saatlerden itibaren Gelibolu Yarımadası'ndaki Anzak koyuna akın eden Avustralya ve Yeni Zelandalı turistler, battaniye ve uyku tulumlarına sarılarak sahildeki çimlerin üzerinde uyuyarak törenin başlamasını bekledi.
Saat 05.30'da başlayan törende, Yeni Zelanda ve Avustralya'dan gelen askerler, Anzak çıkarması sırasında ölenlerin anısına saygı duruşunda bulundu. Türkiye, Yeni Zelanda ve İngiltere milli marşları eşliğinde bayrakların göndere çekilmesinin ardından, günün anlam ve önemi ile ilgili konuşmalar yapıldı. Törende bir konuşma yapan Avustralya Başbakanı Julia Gillard, Çanakkale"de 97 yıl önce yaşanan savaşın önemine değinerek, "Onlar yabancı topraklardaki yabancılardı.
"Dünyanın ucundan" uzaktaki korkunç bir savaşı sona erdirme umudu içinde gelen insanlar. Ancak bu gerçekleşmeyecekti. Şafakta bile gölgeler bu felaket dolu günün üzerine düşüyordu. Burada öylesine yabancı ve bir o kadar da tanıdık bu kumsallar ve tepelerde, daha sonra büyük bir lider olacak kişi önderliğinde, yetenekli bir düşman yatmış bekliyordu. Yarımadanın bu dar bölgesindeki, bir milyon kişinin ölümlü mücadelesinde bir savaş dünyası tanımlanıyordu.
Müttefikler için bu, daha büyük bir stratejik amaç uğruna, büyük güçlerin ve imparatorluk kuvvetlerinin savaştığı bir milletler çatışmasıydı. Türkler için bu, Atatürk"in askerlerine sadece savaşmayı değil ölmeyi emrettiği toprakların ve vatanın mukaddesatının savunmasıydı. Ve burada savaşan ulusumuzun, müttefiklerimizin ve Türklerin askerleri öldüler. Bunlar yaş, rütbe veya cesaret ayrımı göstermeyen korkunç ölümler.130.000"den daha fazla asker bu yerde hayatlarını kaybetti. Bunların üçte ikisi Türk tarafından ve 8700"ü Avustralya"dandı. Dolayısıyla bu yer fedakarlık ve kayıplarla kutsanmıştır. Burası aynı zamanda şerefle parlayan bir yerdir ve bu şereflerin en göz alıcısıdır. Rakiplerin eşitlik ve saygı içinde karşılaştığı, ve nitelik ve davranışlarıyla belirli bir asalet kazandıkları yerdir. Sekiz ay sonra, bu muharebe başladığı gibi şafakta sona erdi.
20 Aralık 1915 saat 3.57"de son Avustralyalı asker de sessizce ayrıldı. Rakiplerinin zor elde ettikleri ve hakettikleri zaferi kıskanmadılar. Yenilgiden daha büyük bir pişmanlık duygusunu dostlarını geride bırakmak zorunda oldukları için yaşadılar. Bu nedenle Avustralya ve Yeni Zelanda komutanı General Godley, Osmanlı kuvvetlerinden Anzak mezarlarına saygı gösterilmesini isteyen bir mesaj bırakmıştı. Ancak böyle bir çağrıya gerek yoktu. Türkler bizim kayıplarımızı onurlandırdılar ve onlara kendi evlatları gibi sahip çıktılar. Ve daha sonra tarih sayfalarında nadir görülen bir şey yaptılar. Bu yere mağlupların onuruna Anzak Koyu adını verdiler. Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti"ne büyük bir gönül borcumuz bulunmaktadır. Hiç bir millet mabetlerimizi daha iyi koruyamaz ve bu kutsal ziyaretlerimize daha cömertçe ev sahipliği yapamazdı. Değerli bir rakip, daha da büyük bir dost olduğunu kanıtladı. Türkiye"nin ev sahipliği sayesinde, bu kıyılardan ayrılanların en içten şekilde ümit ettikleri şeyi yapıyoruz: Geri geliyoruz. Her zaman geri geleceğimiz gibi. Bundan sonra bir anlam ifade edecek en iyi ve tek hediyeyi vermek için anmamız için. Anzakların savaşta yaptıklarını anıyoruz. Ve barış zamanında ulusumuzu şekillendirmek için yaptıklarını. Burada, bizlere başka bir yeri değil, Avustralya"yı vatan olarak kabul etmeyi öğrettiler. Burada okaliptus yaprağı ve akasyanın şekli ve kokusunu özlediler, gülün ve karaağacın değil. Weipa ve Woolloomooloo, Toowoomba ve Swan Hill isimli yerleri hatırladılar. Ya da Albany"den gemileri ayrılırken, bir çoğunun yaşadıkça görebileceği son Avustralya toprağı olan Clarence Dağı görüntüsünü. Bu Anzak efsanesidir ve her Avustralyalıya aittir. Kökenleri yalnızca ilk yerleşenlere kadar uzananların değil, aynı zamanda benim gibi göçmenlerin ve Avustralya hikayesinin tamamını özgürce sahiplenenlerin de. Savaş kahramanlıkları, ata topraklarına duydukları sevginin en derin bir ifadesi olan Avustralya yerlilerinin de. Ve çocuklarına anlatacak bir değil iki kahramanlık hikayesi olan Türk-Avustralyalıların da. Hepimiz hatırlıyoruz, çünkü hepimiz Anzakların bizim için kazandıkları özgürlüğü yaşıyoruz. Buraya deneyimsiz ve yabancı olarak gelen ve büyük fedakarlıkları ile "ölümsüz bir cesaret anıtı inşa etmiş" olan bu yurttaş-askerler. Bugünün sonunda bu şafak karanlığa dönecek. Fakat güneş onların cesaretli davranışlarının üzerinde hiçbir zaman batmayacak. Şimdi ve her zaman, onları hatırlayacağız. Unutmamalıyız" dedi.
GÖZYAŞLARINA HAKİM OLAMADILAR
Konuşmaları dikkatle dinleyen Anzaklar, daha sonra ülkelerinden özel olarak gelen rahip tarafından savaş sırasında ölenler için okunan duaya eşlik etti. Anzak çıkarmasının önemi ve sonuçları ile ilgili yapılan konuşmaların ardından İngiltere, Yeni Zelanda, Avustralya, Kanada, Hindistan ve Türkiye"den üst düzey yetkililer, Anzak Anıtı'na çelenk koydu. Zaman zaman duygusal anların da yaşandığı tören sırasında Avustralya ve Yeni Zelandalıların bir kısmı gözyaşlarına hakim olamadı. Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı bölgede özel güvenlik ekipleri kuş uçurtmazken, Türk güvenlik birimleri de sıkı önlem aldı. Anzak Koyu'nda düzenlenen törene Avustralya Başbakanı Julia Gillard, Yeni Zelanda Gazi İşleri Bakanı Nathan Guy, Fransa Büyükelçisi Laurent Bili, Avustralya Büyükelçisi Ian Biggs, Çanakkale Valisi Güngör Azim Tuna ile çok sayıda üst düzey yetkili katıldı. Törene katılanlar daha sonra Avustralya ve Yeni Zelanda anıtında yapılacak törene katılmak üzere bölgeden ayrıldı. Kendi anıtlarını gezmek isteyen 10 bine yakın Avustralya ve Yeni Zelandalı turist ise uzun süre bölgeden ayrılmak istemedi. Bol bol hatıra fotoğrafı çektiren Anzaklar, yakında bulunan tepelere çıkarak uzun süre denizi seyretti. Bazıları ise sahilden ülkelerine hatıra götürmek için taş topladı.
İHA