Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 'CHP ve MHP iktidara gideceğine inanıyorsa öncelikle ortaya sağlam bir ekonomi politikası koymaları lazım.' dedi. Babacan 2001 krizine vurgu yaptı önemli açıklamalarda bulundu.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ''CHP ve MHP iktidara gideceğine inanıyorsa öncelikle ortaya sağlam bir ekonomi politikası koymaları lazım. En büyük projeleri sözüm ona aile sigortası ama bunda da hesap hatalarını görüyorsunuz'' dedi.
Babacan, Kanal 7 televizyonunda katıldığı bir programda, ekonomiye ve gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
''Dün Paris'te G20 Bakanlar Toplantısına katıldınız. Yeni bir küresel kriz havası mı var?'' şeklinde soru üzerine Babacan, bu toplantının amacının yeni bir krizin nasıl önleneceğine yönelik olduğunu belirtti. Dünya ekonomisi açısından risklerin büyük olduğunu ifade eden Babacan, riskli alanlarla ilgili doğru politikaların üretilmemesi halinde ciddi sorunların ortaya çıkabileceğini söyledi.
Babacan, G20 Toplantısının iyi geçtiğini, beklediklerinden daha iyi noktada konsensüs oluştuğunu kaydetti. Ekonomik açıdan başarı sağlanması için siyasi istikrarın önemine işaret eden Babacan, Avrupa'daki bir çok ülkede bütçe açığını düşürmek için vergilerin artırılması, harcamaların kesilmesi gerektiğini, ancak bunu yapabilecek güçte ve kararlılıkta hükümetlerin olmadığını kaydetti.
G20'nin dün aldığı kararların çok önemli olduğunu ifade eden Babacan, borçla ilgili, bütçe açığı, cari açık ve rezervlerle ilgili göstergeler oluşturup ve belli kriterler geliştirip, G20 ülkelerinin bu göstergeler ve kriterler çerçevesinde hareket etmesiyle ilgili karar alındığını anımsattı. Bunun ilk defa olduğuna işaret eden Babacan, ''İlk kez küresel ölçekte ekonomik kriter göstergeleri konuluyor. Yaptırım mekanizmalarını da içeren bir gösterge seti oluşturuldu. Bizim ısrar ettiğimiz konular da sonuç bildirgesine girdi'' diye konuştu.
Bakan Babacan, Türkiye ekonomisinin ise kendi içinde çok sağlam olduğunu, ancak dışarıdan gelebilecek ciddi bir krizin Türkiye'yi etkileyebileceğini söyledi.
-YARIN 2001 KRİZİNİN 10. YIL DÖNÜMÜ-
Türkiye'nin 10 yıl önce 21 Şubat 2001'de en büyük ekonomik krizi yaşadığının hatırlatılması üzerine Babacan, o dönem siyasette olmadığını babası ile birlikte ticaretle uğraştıklarını anlattı. İş dünyasında olduğu için 2001 krizinin olumsuz etkilerini çok iyi görebildiğini ifade eden Babacan, o dönem yılların birikimini bir gecede kaybeden iş adamlarının olduğunu belirtti.
Babacan, ''O dönem ekonomiyle ilgili şöyle yapmaları, böyle yapmaları gerekir diye tepkileriniz oluyor muydu?'' şeklindeki soruya, ''Benim siyasete girmemin en önemli sebeplerinden bir tanesi 2001 krizidir'' yanıtını verdi. Bakan Babacan, Türkiye'de o yıllarda 22 bankanın kayıtlardan silindiğini, ülkenin çok şey kaybettiğini kaydetti.
Son 10 yılda Türkiye'de uygulanan reformlar ve ekonomik politikalara da değinen Babacan, ekonomide her şeyin başının güven olduğunu, bugün güven göstergelerinin tarihi rekor seviyelerine ulaştığını belirtti. Hükümeti devraldıklarında kişi başına düşen milli gelirin 3 bin küsur dolar civarında olduğunu, bugün bu rakamın 10 bin doların üzerine çıktığını anlatan Babacan, ''Biz devraldığımızda bütçe açığı yüzde 12 idi. Bu yılki merkezi hükümet bütçesi için koyduğumuz hedef ise yüzde 2,8. Nereden bakacak olursanız olun siyah ve beyaz gibi ayrı ayrı iki durum'' dedi.
-İŞSİZLİK DÜŞÜŞ HIZI YÜKSEK-
Babacan, işsizlikle ilgili bir soruyu yanıtlarken, işsizlikte 2009 yılındaki yukarı doğru sıçramanın küresel krizin sonucu olduğunu söyledi. O dönemde sanayi üretiminin düşmesine bağlı olarak işsizliğin arttığını anlatan Babacan, ''2009 yılında işsizliğin arttığı noktadan aşağı düşüş hızında şu anda dünyadaki bir kaç ülkeden birisiyiz. 2010 yılının son çeyreğine göre işsizlik 2,1 puan düştü ve 1 milyon 113 bin ilave istihdam oldu. Türkiye işsizliği düşürme ve yeni istihdam oluşturma noktasında dünyanın en iyi ülkeleri arasında'' dedi.
Şu anda dünyada günlük 1 doların altında gelire sahip olan insan sayısının yaklaşık 1 milyar olduğunu ifade eden Babacan, şöyle konuştu:
''Son 6 ayda 44 milyon kişi daha açlık sınırının altına düştü çünkü gıda fiyatları yükseldi. 2006 yılından bu yana Türkiye'de 1 doların altında olan vatandaşımız yok. Biz, devraldığımızda hükümeti günlük 2 doların altında geliri olanlar yüzde 3'tü. Şu anda binde 2'ye düştü. Binde 2 de bizim o vatandaşlarımıza ulaşamamamızın bir sonucu. Yani bir şekilde bu vatandaşlarımız devletin sağladığı imkanlardan haberdar değil ya da bilmiyor ya da ulaşamamış. Yani devletin kaynağı olmadığından değil.
Meksika'da 2 doların altında geliri olan nüfus yüzde 8, Brezilya'da yüzde 12, Çin'de yüzde 36. Rusya'da 1 doların altındaki nüfus yüzde 2. Çünkü parası olmadığından değil, vatandaşına ulaşamamış.''
-CHP'NİN AİLE SİGORTASI-
CHP'nin açıkladığı aile sigortası ile ilgili bir soru üzerine Bakan Babacan, bunun bir kaç noktadan problemli bir model olduğunu söyledi. Sosyal yardımların tek elde toplanmasının yanlış olduğunu ifade eden Babacan, şunları kaydetti:
''Tek elden yaparsanız yoksullarla iletişimi sağlayamazsınız, bağınız kopar. Daha çok yoksula ulaşmak için çeşitlilik gerekiyor. Deniliyor ki biz nakit vereceğiz ayni yardımlar yapmayacağız. Bizim zaten sistemimizde nakit bir sürü yardım türü var. Yoksul aileler zaten düzenli nakit para alabiliyor. Ayni olarak kömür ve temel ihtiyaçlarla ilgili gıda yardımları veriliyor. Biz devlet olarak kömürü çıkarıyoruz valiliklere dağıtıyoruz, buradan vatandaşlar alıyor. Bunu devlet toplu yaptığı için ucuza mal ediyor. Ya da bir teneke zeytinyağını bakkaldan aldığınızda fiyat farklı olur bir kamyon zeytinyağı almak farklıdır. En az yüzde 50 fark eder. Dolayısıyla toptan almanın verdiği fiyat avantajını o parayı nakit verip de gitsin bakkaldan alsın noktasında bulamazsınız. Bunlar ticaretin içinden gelmediği için ticaretin bu inceliklerini bilmiyorlar.
Hesap hatası da yapıldığını ifade eden Babacan, şöyle devam etti:
''Kılıçdaroğlu, (şu anda bütçede 4 milyar lira var) diyor. Bizim bu iş için 14 milyar lira bütçemiz var. O diyor ki 4 milyar. Bütçeyi okumayı bilmiyorlar. Bu bütçenin gizli saklısı yoktur resmi gazetede yayımlandı. Bunu sorsalar zaten söyleriz. Bir başka hesap hatası en az 600 lira, bin 250 liraya kadar da vereceğim diyor. Türkiye'de 12 milyon 700 bin fakir var diyor. Bunu aile sayısına bölüyorsunuz 3 milyon küsur aile ediyor. Bunu 600 lira ile çarptığınız zaman 24 milyarı buluyorsunuz. Ortalama 600 ile bin 250 arası diyor ya ortalamayı 925 alırsanız da 36 milyar buluyorsunuz. Yani 7 milyar diye hesap ettikleri rakam 24-36 milyar arasında çıkıyor ayda kaç lira verdiğinize bağlı olarak olarak. Yok biz hesabı doğru yaptık diyorlarsa o zaman Türkiye'de o kadar çok fakirin olmadığını kendileri de kabul ediyor. 12 milyon 700 bin yoksul var dedikleri doğru bir rakam değil.''
İktidara giden bir partinin bütün makro ekonomik politikaların, ekonomik reformların sorumluluğunu sırtında hissetmesi gerektiğini vurgulayan Babacan, ''Çünkü biz bunu yaptık. Gerçekten CHP, MHP iktidara gideceğine inanıyorsa öncelikle ortaya sağlam bir ekonomi politikası koymaları lazım. Bir program koymaları lazım. En büyük projeleri sözüm ona aile sigortası ama bunda da hesap hatalarını görüyorsunuz. Ben hükümet olacağım, iktidar olacağım sorumluluğu hisseden bir parti böylesine yanlış hesaplar yapar mı'' dedi.