Kuveyt Başbakan Yardımcısı Muhammed El Sabah, ''Büyük üreticiler, rezervleri fazla olan bizler, fiyatlardaki aşırı oynamalardan hoşlanmıyoruz. Biz, istikrarlı bir petrol piyasası istiyoruz'' dedi.

El Sabah, Değişim Liderleri Zirvesi'nde düzenlenen ''Küresel Ekonominin Geleceği'' konulu oturumda yaptığı konuşmada, küresel güç merkezinin değişmesi, küresel tehdit algısının değişmesi ve nüfusun değişmesi olgularını anlattı.
Geçmişte hükümetlerin ekonomik konularda baskın olduklarını ve karar verme süreçlerinin tamamen onlara ait olduğunu belirten El Sabah, ''Artık biz blogların, twiter'ların, facebook'ların dönemini yaşıyoruz. Bunlar, karar verme süreçlerinde çok doğrudan etkili olabiliyor. Bu da ülkelerde karar verme süreçlerini etkiliyor'' diye konuştu.

Bugün küresel tehdit algısının da değiştiğinin altını çizen El Sabah, nüfusun değişimine ilişkin de şunları kaydetti:

''Ölmekte olan bir kuzey var. Kuzey, nüfus büyümesi açısından azalma gösteriyor. Güneyde de çok yüksek doğum oranı var. Bunlar bir noktada çarpışacak, bu da çok büyük nüfus depremi ortaya çıkaracak. Dünya ve uluslararası toplum, bunu dengeleyebilmek için çaba gösteriyor. Bunu da göç süreciyle yapmaya çalışıyor. Avrupa'nın artık daha fazla göçmen işçi kabul etmeye başladığını görüyoruz. Ama bu süreç devam edemez. Liberal göç politikasında bir geri tepme olacak. Yabancı düşmanlığının, İslam fobisinin ortaya çıktığını, çok kültürlülüğün ölmeye başladığını görüyoruz. Bu, liberal göç politikasına bir tepkidir. Yaşananlar, göçün bir denge faktörü olmadığını gösteriyor. Bizim, birbiriyle çarpışan bu iki unsurun etkisini azaltmak için başka yollar bulmamız gerekiyor. Bizi belirsiz sularda yüzdürecek yeni paradigmalara ihtiyaç var.''

El Sabah, Kuzey Afrika'da yaşanan halk ayaklanmalarından sonra petrol fiyatlarındaki yükselmeye ilişkin, ''Büyük üreticiler, rezervleri fazla olan bizler, fiyatlardaki aşırı oynamalardan hoşlanmıyoruz. Biz, istikrarlı bir petrol piyasası istiyoruz. Biz uluslararası bir toparlanmanın olduğunu, olumlu işaretler geldiğini görüyoruz. Biz de petrol fiyatlarının orta karar seyretmesiyle bunu destekleyeceğiz'' dedi.

Novartis Avrupa Bölge Başkanı Eric Cornut ise sağlık maliyetlerine işaret ederek, her hükümetin bunu etkin bir şekilde yönetmesinin yolunu bulması gerektiğini söyledi.

Cornut, ''Sağlık konusunda eğitim çok önemli. Onları akılcı, makul bir hasta, tüketici olarak eğitin. Bugün Avrupa'da bire 5 oranında haksız dağılım olduğunu görüyoruz. Hep birlikte çalışmamız lazım. Gizli üretkenliği ortaya çıkartma meselesi... Etkin olmayan bir sağlık sistemi bunun üstünü kapatmış durumda'' dedi.

-''UMUTLAR KARŞILANAMAZSA BARIŞ VE İSTİKRAR DA DEVAM ETTİRİLEMEZ''-

UNDP Başkanı Helen Clark da ''Yeni Bir Bakış Açısı İle Kalkınma'' konulu oturumda yaptığı konuşmada, kalkınmanın önündeki mevcut zorlukların altını çizerek, sosyo ekonomik durum, çok büyük doğal afetler, birçok ülkede çıkan çatışmalar ve çevresel bozukluklara dikkati çekti. Clark, gıda ve yakıt krizlerinin küresel ekonomik krizden önce ortaya çıktığını, bu krizlerin en fazla yoksul insanları etkilediğini ifade etti.

Clark, dünyada belli bir gelişme, ilerleme ve kalkınma olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Şu anda dünyada genç nüfusun fazla olduğunu görüyoruz. İnsanlık tarihinde bu kadar yüksek sayıda genç nüfus görülmemişti. Geleceğe dair çok umutlar var. Aynı zamanda birçoğu da kendi geleceğiyle ilgili büyük endişeler taşıyor. Şu anda çok az istihdam var. Burada fırsat eksikliği, zorluklardan dolayı... Bu yıl da Arap devletlerindeki başkaldırıdan bunu görüyoruz. Gençler daha fazla katılım, adalet, onur istiyorlar. Bu türden umutlar karşılanamazsa o zaman kalkınma için ihtiyaç duyduğumuz barış ve istikrar da devam ettirilemez.''

OECD Genel Sekreter Vekili Aart de Geus ise krizin, kendilerine ''kalkınma aşamalarında en savunmasız ve işsizlikten en fazla mustarip olan ülkelere bakmaları gerektiğini'' söylediğini bildirerek, yolsuzluğa karşı savaşmaları gerektiğini kaydetti.

Malezya 5. Başbakanı Abdullah Badawi ise ilerlemek isteyen her ülkenin eğitimin kalitesini iyileştirmesi gerektiğini, bazı ülkelerin gücü elinde tutma ve kararları kendilerinin vermesini istemesi nedeniyle seçim istemediğini gördüklerini söyledi.

Badawi, değişimin farklı şeylerden gelebileceğini ifade ederek, ''Değişim, tek bir kaynaktan gelmez. Değişime sebep olan 1-2 neden yoktur. Adalet, refahın eşit dağılımı bizim dikkatle incelememiz gereken konuları oluşturuyor'' diye konuştu.