Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin, AB üyeliği sürecinde fasılların açılması bağlamında çok ciddi bir tıkanıklıkla karşı karşıya olduğunu belirterek, "AB'nin Türkiye'ye bakış açısında biz bir stratejik vizyonun egemen olmasını istiyoruz'' dedi.
İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt ve İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini ile Ortaköy Feriye Lokantası'nda ortak basın toplantısı düzenleyen Davutoğlu, iki değerli dostunu İstanbul'da ağırlamaktan büyük mutluluk duyduğunu belirtti.
İsveç ve İtalya'nın Türkiye'yi, gerek AB sürecinde gerekse uluslararası platformlarda desteklediğini ifade eden Davutoğlu, Türkiye'nin İsveç ve İtalya ile dost ülke olduğunu kaydetti.
Bugün birçok gelişmeyi değerlendirme imkanı bulduklarını bildiren Davutoğlu, şunları söyledi:
''Her şeyden önce Türkiye-AB ilişkileri üzerinde durduk. Bugün, Türkiye'nin AB'deki iki güçlü destekçisi İtalya ve İsveç ile gelişmeleri değerlendirdik. Maalesef Türkiye-AB ilişkilerinde gerçekten fasılların açılması bağlamında çok ciddi bir tıkanıklıkla karşı karşıyayız. Ama bunun ötesinde artık AB'nin Türkiye'ye bakış açısında biz bir stratejik vizyonun egemen olmasını istiyoruz. Bu stratejik vizyonu bizimle belki de en çok paylaşan iki ülke İtalya ve İsveç. Bugün bu vizyonu tekrar ele alma şansı bulduk. Ben kendileriyle AB İçişleri Konseyinin vizeye ilişkin aldığı kararla ilgili duyduğumuz hayal kırıklığını bir kez daha paylaştım. Her iki ülke de bize güçlü destek vermişlerdi ama maalesef bazı ülkelerin engellemesiyle vize muafiyetine yönelik görüşmelerin başlatılması kararı alınmadı.''
-''İTALYA VE İSVEÇ GÜÇLÜ DESTEK VERİYOR''-
Davutoğlu, vize muafiyeti görüşmelerinin başlamasını beklediklerini ancak bunun mümkün olmadığını belirterek, ''Bu, AB'den gelen olumsuz mesajlara bir yenisini daha eklemiş oldu. Biz bu konudaki ısrarımızı sürdüreceğiz. İlkesel olarak başka ülkeye gösterilen tavırdan fazlasını istemiyoruz. Aynı tavrı istiyoruz, hangi kurallar uygulanmışsa onu istiyoruz. Bu konuda İtalya ve İsveç bize güçlü destek veriyor. Biz bütününden bu tavrı, anlayışı bekliyoruz. Dostlarımızın çabalarıyla ümit ediyoruz ki Türkiye-AB ilişkilerinde herhangi bir yeni tıkanma yaşanmaz, açılır'' diye konuştu.
Son günlerde Ortadoğu'da yaşanan gelişmeleri de ele aldıklarını vurgulayan Davutoğlu, ''Bugün belki de dünyamızın, çevre bölgelerin en fazla ihtiyaç hissettiği iş birliği, Türkiye ve AB arasındaki iş birliğidir. Eğer Türkiye ve AB üyelikte çaba gösterirlerse, bu gelişmelere çok daha etkin bir şekilde katkıda bulunabilirler, çok daha etkin bir şekilde demokrasinin, insan hakları ve diğer temel değerlerin egemen olması konusunda çaba sarf ederler. Türkiye-AB ilişkilerinin güçlendirilmesi çok önem taşıyor'' dedi.
Davutoğlu, üç bakan olarak Mısır, Libya, Tunus ve Arap ülkelerindeki gelişmeleri de ele aldıklarını, konuklarına, o bölgeye yaptığı ziyaretler hakkındaki gözlemlerini de aktardığını, birlikte neler yapabileceklerini konuştuklarını bildirdi.
-İTALYA DIŞİŞLERİ BAKANI FRATTİNİ-
İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini de önemli konuları görüştüklerini, neler yapılması gerektiğini konuştuklarını belirterek, ''AB'nin Türkiye'ye uyguladığı çifte standartla ilgili hayal kırıklığı yaşıyorum. Biz her zaman vize muafiyeti konusunda destekledik. Diğer ülkeler kabul edilirken, Türkiye'ye geldiğinde AB'nin isteksiz davrandığını görüyoruz. Biz bunu çifte standart olarak değerlendiriyoruz. Bu tutumun değişmesi için gereken her şeyi yapma konusunda anlaştık. Bu durum gelecekte AB'nin geleceği için olumsuzluklar yaratacak'' şeklinde konuştu.
Frattini, Arap ülkelerinde meydana gelen gelişmeleri de ele aldıklarını, bu ülkeleri ziyaret ettiklerini, liderlerle görüşmeler yaptıklarını, demokratik süreci desteklediklerini ifade ederek, daha sonra bu ülkelere ekonomik destek verilmesi gerektiğini dile getirdi.
Bu ülkelerde insani yardım çalışmalarını başlattıklarını ifade eden Frattini, kendi insanını katleden bir rejimin kesinlikle kabul edilemeyeceğini vurguladı.
-İSVEÇ DIŞİŞLERİ BAKANI BILDT-
İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt ise Türkiye ile dost ülke olduklarını ve Türkiye'nin AB sürecini desteklediklerini söyledi.
Bildt, İsveçlilerin Libya'dan tahliye edilmesi konusundaki gayretleri için Türkiye'ye teşekkür ederek, çok başarılı bir çalışma gerçekleştirildiğini kaydetti.
Bugünkü görüşmede, Arap ülkelerindeki gelişmeleri konuştuklarını ifade eden Bildt, bununla ilgili iş birliğinin önemli olduğunu söyledi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Libya'daki durumun daha da kötüleşmesinden kaçınılması, iç çatışmaları mümkün olduğunca azaltıcı bir yolun benimsenmesi gerektiğini söyledi.
Ortaköy Feriye Lokantasında ortak basın toplantısı düzenleyen Davutoğlu, İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt ve İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini, toplantının sonunda gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, ''Libya'ya yönelik ne gibi uygulamalar, ne gibi çalışmalar yapılıyor. Libya'ya müdahale konusunda neler düşünüyorsunuz?'' şeklindeki sorusu üzerine Davutoğlu, Libya krizini çok yakından takip ettiklerini, birçok aşamada bu krizin insan kayıplarına yol açmadan, Libya'nın siyasi bütünlüğünü koruyacak, Libya'daki halkın taleplerini karşılayacak şekilde çözülmesi gerektiğini düşündüklerini kaydetti.
Bu çerçevede büyük bir tahliye hareketi yaptıklarını, şu ana kadar 22 bin 800 Türk ve 4 bin 800 yabancının Libya'dan tahliye edildiğini anlatan Davutoğlu, 4 bin 800 yabancının 65 farklı ülkenin vatandaşı olduğunu vurguladı.
-''LİBYA HALKININ TALEPLERİ ÖNEMLİ''-
Ayrıca Mısır'a bir gemi ve bir firkateyn tahsis ettiklerini kaydeden Davutoğlu, şöyle devam etti:
''Bunları, Mısır vatandaşlarının Libya'dan çıkışları ve Mısır'a salimen ulaşmaları için tahsis ettik. İkinci aşamada, insani yardım boyutuna ağırlık veriyoruz. Çok kapsamlı bir insani yardım projesini devreye soktuk. Yarından itibaren Bingazi'ye bu yardımların ulaşması için harekete geçmiş olacağız. Gerek Tunus, gerekse Mısır'a yaptığımız ziyaretlerde bu konuları görüştük. Libya halkının güvenliğini temin edecek hususların adımları hep beraber çok dikkatlice düşünerek atılmalı ve uluslararası meşruiyet içinde gerekli tedbirler alınmalı. Burada Libya halkının talepleri önemli. Libya'dan gelecek taleplere göre, bu çalışmaların sürdürülmesi gerekiyor. Libya'daki durumun daha da kötüleşmesinden kaçınılması lazım. Libya'daki iç çatışmaları mümkün olduğunca azaltıcı bir yol benimsemek lazım.''
Bu çerçevede atılacak adımları, müttefik ve komşu ülkelerle değerlendirdiklerini vurgulayan Davutoğlu, ''Gerçekten buna ihtiyaç hissedilirse, Libya halkından talep gelmesi halinde ve Libya halkının iradesiyle uygulanabilecek, BM kararıyla uygulanabilecek hususlar. Dolayısıyla Libya halkının iradesiyle atılacak adımlara önem veriyoruz, NATO ya da BM'yle...'' diye konuştu.
-İTALYA DIŞİŞLERİ BAKANI FRATTİNİ-
İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini de dün insani yardım için bir geminin Tunus ile Libya arasındaki bölgeye doğru yola çıktığını belirtti.
Frattini, Mısırlı bir grubun tahliyesini tamamladıklarını, aynı zamanda Malililerden oluşan grubun kendi ülkelerine gönderilmeleri konusunda destek istediğini, bunu da şu anda gerçekleştirdiklerini bildirdi.
Bu bölgelerle ilgili çalışmaları sürdürdüklerini, Libya'dan ülkelerine dönmek isteyen insanlara da yardımcı olduklarını dile getiren Frattini, şöyle devam etti:
''Bunun dışında bir yardım kampında da hazır bulunuyoruz. BM tarafından savunmacılar için oluşturulan kampta tıbbi destek ekibimiz de bulunmakta. Tunus'ta da desteklerimizi sürdürüyoruz. Bu yerlere gıda, içilebilir su ve elektrik üretmek için cihazlar götürülecek. Ayrıca Bingazi bölgesindeki hastaneler için de cihazlar götürüyoruz. Kuşkusuz yine bu yönde devam edeceğiz. İtalya, Libya konusunda her türlü müeyyideye de iştirak edeceğini açıkladı. BM ya da AB düzeyinde karar verildiği takdirde destek vereceğiz. Şu ana kadar uyguladığımız yaptırımlar kişilere yöneliktir. Kurumlara yönelik olmayan müeyyidelerdir. Kuşkusuz başka türlü yaptırımlara da hazırız. Bunların tartışmaları sürmekte. Uluslararası örgütlerin karar alması gerekir. NATO ve Güvenlik Konseyi gibi...''
İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt de Libya ile ilgili her konuyu değerlendirdiklerini, Libya konusunda atılacak adımlara BM'nin karar vermesi gerektiğini belirterek, ''Bosna Hersek'te uygulanmıştı mesela. Bunun için komşu ülkelerin desteği gerekiyor'' dedi.