AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi, Listeler açıklandığında göreceksiniz ne Ergenekon tutuklularına yer verilmiş olacak, ne de yasa dışı örgüt mensupları yer alamayacaktır'' dedi.

Tanrıverdi, Karabük'ün Safranbolu ilçesindeki Zalifre Otel'de AK Parti İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, partilerinden milletvekilliği aday adaylığı için 850 civarında kadın ve 400'e yakın da engellinin başvuruda bulunduğunu söyledi.
TBMM'de daha fazla milletvekili ile temsil hakkı kazanmalarının çok önemli olduğunu anlatan Tanrıverdi, şöyle konuştu:

''Türkiye'de 367 garabetini biliyorsunuz. Bunu aşacak sayıda TBMM'ye girmemiz, ülkemizin gerçek demokrasiyle buluşmasını sağlayacaktır. Milletvekili adaylarımızı seçerken çok seçici olacağız. Listeler açıklandığında göreceksiniz ne Ergenekon tutuklularına yer verilmiş olacak, ne de yasa dışı örgüt mensupları yer alamayacaktır. Varsın CHP, MHP Ergenekon tutuklularına listelerinde yer ayırsınlar. Onlar yarışsın aralarında. Biz millete hizmet için çalışalım, onlar Ergenekon tutuklularını listelerinde yer verme yarışında olsunlar. Bu yarışları sürerken de boş dosyalarla milletin kafalarının karışması adına siyasi popülizim peşinde geziyorlar. Milletimiz artık kimin ne olduğunu biliyor.

U dönüşü Kemal'in (Kemal Kılıçdaroğlu) kimliğini kişiliğini, herkes biliyor. Dolayısıyla U dönüşü Kemal, artık siyaseti biraz ciddi yapmalı, dürüst siyaset ilkelerine bağlı kalmalı. 'Çamur at izi kalsın' mantığından uzak siyaset yapmalı. Tavsiyemiz bize zarar verdiği anlamında değil, kendilerine ve siyasete zarar verdiği adınadır. Kendilerini uyarıyoruz.''

-ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ-

12 Hazirandaki seçimin ardından yapacakları en önemli işin Anayasa'nın değiştirilemez hükümleri dışındaki bütün maddelerini kökten değiştirmek olduğunu belirten Tanrıverdi, şöyle devam etti:

''Değiştirilemez hükümleri nedir? Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti ilkeleridir. Diğer değişemez hükümler nedir? Bayrak konusudur, bunu kimse değiştiremez. Resmi dili Türkçedir. Herkes ana dili neyse konuşabilir. Ancak devletin resmi dili Türkçedir, hiç kimse bunu da değiştiremez. Onun dışında daha fazla özgürleştirme, sivilleşme ve demokratikleşme adına Anayasa'nın bütün maddelerini halkımızın beklentileri doğrultusunda değiştireceğiz. Çünkü 12 Eylül 2010'da halkımız yönünün demokratikleşmeden yana döndüğünü sandıkta göstermiştir. Değişim istediğini yüzde 58'lik oranla göstermiştir. Dost düşman herkesin yaptığı anketlerde oy oranımız yüzde 45'in altına düşmedi. Halkımız, istikrar ve güvenin tadını almış, sosyal barışın sağlandığını görmüştür. İdeolojik yaklaşımlardan uzaklaşan halkımızın tercihi ile tabii ki bu seçimlerde yüzde 50 civarında oy alacaktır. Ülkemizde konuşulan sorunların üstünü bir kazıyın, altında ya demokrasi açığı ya da boşluğunun olduğunu göreceksiniz. Bunların çözümünün tek reçetesi Anayasa değişikliğidir.''