Ecevit'in Başkent Üniversitesi Hastanesi'ndeki tedavi süreciyle ilgili Adli Tıp raporu, yankı uyandırdı. Ecevit'in yakın çalışma arkadaşları, "Adlî Tıp raporu şüphelerimizi artırdı, yargı muhakkak üzerine gitmeli" diyor.
Mustafa Turan'ın haberi
Ecevit'in yakın çalışma arkadaşları, raporda tespit edilen 'Merhum Başbakan'ın parkinson tedavisi eksik yapıldı' bilgisinin üzerine gidilmesini istiyor. Ecevit'in eski koruma müdürü İzmir Bağımsız Milletvekili Recai Birgün, "Ecevit'i Başbakanlık'tan uzaklaştırmak için komplolar yapıldığı yönünde şüphelerim vardı. Rapor, şüphelerimi güçlendirdi." diyor. Eski DSP Genel Sekreteri Hasan Gülay da, halkın kafasındaki soru işaretlerinin giderilmesi için yargıya görev düştüğünün altını çiziyor.
Adli Tıp Kurumu, Ergenekon davasına bakan 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin talebi üzerine Ecevit'in Başkent Üniversitesi Hastanesi'ndeki tedavi sürecini incelemişti. Kurumun raporu, önceki gün mahkemeye ulaşmıştı. Rapora göre, Ecevit'in parkinson tedavisi eksik yapıldı. Tutulması gereken tıbbî kayıtların tutulmadığı ve ilaç kullanımı ile ilgili sorunların da not edilmediği tespit edildi. Raporu değerlendiren Ecevit'in eski koruma müdürü Recai Birgün, sadece kendisinin değil, bütün kamuoyunun kafasında soru işaretleri olduğunu belirtti.
"Gayet normal günlük hayatını devam ettiren Ecevit, birdenbire rahatsızlandı. 3 aylık çok ilginç bir dönem yaşadı." diyen Birgün, o dönemde yaşananları şöyle aktardı: "Ecevit bir anda zor yürümeye, zor konuşmaya başladı. Hastalandıktan sonra yatırıldığı Başkent Üniversitesi Hastanesi'nde de ilginçlikler devam etti. Nasıl bir tedavi yöntemi uygulandı bilemiyorum ama o dönem Ecevit'in başbakanlık yapamayacak görüntüsü verilmeye çalışıldı. Bir kısım medyanın desteğiyle bu başarıldı da. Ecevit, iyileştiğini düşünüyordu. Ayağa kalkmak istiyordu ama doktorlar sürekli yatması gerektiğini söylüyorlardı. Sonra biz tedaviyi yarıda bıraktık. Başkent Hastanesi'yle tüm bağlarımızı kestik. Başka bir doktorla tedaviye devam ettik. Günden güne Ecevit'in sağlık durumu düzeldi. Hatta 2002 seçimlerinde mitinglere dahi katıldı. Yargı muhakkak bu konunun üzerine gitmeli."
Eski DSP Genel Sekreteri Hasan Gülay da Birgün gibi yargıdan konunun üzerine gitmesini talep etti. "Rahmetlinin o günkü hastalığı ve yapılan tedavi ile ilgili tartışmaların ortadan kalkması için soruşturma yapılmasında fayda var." diyen Gülay, hastane raporlarının Ecevit'in eşi Rahşan Hanım'a verilmemesine de dikkat çekti. "Ben bir hastaneye yatsam ve orada vefat etsem, hastane raporlarımın eşime verilmesi gerekiyor." dedi.
Türker'den ilginç çıkış: Ergenekon'a Ecevit'i karıştırmak istiyorlar
DSP lideri Masum Türker, Adli Tıp'ın Bülent Ecevit'in tedavi sürecine ilişkin raporuna tepki gösterdi. Ahmet Taner Kışlalı Salonu'nda düzenlenen muhtarlar istişare toplantısında rapora ilişkin soruları cevaplayan Türker, "Biz bu raporun gerçekleri yansıtmadığını düşünüyoruz. Rapor, Ergenekon olayına Ecevit'in sağlığını karıştırmak istedikleri bir rapordur." iddiasında bulundu. DSP Genel Başkan Yardımcısı Önder Aksakal ise, Türker'in aksi konuştu. Partisinin Balıkesir İl Başkanlığı'nı ziyaretinde, gazetecilerin soruları üzerine şunları kaydetti: "İnsanlar hasta olduklarında hastaneye giderler, iyi olup çıkarlar. O dönemde Başbakan'ımız (Ecevit) hastaneye rahatsızlanarak gitti, neredeyse ölmek üzere çıktı. Hastaneden kaçtıktan sonra sağlığına kavuştu. Size bu kadar söyleyebilirim."
Başkent Hastanesi: Tedavi doğru
Başkent Üniversitesi Hastanesi, Adli Tıp'ın, merhum Bülent Ecevit'e uygulanan parkinson tedavisinin yetersiz olduğuna ilişkin tespitine yazılı açıklamayla cevap verdi. Açıklamada, önerilen tedavinin doğru ve uygun olduğu savunuldu. Düşme riski ile ilgili hastaya defalarca kalkmamasının önerildiği belirtilerek, "Bu önerilere maalesef tam olarak uyulmamış, hatta Sayın Başbakan düşmüş ve vertebra kırığı gelişmiştir. Vertebra kırığı gelişimini takiben hastanede ve Ecevit'in evinde devam ettirilen izlem süresinde parkinson hastalığına yönelik ilaç dozu değişikliği, hastanın yaşı ve ilaçlara özgü olası yan etkiler düşünülerek önerilmemiştir." denildi. ankara CİHAN
ZAMAN - CİHAN