Davutoğlu, Faslı mevkidaşı ile konferans verdi
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Ankara'da bulunan Fas Dışişleri Bakanı Saadettin Osmani ile SETA Vakfı tarafından düzenlenen konferansta konuştu.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ''Fas'taki bir insanın talebiyle, İstanbul'dakinin, Suriye'deki'nin, Irak'takinin, Yemen'dekinin, Mısır'dakinin, Libya'dakinin talebi birse böyle bir tarihe geri dönme, özde olma talebiyse bu talep tarihe ağırlığını koyar. Bunun önüne set çekmek isteyenler, o dalga karşısında, tsunami ya da deprem karşısında enkaz altında kalırlar'' dedi.
Davutoğlu, Ankara'da bulunan Fas Dışişleri ve İşbirliği Bakanı Saadettin Osmani ile Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları (SETA) Vakfı tarafından düzenlenen konferansta konuştu.
''Fas'ı kültürel bakımdan kuzenimiz, medeniyet bakımından kardeşimiz, coğrafi bakımdan uzak bile olsa komşumuz addediyoruz'' diye konuşan Davutoğlu, Türkiye'nin Fas'a yönelik stratejisinin esasının komşuluk stratejisi olduğunu söyledi. Fas'a yüksek düzeyli stratejik işbirliği mekanizması kurmayı teklif ettiğini belirten Davutoğlu, ''Komşumuz olan ülkeler ne muamele görüyorlarsa bizden, Fas da aynı muameleyi görecektir'' ifadesini kullandı.
Bugün Fas'ın takdir topladığını dile getiren Davutoğlu, bunun nedeninin birçok ülkede Arap Baharı'nın sancılı bir süreç olarak, Fas'ta ise barışçıl dönüşümle yaşanması olduğunu belirtti. Fas'ı bunun için tebrik ettiklerini ifade eden Davutoğlu, şunları söyledi:
''Keşke Mübarek de bunu yapabilseydi. Keşke Beşşar Esar bugün bunu yapabilseydi. Dönüşüm isteyen, haklı taleplerde bulunan halkına karşı silah doğrultmak yerine halkın iradesiyle bütünleşebilseydi. Binlerce insanın o masum kanı dökülmezdi. Şunu artık herkes görmeli. Bu doğal bir süreçtir ve bu sürece herkes saygı göstermelidir ve doğal olduğu için de kaçınılmaz bir süreçtir. Bölgede bu değişim yaşanacak. Bu değişimden kaçınmak mümkün değil, bu değişimi yönetmek gerekir.''
-''Tsunami karşısında enkaz altında kalırlar''
Bölgedeki değişimin aktörlerinin yabancı güçler ya da ekonomik ve sosyal faktörlerden ziyade ''tahkir edilmekten yorulmuş bölge insanı'' olduğunu kaydeden Davutoğlu, ''Büyük krizlerden sonra AK Parti iktidarı için 2002'de oy kullananlar yeni bir perspektif ararken de aynı saikle oy kullandılar. Aradıkları şey birdi; onur, onur, onur... Saygı görmek istiyorlardı'' dedi.
Davutoğlu, şöyle devam etti:
''Fas'taki bir insanın talebiyle, İstanbul'dakinin, Suriye'deki'nin, Irak'takinin, Yemen'dekinin, Mısır'dakinin, Libya'dakinin talebi birse böyle bir tarihe geri dönme, özde olma talebiyse bu talep tarihe ağırlığını koyar. Bunun önüne set çekmek isteyenler, o dalga karşısında, tsunami ya da deprem karşısında enkaz altında kalırlar.''
Davutoğlu, bölge halklarının insan hakları, demokrasi ve şeffaflık gibi temel değerleri, halk iradesine dayanan bir yapıyı istediklerini belirterek, artık bölgede halka hesap vermeyen bir yapının ayakta kalmasının mümkün olamayacağını bildirdi.
Davutoğlu, ''Çünkü şehirleri topa tutan, tanklarla şehirlere yürüyen bir düzenli orduya karşı Humuslu kardeşlerimiz böylesine onurlu ve cesur bir direniş sergilemişse artık kimse o insanlara 'artık evine geri dön, eski sistem devam edecek' diyemez'' ifadesini kullandı.
Davutoğlu, bölgede halka hesap veren demokratik sistemlerin oluşması durumunda sınırlara saygı gösterilmekle birlikte bu ülkelerin iç içe geçeceğini dile getirdi. ''Demokratik bir Suriye ile Türkiye eskisinden çok daha entegre olacak. Demokratik bir Mısır ile demokratik bir Libya çok daha entegre olacak çünkü halkların iradesi bu'' diye konuşan Davutoğlu, sürecin sancılı olacağını ancak bu zor ve çetin dönem sonunda gidilmek istenen vizyonun bu olduğunu kaydetti.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, ''Hep beraber bu bölgeyi inşa edeceğiz, artık etnik çatışmalarla, mezhep çatışmalarıyla, iç savaşlarla anılan bir bölge olmaktan çıkacağız'' diyerek, Türkiye'nin bu sürece destek vereceğini vurguladı.
-''Her türlü tedbiri düşünmek zorundayız''-
Konuşmasının ardından soruları cevaplayan Davutoğlu, ''Türkiye, insani yardım amaçlı bir güvenlik koridoru açılması konusunda bir karara vardı mı?'' sorusu üzerine, Suriye'de insani tablonun giderek kötüleştiğini, Türkiye'ye sığınan Suriyelilerin sayısının giderek arttığını ve daha da artması kaygısını taşıdıklarını söyledi.
Alınacak tedbirler konusunda uluslararası toplumu harekete geçirmeye çalıştıklarını hatırlatan Davutoğlu, burada Türkiye'nin tek taraflı değil, uluslararası toplumla birlikte alacağı tedbirlerin önem taşıdığını belirtti.
Davutoğlu, ''Bölgeden çok uzak olan ülkelerin kullandığı vetolarla bir halkın kaderi ve o halkın çevresindeki Türk ve Arap ülkelerinin, ki Arap Ligi ve Türkiye ortak tavır sergiliyor, kaderi etkileniyorsa bu uluslararası düzeni de BM'nin veto sistemini de sorgulamak lazım'' diye konuştu.
İstanbul'da yapılacak ''Suriye'nin dostları'' toplantısına kadar güvenlik kuşağı konusunda diplomatik bir sonuç almayı ümit ettiklerini kaydeden Davutoğlu, ''Türkiye'nin sınır güvenliği, iç güvenliği ve bölge güvenliği konusunda da gerekli tedbirler konusunda her türlü tedbiri düşünmek zorunluluğu ile karşı karşıyayız'' değerlendirmesinde bulundu.
-Fas Dışişleri Bakanı Osmani-
Fas Dışişleri Bakanı Sadettin Osmani de ülkesinde hayata geçirilen reformlar hakkında konferansın katılımcılarına bilgi verdi. Bölgede olup bitenleri ''demokrasi tsunamisi'' olarak adlandıran Osmani, Arap halklarının demokrasiye hazır olmadığı iddiaları olduğunu hatırlatarak, ''Devrimler bu görüşü alt üst etti. Bu, halkların gerçekten onurlu bir hayat istediklerini gösterdi'' dedi.
Osmani, son bir yıl içinde bölgede yaşananların demokrasi olmadan kalkınma ve refahın gerçekleşemeyeceğini ortaya koyduğunu belirtti. Avrupa'da birçok ülkenin diktatör rejimlere destek verdiğini söyleyen Osmani, ''Avrupa, Fas'ta yaşanan birkaç insan hakları ihlallerine ses yükseltiyorlardı ama diğer rejimlere karşı suskundu. Çünkü petrol ve doğalgazı, kendi çıkarlarını görünce demokrasi ve insan haklarını unutuyorlar'' diye konuştu.
Fas için söylediklerinin Türkiye için de geçerli olduğunu kaydeden Osmani, ufak sorunlarda uluslararası camianın sesini yükselttiğini ancak gerçek diktatörlüklere karşı suskun kaldıklarını savundu.
Ülkesinin reformlarını yaparken siyasi iktidarını koruduğunu ifade eden Osmani, reformları yaparken halk, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri ile işbirliği ve diyalog içinde olunduğunu vurguladı.
Osmani, Türkiye'nin bölgedeki rolü hakkındaki bir soru üzerine, Türkiye'nin sadece bölgede değil, dünyada da önemli bir güç olduğunu ve sözünün dinlendiğini söyledi.
Türkiye'nin Suriye'den gelen sığınmacılar konusunda yaptıkları nedeniyle teşekkürü hak ettiğinin altını çizen Osmani, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriye yönetiminin tutumu karşısındaki cesur tavrı ve Gazze konusunda İsrail'e karşı takındığı tutumun da önemli olduğunu sözlerine ekledi.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Ankara'da bulunan Fas Dışişleri Bakanı Saadettin Osmani ile SETA Vakfı tarafından düzenlenen konferansta konuştu.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ''Fas'taki bir insanın talebiyle, İstanbul'dakinin, Suriye'deki'nin, Irak'takinin, Yemen'dekinin, Mısır'dakinin, Libya'dakinin talebi birse böyle bir tarihe geri dönme, özde olma talebiyse bu talep tarihe ağırlığını koyar. Bunun önüne set çekmek isteyenler, o dalga karşısında, tsunami ya da deprem karşısında enkaz altında kalırlar'' dedi.
Davutoğlu, Ankara'da bulunan Fas Dışişleri ve İşbirliği Bakanı Saadettin Osmani ile Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları (SETA) Vakfı tarafından düzenlenen konferansta konuştu.
''Fas'ı kültürel bakımdan kuzenimiz, medeniyet bakımından kardeşimiz, coğrafi bakımdan uzak bile olsa komşumuz addediyoruz'' diye konuşan Davutoğlu, Türkiye'nin Fas'a yönelik stratejisinin esasının komşuluk stratejisi olduğunu söyledi. Fas'a yüksek düzeyli stratejik işbirliği mekanizması kurmayı teklif ettiğini belirten Davutoğlu, ''Komşumuz olan ülkeler ne muamele görüyorlarsa bizden, Fas da aynı muameleyi görecektir'' ifadesini kullandı.
Bugün Fas'ın takdir topladığını dile getiren Davutoğlu, bunun nedeninin birçok ülkede Arap Baharı'nın sancılı bir süreç olarak, Fas'ta ise barışçıl dönüşümle yaşanması olduğunu belirtti. Fas'ı bunun için tebrik ettiklerini ifade eden Davutoğlu, şunları söyledi:
''Keşke Mübarek de bunu yapabilseydi. Keşke Beşşar Esar bugün bunu yapabilseydi. Dönüşüm isteyen, haklı taleplerde bulunan halkına karşı silah doğrultmak yerine halkın iradesiyle bütünleşebilseydi. Binlerce insanın o masum kanı dökülmezdi. Şunu artık herkes görmeli. Bu doğal bir süreçtir ve bu sürece herkes saygı göstermelidir ve doğal olduğu için de kaçınılmaz bir süreçtir. Bölgede bu değişim yaşanacak. Bu değişimden kaçınmak mümkün değil, bu değişimi yönetmek gerekir.''
-''Tsunami karşısında enkaz altında kalırlar''
Bölgedeki değişimin aktörlerinin yabancı güçler ya da ekonomik ve sosyal faktörlerden ziyade ''tahkir edilmekten yorulmuş bölge insanı'' olduğunu kaydeden Davutoğlu, ''Büyük krizlerden sonra AK Parti iktidarı için 2002'de oy kullananlar yeni bir perspektif ararken de aynı saikle oy kullandılar. Aradıkları şey birdi; onur, onur, onur... Saygı görmek istiyorlardı'' dedi.
Davutoğlu, şöyle devam etti:
''Fas'taki bir insanın talebiyle, İstanbul'dakinin, Suriye'deki'nin, Irak'takinin, Yemen'dekinin, Mısır'dakinin, Libya'dakinin talebi birse böyle bir tarihe geri dönme, özde olma talebiyse bu talep tarihe ağırlığını koyar. Bunun önüne set çekmek isteyenler, o dalga karşısında, tsunami ya da deprem karşısında enkaz altında kalırlar.''
Davutoğlu, bölge halklarının insan hakları, demokrasi ve şeffaflık gibi temel değerleri, halk iradesine dayanan bir yapıyı istediklerini belirterek, artık bölgede halka hesap vermeyen bir yapının ayakta kalmasının mümkün olamayacağını bildirdi.
Davutoğlu, ''Çünkü şehirleri topa tutan, tanklarla şehirlere yürüyen bir düzenli orduya karşı Humuslu kardeşlerimiz böylesine onurlu ve cesur bir direniş sergilemişse artık kimse o insanlara 'artık evine geri dön, eski sistem devam edecek' diyemez'' ifadesini kullandı.
Davutoğlu, bölgede halka hesap veren demokratik sistemlerin oluşması durumunda sınırlara saygı gösterilmekle birlikte bu ülkelerin iç içe geçeceğini dile getirdi. ''Demokratik bir Suriye ile Türkiye eskisinden çok daha entegre olacak. Demokratik bir Mısır ile demokratik bir Libya çok daha entegre olacak çünkü halkların iradesi bu'' diye konuşan Davutoğlu, sürecin sancılı olacağını ancak bu zor ve çetin dönem sonunda gidilmek istenen vizyonun bu olduğunu kaydetti.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, ''Hep beraber bu bölgeyi inşa edeceğiz, artık etnik çatışmalarla, mezhep çatışmalarıyla, iç savaşlarla anılan bir bölge olmaktan çıkacağız'' diyerek, Türkiye'nin bu sürece destek vereceğini vurguladı.
-''Her türlü tedbiri düşünmek zorundayız''-
Konuşmasının ardından soruları cevaplayan Davutoğlu, ''Türkiye, insani yardım amaçlı bir güvenlik koridoru açılması konusunda bir karara vardı mı?'' sorusu üzerine, Suriye'de insani tablonun giderek kötüleştiğini, Türkiye'ye sığınan Suriyelilerin sayısının giderek arttığını ve daha da artması kaygısını taşıdıklarını söyledi.
Alınacak tedbirler konusunda uluslararası toplumu harekete geçirmeye çalıştıklarını hatırlatan Davutoğlu, burada Türkiye'nin tek taraflı değil, uluslararası toplumla birlikte alacağı tedbirlerin önem taşıdığını belirtti.
Davutoğlu, ''Bölgeden çok uzak olan ülkelerin kullandığı vetolarla bir halkın kaderi ve o halkın çevresindeki Türk ve Arap ülkelerinin, ki Arap Ligi ve Türkiye ortak tavır sergiliyor, kaderi etkileniyorsa bu uluslararası düzeni de BM'nin veto sistemini de sorgulamak lazım'' diye konuştu.
İstanbul'da yapılacak ''Suriye'nin dostları'' toplantısına kadar güvenlik kuşağı konusunda diplomatik bir sonuç almayı ümit ettiklerini kaydeden Davutoğlu, ''Türkiye'nin sınır güvenliği, iç güvenliği ve bölge güvenliği konusunda da gerekli tedbirler konusunda her türlü tedbiri düşünmek zorunluluğu ile karşı karşıyayız'' değerlendirmesinde bulundu.
-Fas Dışişleri Bakanı Osmani-
Fas Dışişleri Bakanı Sadettin Osmani de ülkesinde hayata geçirilen reformlar hakkında konferansın katılımcılarına bilgi verdi. Bölgede olup bitenleri ''demokrasi tsunamisi'' olarak adlandıran Osmani, Arap halklarının demokrasiye hazır olmadığı iddiaları olduğunu hatırlatarak, ''Devrimler bu görüşü alt üst etti. Bu, halkların gerçekten onurlu bir hayat istediklerini gösterdi'' dedi.
Osmani, son bir yıl içinde bölgede yaşananların demokrasi olmadan kalkınma ve refahın gerçekleşemeyeceğini ortaya koyduğunu belirtti. Avrupa'da birçok ülkenin diktatör rejimlere destek verdiğini söyleyen Osmani, ''Avrupa, Fas'ta yaşanan birkaç insan hakları ihlallerine ses yükseltiyorlardı ama diğer rejimlere karşı suskundu. Çünkü petrol ve doğalgazı, kendi çıkarlarını görünce demokrasi ve insan haklarını unutuyorlar'' diye konuştu.
Fas için söylediklerinin Türkiye için de geçerli olduğunu kaydeden Osmani, ufak sorunlarda uluslararası camianın sesini yükselttiğini ancak gerçek diktatörlüklere karşı suskun kaldıklarını savundu.
Ülkesinin reformlarını yaparken siyasi iktidarını koruduğunu ifade eden Osmani, reformları yaparken halk, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri ile işbirliği ve diyalog içinde olunduğunu vurguladı.
Osmani, Türkiye'nin bölgedeki rolü hakkındaki bir soru üzerine, Türkiye'nin sadece bölgede değil, dünyada da önemli bir güç olduğunu ve sözünün dinlendiğini söyledi.
Türkiye'nin Suriye'den gelen sığınmacılar konusunda yaptıkları nedeniyle teşekkürü hak ettiğinin altını çizen Osmani, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriye yönetiminin tutumu karşısındaki cesur tavrı ve Gazze konusunda İsrail'e karşı takındığı tutumun da önemli olduğunu sözlerine ekledi.