''Ergenekon'' soruşturması kapsamında tutuklanan gazeteci Ahmet Şık'ın avukatlarınca İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesine dilekçe sundu. Dilekçede savcılığın bildiriminin vahim ve ürkütücü olduğu belirtildi
''Ergenekon'' soruşturması kapsamında tutuklanan gazeteci Ahmet Şık'ın avukatlarınca İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesine sunulan, ''Şık'tan elde edilen 'İmamın Ordusu' adlı kitap taslağının doküman ve tüm nüshalarına el konulmasına ilişkin karara itiraz'' dilekçesinde, kararda yer alan savcılık bildiriminin''vahim ve ürkütücü'' olduğu belirtildi.
Gazeteci Ahmet Şık'ın avukatları Bülent Utku ve Akın Atalay tarafından İstanbul Nöbetçi 12. Ağır Ceza Mahkemesine sunulan dilekçede, İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü yetkilileri tarafından kendilerine telefon açıldığı ve İstanbul Nöbetçi 12. Ağır Ceza Mahkemesinin ''İmamın Ordusu' adlı kitap taslağının doküman ve tüm nüshalarına el konulmasına'' ilişkin kararın kendilerine tebliğ edildiği belirtilerek, dün mahkemenin tebliğ ettiği karar metnine yer verildi.
El koyma kararının bir örneğinin avukatlara verilmediği için kararın mahiyeti ve kapsamının avukatlarca bilinmediği aktarılan dilekçede, Cumhuriyet Savcılığının karara dayalı olarak yazdığı ''şüphelinin avukatındaki nüshalara da el konulması, aksine davranışın hem CMK 124 hem de örgüte yardım suçunu oluşturacağı'' şeklindeki talimat yazısı nedeniyle, el koyma kararına CMK'nın 267. ve diğer maddeleri uyarınca itiraz edildiği ifade edildi.
Mahkemenin el koyma kararının yasal dayanağını oluşturan CMK'nın 124. maddesinin son fıkrasında, ''Ancak şüpheli veya sanık ya da tanıklıktan çekinebilecekler hakkında bu hüküm uygulanmaz'' ifadesinin olduğu ve bu hükmün avukatlara uygulanmayacağının açıkça belirtildiği anlatılan dilekçede, CMK'nın 46. maddesine göre avukatların yüklendikleri yargı görevi ve öğrendikleri bilgiler nedeniyle tanıklıktan çekinme hakkına sahip olduklarının tartışmasız olduğu vurgulandı.
-''AVUKATIN HAPSİ BİLDİRİMİ, VAHİM VE ÜRKÜTÜCÜ''-
Dilekçede, şu ifadeler kullanıldı:
''Hakkımızda CMK'nın 124. maddesi gereği disiplin hapsi uygulanabileceği yönündeki bildirim, kanunun açık ve emredici hükmüne aykırılık oluşturmaktadır. Savunma hakkına yönelik açık bir tehdit oluşturduğu kanaatiyle, bu vahim ve ürkütücü bildirim ve uygulamayı sayın hakimliğin (ve gerektiğinde itirazı inceleyecek sayın mahkeme heyeti üyelerinin) takdir ve değerlendirmesine sunuyoruz. Bu uygulama karşısında söyleyecek söz bulamadığımızı belirtmekle yetinmek istiyoruz.''
CMK'nın 126. maddesinde, ''Şüpheli veya sanık ile 45 ve 46. maddelere göre tanıklıktan çekinebilecek kimseler arasındaki mektuplara ve belgelere; bu kimselerin nezdinde bulundukça el konulamaz'' ifadesinin yer aldığı aktarılan dilekçede, hiçbir tartışmaya el vermeyecek şekilde açık ve emredici olan bu düzenlemenin, şüpheli avukatın kendisinde bulundurduğu, soruşturmayla ilgili belgelere el konulamayacağı anlamına geldiği savunuldu.
Yasal hükümler gereği el koyma kararının kaldırılması veya el koyma kararının avukatları ve tanıklıktan çekinme hakkına sahip olanları kapsamadığının, verilecek kararda açıkça belirtilmesi talep edilen dilekçede, ''Cumhuriyet Başsavcılığının, hakimliğinizin kararına dayalı olarak ilettiği talimattaki, 'Aksine davranışın örgüte yardım suçunu oluşturacağı' şeklindeki bildirimin, sayın hakimliğin kararında yer almadığını veya alamayacağını düşünmekteyiz. Ancak, hukuk tarihinde eşine rastlanmayacak bir bildirimle karşı karşıya kaldığımızın da tarihe not olarak düşülmesi gerektiği kanısındayız'' denildi.
El koyma kararının kaldırılması veya düzeltilmesi talep edilen dilekçede, bu talebin hakimlikçe yerinde görülmediği taktirde CMK'nın 268/2 ve 3. maddeleri gereği görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi istendi.