Türk Ocaklarını kaygılandıran hazırlık!
Türk Ocakları Genel Başkanı Nuri Gürgür, Türk Ocakları 42. Olağan Büyük Kurultayı'nda yaptığı konuşmada Türkiye'ye ilişkin endişelerini böyle dile getirdi...
Türk Ocakları Genel Başkanı Nuri Gürgür, ''bazı çevrelerin Anayasa üzerinden Türkiye'yi yapısal bir dönüşüme taşımak istemelerinden, milli devletin kuruluş ilkelerinin ve temel felsefesinin değiştirilmeye çalışılmasından kaygı duyuyoruz'' dedi.
Gürgör, Tarihi Türk Ocağı binasında düzenlenen ''Türk Ocakları 42. Olağan Büyük Kurultayı''nda yaptığı konuşmada, Türk Ocakları'nın 100'üncü yılını kutladığını belirtirken, bir yüzyıl boyunca kuruluşundaki amaç ve ilkeleri, çalışma tarzını, fikir çizgisini özenle koruyarak ''asırlık hizmet çınarı'' olmanın büyük bir başarı olduğunu söyledi.
Türk Ocakları'nın tarihi hakkında bilgi veren Gürgür, Türkiye'nin küresel rekabet ortamında varlığını korumak, ekonomik, politik ve kültürel alanlarda kendine onurlu ve saygın bir yer bulabilmek için millete vücut veren kültür değerlerine gereken önemi vermek, özen göstermek ve büyük bir medeniyetin varisi olduğu bilincini taşıması gerektiğini vurguladı.
Şu sıralarda gündemde olan anayasa tartışmalarını çok önemsediklerini belirten Gürgür, ''bazı çevrelerin Anayasa üzerinden Türkiye'yi yapısal bir dönüşüme taşımak istemelerinden, milli devletin kuruluş ilkelerinin ve temel felsefesinin değiştirilmeye çalışılmasından kaygı duyuyoruz'' şeklinde konuştu.
Bu konudaki görüş ve düşüncelerini içeren raporlarını da TBMM Başkanı Cemil Çiçek'e ilettiklerini ve Cumhurbaşkanı ile Başbakan'a da geniş bir sunum yaptıklarını anlatan Gürgür, şöyle devam etti:
''Yeni anayasa ile ilgili raporumuzda belirttiğimiz gibi Türkiye, bireysel hak ve özgürlükler anlamında gelişmiş ülke insanlarının bütün imkanlarına haklarına sahip kılınmalı, eksiklikler bir an önce giderilmelidir. Temel hak ve özgürlüklerin yaşandığı tam ve kamil anlamda bir hukuk devleti olmanın gerekleri yerine getirilmedir.
Ancak konunun federatif projelerin uygulanmasına vasıta kılınmak istenmesini, grup hakları, kolektif haklar açısından ele alınma girişimlerini, ayrılıkçı bir tutum, ırkçı-etnikçi bir yaklaşım olması nedeniyle kesinlikle kabul edilemez buluyoruz. Tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek dil kimsenin değiştirmeye cüret edemeyeceği milli ilkelerimizdir. Anayasadan Türk ve Türk kimliğiyle ilgili ifadelerin çıkarılması talepleri sosyolojik ve tarihi gerçeklerimizin inkarı anlamına gelir.''
Herkesin ana dilini öğrenmek istemesinin, konuşmasının, yazılı ve görsel alanlarda serbestçe kullanma hakkına sahip olmasının hukukun gereği olduğunu ifade eden Gürgür, şöyle konuştu:
''Bu açıdan 12 Eylül'den sonra Kürtçe'nin yasaklanması yanlış bir tutumdu, ama artık bu hatanın fazlasıyla izale edildiği ortadadır. Buna rağmen Kürtçe'nin ikinci bir dil halinde eğitim dili yapılma talepleri, örgün eğitime ikame edilmeye çalışılması, kamusal alanda kullanılmak istenmesi, bireysel bir hak ve özgürlük talebi değil, iki milletli federatif bir yapı oluşturma projesinin temel argümanıdır.''
Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkanan kanunla ilgili bazı endişeler taşıdıklarını da belirten Gürgür,''Milli eğitim gibi birinci öncelikli temel meselemiz siyasi polemiklere ve oy hesaplarına alet edilmemelidir'' dedi.
Konuşmaların ardından 7 daldaki Türk ocağı armağanları sahiplerine verildi.Türk Ocakları Genel Başkanı Gürgür, Türkoloji alandaki çalışmalarından dolayı Prof. Dr. Cevat Heyet'e ''Galip Erdem şeref armağanı''nı takdim etti.
Türk Ocakları Genel Başkanı Nuri Gürgür, Türk Ocakları 42. Olağan Büyük Kurultayı'nda yaptığı konuşmada Türkiye'ye ilişkin endişelerini böyle dile getirdi...
Türk Ocakları Genel Başkanı Nuri Gürgür, ''bazı çevrelerin Anayasa üzerinden Türkiye'yi yapısal bir dönüşüme taşımak istemelerinden, milli devletin kuruluş ilkelerinin ve temel felsefesinin değiştirilmeye çalışılmasından kaygı duyuyoruz'' dedi.
Gürgör, Tarihi Türk Ocağı binasında düzenlenen ''Türk Ocakları 42. Olağan Büyük Kurultayı''nda yaptığı konuşmada, Türk Ocakları'nın 100'üncü yılını kutladığını belirtirken, bir yüzyıl boyunca kuruluşundaki amaç ve ilkeleri, çalışma tarzını, fikir çizgisini özenle koruyarak ''asırlık hizmet çınarı'' olmanın büyük bir başarı olduğunu söyledi.
Türk Ocakları'nın tarihi hakkında bilgi veren Gürgür, Türkiye'nin küresel rekabet ortamında varlığını korumak, ekonomik, politik ve kültürel alanlarda kendine onurlu ve saygın bir yer bulabilmek için millete vücut veren kültür değerlerine gereken önemi vermek, özen göstermek ve büyük bir medeniyetin varisi olduğu bilincini taşıması gerektiğini vurguladı.
Şu sıralarda gündemde olan anayasa tartışmalarını çok önemsediklerini belirten Gürgür, ''bazı çevrelerin Anayasa üzerinden Türkiye'yi yapısal bir dönüşüme taşımak istemelerinden, milli devletin kuruluş ilkelerinin ve temel felsefesinin değiştirilmeye çalışılmasından kaygı duyuyoruz'' şeklinde konuştu.
Bu konudaki görüş ve düşüncelerini içeren raporlarını da TBMM Başkanı Cemil Çiçek'e ilettiklerini ve Cumhurbaşkanı ile Başbakan'a da geniş bir sunum yaptıklarını anlatan Gürgür, şöyle devam etti:
''Yeni anayasa ile ilgili raporumuzda belirttiğimiz gibi Türkiye, bireysel hak ve özgürlükler anlamında gelişmiş ülke insanlarının bütün imkanlarına haklarına sahip kılınmalı, eksiklikler bir an önce giderilmelidir. Temel hak ve özgürlüklerin yaşandığı tam ve kamil anlamda bir hukuk devleti olmanın gerekleri yerine getirilmedir.
Ancak konunun federatif projelerin uygulanmasına vasıta kılınmak istenmesini, grup hakları, kolektif haklar açısından ele alınma girişimlerini, ayrılıkçı bir tutum, ırkçı-etnikçi bir yaklaşım olması nedeniyle kesinlikle kabul edilemez buluyoruz. Tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek dil kimsenin değiştirmeye cüret edemeyeceği milli ilkelerimizdir. Anayasadan Türk ve Türk kimliğiyle ilgili ifadelerin çıkarılması talepleri sosyolojik ve tarihi gerçeklerimizin inkarı anlamına gelir.''
Herkesin ana dilini öğrenmek istemesinin, konuşmasının, yazılı ve görsel alanlarda serbestçe kullanma hakkına sahip olmasının hukukun gereği olduğunu ifade eden Gürgür, şöyle konuştu:
''Bu açıdan 12 Eylül'den sonra Kürtçe'nin yasaklanması yanlış bir tutumdu, ama artık bu hatanın fazlasıyla izale edildiği ortadadır. Buna rağmen Kürtçe'nin ikinci bir dil halinde eğitim dili yapılma talepleri, örgün eğitime ikame edilmeye çalışılması, kamusal alanda kullanılmak istenmesi, bireysel bir hak ve özgürlük talebi değil, iki milletli federatif bir yapı oluşturma projesinin temel argümanıdır.''
Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkanan kanunla ilgili bazı endişeler taşıdıklarını da belirten Gürgür,''Milli eğitim gibi birinci öncelikli temel meselemiz siyasi polemiklere ve oy hesaplarına alet edilmemelidir'' dedi.
Konuşmaların ardından 7 daldaki Türk ocağı armağanları sahiplerine verildi.Türk Ocakları Genel Başkanı Gürgür, Türkoloji alandaki çalışmalarından dolayı Prof. Dr. Cevat Heyet'e ''Galip Erdem şeref armağanı''nı takdim etti.
