Barış ve Demokrasi Partisi Genel Başkanı Selahattin Demirtaş Meclis'te BDP grubunda konuştu. Demirtaş, Türk toplumunun isyanın sınırında olduğunu ve halkların isyanına artık kulak verilmesi gerektiğini söyledi.
Barış ve Demokrasi Partisi Genel Başkanı Selahattin Demirtaş Meclis'te BDP grubunda konuştu.
Demirtaş'ın konuşmasını Demokratik Toplum Kongresi Başkanı Ahmet Türk ve Eş Başkan Aysel Tuğluk'ta dinledi.
Demirtaş'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Polis şiddetine maruz kalan ve sonrasında tedavi gören Mehdi Kurt şu an aramızda onada hoş geldin diyorum. Mehdi Kurt'un yaşamış olduğu şiddetten ötürü herhangi bir soruşturmada açılmış değil.
Ortadoğu'da baskı altında kalan halklar artık isyan etti. Sonradan demokratik rejime dönüşürmü dönüşmez mi buna bakılmaksızın halkların kendi iradesiyle yaptığı bu ayaklanmalar desteklenmelidir.
Ortadoğu'da yaşanan gelişmeler başladığından beri BDP olarak tavrımız son derece netti. Ortadoğudaki bu isyanlar giderek yaygınlaşacak. Baskı altındaki tüm halkların bu hareket sayesinde duyguları kabaracaktır.
BDP olarak ilk gün tavrımızı şu şekilde ifade ettik. Zulüm altındaki halkların isyanını koşulsuz bir şekilde desteklediğimizi ortaya koyduk. Libya'yı da Tunus'u da diğer ortadoğu ülkelerini de değerlendirirken devlet ilkesel tavrını sürdürecek mi sürdürmeyecek mi bunu takip ediyoruz.
Sayın Başbakanın 'Ben yıllardır bu diktatörleri eleştiriyorum' deme yüzü varmırdır tabiki de yok.
Türkiye'nin ve AKP'nin yürüttüğü politika gereği, Sayın Başbakan Kaddafi'ye sesini çıkaramaz. Ne zaman sesini çıkartır. Eğer Kaddafi'nin koltuğu sallanırsa ve Obama'da telefon açarsa o zaman Başbakanımızı kimse tutamaz, hemen konuşmaya başlar.
Komşularla sıfır sorun politikası geldiğimiz noktada komşularla sıfır çözüm noktasına gelmiştir. İşte AKP'nin dış politikası budur.
Artık Türkiye'de de halklarda, halkın öz gücü ile en baskıcı dikta rejimini bile yıkabiliriz duygusu gelişmiştir.
Sayın Başbakan açılım toplantılarında Kürt sorununu çözeceğiz diyordu. Şimdi ise ortaya kaos planları atıyorlar diye sorunu geçiştiriyor. Siz sorunu çözmek isterken kim ortaya kaos planı atabilirki. Ortada kaos planı yok, onu siz ortaya atıyorsunuz. Siz buna zemin oluşturyorsunuz. Sizin yasakçı zihniyetiniz, tutuklamalarınız dışında ortada kaos yok.
Türkiye Nato'nun en büyük ordusuna sahip. Niye bu özel orduyu oluşturuyorsunuz, barış için mi?. AKP kendi derin devletini yartmış, şimdi ise özel ordusunu yaratıyor.Çiller zamanında bu yapıldı ve bölgede nelerin olduğunu da çok iyi biliyoruz. Biz merak ediyoruz bu ordu aynı şekilde mi hareket edecek. Madem Kürt sorununu çözmek istiyorsunuz peki bu ne. Bunu açıklasın Sayın Başbakan bizde bilelim.
AKP'nin derdi kendine bağlı, kendi çıkarları doğrultusunda kullanacağı ordu oluşturmak. Orduya oluk oluk para akıyor, delik bir bütçe var, AKP çıkmış ortada kaos planı var diyor. Önümüzdeki dönemde 116 tane savaş uçağı alınacak. Bu savaş uçakları neden alınıyor. Bunları bir açıklasın bizde bilelim. Savaş helikopterleri alınıyor bunlar niye. peki Sayın Başbakan.
Mıuhalefet partisi bunların hesabını sormuyor aile sigortasına bütçeyi nereden sağlıyacağını açıklıyor. Bunlar birbirinin aynısı. Sen onlara makarna, kömür, aile sigortası parası harcıyacağına bu savaşı nasıl bitiririz, işsizliği nasıl engelleriz buna çözüm ara.
Türk toplumu isyanın sınırındadır. Hükümet ile muhalefet halkı bu sınırda tutmak için makarna kömür dağıtıyor. Hükümet halk isyan etmesin diye hükümete muhtaç olsun diye makarna, kömür sıralarına sokuyor.
Türkiye'de 1 milyondan fazla işsiz üniversiteli var. Ama hükümet tefeci gibi bu öğrencilere verdiği kredinin peşine düşmüş, öğrencileri haczediyor. Öğrencilere sesleniyorum hükümete dava açsınlar.
2001 krizi ile bugün kıyaslanıyor. 2001'de itahalat ihracat açığı 10 milyar dolar iken şimdi ise 71.5 milyar dolar. Cezaevlerindeki kişi sayısı 54 bin idi şimdi ise 116 bin.
Basın özgürlüğü
Göz göre göre basın özgürlüğü konusunda toplum kandırılıyor. Basın özgürlüğü sıralamasında dünyada Türkiye 94. sırada iken, şimdi 138. sırada yer alıyor. 50'ye yakın gazeteci tutuklandı.
AKP döneminde siyasi suç olarak nitelendirdiğimiz 53 bin dava açılmış. 192 bin 562 kişi yargılanmış, 32 bin kişinin mahkumiyeti kesinleşmiştir.
AKP döneminde öldürülen kadın sayısı ise 4 bin 289. Kadın cinayetlerinde muazzam bir artış var. Hani kadın hakları. AKP kadınları koruyamıyor, devlet olarak katliamlara göz yumuyorsunuz. Bunun adı kadın katliamıdır. Bunları toplum görmeli yoksa AKP usta bir şekilde örtbas eder.
Bir çocuk taş attı diye 17 yıl ceza alırken bir çocuğa 30 kişi tecavüz edenlere 4 yıl. Gerekçeleri ise çok komik bu yasaları biz mi yaptık. Bunların hesabını kim verecek. 13 yaşındaki bir çocuk bir kurşunla öldürülüyor öldürülenler serbest kalıyor. Hadi çıksınlar hesap versinler.
Sayın Başbakan kendi döneminde 1 kayıbın olduğunu söylüyor, biz kendisine 400 kayıbın olduğu listeyi vereceğiz.
Biz 17 bin kişinin öldürüldüğü toplu mezarlardan söz ediyoruz. Bununla ile ilgili hakikatleri araştırma komisyonu kurulsun diyoruz, buna gerek olmadığı yanıtını alıyoruz. Maraş, Çorum ve Sivas ile ilgili tetikçiler hariç bir kişi yargılanmış mı biz bilmiyoruz ama Sayın Başbakan var diyor. O zaman çıksın açıklasın bizde bilelim.
Sayın Başbakan 3 milyon TL'lik tazminat davası açmış ve 500 bin TL'lik kısmını kazanmış. Bizim Belediye Başkanımız Osman Baydemir'den 30 bin TL'lik tazminat davası kazanmış. Madem tazminat davalarından zengin olmak istemiyorsun o zaman sembolik rakamlar üzerinden dava aç. Kusura bakma bizim belediye başkanlarımız senin belediye başkanların kadar zengin değil. Başbakan dava açıyor 2 ayda sonuçlanıyor, biz dava açtık 2 yıldır sonuçlanmıyor. Başbakan'ın kerameti ne anlamıyorum.
Bugün Dünya üzerinde yok olma tehditi ile karşı karşıya kalan yüzlerce dil var. Her nesilde yüzde 17'lik ana dil kaybı var. Buradan bir çağrı yapıyor 12 Haziran'da Türkiye'nin doğusuna referandum ve seçim sandığı olmak üzere 2 sandık koyalım. Bakalım ordaki halk anadilde demokratik özerkliğe nasıl bakıyor.
Barış ve Demokrasi Partisi Genel Başkanı Selahattin Demirtaş konuşmasının son bölümünü kürtçe olarak devam etti.