Gizli tanıktan ´özel koruma´ açıklaması
Birinci ''Ergenekon'' davasında gizli tanık olan ''Dilovası'', ''Tanık koruma programında polis savcılığın emri ile beni korumakla görevlidir." dedi.
1980'de katıldığım bir eylemde söz konusu polislerden birinin polis babasının ölümüne sebep olmuşum. Ama o beni yine de korudu, bana iftira etmedi. O zaman anladım ki doğru bir şey yapıyorum. Ben onlara yardım etmeyeyim de ne yapayım'' dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, gizli tanık Dilovası, sanıkların ve avukatların sorularını yanıtlamaya devam etti.
Tutuklu sanıklarından Aydınlık gazetesi yazarı Hikmet Çiçek, gizli tanığa ''Örgüt sizi ne zaman hedef yaptı?'' sorusunu yöneltti.
Gizli tanık da ''1996'da DHKP-C tarafından hedef listesine alındım. 2009'da ise Aydınlık örgütünün hedefi haline geldim. Daha önce bu hedef göstermeyi Cem Ersever'e de yaptınız'' şeklinde yanıtladı.
Sanık Çiçek'in, ''Polisle ne sıklıkla görüştünüz?'' sorusuna karşılık Dilovası, ''Soru art niyetli soruluyor. Tanık koruma programında polis savcılığın emri ile beni korumakla görevlidir. 1980'de katıldığım bir eylemde söz konusu polislerden birinin polis babasının ölümüne sebep olmuşum. Ama o beni yine de korudu, bana iftira etmedi. O zaman anladım ki doğru bir şey yapıyorum. Ben onlara yardım etmeyeyim de ne yapayım. Bunda nasıl bir sakınca olabilir?'' diye konuştu.
Veli Küçük'ün avukatı Zeynep Küçük'ün, ''Veli Küçük ile nerede, kaç defa görüştünüz?'' şeklindeki sorusu üzerine de gizli tanık, ''Veli Küçük ile birçok kez görüştüm. Küçük ve beraberindekilerle çekilmiş fotoğraflarım da var. Fotoğrafta bir arkadaşım da bulunuyor. Merak etmeyin, onu da bulup mahkemeye vereceğim. Arkadaşımı ikna edeceğim'' dedi.
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel de Dilovası'na, ''Sanık Hikmet Çiçek ile konuşmanda Davutpaşa Cezaevi'ne değinmiştin. Tam olarak ne dediğin anlaşılmadı. Konuyu açabilir misin?'' diye sordu.
Gizli tanık, Davutpaşa Cezaevi'nde, Devrimci Halkın Birliği Genel Sekreteri İrfan Çevik'in asıldığını ileri sürerek, ''Hikmet Çiçek'in ilişkili olduğu bir örgüttü bu. Ondan dile getirmiştim'' dedi.
Bunun üzerine tutuklu sanık Hikmet Çiçek söz almadan konuşarak, gizli tanığın yalan söylediğini iddia etti.
Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese'nin uyarılarına rağmen konuşmayı sürdüren Çiçek, daha sonra salondan çıkarıldı.
Ardından gizli tanık Dilovası'na teşhis için sanıklar teker teker gösterildi. Bu sırada teşhis için içeri alınan Hikmet çiçek, söz hakkı istedi.
Çiçek, gizli tanığa yönelik, ''Benim Devrimci Halkın Birliği ile ne ilgim var? Benim hayatımda söz konusu örgütle hiçbir ilgim olmadı. Bunu nereden çıkardın söyler misin?'' diye sordu.
Dilovası da Çiçek'in, söz konusu örgütün faaliyetlerinin yönetildiği derneklerin toplantılarına katıldığını ileri sürerek, Çiçek'i oradan tanıdığını belirtti.
Duruşmada daha sonra başka suçtan tutuklu olan tanık Sinan Berberoğlu'nun ifadesine geçildi.
Mahkeme Başkanı Özese'nin, Cumhuriyet gazetesine atılan bomba ve Danıştay saldırısı hakkında bilgisi olup olmadığını sorduğu Berberoğlu, 2004 ya da 2005'te Bayrampaşa Cezaevi'nde kaldığını, o sırada Osman Yıldırım ile tanıştığını, tahliye olduktan sonra Yıldırım ile karşılaştıklarını, birisinden alacağı olduğunu söyleyen Yıldırım'ın kendisinden bu konuda yardım istediğini belirtti.
Berberoğlu, ''Osman Yıldırım parasını alamayınca benden borç istedi. Bir kahvehane açacağını ve evden işe işten eve gideceğini söyledi. Ben de yardımda bulundum. Daha sonra 5 bin dolar daha borç istedi. Ben de vereceğimi söyledim. Ankara'ya maç izlemeye gittim. Akşam da zaten polisler beni otelden aldılar'' diye konuştu.
Sinan Berberoğlu'nun daha önce savcılık ve mahkemede verdiği ifadelerin okunmasının ardından duruşma yarına ertelendi.
Birinci ''Ergenekon'' davasında gizli tanık olan ''Dilovası'', ''Tanık koruma programında polis savcılığın emri ile beni korumakla görevlidir." dedi.
1980'de katıldığım bir eylemde söz konusu polislerden birinin polis babasının ölümüne sebep olmuşum. Ama o beni yine de korudu, bana iftira etmedi. O zaman anladım ki doğru bir şey yapıyorum. Ben onlara yardım etmeyeyim de ne yapayım'' dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, gizli tanık Dilovası, sanıkların ve avukatların sorularını yanıtlamaya devam etti.
Tutuklu sanıklarından Aydınlık gazetesi yazarı Hikmet Çiçek, gizli tanığa ''Örgüt sizi ne zaman hedef yaptı?'' sorusunu yöneltti.
Gizli tanık da ''1996'da DHKP-C tarafından hedef listesine alındım. 2009'da ise Aydınlık örgütünün hedefi haline geldim. Daha önce bu hedef göstermeyi Cem Ersever'e de yaptınız'' şeklinde yanıtladı.
Sanık Çiçek'in, ''Polisle ne sıklıkla görüştünüz?'' sorusuna karşılık Dilovası, ''Soru art niyetli soruluyor. Tanık koruma programında polis savcılığın emri ile beni korumakla görevlidir. 1980'de katıldığım bir eylemde söz konusu polislerden birinin polis babasının ölümüne sebep olmuşum. Ama o beni yine de korudu, bana iftira etmedi. O zaman anladım ki doğru bir şey yapıyorum. Ben onlara yardım etmeyeyim de ne yapayım. Bunda nasıl bir sakınca olabilir?'' diye konuştu.
Veli Küçük'ün avukatı Zeynep Küçük'ün, ''Veli Küçük ile nerede, kaç defa görüştünüz?'' şeklindeki sorusu üzerine de gizli tanık, ''Veli Küçük ile birçok kez görüştüm. Küçük ve beraberindekilerle çekilmiş fotoğraflarım da var. Fotoğrafta bir arkadaşım da bulunuyor. Merak etmeyin, onu da bulup mahkemeye vereceğim. Arkadaşımı ikna edeceğim'' dedi.
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel de Dilovası'na, ''Sanık Hikmet Çiçek ile konuşmanda Davutpaşa Cezaevi'ne değinmiştin. Tam olarak ne dediğin anlaşılmadı. Konuyu açabilir misin?'' diye sordu.
Gizli tanık, Davutpaşa Cezaevi'nde, Devrimci Halkın Birliği Genel Sekreteri İrfan Çevik'in asıldığını ileri sürerek, ''Hikmet Çiçek'in ilişkili olduğu bir örgüttü bu. Ondan dile getirmiştim'' dedi.
Bunun üzerine tutuklu sanık Hikmet Çiçek söz almadan konuşarak, gizli tanığın yalan söylediğini iddia etti.
Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese'nin uyarılarına rağmen konuşmayı sürdüren Çiçek, daha sonra salondan çıkarıldı.
Ardından gizli tanık Dilovası'na teşhis için sanıklar teker teker gösterildi. Bu sırada teşhis için içeri alınan Hikmet çiçek, söz hakkı istedi.
Çiçek, gizli tanığa yönelik, ''Benim Devrimci Halkın Birliği ile ne ilgim var? Benim hayatımda söz konusu örgütle hiçbir ilgim olmadı. Bunu nereden çıkardın söyler misin?'' diye sordu.
Dilovası da Çiçek'in, söz konusu örgütün faaliyetlerinin yönetildiği derneklerin toplantılarına katıldığını ileri sürerek, Çiçek'i oradan tanıdığını belirtti.
Duruşmada daha sonra başka suçtan tutuklu olan tanık Sinan Berberoğlu'nun ifadesine geçildi.
Mahkeme Başkanı Özese'nin, Cumhuriyet gazetesine atılan bomba ve Danıştay saldırısı hakkında bilgisi olup olmadığını sorduğu Berberoğlu, 2004 ya da 2005'te Bayrampaşa Cezaevi'nde kaldığını, o sırada Osman Yıldırım ile tanıştığını, tahliye olduktan sonra Yıldırım ile karşılaştıklarını, birisinden alacağı olduğunu söyleyen Yıldırım'ın kendisinden bu konuda yardım istediğini belirtti.
Berberoğlu, ''Osman Yıldırım parasını alamayınca benden borç istedi. Bir kahvehane açacağını ve evden işe işten eve gideceğini söyledi. Ben de yardımda bulundum. Daha sonra 5 bin dolar daha borç istedi. Ben de vereceğimi söyledim. Ankara'ya maç izlemeye gittim. Akşam da zaten polisler beni otelden aldılar'' diye konuştu.
Sinan Berberoğlu'nun daha önce savcılık ve mahkemede verdiği ifadelerin okunmasının ardından duruşma yarına ertelendi.
