Hatay’da 2 köylünün askerler tarafından PKK’lı sanılarak öldürülmesiyle ilgili iddianamede 40 metre mesafeden 233 kurşun atan askerler için “taksirle adam öldürme” suçundan ceza istendi...
Mesut Hasan Benli'nin haberi
Hatay"da 2 köylünün askerler tarafından PKK"lı sanılarak öldürülmesiyle ilgili iddianamede, köylülerin "PKK"lılarınkine benzeyen kıyafetlerine" dikkat çekilerek, bu yanılgının "kaçınılmaz" olduğu öne sürüldü.
Savcılık, 40 metre mesafeden 233 kurşun atan askerlerden üçü için "taksirle adam öldürme" suçundan ceza isterken, "kanun hükmünü yerine getiren kimseye ceza verilmez" ve "kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, bu hatasından yararlanır" şeklindeki TCK hükümlerinin şüpheli askerler için uygulanmasını da talep etti.
Mahkeme bu talepleri uygun bulursa, 2 köylüyü öldüren askerlere ceza verilmemesi söz konusu olabilecek.
Hatay"ın Çardak Yaylası Şekerderesi bölgesinde, 66 yaşındaki Mustafa Fil, 63 yaşındaki Ali Dalmış, 52 yaşındaki İbrahim Yalçın ve 75 yaşındaki Mehmet Sak, 28 Haziran 2010 günü kekik toplamaya gitti.
Aynı bölgede görev yapan Jandarma Özel Harekat Taburuna bağlı Dörtyol 2. Bölük Komutanlığı"nın askerleri bu köylülere "PKK"lı sanarak" ateş açtı.
Olayda Mustafa Fil ve Ali Dalmış hayatını kaybederken, Mehmet Sak yaralı, İbrahim Yalçın da yara almadan kurtuldu.
Bu olayla ilgili olarak Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın sürdürdüğü soruşturma tamamlandı. Savcılık şüpheli askerler Mevlit Karakoyun, Aslan Bahar ve Cavit Karabasan hakkında dava açtı.
Ceza almayabilirler
İddianamede, Mustafa Fil"in "yeşil askeri parka, içlik tipi hırka ve gri gömlek, siyah şalvar ve spor ayakkabı"; Ali Dalmış"ın da "soluk lacivert ceket, haki gömlek ve soluk petrol yeşili şalvar" giydiği anlatıldı.
İddianamede, öldürülen iki köylünün bulunduğu nokta ile askerlerin bulunduğu mevzi arasında yaklaşık 40 metre olduğu ve askerlerin köylüleri görebilme imkanı bulunduğu vurgulandı.
Buna rağmen savcılık üç asker için "Taksirle adam öldürme" suçundan ceza talep ederken, "kanun hükmünü yerine getiren kimseye ceza verilmez" ve "Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenlere ait koşulların gerçekleştiği hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, bu hatasından yararlanır" şeklindeki TCK hükümlerinin uygulanmasını talep etti. Mahkeme talebi yerinde görürse askerler cezadan kurtulabilecek.
Şüpheli silahlar gelmedi Olay yerinde bulunan mermilerin Cavit Karabasan ve Mevlit Karakoyun adlı 2 askerin taşıdığı biksi makineli tüfeğe ait olduğu anlaşıldı. Ölenlerden çıkan 2 merminin ise hangi silahdan çıktığı tespit edilemedi. İddianamede, bu nedenle "şüpheli silahları" göndermesi istenen Tabur Komutanlığı"nın bu isteği karşılamadığının altı çizildi.
Askerlerin "hava sisliydi" savunmasına rağmen Meteoroloji Genel Müdürlüğü"nün "olay günü yağış ve sis yoktu" yönündeki raporu da iddianamede yer aldı.
"Asker görünce sevindim" Yara almadan kurtulan köylü İbrahim Yalçın ifadesinde arabalarının bozulması nedeniyle yürüyerek Şekerderesi bölgesine gittiklerini anlatarak, "Hava açıktı sis yoktu. İlerlediğimiz esnada silah sesi duydum.
Ben kendimi dereye attım. Mustafa Fil"in yandım dediğini duydum. Kimin ateş ettiğini görmedim. Yanımızda silah yoktu sadece kekik koymak amacıyla soğan filesi ve kekik biçmek amacıyla bıçak vardı. Dur ihtarını duymadım" dedi.
Yaralı kurtulan Mehmet Sak da arkadaşları Mustafa Fil ve Ali Dalmış ile yan yana yürüdüklerini anlatarak "Kulağım ağır işittiği için bağırarak konuşuyorduk.
Biraz yürüdükten sonra silah sesleri geldi. Silah sesleri 10 dakika sürdü. Sonra 8-10 askerin yanımıza geldiğini görünce sevindim. Orada terörist faaliyetler olduğunu biliyordum" diye konuştu.
"Kafamı öne eğip taradım"
Sanık asker Mevlit Karakoyun, ifadesinde köylülerin yaklaştıkları sırada pusuda bulunduklarını anlatarak, "Karşı patikadan 4 şahsın, aralarında 1 metre mesafe olacak şekilde arka arkaya yaklaştıklarını fark ettik. Kıyafetleri teröristlerin kıyafetlerine benziyordu.
Koltuklarının altının kabarıklığının daha önceki deneyimlere göre silah olabileceğini düşündüm. Dur uyarısı yapmamızla şahıslar kaçmaya başladılar. Bunun üzerine şahısların ayaklarına yaklaşık 100 mermi yaktım. Olayın verdiği şokla kafamı öne eğerek hedef gözetmeksizin 50 mermi daha yaktım" dedi.
Biksi makineli tüfek yardımcısı Cavit Karabasan da kıyafeti nedeniyle örgüt üyesi olabileceklerini düşündükleri kişilere dur uyarısında bulunduklarını, ardından bir şarjör boşalttığını söyledi.
Şüpheli Aslan Bahar da silah sesleri duyunca kleymur isimli patlayıcıyı "bir adet kalem pil" kullanarak ateşlediğini anlatarak, "Patlamadan sonra olay yerine gittik. Hava kapalı ve bulutluydu" diye konuştu.
Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanuna göre, "ateş" yetkisi şöyle düzenleniyor: "Ateş etmek son çaredir. Önce havaya ihtar ateşi yapılır. Sonra ayağa doğru ateş edilir, mukavemet veya taarruza veyahut tehlikeli bir tehdide varan mukavemet hali devam ederse, hedef gözetilmeksizin ateş edilir..."