Adana'da mahkemenin velayetini annesine verdiği 2 yaşındaki kız çocuğu babası tarafından kaçırıldı.
7 aydır evlat hasreti çeken anne ise kızının kıyafetlerini, bebeklerini ve ayakkabılarını öpüp koklayarak avunuyor.
Gaziantep'te 1982 yılında Hatice isimli bir kadın ile evlenen taksi şoförü Cumali Türksoyu (26), ilk çocuğunun dünyaya gelmesini beklerken kullandığı otomobiliyle geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybetti. Türksoyu öldükten 1 ay sonra ise annesi Hatice Türksoy'un ismini Gül adını verdiği kızı dünyaya geldi. Anne Türksoyu kızına sadece 7 ay baktıktan sonra başka birisiyle evlendiği için onu annesine bıraktı.
Gül Türksoyu'nu anneannesi büyüttü. Türksoyu büyüyüp 26 yaşına geldiğinde gönlünü 20 yaşındaki bir gence kaptırdı. Onu çok sevdiği için anneannesi vermemesine rağmen kaçarak Cemil Ç. (22) ile evlendi. Çiftin evliliğinden Dicle Beyza Ç. (2) adını verdikleri bir kızları oldu. Ancak evliliklerinin ikinci yılında çiftin arasında geçimsizlik başladı. Cemil Ç., daha önce nişanlandığı kızı sevdiğini söyleyerek eşine zorla boşanma davası açması gerektiğini, aksi takdirde eski nişanlısını üzerine kuma getireceğini belirtti.
Bunun üzerine Gül Türksoyu, Malatya 1. Aile Mahkemesi'ne şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma başvurusunda bulundu. Mahkeme yaklaşık 10 ay önce çifti boşarken, 2 yaşındaki kız çocuğunun velayetini annesine verdi. Mahkeme babaya tatillerde ve hafta sonlarında kızını görme izni verdi. Evliyken Malatya'da yaşayan Gül Türksoyu, boşandıktan sonra tekrar Gaziantep'e geldi. Ardından da Adana'da iş bularak kızı ve anneannesiyle buraya yerleşti. Bu arada eski eşi Adana'ya gelerek bundan 7 ay önce kızını görmek istediğini, tatilde biraz kendisinde kalmasını istedi. Kızını babasına veren Gül Türksoyu, bir daha ne çocuğunun ne de eski eşinin izine rastlayamadı.
"TATİL İÇİN GÖNDERDİM, 7 AYDIR KIZIMIZI GÖREMİYORUM"
Anne Gül Türksoyu, eşinden 10 ay önce boşandığını belirterek, "Çocuğumu 3 ay tatiline gönderdim ama eşim ondan sonra çocuğumu bana geri göndermedi. 'Git kime başvuruyorsan vur, kime gidersen git, çocuğu vermiyorum. Senden korkmuyorum elinden geleni ardına koyma' dedi. Eşimle ayrıldıktan sonra mahkeme çocuğun velayetini bana verdi. Cumartesi-pazar, tatillerde babasında kalmasına izin verdi mahkeme ama babası bir aldı, bir daha getirmedi. Ben de kızımın fotoğrafı bile kalmadı, hepsini götürmüş. 7 aydır çocuğumu göremediğim için zor günler geçiriyorum.
Onun kıyafetlerini, ayakkabılarını, bebeklerini evde gördükçe çok üzülüyorum. Ama elimden bir şey gelmiyor. Çoğu kez intihara teşebbüs ettim. Hala da intihar etmeyi düşünüyorum. Çocuğumu alana kadar her şeyi yapmayı düşünüyorum çünkü o benim her şeyim. Dünyadaki her şeyim o benim. Bir anne nasıl evladından ayrı kalabilir ki? Bu acıyı Allah düşmanımıza bile vermesin" dedi.
Kızının eşyalarını kokladığını gözyaşları içinde anlatan acılı anne, "Her gün kalkıyorum aynı. Her gün gelecek diye bekliyorum ama gelmiyor. 'Uyuyor, kalkacak' diyorum ama bir türlü kalkıp gelmiyor. Onsuz hiçbir şey yapamıyorum. Mahalledeki çocukları görünce daha kötü oluyorum. Komşulara gidince çocuk sevemiyorum. Mahalledeki kızımın arkadaşları var, onları sevip onlarla avunmaya çalışıyorum ama yine olmuyor" diye konuştu.
"DOĞMADAN BABAMI KAYBETTİM"
Hayatta kendisine destek olan tek kişinin anneannesi olduğunu, bir de dayısının olduğunu, başka kimsesinin olmadığını belirten Türksoyu, şöyle devam etti:
"Babam ben doğmadan ölmüş, annem de başkasıyla evlendiği için bana hiç bakmadı. Annem beni 7 aylıkken anneanneme vermiş, o bakmış bana. Babam ben annemin karnındayken trafik kazası geçirip ölmüş. Tutunacak hiçbir dalım yok. Ben büyüklerimden yardım istiyorum. Kızıma kavuşmak için her şeyi yapacağım.
Çünkü ben onsuz nefes alamıyorum, yemek yiyemiyorum, uyuyamıyorum. O da benim gibi annesiz büyüyecek. Herkes onu hor görecek. Bir lokma yiyecekse dayakla yiyecek. Ben anneli babalı büyüsün istedim ama o beni arkamdan vurdu. Kimsem yok diye hiçbir şey yapamadım. Büyüklerimden yardım istiyorum."