Sosyolog Yazar İsmail Beşikçi, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde terör örgütü propagandası yapmak suçundan yargılandığı davada 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Sos Zeycan Balcı Şimşek ise 16 bin 660 TL para cezasına çarptırdı. Oy çokluğu ile verilen karara Mahkeme Başkanı Şeref Akçay şerh koydu.
Çağımızda Hukuk ve Toplum Dergisi'nde ''Ulusların Kendi Geleceğini Tayin Hakkı ve Kürtler'' başlıklı yazı nedeniyle terör örgütü propagandası yapmakla suçlanan İsmail Beşikçi ve derginin yazı işleri müdürü Zeycan Balcı Şimşek'in yargılandığı dava karara bağlandı.
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada Beşikçi ve Balcı hazır bulundu. Duruşmada Beşikçi'yi, aralarında Eşber Yağmurdereli'nin de bulunduğu 41 avukat savundu.
Duruşmada son sözü sorulan Beşikçi, "Dava konusu yazımda bir suç unsuru olduğunu düşünmüyorum. Beraatimi talep ediyorum" dedi. Duruşmada son sözü sorulan Zeynep Balcı Şimşek de beraatini talep etti.
Davayı karara bağlayan mahkeme, İsmail Beşikçi'yi terör örgütü propagandası yapmak suçundan 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırdı. Zeycan Balcı Şimşek ise 16 bin 660 TL para cezasına çarptırdı.
Oy çokluğu ile verilen karara şerh koyan Mahkeme Başkanı Şeref Akçay, sanıklardan İsmail Beşikçi'nin Türkiye ve dünyada tanınan bir bilim adamı olup, diğer sanık Zeycan Balcı Şimşek'in de hukukçuluk sıfatının yanında dergini yazı işleri müdürü olduğunu ifade ederek derginin belli bir kısma hitap ettiğini belirtti.
Akçay, "Yazı bir bütün olarak incelendiğinde yasadışı silahlı bölücü terör örgütü PKK'nın yaptığı eylemlerden bahsedilmekte ve bu örgütün övüldüğüne ilişkin herhangi bir şey yoktur. Anayasamızın 25. maddesine göre herkes düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Yazıda gerilla kelimesinin ve Q harfinin kullanılması atılı suç unsurlarını oluşturmayacağını düşündüğümden sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum" dedi.
Duruşmanın ardından basın mensuplarına açıklama yapan Beşikçi, "Düşünce özgürlüğü çok önemli bir konudur Türkiye'nin siyasal hayatında. Resmi ideoloji özgür düşüncenin önünde önemli bir engeldir. Bu engelin yani resmi ideolojinin bilimin kavramlarıyla eleştirilmesi gerekir. Eleştirildiği zamanda bazen böyle cezalar söz konusu olabiliyor. Resmi ideolojinin bugün en önemli sorunu Kürt sorunudur.
Kürt sorunun da daha demokratik bir tutum benimsenmesi gerekiyor. Devletin hükümetin daha demokratik bir tutum benimsemesi gerekiyor. Resmi ideoloji kurumuyla bilimin sanatın ilerlemesi mümkün değildir. Karar sürpriz değil" diye konuştu.
Davayı izleyenler arasında yer alan Ümit Fırat ise, "Yapılan bir sürü yasal düzenlemelere rağmen mahkemeler kolay kolay değişmiyor. Bugün bu yargı aynen o terörle mücadele yasası hükümlerine göre düzenlenen bir senaryonun sonucu olarak ortaya çıktı. Ama Beşikçi 1970 den bu yana yargılama sürecinde aktif olarak savunma yapıyor. Hep ceza alıyor ama dimdik ayakta duruyor. Değişen Beşikçi olmadı. Bir değişim yaşanıyor hissediliyor. Devlette kısmi bazı değişiklikler görüyoruz. Eskiden 7.5 yıl ceza veriyorlardı şimdi sene 3 aya düştü" ifadelerini kullandı.