Recai Sezgin, İngiliz eşinden 22 yıl önce boşandı. İngiltere'den 2005 yılında Türkiye'ye dönen Sezgin, yeniden evlenmek istediğinde nüfus dairesinden hâlâ evli olduğunu öğrendi.
Neşe Polat'ın haberi
Yargıya müracaat eden Sezgin, İngiliz mahkemesinin boşanma kararını onaylamalarını istedi. Ancak bu talebi tebligat bürokrasisine takıldı. Aile Mahkemesi, eski eşi Jane Gillespie'ye ulaşılması gerektiğini ifade ederek, İngiltere'ye tebligat gönderdi. Fakat tebligata cevap gelmediği için Sezgin'in mağduriyeti sürüyor.
Recai Sezgin'in hikâyesi Türk filmlerine konu olacak cinsten. Sezgin, üniversite okumak için gittiği İngiltere'de 1983 yılında İngiliz Ann Jane Gillespie ile evlenir. Çiftin evlilikleri yolunda gitmeyince Gillespie iki aylık bebeğini ve eşini terk eder. Sezgin'in açtığı boşanma davasını değerlendiren İngiltere Glasgow Bölge Mahkemesi, iki yıl davalı eşe ulaşılamaması üzerine gıyabi olarak 1989 yılında boşanma kararı verir. Sezgin, 2005 yılında Türkiye'ye döner. Türkiye'deki dava süreci nüfus dairesinde hâlâ evli olduğunu öğrenmesiyle başlar. Boşanmasının kabul edilmesi için mahkemeye başvurması gerektiğini öğrenen Sezgin, 2006'da İzmir 5. Aile Mahkemesi'ne dava açar. Mahkeme yürürlükte bulunan mevzuat gereğince yurtdışında bulunan eşe tebligat yapılması gerektiği kararına varır. Türk mahkemeleri, İngiltere mahkemelerinin bulamadığı İngiliz eşe tebligat yapmak için uzun yıllar uğraşır ancak bir sonuç alınamaz. Resmi boşanma kararı verilmesine rağmen usul kuralları nedeniyle boşanma kararını uygulatamayan Sezgin, Türkiye'de medeni haklarını kullanamıyor. Dünyanın her yerinde boşanmış olarak kabul edildiğini dile getiren Sezgin, boşanmanın onaylanması için mahkemeye gitmeye anlam veremediğini söylüyor.
Sezgin'in avukatı Ahmet Tekin, müvekkilinin yurtdışında evlenip boşandığı yabancı uyruklu eşinden Türkiye'de boşanamamasının tek nedeninin tebligat bürokrasisi olduğunu belirtiyor. İngiltere'de verilen boşanma kararının Türk mahkemeleri tarafından Milletlerarası Özel Hukuk Kuralları kapsamında tanınması gerektiğini söyleyen Tekin, "Sorunun çözümü; Milletlerarası Özel Hukuk ve Hukuk Usulü yapılacak değişiklikle, tebligat zorunluluğunun yumuşatılması, hâkime tebligat güçlüğü veya imkânsızlığı bulunan davalarda takdir yetkisi verilmesi yönünde bir yasal düzenleme yapılmasına bağlı." diyor. Avukat Erol Beytaş ise yurtdışına tebligatların Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla yapılmasının ağır birtakım prosedürleri beraberinde getirdiğini ifade ediyor. Beytaş, "Bu tip davalarda çözümün yerel mahkemelerin ve yüksek mahkemenin yurtdışına yapılacak tebligattan sonra şahsın bulunamaması durumunda Türk hukukuna göre karar vererek davaları sonuçlandırmasıdır." diye konuşuyor.
ZAMAN