Odatv'deki belgelerden kaos taktikleri   Konuyu açan: Dostane   İlk Mesaj: 03-06-2011 (11:57)   Son Mesaj: 03-06-2011 (11:57)    Cevap: 0    Gösterim: 854  

    03-06-2011

    Odatv'deki belgelerden kaos taktikleri

    Odatv'deki belgelerden kaos taktikleri


    Ergenekon soruşturması kapsamında genişletilen Oda TV operasyonlarında ele geçirilen belgelerin detayları ortaya çıkıyor. Oda TV'de bulunan PDF dosyalarında, psikolojik harp taktiklerinin yer aldığı iddia edildi.

    Zaman gazetesinde yer alan habere göre, Oda TV'de bulunan PDF dosyalarında, kamuoyunun Ergenekon davaları aleyhine yönlendirilmesi ve toplumsal olaylarla kaos ortam oluşturulması için psikolojik harp taktiklerinin yer aldığı öğrenildi.
    * Gençlik harekete geçirilmeli. Kitleyi yönlendirecekler iyi belirlenmeli. Fitil ateşlensin yeter. Medya desteği sağlanmalı.

    * Protestolarda polis tahrik edilerek şiddete zorlanmalı, basında yayınlayacak bir şey bulunamazsa, oluşturulmalı.

    * Sivil dikta, sivil darbe konuları sıklıkla ele alınarak karamsar tablo çizilmeli, TSK'yı tahrik edici yayınlar yapılmalı.

    * Ergenekon davasına bakan hâkim ve savcılar ile polisi yakın takibe alalım. Gelen her haberi değerlendirelim.

    * Her türlü olumsuz tavır sergilenerek, mahkemenin karar vermesi zorlaştırılmalı. 'Yargı taraflı' teması sürekli işlenmeli.

    Edinilen bilgilere göre, söz konusu belgelerde Ergenekon ve Balyoz gibi operasyonlara karşı gösterilen tavrın, düşman unsurlarla savaşılıyormuş şeklinde yansıtılması, 'ülke elden gidiyor' teması işlenerek Türk Silahlı Kuvvetleri'ni tahrik edici yayınlar yapılması isteniyor. Yazılı ve görsel basında yargının taraflı olduğunun sürekli işlenmesi gerektiği belirtiliyor. Duruşmalarda, mahkemenin karar vermesini zorlaştıracak her türlü olumsuz davranışın sergilenmesi tavsiye ediliyor. Üniversitelerdeki protesto yürüyüşleri ve Burhan Kuzu'ya yapılan yumurtalı saldırıdan önce hazırlandığı anlaşılan belgelerde ise şöyle deniliyor: "Üniversite gençliğinin sokağa inmesi lazım. Kitleyi yönlendirecek çocuklar iyi belirlenmeli. İlk dalga çok önemli. Fitil ateşlensin yeter. Polis, şiddet kullanmaya zorlanmalı, tahrik edilmeli. Yakalanan her kare basında kullanılmalı. Yayınlanacak bir şey bulunamıyorsa oluşturulmalı. Gençlik hareketleri iktidar karşıtı gösterilere dönüşmeli."

    Bunlar mı gazetecilik faaliyeti?

    Oda TV'de ele geçirilen belgelerde kamuoyunda kaos ortamının nasıl oluşturulacağı ve medyanın bu konuda neler yapacağına dair notlar dikkat çekiyor. İddiaya göre, 'Gençlik Hareketleri' başlıklı belgede medyanın geniş yer verdiği öğrenci olaylarının kimler tarafından nasıl organize edildiğine ışık tutacak bilgiler yer alıyor. 'Yalçın Hoca ile görüşüldü.' cümlesiyle başlayan belgede, "Yalçın Hoca ile görüşüldü. Hoca önerilerini anlattı. Kısaca not aldık. Projeyi hazırlayanlara iletilmesini istiyor." deniliyor. Yalçın Küçük olduğu iddia edilen kişinin gençlik hareketleri konusunda talimatları dikkat çekiyor. İşte o ifadeler:

    Sokaklar çok önemli. Gençliğin, özellikle üniversite gençliğinin sokağa inmesi lazım. Kemalist devrim ruhunun canlanması için birilerinin ayağa kalkması gerek. Altyapı eksik ama manipüle edilirse AKP'yi çok zorlar. 60 öncesi tekrar incelenmeli.

    Sivil görünüm şart. Kesinlikle açık verilmemeli. Kitleyi yönlendirecek çocuklar iyi belirlenmeli. Dernekler öncülük edebilir ama en önde bizzat üniversiteliler olmalı. İlk planda kalabalığa gerek yok. İlk dalga çok önemli. Fitil ateşlensin yeter.

    Referandum öncesi denendi ama çok ses getirmedi. Güçlü bir medya desteği gerekli. Bağcılar'a gidip anlatılmalı. Onlar el atarsa mutlaka ses getirir.

    Gençlik hareketi iktidara karşı gösterilere dönüşmeli. AKP'nin yıpratılmasında çok ciddi bir koz. İslami demokrasi olamayacağının ispatı olacak bu hareket. Tüm ülkeye yayılırsa anlam kazanır.

    TGB olaylara katılmasın. 'Olayları Ergenekon organize ediyor' diyecekler. Bu algı oluşmamalı.

    CHP halkevlerinin bize yakın şubelerini harekete geçirmekte geç bile kaldı. Bunlar neden bu kadar atıl? Onlara da canlılık getirilebilir.

    YARSAV çok önemli. İçerisinde bu kadar çok yüksek yargıç, yüksek mahkeme başkanı, başsavcı olan bir muhalif kuruluş daha yoktur. Büyük bir projedir. Birlikte çalışılmaya devam edilsin ki, bu büyük güç arkamızda dursun. Yönetim kademeleri ile TGB'nin koordineleri aksamamalı.

    POLİSE KOMPLO KURULMALI

    Öğrenci olaylarının arttığı tarihlerde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı protesto eden bir kız öğrencinin polislerin darbeleri sonucu bebeğini düşürdüğü iddia edilmişti. Söz konusu iddia bazı gazeteler tarafından günlerce gündemde tutuldu, manşetlere taşındı. Ancak gerçek hiç de öyle değildi. Kamera kayıtları kız öğrenciyi yalanladı. E.Ö. isimli öğrenci, kaçarken düşmüş ve arkadaşları tarafından kaldırılmıştı. Oda TV'de ele geçirilen belgede polisle ilgili bir madde dikkat çekici: "Polis şiddet kullanmaya zorlanmalı, tahrik edilmeli. Yakalanan her kare basında kullanılmalı. Yayınlanacak bir şey bulunamıyorsa oluşturulmalı."

    Oda TV'den psikolojik harp taktikleri

    * Ergenekon, Balyoz vb. operasyonlarındaki tavrımız, var oluş-yok oluş savaşındaki düşman unsurlara karşı olan tavrımızla aynı olmalıdır. 'Ülke elden gidiyor' teması devamlı işlenmelidir.

    * Duruşmalarda sanıklar ve avukatları tarafından her türlü olumsuz davranış sergilenerek, yerel mahkemelerin karar vermesi zorlaştırılmalıdır. Yargı, taraflı gösterilmeli.

    * Pınar ve Dani Rodrik ile güçlü iletişim. Çetin Paşa'nın Oda TV'ye emeği büyük. Sınırsız destek. Ergenekon savcıları ve polisler hakkındaki her haber değerlendirilmeli.

    * Dursun Çiçek, 'Genelkurmay bana sahip çıkmıyor, konuşacağım' diyormuş. Doğan abi üzerinden iletildi. Kızı ile görüş. Yalçın hocanın Haberal'la irtibatı teknik sebeplerle aksıyor, çözüm?

    Ergenekon soruşturması kapsamında Oda TV'ye yönelik gerçekleştirilen operasyonda ele geçirilen belgelerin ayrıntıları ortaya çıkıyor. Belgelerde Ergenekon ve Balyoz gibi davaların manipüle edilmesi için neler yapılması gerektiğinin ayrıntılı olarak ve maddeler halinde aktarıldığı iddia ediliyor. Medyada psikolojik harbin nasıl yapılması gerektiğini ortaya koyan belgeler, Oda TV'nin 'sadece gazetecilik' yapmadığı yönündeki söylemleri doğrular nitelikte. Buna göre, site, Ergenekon'un propaganda üssü olarak kullanılıyor. Oda TV'de ele geçirilen 2 sayfalık PDF belgesinde yer alan ifadelerden satır başları şöyle:

    Ergenekon, Balyoz vb. operasyonlardaki tavrımız, var oluş-yok oluş savaşındaki düşman unsurlara karşı olan unsurlarla aynı olmalıdır. TSK, medya, siyaset, yargı, STÖ vb. zinde kuvvetler göreve çağrılmalı, 2. Kurtuluş Savaşı'nda Kuva-i Milliye saflarında yerlerini almaları sağlanmalıdır.

    Kitle iletişim araçları kullanılarak soruşturma ve kovuşturma aşamasına geçmiş olan malum davalarda ortaya atılan iddiaların asılsız olduğunu ortaya çıkarmak için her türlü girişimde bulunulmalıdır.

    'Ülke elden gidiyor' teması sürekli işlenmelidir. Davaların menfi sonuçlanması durumunda Cumhuriyet'in kazanımlarının kaybedileceği medyadaki vatansever unsurlar tarafından sürekli işlenmelidir.

    Bu millet her zaman mazlum ve mağdurun yanındadır. Mağduriyet teması sürekli işlenmelidir. Darbeci, cuntacı, Ergenekoncu, Balyozcu gibi ifadeler yerine TSK mensupları, asker, vatanseverler vb. ifadeler kullanılmalıdır.

    MAHKEMELER BASKI ALTINA ALINMALI

    Oda TV'de yapılan aramalarda ele geçirilen belgelerde, Ergenekon ve Balyoz gibi çok önemli davaların sulandırılması gerektiği aktarılıyor. Hatta PKK'nın bile bu konuda kullanılması isteniyor. Oda TV'nin Ergenekon ve PKK hakkında yaptığı haberlerde yukarıda yazılan stratejilere birebir uyduğu görülüyor. Bu durum akıllara, 'Oda TV, Ergenekon'un basındaki psikolojik harp hücresi mi' sorusunu getiriyor.

    Aramalarda ele geçirilen bir belgede Yalçın Küçük'ün talimatları yer alıyor. İşte o belgedeki ifadelerden bazıları:

    * Nihai hedef beraat olmalı. Duruşmalarda sanıklar ve avukatları tarafından her türlü olumsuz tutum ve davranış sergilenerek mahkemelerin karar vermesi zorlaştırılmalı, alınan kararlar ise yargının taraflı davrandığının birer delili olarak gösterilmelidir.

    * Ergenekon savcıları ve polisler hakkında gelen her haberi değerlendirelim. Av. Vural'ın gönderdikleri değerli, NTV ile irtibata geçelim.

    * Pınar ve Dani Rodrik ile güçlü iletişim. Çetin Paşa'nın Oda TV'ye emeği büyük, sınırsız destek.

    * Dursun Çiçek, 'Genelkurmay bana sahip çıkmıyor, konuşacağım' diyormuş. Doğan abi üzerinden iletildi. Kızıyla görüş.

    * Yalçın Hoca'nın Haberal ile irtibatı teknik sebeplerle aksıyor, çözüm? Avukat üzerinden görüş. Tlf, mail yok.

    * Yandaş medyanın önemli önemsiz her konuyu Ergenekon'a bağlaması dalgaya alınsın, kara mizah yapılacak."

    CHP, 'Varan 2' konsunda sessiz

    Deniz Baykal'ı CHP Genel Başkanlığı'ndan eden kaset skandalıyla ilgili Oda TV'den çıkan notlar kamuoyunu sarstı. Ancak ne CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ne de CHP'li herhangi bir yetkili şu ana kadar bu konuda açıklama yapmadı.

    Oda TV'de yapılan aramada ele geçirilen bir belge, eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a yönelik 'kaset' tezgâhının arka planına ilişkin çarpıcı bilgiler veriyordu. Belgede Halk TV'nin satışına razı olmayan Deniz Baykal'ın ikna edilebilmesi için 'Varan 2'nin kullanılması isteniyor. Şöyle deniliyor: "Kılıçdaroğlu'na destek zorunlu. Liderlik çekişmesi yaratılmak istendiği açık. Haber içeriklerine dikkat! CHP'ye zarar verilmemeli. Hanefi ile ilgilenmeye devam etsin... Avukatlarla irtibatına dikkat etsin. Halk TV'yi devralırsak parasal sıkıntımız kalmaz. Kılıçdaroğlu da istekli. Her türlü desteği alırız ama Baykal direniyor. Baykal engelini aşmalıyız. İkna için Varan 2... Gürsel bize yakın. Halk TV için de çabalıyor. Ancak hoca sevmiyor. Fethullahçı diyor."

    Deniz Baykal'ın Mayıs 2010'da internete düşen kaseti için 'Varan 1' tabiri kullanılmıştı. Videonun sonunda 'Varan 2 çok yakında' ifadesi yer alıyordu. Oda TV'de ele geçirilen 'Ulusal Medya 2010' isimli belgede Halk TV'nin, Oda TV ve Sözcü Gazetesi ile ortak hareket edeceği vurgulanıyor.

    ZAMAN




    Odatv'deki belgelerden kaos taktikleri Yorumları