Balyoz davası kapsamında hakkında yakalama emri çıkarılan Albay Mustafa Önsel cezaevinde sembolik olarak üç günlük açlık grevi ile direniş başlatacağını bir mektupla duyurdu.

Balyoz davası kapsamında hakkında çıkan yakalama kararı kapsamında adliyeye gelerek teslim olan Albay Mustafa Önsel, avukatı aracılığıyla basın mensuplarına ulaştırdığı mektubunda, "Fırsat verilsin 10 dakika içerisinde 'Balyoz' denen olayın safsata olduğunu ortaya koyayım" dedi.
Önsel, cezaevinde sembolik olarak üç günlük açlık grevi ile direniş başlatacağını ifade etti.

İstanbul Merkez Komutanlığı'na ait bir minibüsle Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne gelen Mustafa Önsel, daha önceden yazdığı bir sayfalık mektubu, avukatı aracılığıyla adliyede görev yapan basın mensuplarına ulaştırdı. Mektubunda 30 yıldır asker üniformasını giydiğini belirten Önsel, "Bu üniformayı giyerken milletimizin sahip olduğu bütün değerleri korumak üzere silaha ve bayrağa yemin ettik. Allah'a ve vatana iman ettik. Şimdi bize 'darbeci' diyerek üniformamızı lekelediler.

Biz bu milletin emaneti üniforma ile canımızı nice kez milletimize kast edenlere karşı mücadelede ortaya koyduk. Bu mücadelede pek çok arkadaşımızı, gençliğimizi ve sağlığımızı kaybettik. Şimdi de hüviyetimizi kaybettik. Ama herkes bilsin ki onurumu hiç kaybetmedik, kaybetmeyeceğiz. Fırsat verilsin 10 dakika içerisinde Balyoz denen olayın safsata olduğunu ortaya koyayım. Yüce Türk milletine ifade etmek istiyorum ki biz bu milletin öncü mangasıyız" ifadelerini kullandı.

"Hukuku silah olarak kullanıp, bizi pusuya düşürdüler, yaralıyız ama ölmedik. Çatışma yoğundur, üzerimize bütün silahlarıyla ateş ediyorlar" ifadelerine yer verdiği mektubunda Türk milletini de uyaran Önsel, şöyle dedi:

"Herkesi ikaz ediyorum; asıl amaç Türk milletinin kendisidir. Asıl pusu onadır. Eğer bu topraklarda değerlerimizle birlikte özgürce yaşayacaksak direnmek zorundayız. Biz bu süreçte yüce Türk milleti adına her şeyi göze alarak direnişi başlatıyoruz. Elie Wiesel isimli bir düşünür 'adaletsizliği engelleyecek gücümüz olmayabilir ama adaletsizliğe itiraz etmeyiz, direnmeyi beceremediğimiz bir zaman asla olmamalı' diyor.

Adaletsizliğe karşı direnmek, bu kararı verenlere 'hukuksuzsunuz, öyleyse bizim için artık hükümsüzsünüz' diye haykırmak maksadıyla cezaevinde üç günlük sembolik açlık grevi ile direnişimi başlatıyorum. Bu tamamen bireysel karardır. Artık bıçak kemiğe dayanmıştır. 3. kez hukuk katledilerek tutuklanıyorum. Yeter artık. 14 Mart günü Silivri'deki duruşma düğünümüzdür. Bütün dostları düğünümüze bekliyorum."