Helikopter kazasında hayatını kaybeden Muhsin Yazıcıoğlu için ölümünün 2. yılında şiir yarışması yapılacak..
Yarışmaya katılacak olanlar şiirleri e-postayla BBP İstanbul İl Başkanlığına ulaştıracaklar..
Partiden konuyla ilgili yapılan yazılı açıklama şöyle;
Yarışma; neden şiir kategorisinde düzenlendi?
Bu âcizane fakire göre dünyanın en büyük şairi olan, Hz. Mevlana Celâleddin-i Rûmî diyor ki: "Şiir nedir? Şair nedir? Şairlik nedir ki? Ben bir baktım ki; bu Anadolu insanı ritimli, uyaklı, ayaklı sözleri çok seviyor. Ben de meramımı, derdimi bu yolla anlattım." Bu sözleri, şiiri küçümsediğinden söylemiyor. Aksine şiirin tam karşılık gelen tanımını veriyor. Bizler meramımızı, derdimizi en kolay yol olarak şiirle anlatırız. Şiir, şairin gönlüdür. Gönül deyince; bizim insanımızdan başka kimselerin lügatinde bulunmayan bir kelime olan "gönül", öyle söylenip geçilecek bir kelime değil. Vücuda kan pompalayan kalp kasından başka olan bir kalp. O gönül, o kadar geniştir ki; sanki tüm kâinat onun içinde imiş. Şiir bu yolla süzülür gelir, inceden bir yağmur başlar. Yılan da açar ağzını, İstiridye de... Yılan yakalarsa o damlayı zehir olur ağzında, eğer yakalarsa İstiridye sedef oluşturur, katmanlaşır, inci olur ağzında, bir mecnun yaşar içinde, inci -; mercanlar saçar âleme. Ve dahi sedefi bu kültür, bu medeniyet nakış, nakış işlemiştir. Ahşaba kakmışlardır, sedef kakmadır diye. "Bir ben vardır, benden içerü" diyen "Hakk bir gönül verdi bana, Ha demeden hayrân olur" diyen Yunus Emre hazretleri gibi... Onlarda kakmışlardır sedefi, insan ahşabına. Çıkarıp inci hazinelerini koymuşlardır bu sandığa. Aşk olsun anlayanlara. Şair, bir mısrasıyla ciltler dolusu kitaplara sığmayacak sözler söyler. İşitmeyip de duyanlara...
Aslında bu tüm güzel sanatlar için de böyle. Bu yıl bizler; Büyük Birlik Partisi İstanbul İl Başkanlığı olarak Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu anısına, aramızdan ayrılışının büyük derdi adına, âhirete doğuşu münasebetiyle, unutturmamak adına, kısa yoldan meram anlatma namına, yarışmamızı şiir dalında başlattık. Bu çalışma geleneksel hâl alacak ve her yıl değişik dallarda yapılacaktır. Böylelikle en uzun yol olan içimize seyre dalıp seyr-ü sefer eyleyerek, farkında olmadığımız bize yolculuk yapacağız.
Yarışmanın istatiksel durumu, süreci hakkında bilgi verir misiniz? Yarışmaya daha çok amatör mü, yoksa profesyonel şairler mi katılım gösteriyor?
Yarışmamıza, yurt dışı da dâhil olmak üzere bugün itibariyle seksen beş şair, yüz yedi şiirle katıldı. Yarışmamızın son katılım tarihi 20 Şubat 2011 idi. Katılım süresinin uzatılması konusunda bizlere gelen yoğun talepler doğrultusunda son katılımı 05 Mart 2011 tarihine erteledik. Katılımlar internet üzerinden yarisma@bbpistanbul.org adresine yapılacak. Şartnamemize www.bbpistanbul.org adresinden ulaşılabilinir. Seçici kurulumuz bu tarihten sonra değerlendirmeye başlayacak, sonuçlar en geç 20 Mart" ta açıklanacak, ödül töreni Mart ayının son haftasında, İstanbul"da yapılacak olan Muhsin Yazıcıoğlu Sempozyumunda gerçekleştirilecektir. Şiirler tüm yayın organlarında yayınlanacak ve basımı gerçekleşecek olan "Muhsin Yazıcıoğlu Şiir Yarışması Güldestesi" isimli kitapta toplanacak, tüm katılımcılarımıza da iletilecektir.
Şiir vardır, şair de. Şiir, şiirdir, şair de. Amatörlüğü ve profesyonelliği iştigal alanından geçim sağlayan ve sağlamayan, sağlayamayan, sağlatılamayan olarak sınıflandırıyorum. Yarışmamıza lise öğrencisinden, fabrika işçisine, öğretmenden yöneticiye, öğretim üyesinden doçent doktorlara kadar, bir Anadolu kadar geniş bir yelpazeyle katılım gerçekleşti.
Son olarak edebiyatseverlere neler söylemek istersiniz?
Anladık ki; Mevlana Celâleddin, Tebrizli Şemseddin için, neden "o öldü" diyemedi, "kayboldu" dedi. Anladık ki; tek derdi bizleri Celaleddin yapmaya çalışan, bir Sivaslı Şemseddin var imiş. Bu Celaleddinler ne dünkü Celaleddinler imiş, ne de Şemseddin dünkü Şemseddin imiş. Cenab-ı Hakk"ın adını bu âlemde yüceltmeye çalışanların adları, şüphesiz ki iki âlemde yüceltilecektir. Anladık ki; Muhsin Yazıcıoğlu bu millete meşrepleşmiştir. Hakkıyla yaşayabilene, anlayabilene...
O"nun derdi olan bizlere sesleniyorum. O"nu tanıyalım, tanıtalım, bir şiir yazalım. Vefa"nın sadece İstanbul"da bir semt adı olmadığını ispatlayalım.
Bu vesile ile çalışmamızda emeği bulunan tüm arkadaşlarımıza, tüm katılımcılarımıza, seçici kurulumuzda bulunan Ali Kemal KASTAN ve Sıdkı ASLANHAN hocalarıma, fikri bir, zikri bir, Büyük Birlik Partisi İstanbul İl Başkanı Sayın Bayram KARACAN beyefendiye ve bizlere bu fırsatı verdiğiniz için sizlere çok teşekkür ediyor, sevgi, saygı ve muhabbetlerimizi iletiyoruz. Kabul buyurunuz.