Tahliyesinin ardından yurtdışına kaçtığı sanılan Hizbullah lideri Edip Gümüş, örgüte yakın internet sitesine mektup yazdı. Gümüş mektupta, “Kimseye haber vermeden ortalıktan çekilmek zorunda kaldık, selametteyim” dedi.
CMK"nın 102"nci maddesi uyarınca Diyarbakır Cezaevi"nden tahliyelerinin ardından kayıplara karışan terör örgütü Hizbullah lideri Edip Gümüş, örgüt tabanına yönelik olarak kaleme aldığı mektubunda, "Şartlar ve oluşturulan hava gereği kimseye haber vermeden ortalıktan çekilmek zorunda kaldık. Elhamdulillah selametteyim. Hakkınızı helal edin. Biz yakalanmamak için uğraşacağız, onlar yakalamak için uğraşacak" dedi.
Hürriyet gazetesinin haberine göre, örgüte yakın internet sitelerinde dün yayınlanan ve ortadan kaybolmalarının ardından yapılan ilk açıklamada Gümüş, "Bizim zindandan çıkış tarihimiz, hepimiz için yeni bir milad olsun. "Mücadele safhası içinde bugüne kadar ne yaptım, bundan sonra daha fazlasını ne kadar yapabilirim" muhasebesi içine girelim ve yapmak için gayret gösterelim" çağrısı yaptı.
Basın önceden fark etseydi bırakılmazdık
Bulunduğu yer ya da ülkeyle ilgili bilgi vermeyen Gümüş, "Cenab-ı Allah, Yargıtay dahil olmak üzere, İslam düşmanı bütün basın mensuplarını da kör, sağır ve dilsiz etti. Eğer basın bir hafta, birkaç gün hatta bir gün önce bile işin farkına varıp yaygara çıkarmaya başlasaydı, bırakılmayacaktık" dedi.
Gümüş, "Ne gözaltında ne de cezaevinde hiçbir zaman çıkmanın hesabını yapmadık. Kardeşlerimizin yanında çıkmaktan bahsetmeye bile haya ediyorduk. Eğer öncelikle kimlerin çıkabileceğinin bir listesini yapmış olsaydık, kendimizi listenin en sonuna yazacaktık" ifadelerini kullanarak, şöyle devam etti:
Hükümet yetkilileri konuşunca anladık
"Dışarı çıktığımız andan itibaren bir yerden direktif verilmişçesine bizlere saldırmaya, hakaret etmeye, yargı ve hükümeti yeni arayışlara yönlendirmeye çalıştılar. İlk iki gün söylenenlerin hesabını yapmadık. Ne zaman ki hükümet yetkilileri, "Şu anda bile yargı istese bu işi bir saatte halleder" deyince, bizi yakalayacakları kanaati hasıl oldu. Aksi halde nur yüzlü genç kardeşler ve yıllardır Allah"ın dini ve davası uğrunda çile çekmiş ağabeylerle kucaklaşmaya, çok kısa süreli olmasına rağmen ağabeylerimizi ve kardeşlerimizi görmeye devam edecektik."