Arınç'tan büyükelçilere akşam yemeği
Başbakan Yardımcısı Arınç, 4. Büyükelçiler Konferansı'nda bir araya gelen büyükelçilere, Vilayetler Evi'nde, akşam yemeği verdi. Yemeğe, Ahmet Davutoğlu da katıldı.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''terörün iç kaynaklarını kurutmadan çareyi sadece dışarıda aramak, bizi bu beladan kurtaramaz. İşte biz de bu anlayışla, terörün yurt içindeki hareket alanını özellikle son aylarda sergilenen doğru stratejilerle daraltıyoruz'' dedi.
Arınç, 4. Büyükelçiler Konferansı'nda bir araya gelen büyükelçilere, Vilayetler Evi'nde, akşam yemeği verdi. Yemeğe, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da katıldı.
Yemek öncesinde konuşan Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla bu akşam büyükelçilerle birlikte olma şerefine ulaştığını söyledi.
Meclis Başkanlığı döneminde de daha sonraki yurt dışı seyahatlerinde de büyükelçilerle tanışma fırsatı bulduğunu, büyükelçilerin çalışmalarını takdir ettiğini ifade eden Arınç, konferans dolayısıyla büyükelçilerle bir araya geldiğini, bu nedenle kendisini mutlu saydığını dile getirdi.
''Sayın Başbakanımızın selamlarını, sevgilerini ve başarı dileklerini iletmek istiyoruz'' diyen Arınç, elçilerin 4. Büyükelçiler Konferansı kapsamında yoğun çalışmalar yaptığını söyledi.
Arınç, Türkiye'nin hemen yanı başında yaşanan, Ortadoğu coğrafyasındaki siyasi dönüşüm sürecinin ve Yunanistan'dan Portekiz'e uzanarak Avro Bölgesi ve Avrupa Birliği'nin geleceği bakımından ciddi bir sınama teşkil eden ekonomik krizin ayrıntılı bir şekilde tartışıldığını da belirtti.
Biri batıda diğeri güneyde yaşanan ve etkilerinin bir süre daha devam edeceği aşikar olan bu iki kriz hattının ortasında Türkiye'nin günden güne güçlenen ekonomisi, pekişen demokrasisi ve aktif dış politikasıyla, istikrarlı bir güç odağı olarak yükseldiğini vurgulayan Arınç, bu yükselişin en anlamlı tarafının ise diğer ülkelerin veya ekonomilerin üstünden değil, kendi iç dinamikleri ve çok yönlü politikalarının izinde geleceğe yürümesi olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin sağlam duruşu ile birlikte artan imkan ve kabiliyetlerinin dış politikada yeni bir güç ve hareket sahası oluşturduğunu belirten Arınç, uluslararası ortamda Türkiye'ye yönelik beklentilerin ciddi bir şekilde arttığını, bunun da büyükelçilerin işini daha da güç ve önemli kıldığını söyledi.
Büyükelçilere ''Artık dünyanın neresinde olursanız olun, Türk diplomatı olmanın artan ağırlığını ve sorumluluğunu hissetmektesiniz'' diye seslenen Arınç, şöyle konuştu:
''Doğrudan taraf olalım veya olmayalım, uluslararası gündeme etki eden her konuda özgün ve yapıcı bir Türkiye perspektifi ortaya koymak durumundasınız. Yaklaşık 10 yıl önce iktidara geldiğimizde bu bizim arzumuz ve hedefimizdi. Bugün ise başkalarının bizden beklediği bir ödev ve hatta yükümlülük haline gelmiştir.
Artık Endonezya'da Türkiye'nin demokrasi anlayışı, Afrika'da kalkınma modeli, ABD'de ise radikalleşmeye karşı modelimiz konuşulmaktadır. Bunları siz bizzat sahadaki kişiler olarak daha yakından görmektesiniz. Bu gördüklerinizi ülkemiz kamuoyuna yansıtmanız da bir başka vazife olarak değerlendirilmelidir. Türk Dışişlerinin kurumsal temsilini, bu topraklara yakışır erdem, bilgi ve çok kültürlü karakterle birleştiren sizler gibi idealist büyükelçilerimizin karşımızda olması bizleri heyecanlandırmaktadır.''
Büyükelçilerin alanında kendini en iyi yetiştirmiş, vasıflı şahsiyetler olduğunu belirten Arınç ''ancak bu kişisel özelliklerinizi kurumsal anlamda da tamamlamanız büyük önem taşımaktadır. İşte biz de hükümet olarak size her konuda gereken desteği vermeyi bir öncelik addediyoruz'' diye konuştu.
-''Terörün yurt içindeki hareket alanını daraltıyoruz''-
Dışişleri Bakanlığı'nın yenilenen teşkilat yasasına değinen Arınç, yeni yasanın Dışişleri Bakanlığına ciddi katkılar sağladığına, çalışma koşullarından personel yapısına kadar birçok alanda iyileştirmeler getirdiğine işaret eden Arınç, bu bağlamda Dışişleri Bakanlığının yurt dışındaki misyon sayısının son yıllarda cumhuriyet tarihindeki en büyük artışı yakaladığını bildirdi.
Ağırlıklı olarak Afrika ülkelerinde gerçekleşen genişlemenin gelecek dönemde de gerektiği ölçüde devam edeceğini belirten Arınç, bunun için gerekli kaynakların seferber edilmesinden kaçınılmayacağını kaydetti.
Dış politikada ihtiyaç duyulan en önemli donanımın bizzat Türkiye'nin muasır medeniyet çizgisindeki yürüyüşü olduğunun altını çizen Arınç, ''Atatürk'ün de dediği gibi dış politikayla iç siyaseti birbirinden ayrı düşünmek mümkün değildir. Türkiye içeride güçlü, huzurlu ve müreffeh olduğu ölçüde, dış politikada da etkin, aktif ve başarılı olabilecektir'' dedi.
Son 10 yılda büyük mesafeler katettiklerini, ancak daha katetmeleri gereken uzun bir yol bulunduğunun bilincinde olduklarını ifade eden Arınç, ''Bu itibarla, gerek ekonomimizi gerekse demokrasimizi daha da güçlendirerek, ülkemizde istikrarı daha da pekiştirerek, sizin elinizi kuvvetlendirmeye devam edeceğiz'' diye konuştu.
Türkiye'yi layık olduğu yeni bir anayasaya kavuşturmanın en öncelikli hedefleri olduğunu vurgulayan Arınç, şöyle devam etti:
''Parlamentodaki tüm siyasi grupların ve toplumumuzun tüm kesimlerinin katılımıyla yeni bir sosyal mutabakat çerçevesinde oluşturacağımız bu anayasanın ülkemizde demokrasiye ilave güç ve canlılık kazandıracağına inanıyorum. Demokrasimizi bu şekilde geliştirmek ve toplumsal huzuru bu yolla daha da güçlendirmek, Türkiye'nin yükselişinin önündeki belki de en önemli engel olan terörizmle mücadelede bize önemli bir üstünlük sağlayacaktır.
Sizler, yıllardır terörle mücadelenin dış boyutunda faaliyet gösteriyor, uluslararası toplumun bu konuda üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmesi için çaba sarf ediyorsunuz. Bu çok önemlidir ve bu yöndeki gayretlerinizi aynı kararlılıkla sürdürmemiz gerekmektedir.
Ancak şunu da kabul etmemiz gerekir ki terörün iç kaynaklarını kurutmadan çareyi sadece dışarıda aramak, bizi bu beladan kurtaramaz. İşte biz de bu anlayışla, terörün yurt içindeki hareket alanını özellikle son aylarda sergilenen doğru stratejilerle daraltıyoruz. Terörizmle mücadele için ise daha fazla demokrasi ve hakların yaygın kullanımı için yeni politikalar geliştiriyoruz.''
-Türkiye'nin ekonomik performansı-
Türkiye'nin ekonomik alandaki performansının da dış politikaya doğrudan etki yaptığını belirten Arınç, yakın geçmişe kadar dışarıdan yardım alan Türkiye'nin bugün yılda bir küsur milyar dolar yardım veren bir ülke haline geldiğini, bunun etkisini en yakından büyükelçiliklerin hissettiğini kaydetti.
Türkiye'nin ekonomisinin itici gücünün sınır tanımayan girişimci ruhu, yorulmak bilmeyen çalışma temposu ve zor şartların üstesinden gelmeyi başaran yaratıcılığıyla özel sektörün ve işadamlarının olduğunu dile getiren Arınç, ekonomik büyüme ve istikrarın ancak gelişen bir özel sektörle mümkün olacağını söyledi.
Büyük bir potansiyele sahip özel sektörün dışarıya açılmasına yardımcı olmanın önemini vurgulayan Arınç, ''Bize ve sizlere düşen işadamlarımızın ve girişimcilerimizin önünü açmak, gerektiğinde onları takip etmektir'' diye konuştu.
Türkiye'deki yatırım ortamının geliştirilmesi için her türlü adımı attıklarını belirten Arınç, şunları kaydetti:
''Krizler, büyümeler, demokratik gelişimler tüm bunların Türkiye perspektifinden uluslararası ortamda okunması da sizlerin bir görevidir. Evet, 'elçiye zeval olmaz', elçi söyleneni, söylemesi gerektiğini muhataplarına çekinmeden, korkmadan, aynıyla iletir. Bu sebeple sizlerin yaşamları, davranışları ve tavırları, Türkiye tavrı, davranışı ve yaşamı olmadır. Bu yaklaşımı hem yabancılar hem de Türk vatandaşlarımız hissetmelidir.
Ülkemizin dışındaki temsilciliklerinin kapısı istisnasız her vatandaşımıza açıktır. Ancak vatandaşlarımızın bu kapıyı çalmakta kimi zaman tatsız eski tecrübelerinden kimi zaman da önyargılardan kaynaklanan çekingenliklerini kırmanız gerekmektedir. Bu sebeple dünyanın neresinde olursa olsun, vatandaşımız devlet desteğini ve şefkatini arkasında hissetmelidir. Vatandaşımızın ve bizim sizlerden beklentimiz budur.''
Arınç, vatandaşların bulundukları ülkelerde asimile olmadan entegre olmaya, toplumun diğer unsurlarıyla ve yönetimle barışık bireyler olmaya teşvik edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Başbakan Yardımcısı Arınç, 4. Büyükelçiler Konferansı'nda bir araya gelen büyükelçilere, Vilayetler Evi'nde, akşam yemeği verdi. Yemeğe, Ahmet Davutoğlu da katıldı.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''terörün iç kaynaklarını kurutmadan çareyi sadece dışarıda aramak, bizi bu beladan kurtaramaz. İşte biz de bu anlayışla, terörün yurt içindeki hareket alanını özellikle son aylarda sergilenen doğru stratejilerle daraltıyoruz'' dedi.
Arınç, 4. Büyükelçiler Konferansı'nda bir araya gelen büyükelçilere, Vilayetler Evi'nde, akşam yemeği verdi. Yemeğe, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da katıldı.
Yemek öncesinde konuşan Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla bu akşam büyükelçilerle birlikte olma şerefine ulaştığını söyledi.
Meclis Başkanlığı döneminde de daha sonraki yurt dışı seyahatlerinde de büyükelçilerle tanışma fırsatı bulduğunu, büyükelçilerin çalışmalarını takdir ettiğini ifade eden Arınç, konferans dolayısıyla büyükelçilerle bir araya geldiğini, bu nedenle kendisini mutlu saydığını dile getirdi.
''Sayın Başbakanımızın selamlarını, sevgilerini ve başarı dileklerini iletmek istiyoruz'' diyen Arınç, elçilerin 4. Büyükelçiler Konferansı kapsamında yoğun çalışmalar yaptığını söyledi.
Arınç, Türkiye'nin hemen yanı başında yaşanan, Ortadoğu coğrafyasındaki siyasi dönüşüm sürecinin ve Yunanistan'dan Portekiz'e uzanarak Avro Bölgesi ve Avrupa Birliği'nin geleceği bakımından ciddi bir sınama teşkil eden ekonomik krizin ayrıntılı bir şekilde tartışıldığını da belirtti.
Biri batıda diğeri güneyde yaşanan ve etkilerinin bir süre daha devam edeceği aşikar olan bu iki kriz hattının ortasında Türkiye'nin günden güne güçlenen ekonomisi, pekişen demokrasisi ve aktif dış politikasıyla, istikrarlı bir güç odağı olarak yükseldiğini vurgulayan Arınç, bu yükselişin en anlamlı tarafının ise diğer ülkelerin veya ekonomilerin üstünden değil, kendi iç dinamikleri ve çok yönlü politikalarının izinde geleceğe yürümesi olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin sağlam duruşu ile birlikte artan imkan ve kabiliyetlerinin dış politikada yeni bir güç ve hareket sahası oluşturduğunu belirten Arınç, uluslararası ortamda Türkiye'ye yönelik beklentilerin ciddi bir şekilde arttığını, bunun da büyükelçilerin işini daha da güç ve önemli kıldığını söyledi.
Büyükelçilere ''Artık dünyanın neresinde olursanız olun, Türk diplomatı olmanın artan ağırlığını ve sorumluluğunu hissetmektesiniz'' diye seslenen Arınç, şöyle konuştu:
''Doğrudan taraf olalım veya olmayalım, uluslararası gündeme etki eden her konuda özgün ve yapıcı bir Türkiye perspektifi ortaya koymak durumundasınız. Yaklaşık 10 yıl önce iktidara geldiğimizde bu bizim arzumuz ve hedefimizdi. Bugün ise başkalarının bizden beklediği bir ödev ve hatta yükümlülük haline gelmiştir.
Artık Endonezya'da Türkiye'nin demokrasi anlayışı, Afrika'da kalkınma modeli, ABD'de ise radikalleşmeye karşı modelimiz konuşulmaktadır. Bunları siz bizzat sahadaki kişiler olarak daha yakından görmektesiniz. Bu gördüklerinizi ülkemiz kamuoyuna yansıtmanız da bir başka vazife olarak değerlendirilmelidir. Türk Dışişlerinin kurumsal temsilini, bu topraklara yakışır erdem, bilgi ve çok kültürlü karakterle birleştiren sizler gibi idealist büyükelçilerimizin karşımızda olması bizleri heyecanlandırmaktadır.''
Büyükelçilerin alanında kendini en iyi yetiştirmiş, vasıflı şahsiyetler olduğunu belirten Arınç ''ancak bu kişisel özelliklerinizi kurumsal anlamda da tamamlamanız büyük önem taşımaktadır. İşte biz de hükümet olarak size her konuda gereken desteği vermeyi bir öncelik addediyoruz'' diye konuştu.
-''Terörün yurt içindeki hareket alanını daraltıyoruz''-
Dışişleri Bakanlığı'nın yenilenen teşkilat yasasına değinen Arınç, yeni yasanın Dışişleri Bakanlığına ciddi katkılar sağladığına, çalışma koşullarından personel yapısına kadar birçok alanda iyileştirmeler getirdiğine işaret eden Arınç, bu bağlamda Dışişleri Bakanlığının yurt dışındaki misyon sayısının son yıllarda cumhuriyet tarihindeki en büyük artışı yakaladığını bildirdi.
Ağırlıklı olarak Afrika ülkelerinde gerçekleşen genişlemenin gelecek dönemde de gerektiği ölçüde devam edeceğini belirten Arınç, bunun için gerekli kaynakların seferber edilmesinden kaçınılmayacağını kaydetti.
Dış politikada ihtiyaç duyulan en önemli donanımın bizzat Türkiye'nin muasır medeniyet çizgisindeki yürüyüşü olduğunun altını çizen Arınç, ''Atatürk'ün de dediği gibi dış politikayla iç siyaseti birbirinden ayrı düşünmek mümkün değildir. Türkiye içeride güçlü, huzurlu ve müreffeh olduğu ölçüde, dış politikada da etkin, aktif ve başarılı olabilecektir'' dedi.
Son 10 yılda büyük mesafeler katettiklerini, ancak daha katetmeleri gereken uzun bir yol bulunduğunun bilincinde olduklarını ifade eden Arınç, ''Bu itibarla, gerek ekonomimizi gerekse demokrasimizi daha da güçlendirerek, ülkemizde istikrarı daha da pekiştirerek, sizin elinizi kuvvetlendirmeye devam edeceğiz'' diye konuştu.
Türkiye'yi layık olduğu yeni bir anayasaya kavuşturmanın en öncelikli hedefleri olduğunu vurgulayan Arınç, şöyle devam etti:
''Parlamentodaki tüm siyasi grupların ve toplumumuzun tüm kesimlerinin katılımıyla yeni bir sosyal mutabakat çerçevesinde oluşturacağımız bu anayasanın ülkemizde demokrasiye ilave güç ve canlılık kazandıracağına inanıyorum. Demokrasimizi bu şekilde geliştirmek ve toplumsal huzuru bu yolla daha da güçlendirmek, Türkiye'nin yükselişinin önündeki belki de en önemli engel olan terörizmle mücadelede bize önemli bir üstünlük sağlayacaktır.
Sizler, yıllardır terörle mücadelenin dış boyutunda faaliyet gösteriyor, uluslararası toplumun bu konuda üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmesi için çaba sarf ediyorsunuz. Bu çok önemlidir ve bu yöndeki gayretlerinizi aynı kararlılıkla sürdürmemiz gerekmektedir.
Ancak şunu da kabul etmemiz gerekir ki terörün iç kaynaklarını kurutmadan çareyi sadece dışarıda aramak, bizi bu beladan kurtaramaz. İşte biz de bu anlayışla, terörün yurt içindeki hareket alanını özellikle son aylarda sergilenen doğru stratejilerle daraltıyoruz. Terörizmle mücadele için ise daha fazla demokrasi ve hakların yaygın kullanımı için yeni politikalar geliştiriyoruz.''
-Türkiye'nin ekonomik performansı-
Türkiye'nin ekonomik alandaki performansının da dış politikaya doğrudan etki yaptığını belirten Arınç, yakın geçmişe kadar dışarıdan yardım alan Türkiye'nin bugün yılda bir küsur milyar dolar yardım veren bir ülke haline geldiğini, bunun etkisini en yakından büyükelçiliklerin hissettiğini kaydetti.
Türkiye'nin ekonomisinin itici gücünün sınır tanımayan girişimci ruhu, yorulmak bilmeyen çalışma temposu ve zor şartların üstesinden gelmeyi başaran yaratıcılığıyla özel sektörün ve işadamlarının olduğunu dile getiren Arınç, ekonomik büyüme ve istikrarın ancak gelişen bir özel sektörle mümkün olacağını söyledi.
Büyük bir potansiyele sahip özel sektörün dışarıya açılmasına yardımcı olmanın önemini vurgulayan Arınç, ''Bize ve sizlere düşen işadamlarımızın ve girişimcilerimizin önünü açmak, gerektiğinde onları takip etmektir'' diye konuştu.
Türkiye'deki yatırım ortamının geliştirilmesi için her türlü adımı attıklarını belirten Arınç, şunları kaydetti:
''Krizler, büyümeler, demokratik gelişimler tüm bunların Türkiye perspektifinden uluslararası ortamda okunması da sizlerin bir görevidir. Evet, 'elçiye zeval olmaz', elçi söyleneni, söylemesi gerektiğini muhataplarına çekinmeden, korkmadan, aynıyla iletir. Bu sebeple sizlerin yaşamları, davranışları ve tavırları, Türkiye tavrı, davranışı ve yaşamı olmadır. Bu yaklaşımı hem yabancılar hem de Türk vatandaşlarımız hissetmelidir.
Ülkemizin dışındaki temsilciliklerinin kapısı istisnasız her vatandaşımıza açıktır. Ancak vatandaşlarımızın bu kapıyı çalmakta kimi zaman tatsız eski tecrübelerinden kimi zaman da önyargılardan kaynaklanan çekingenliklerini kırmanız gerekmektedir. Bu sebeple dünyanın neresinde olursa olsun, vatandaşımız devlet desteğini ve şefkatini arkasında hissetmelidir. Vatandaşımızın ve bizim sizlerden beklentimiz budur.''
Arınç, vatandaşların bulundukları ülkelerde asimile olmadan entegre olmaya, toplumun diğer unsurlarıyla ve yönetimle barışık bireyler olmaya teşvik edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.