Tolon: Mitingleri anayasal bir haktır
Ergenekon davasının tutuksuz sanığı emekli Orgeneral Hurşit Tolon, Cumhuriyet mitinglerinin tamamıyla anayasal bir hakkın icrası kapsamında gerçekleştiğini savundu.
Ergenekon davasının tutuksuz sanığı emekli Orgeneral Hurşit Tolon, iddianamede Cumhuriyet mitinglerine katıldığına ilişkin bölümlerle ilgili, "Bu mitinglerde, halkı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı silahlı isyana teşvik etmeye yönelik hiçbir eylemde bulunmadım." dedi. Tolon, mitinglerin tamamıyla anayasal bir hakkın icrası kapsamında gerçekleştiğini savundu.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ikinci Ergenekon davasında sanık Hurşit Tolon, Cumhuriyet mitinglerinde halkı silahlı isyana teşvik ettiği suçlamalarını reddetti. Cumhuriyet mitinglerinin Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) ve kendilerine "14 Nisan Grubu" adını veren çeşitli sivil toplum kuruluşları tarafından düzenlendiğini söyleyen Tolon, "Danışmanı olduğum Anadolu Ulusal Uyanış Dayanışma Platformu (AUUDP) sadece Ankara'daki 14 Nisan 2007 tarihinde gerçekleştirilen Cumhuriyet mitingine katılmıştır. Bu mitinglerde, halkı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı silahlı isyana teşvik etmeye yönelik hiçbir eylemde bulunmadım. Tamamıyla anayasal bir hakkın icrası kapsamında gerçekleşen mitinglerin, iddianamede halkı silahlı isyana teşvik şeklinde değerlendirilmesi son derece yanlış ve yakışıksız bir nitelemedir." iddiasında bulundu.
Sivil toplum faaliyetinin anayasal hak olduğunu ifade eden Tolon, "Cumhuriyet mitinglerinde halkın hükümete karşı silahlı ya da silahsız isyana yönelik hiçbir eylemde bulunması söz konusu değildir. Şayet bu mitingler halkın hükümete karşı isyanı ise niçin emniyet güçlerinin denetim ve gözetiminde gerçekleşen bu etkinliklere, polis hiçbir müdahalede bulunmayıp, sadece izleyici olmayı tercih etmiştir. Bunun hukuki ve mantıki izahı, mümkün değildir." diye konuştu. Cumhuriyet mitingleri nedeniyle suçlanmasını eleştiren Tolon, "Böyle bir iddia, şayet rahmetli İsmet İnönü'ye söylenmiş olsaydı, o meşhur sözü olan 'hadi canım sen de' diye yanıt verirdi sanıyorum. Hukuk eğitimi alarak, bu faaliyetler, halkı hükümete karşı silahlı isyana teşvik suçunu meydana getiriyor ise, resmi merciiler bu mitinglerin yapılmasına niçin izin vermiştir. Cumhuriyet mitingleri için o tarihte niçin soruşturma başlatılmamıştır. Bunlar suçsa, ülkemizde anayasal, demokratik haklar nedir ve nerededir?" diye sordu.
Hurşit Tolon, Ergenekon ana davasında "Gizli tanık Anadolu benim" şeklinde açıklama yapan sanık Ümit Sayın'ın 3. iddianamede yer alan ifadelerinde kendisi hakkında iftiralarda bulunduğunu iddia etti. Tolon, "Soruşturma savcılarının soruşturması tamamlanıp kovuşturması devam eden bir davada sanık olarak yargılanan bir kişiyi mahkemenin bilgisi dışında 'gizli tanık' olarak dinleyerek, yargılamaya dahil etmesi hukuka ve kanuna açıkça aykırılık teşkil eden bir uygulamadır." iddiasında bulundu.
İkinci Ergenekon davasında bir süre tutuklu yargılandıktan sonra tahliye edilen eski Türk Metal Sendika Başkanı Mustafa Özbek ile "Türkiyem Topluluğu'nun sözcüsü olması nedeniyle tanıştığını belirten Tolon, "İddianamedeki 'sendikaları yönlendirmeye çalıştığım' şeklindeki değerlendirmesi, maddi hiçbir kanıta dayanmayan ve tamamıyla afaki bir iddiadan ibarettir." dedi.
Hakkındaki tüm suçlamaları reddettiğini söyleyen Tolon, sorgusundan sonraki duruşmalardan izinli sayılmasını ve beraatine karar verilmesini talep etti.
Tolon'un savunmasını tamamlamasının ardından duruşma, 21 Kasım Pazartesi gününe ertelendi. Pazartesi günü yapılacak 143. duruşmada Tolon'un çapraz sorgusunun yapılması bekleniyor.
Öte yandan, 12 Kasım'da kalp krizi sonucu ölen MİT'çi Kaşif Kozinoğlu'un koğuş arkadaşı emekli albay Atilla Uğur'un avukatları Celal Ülgen ve Hüseyin Ersöz mahkemeye verdikleri dilekçede, müvekkillerinin Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne sevk edilmesini istedi.
Ergenekon davasının tutuksuz sanığı emekli Orgeneral Hurşit Tolon, Cumhuriyet mitinglerinin tamamıyla anayasal bir hakkın icrası kapsamında gerçekleştiğini savundu.
Ergenekon davasının tutuksuz sanığı emekli Orgeneral Hurşit Tolon, iddianamede Cumhuriyet mitinglerine katıldığına ilişkin bölümlerle ilgili, "Bu mitinglerde, halkı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı silahlı isyana teşvik etmeye yönelik hiçbir eylemde bulunmadım." dedi. Tolon, mitinglerin tamamıyla anayasal bir hakkın icrası kapsamında gerçekleştiğini savundu.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ikinci Ergenekon davasında sanık Hurşit Tolon, Cumhuriyet mitinglerinde halkı silahlı isyana teşvik ettiği suçlamalarını reddetti. Cumhuriyet mitinglerinin Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) ve kendilerine "14 Nisan Grubu" adını veren çeşitli sivil toplum kuruluşları tarafından düzenlendiğini söyleyen Tolon, "Danışmanı olduğum Anadolu Ulusal Uyanış Dayanışma Platformu (AUUDP) sadece Ankara'daki 14 Nisan 2007 tarihinde gerçekleştirilen Cumhuriyet mitingine katılmıştır. Bu mitinglerde, halkı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı silahlı isyana teşvik etmeye yönelik hiçbir eylemde bulunmadım. Tamamıyla anayasal bir hakkın icrası kapsamında gerçekleşen mitinglerin, iddianamede halkı silahlı isyana teşvik şeklinde değerlendirilmesi son derece yanlış ve yakışıksız bir nitelemedir." iddiasında bulundu.
Sivil toplum faaliyetinin anayasal hak olduğunu ifade eden Tolon, "Cumhuriyet mitinglerinde halkın hükümete karşı silahlı ya da silahsız isyana yönelik hiçbir eylemde bulunması söz konusu değildir. Şayet bu mitingler halkın hükümete karşı isyanı ise niçin emniyet güçlerinin denetim ve gözetiminde gerçekleşen bu etkinliklere, polis hiçbir müdahalede bulunmayıp, sadece izleyici olmayı tercih etmiştir. Bunun hukuki ve mantıki izahı, mümkün değildir." diye konuştu. Cumhuriyet mitingleri nedeniyle suçlanmasını eleştiren Tolon, "Böyle bir iddia, şayet rahmetli İsmet İnönü'ye söylenmiş olsaydı, o meşhur sözü olan 'hadi canım sen de' diye yanıt verirdi sanıyorum. Hukuk eğitimi alarak, bu faaliyetler, halkı hükümete karşı silahlı isyana teşvik suçunu meydana getiriyor ise, resmi merciiler bu mitinglerin yapılmasına niçin izin vermiştir. Cumhuriyet mitingleri için o tarihte niçin soruşturma başlatılmamıştır. Bunlar suçsa, ülkemizde anayasal, demokratik haklar nedir ve nerededir?" diye sordu.
Hurşit Tolon, Ergenekon ana davasında "Gizli tanık Anadolu benim" şeklinde açıklama yapan sanık Ümit Sayın'ın 3. iddianamede yer alan ifadelerinde kendisi hakkında iftiralarda bulunduğunu iddia etti. Tolon, "Soruşturma savcılarının soruşturması tamamlanıp kovuşturması devam eden bir davada sanık olarak yargılanan bir kişiyi mahkemenin bilgisi dışında 'gizli tanık' olarak dinleyerek, yargılamaya dahil etmesi hukuka ve kanuna açıkça aykırılık teşkil eden bir uygulamadır." iddiasında bulundu.
İkinci Ergenekon davasında bir süre tutuklu yargılandıktan sonra tahliye edilen eski Türk Metal Sendika Başkanı Mustafa Özbek ile "Türkiyem Topluluğu'nun sözcüsü olması nedeniyle tanıştığını belirten Tolon, "İddianamedeki 'sendikaları yönlendirmeye çalıştığım' şeklindeki değerlendirmesi, maddi hiçbir kanıta dayanmayan ve tamamıyla afaki bir iddiadan ibarettir." dedi.
Hakkındaki tüm suçlamaları reddettiğini söyleyen Tolon, sorgusundan sonraki duruşmalardan izinli sayılmasını ve beraatine karar verilmesini talep etti.
Tolon'un savunmasını tamamlamasının ardından duruşma, 21 Kasım Pazartesi gününe ertelendi. Pazartesi günü yapılacak 143. duruşmada Tolon'un çapraz sorgusunun yapılması bekleniyor.
Öte yandan, 12 Kasım'da kalp krizi sonucu ölen MİT'çi Kaşif Kozinoğlu'un koğuş arkadaşı emekli albay Atilla Uğur'un avukatları Celal Ülgen ve Hüseyin Ersöz mahkemeye verdikleri dilekçede, müvekkillerinin Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne sevk edilmesini istedi.
