DSP Genel Başkanı Masum Türker, Parti Meclisi toplantısının açılışında konuştu. Türker, ''DSP'nin CHP ile işbirliği yapmak konusunda hiçbir talebi olmadı'' dedi.
Türkiye'nin 12 Haziran öncesi zor bir süreçten geçtiğini belirten Türker, ülkeyi yeniden şekillendirmek isteyenlerin çeşitli çabalarda bulunduğunu ifade etti.
Ulus devlet yerine şehir devleti, başkanlık sistemi, bölgesel yönetim gibi yapıların dayatıldığını savunan Türker, ancak milli bir hükümetin bu dayatmalara ''dur'' diyebileceğini kaydetti.
''DSP'nin CHP ile işbirliği yapmak konusunda hiçbir talebi olmadı'' diyen Türker, buna karşılık CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ''DSP bize gelebilir, ama partiyi kapatması kaydıyla'' görüşünü dile getirmesini ''haddini aşmış bir söylem'' olarak niteledi.
Türker, ''MHP ile olmazsa AK Parti ile koalisyon kurabileceğini söyleyen bir CHP'ye hiç ihtiyaçlarının olmadığını'' belirtti.
Seçim öncesi oyunu kime vereceğini açıklamayan yüzde 25'lik bir seçmen kitlesi bulunduğuna işaret eden Türker, ''DSP, parlamento dışındaki partilerle 'demokratik birliktelik' çalışmalarını sürdürüyor'' dedi. Şimdilik bu çalışmaları seslendirmediklerini belirten Türker, açıklanırsa bazı mekanizmaların devreye girebileceği öne sürdü.
Güç birliği amacıyla Tuncay Özkan ve Doğu Perinçek'in DSP'den aday olabileceklerini bildiren Türker, bu adaylığın özgürlük için değil, kendilerini daha iyi savunabilmeleri için olduğunun altını çizdi. Türker, Mehmet Haberal gibi isimlerin de Silivri'de haksız yere tutulduğunu söyledi.
Libya'daki olaylara da değinen Türker, birçok şirketin, olaylar sırasında şantiyelerini ve araç parkını bıraktığını, yetkililerden konuya eğilmelerini istediklerini kaydetti.
Libya'da binlerce Türk olduğu için hükümetin ilk duruşunun ''tarafsız'' olduğunu ve bundan dolayı da kendilerini eleştirmediklerini anlatan Türker, ancak sonrasındaki Kaddafi aleyhine açıklamaların ABD'nin açıklamasının hemen ardından gelmesinin anlam taşıdığını vurguladı.