Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AB'nin kamuoyunda ciddi anlamda kredi kaybettiğini belirterek, ''AB sürecinde Türkiye'nin A Planı, tam üyeliktir; şu anda ise B Planını uyguluyor'' dedi.
Ortaköy'deki Avrupa Birliği Genel Sekreterliği Ofisi'nde İspanyol gazetecilerle bir araya gelen Bağış, Türkiye'nin AB sürecinin 1959'da üyelik için ilk başvuruyla başladığını belirterek, Türkiye'nin 1960'lardan bu yana Gümrük Birliği içinde yer aldığını anımsattı.
Bağış, Türkiye'nin Avrupa'dan bazı beklentileri olduğunu vurgulayarak, bunun başında adil müzakere sürecinin geldiğini ifade etti.
Bugüne kadar Türkiye'nin 32 fasıldan 13'ünü açtığına, diğer fasılların çoğunun politik sebeplerden dolayı açamadığına dikkati çeken Bağış, bu tutumun işleri zorlaştırdığını, buna rağmen hükümet olarak Türkiye ile Avrupa'yı bir araya getirmeye çalıştıklarını kaydetti.
Bağış, Türkiye'nin Avrupa'nın en büyük 6. ekonomisine sahip olduğunu ifade ederek, son ekonomik krizden hiç etkilenmeyen Türk bankalarının hepsinin karda olduğunu, ekonomik büyüme Avrupa'da yüzde 1 iken, Türkiye'de yüzde 5'lerde seyrettiğini vurguladı.
Türkiye'nin, İslam kültürü ve demokrasiyi iç içe yaşayan önemli bir örnek olduğunu, Türkiye'nin yaşam standartlarını beğenen ülkeler olduğunu vurgulayan Bağış, ''(Türkiye bu ülkeler için bir modeldir) söylemini kullanmak istemiyorum ama Türkiye'nin bu ülkelere esin kaynağı olduğunu, bizden etkilendiklerini söyleyebilirim'' dedi.
Türkiye'nin terör konusunda da Avrupa'dan gerekli işbirliğini göremediğine vurgu yapan Bağış, terörle mücadele konusunda her iki tarafın da ortaklığını artırması gerektiğini, Türkiye'nin El Kaide ile mücadeleye tam destek verdiğini belirterek, PKK'lıların Avrupa'da tutuklanınca serbest bırakıldığını gündeme getirdi.
Kıbrıs konusuna da değinen Bağış, bu konunun AB sürecinde Türkiye'nin önünde önemli bir engel oluşturduğunu ifade etti. Bağış, Kıbrıs konusunda akılcı bir çözüm bulunması, Kıbrıs'ın bir ön koşul, bir sorun olarak Türkiye'nin önüne getirilmemesi gerektiğini belirtti.
Türkiye'de AB konusunda vatandaşlarla yapılan bir anketin sonuçlarına da işaret eden Bağış, şöyle konuştu:
''Halka sorulmuş; AB'ye girmek istiyor musunuz? Yüzde 54'ü 'evet, girmek istiyoruz' demiş. 'Türkiye'nin AB'ye alınacağına inanıyor musunuz?' diye sorulmuş. Yüzde 67'si 'Türkiye kabul edilmeyecektir' demiş. Gördüğünüz gibi vatandaşımın 3'te 2'si başaramayacağımızı söylüyor. Bu çok hayal kırıcı bir durumdur.''
-''ŞU ANDA B PLANI UYGULANIYOR''-
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, konuşmasının ardından İspanyol gazetecilerin sorularını yanıtladı. Gözaltına alınan gazetecilerle ilgili bir soru üzerine Bağış, hükümeti, Başbakanı eleştiren yüzlerce gazetecinin hiçbirinin yargının konusu olmadığını belirtti.
Bağış, bazı gazetecilerin gözaltına alındığını ama bütün bunların basın özgürlüğünü kısıtlamak için yapılmadığını, Türkiye'nin fevkalade önemli bir süreçten geçtiğini, bu durumun normalleşme süreci olarak kabul edildiğini söyledi.
Medyadaki bir kişinin sadece hükümeti eleştirdiği için gözaltına alındığına inanmadığını vurgulayan Bağış, medyada, bazı kişiler gözaltına alındı diye 'Türkiye yanlış yolda gidiyor' algısının ortaya çıkmaması gerektiğini ifade etti.
''Türkiye'nin AB süreciyle ilgili bir B planı var mı?'' sorusuna karşılık Bağış, ''Kamuoyunda AB, ciddi anlamda kredi kaybediyor. AB sürecinde Türkiye'nin A Planı, tam üyeliktir; şu anda ise B Planını uyguluyor zaten'' dedi.
Bağış, içki yönetmeliğiyle ilgili soru üzerine de Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumunun uyguladığı bir yönetmelik bulunduğunu söyledi. Hükümet olarak içki yasağı konusunda özel bir yasa çıkarmadıklarını vurgulayan Bağış, söz konusu yönetmeliğin amacının da 18 yaş altındakileri alkolden korumak olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin AB sürecinde, Fransa ve Almanya'nın tutumunun hatırlatılması üzerine de Bağış, Almanya ve Fransa ile ilişkilerin eskiye dayandığını hatta Osmanlı'nın ilk elçisini 1489'da Fransa'ya gönderdiğini, o zamandan beri Türkiye'nin Paris'te temsil edildiğini hatırlattı.
-''AKAN KAN DURDURULMALIDIR''-
Ortadoğu'da, özellikle Libya'da yaşanan olayların hatırlatılması ve Türkiye'nin bölge ülkeleri için bir model olup olmayacağının sorulması üzerine de Bağış, şöyle konuştu:
''Libya'da yaşanan ölümler, gerçekten çok üzücü. Her şeyden önce insan ölümler, akan kan durdurulmalıdır. Orada resmen sivil vatandaşlar hayatını kaybediyor ancak her ülkenin farklı bir tarihi, geçmişi, kültürü ve sistemi vardır. Türkiye modelini alıp aynen oraya uygulamak mümkün değildir.''
Yaklaşan seçimler konusundaki soruya karşılık da Bağış, ''AK Parti olarak önümüzdeki seçimleri mutlaka kazanacağız ve şu anki durumumuzdan daha güçlü geleceğiz'' dedi.
Mavi Marmara gemisi olayından sonra İsrail-Türkiye arasındaki ilişkilerin sorulması üzerine de Bağış, ''İsrail, uluslararası sularda 9 masum insanı öldürdü. Bu anlamda Türkiye'den resmen özür dilemelidir. Bunu İspanya da yapsa aynı şekilde davranmasını isterdik. Türkiye aynı haksızlığı yapsa yine aynı şekilde özür dileme mecburiyetindedir'' şeklinde konuştu.