BDP lideri Selahattin Demirtaş grupta konuştu. Demirtaş, gazetecilerin artık çekindiğini ve yazı yazmadıklarını söyleyerek, AK Parti hükümeti döneminde yapılanları Abdulhamit döneminde yapılanlarla eş tuttu.



Barış ve Demokrasi Partisi Genel Başkanı Selahattin Demirtaş TBMM'de BDP grubunda milletvekillerine seslendi.
Demirtaş'ın konuşmalarından satır başları şöyle:


AKP'li vekiller kadın erkek eşit olamaz dediler. Ama fırsat eşitliği olabilir dediler ve komisyonun adı Kadın - Erkek fırsat eşitliği komsiyonu koydular. Sayın Başbakan kendi de dedi, kadın erkek eşit olabilirmi diye.

Yapılan basın açıklamasına bin tane polis gönderiyorsun ama eşim beni öldürecek denilen kadına bir tek koruma verilmiyor. İşte bu zihniyetten ötürü kadın katliamlarını durduramassınız.

Eğer bugün parlementoda kadın sayısı fazla ise BDP'li kadınların sayesinde olmuştur. Barış ve Demokrasi için parlementodaki kadın sayısı 275 olmalıdır ve biz bunu sonuna kadar destekliyoruz.

8 Mart Kadınlar Günü o yüzden sade kadınları mücadelesi değildir, bizlerin de mücadelesidir.

İlk okul kitaplarında anne ütü yaparken, baba ise işe giderken resmedilmiştir, hiçbir ilk okul kitabında tam tersi bir durum resmedilmemiştir. Bunu değiştiren bir Milli Eğitim Bakanı varmı yok, birde kendisi kadın olacak. Kadından Sorumlu Devlet Bakanı en çok Kurtlar Vadisi'ni izliyormuş, böyle bir şey olabilir mi.

Eğer kadın daha özgür olsun diyorsak kadınların mücadelesine destek vereceğiz.

Bütçe görüşmelerinde arkadaşlar altını defalarca çizdiler, kadının önceliği olan bir bütçe hazırlamazsanız kadın sorununu nasıl çözeceksiniz. O yüzden bütçeleme faaliytetlerinde kadını öncelikli kılan bir plan hazırlamalısınız. Siz istediğiniz kadar kadınları daha fazla özgürleştireceğiz deyin bir anlamı yok çünkü kadına bütçede yer ayrılmamış.

Kürt sorununda en büyük acıyı yine kadınlar yaşadı.

Alevi Mitingi

İzmir'de yapılan büyük Alevi Mitingi vardı. Son dönemlerde üzerlerindeki ölü toprağını üzerlerinden atan aleviler sorunlarını dile getirmek için meydana iniyorlar. Aleviler mitingda Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılsın, Madımak Müze olsun, zorunlu din dersleri kaldırılsın, Dersim olayları aydınlatılsın bu talepleri iletti aleviler, bizde sonuna kadar bu onurlu mücadelede yanlarında olacağız.

Gazeteci Tutuklamaları

Son yaşanan gazeteci tutuklamaları, toplumsal muhalefetin bir sonucudur. Kim Ergenekon içerisinde yer alıyorsa tabiki yargılansın ve cezasını çeksin. Ama aynı eylem planı içerisinde muhalefetin susturulması da yer aldı. İstanbul'daki savcıların yürüttüğü soruşturmalarda 2003'den önceki suçlarla ilgili hiç bir dosya yoktur. sanki 2003'den önce bu ülkede derin devlet yokmuş gibi davranılıyor. Ele geçirilen belgelerde eskiye yönelik çok sayıda suç bulunuyor. Ama savcılar bunları araştırmıyor varsa yoksa AKP'yi iktidardan düşürmek için yapılan eylemleri soruşturuyor, tamam yapsın ama eskiye dönük dosyaları da incele.

Muhalif kimliğinden ötürü, sende AKP'ye karşısın diye susturulmaya çalışılıyor. Savcıların bu yanlı tutumunu çok yakından izliyoruz. Bunları elbet bir gün gün yüzüne çıkartacağız.

Sayın Başbakan diyorki, hiçbir kimse AKP'yi eleştirdi diye tutuklu değldir diyor. Sanki yasalarda AKP'yi eleştirmek suçtur maddesi varmış gibi kamuoyunu yönlendirmeye çalışıyor.

Tabiki hiç kimse gazetecilik yaptı diye içeri atılamaz ama senin çıkardığın terörle mücadele yasan bunlara zemin hazırlıyor. Cezaevinde 61 gazeteci yatıyor. Ama Sayın Başbakan hiç kimse gazetecilik yaptı diye içeride yatmıyor diyor. Sayın Başbakan'a Türkiye Gazeteciler Cemyeti içeride yatan gazetecilerin ve neden yattıklarını gösteren listeyi göndersin.

Hükümetim memur sendikaları içerisinde özellikle KESK yaptığı baskı AKP hükümütinin planın göstergesidir. Yine Memur-Sen'e yapılan baskı yine AKP'nin planı içindedir. Hergün KESK ve Memur-Sen üyelerine bir çok soruşturma baskısı yapılıyor. Ağzını açamaz hale gelmiş öğretmenler. Milli Eğitim'in bütün kademesi AKP'nin yandaş sendikasını üye yapılmıştır.

Basın açıklaması yapan öğretmenler, kınama cezası, memuriyetten men cezası gibi cezalarla karşı karşıya kalmıştır.

Bütün muhalif sendikalara yapılan baskıyı buradan açıkça kınadığımızı ve onlara sonuna kadar destek olacağımızı buradan açıklıyorum.


Bugünlerde tehdit iddiaları kamuoyunda dolaşıyor. Biz Kürt aydınlarına gelecek tehditi hiç bir şekilde kabul edemeyiz.

İfade özgürlüğü konusunda AKP döneminde büyük atılımlar yapıldı deniliyorsa Sayın Başbakan verdiğmiz soru önergelerine baksın. Terörle mücadele yasası değiştikten sonra sadece düşünce suçundan dolayı 200 bin insan hakkında soruşturma açılmış durumda. sadece BDP Milletvekilleri hakkında 632 fezleke bulunuyor. Tamamıda düşünce özgürlüğünden dolayı. Yazarlar artık yazarsam başıma ne gelecek korkusu içindedeler.

Biz kimi suçladık diyor düşünce özgürlüğünden dolayı, Batman'ın tamamını dinlemişsiniz. Bu ne peki.

Bu haliyle bir Abdulhamit döneminde insanlar bu kadar korkuyor birde Recep Tayyip Erdoğan döneminde. Ama bunu tarih kitapları yazacak.

Her seçim dönemi birileri kaos yapıyormuş. Tüm seçimlerde ateşkes yapılmış, şimdi de seçime gidiyoruz ve eylemsizlik kararı var. Bunları BDP sağlamıyor mu, bunu bilmiyormu sayın Başbakan. Biz niye kaos planları yapalım. Sayın Erdoğan, sorun Kürt sorunu bunu çözün, BDP sorun değil ki. Çık cesurca Kürt sorunu ile ilgili çözümünü mertçe ortaya koy ve Kürtlerin oyunu al.

Bizim çözüm önerimiz ortada, demokratik özerklik diyoruz, ana dilde eğitim diyoruz. Sizin çözümünüz ne çıkın açıklayın. Kim kaos planı içinde çık açıkla bunları, yoksa elinde belgen karnından konuşma. Ama bunu yapamıyorsan 12 Haziran geliyor. Bize neyi çzödünüz diye soruyor, şimdi burda anlatacak zamanım yok ama diyorum ki hi bir şeyi çözmediysek senin dizlerinin bağını çözdük. Bu bile yeter. Seçim yaklaşıyor ve BDP'den korkuyor.

Biz inancımızla 12 Haziran seçimine hazırlanacağız. Ezilen tüm kesimlerin buradaki sesi olmaya devam edeceğiz.

Tüm kadınlara buradan tekrardan teşekkür ediyorum.