Başbakan Erdoğan, Çankaya'da, bütün parti yöneticilerini, milletvekillerini, bütün teşkilatı toplayarak küçücük bir parkın açılışını yapanların, AK Parti'nin açılışlarını eleştirdiğini söyledi.
Sibel Ertürk Kurtoğlu'nun haberi
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya'da, bütün parti yöneticilerini, milletvekillerini, bütün teşkilatı toplayarak küçücük bir parkın açılışını yapanların, AK Parti'nin açılışlarını eleştirdiğini ifade ederek, ''Atalarımızın güzel bir sözü var. La teşbih. Benzetmiyorum, alınmasınlar, onlar için böyle bir şey söylemiyorum ama 'Tilki erişemediği üzüme koruk' der. Sen çalış, senin de olsun. Niye kıskanıyorsun'' dedi.
Erdoğan, Sakarya'da Serdivan Alışveriş Merkezi bahçesinde düzenlenen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, son günlerde, anamuhalefet partisinin, AK Parti'nin illerde yaptığı açılışları diline doladığını ifade ederek, CHP'nin Türkiye'de çakılı çivisi olmadığını söyledi.
CHP'nin Türkiye genelinde ilçe, belde, iller olmak üzere toplam 526 belediyesi bulunduğunu anımsatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bunların, hiç şöyle gümbür gümbür bir açılış yaptıklarını duydunuz, gördünüz mü? Toplu açılıştan vazgeçtik, tek tek açılış yaptıklarını gördünüz mü? Olsa olsa herhangi bir yerde ufak bir park açarlar, ondan sonra aynen nasıl bütün kıyameti kopartırlar. Ama haklarını yemeyelim. Geçen yıl, Mayıs ayında, Ankara'nın Çankaya ilçesinde bir park açılışı yaptılar. Küçük bir parkın açılışına, Genel Başkan, Genel Sekreter, Grup Başkanvekili ve çok sayıda milletvekiliyle katıldılar. Dikkatinizi çekiyorum. Biz bugün Sakarya'da, 90 park, bahçe ve peyzaj çalışmasını, 7 proje olarak açıyoruz. 90 projeyi 7 projede topluyoruz. Sadece Yenikent'teki, yaklaşık 2 milyon lira bedele mal olan parkı, Çark Deresi'ndeki düzenlemeyi, Serdivan'daki Zaman Parkı'nı, Akyazı'daki peyzaj çalışmasını, diğer eserleri 6 kalem olarak açıyoruz. Her köye bir çocuk parkı ilkesiyle başlattığımız ve 60 köye kazandırdığımız parkları, sadece bir kalem olarak ele alıyoruz ve öyle açıyoruz. Biz bugün Sakarya'da 54 açılış diyoruz. Aslında, detayına girildiğinde yüzlerce açılış. Gittiğimiz her ilimizde bu şekilde açılış yapıyoruz. 30, 50, 100 kalem vesaire.''
Açılışlarda vatandaşla kucaklaştıklarını ve buluştuklarını, açılışını yaptıkları eserleri tek tek saymaya bile vakitleri yetmediğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
''Çankaya'da, bütün parti yöneticilerini, milletvekillerini, bütün teşkilatı toplayarak küçücük bir parkın açılışını yapanlar, şimdi çıkmış, bizim açılışlarımızı güya eleştiriyorlar. Atalarımızın güzel bir sözü var. La teşbih. Benzetmiyorum, alınmasınlar, onlar için böyle bir şey söylemiyorum ama 'Tilki erişemediği üzüme koruk' der. Sen çalış, senin de olsun. Niye kıskanıyorsun? Her zaman söylüyorum; bizim eserlerimize, bizim yaptıklarımıza, bizim Türkiye'ye kazandırdıklarımıza, bunların hayalleri dahi erişemez. Bunlar gider, yılda bir ya da iki kere, kendi belediyelerinin yaptığı küçük parkı açar, hem de büyük bir gümbürtüyle açar, ondan sonra bizim açılışlarımıza dil uzatırlar. Kusura bakmasınlar, ben sadece insaf diyorum, gerisini yüce milletimin, halkımın takdirine bırakıyorum.''
''GÖRMEYE GÖZ GEREK, SEZMEYE ÖZ GEREK''
Başbakan Erdoğan, anamuhalefet partisi genel başkanının geçen günlerde Erzurum'a gittiğini dile getirerek, şunları söyledi:
''Erzurum'un nasıl değiştiğini görmüyor. Denizli'ye gidiyor, Denizli'deki yatırımları görmüyor. Sakarya'ya geliyor, Sakarya'daki hizmetleri görmüyor. Çünkü görmeye göz gerek, göz... Sezmeye, hissetmeye öz gerek öz... Bunlar bir tek daire inşa edebilseler, tam kadro gidip açılış yaparlar. Biz 480 bin daire inşa ediyor ve açılışına yetişemiyoruz. TOKİ, Cumhuriyet tarihini gümbür gümbür aşıyor. Kentsel dönüşümle 81 ili değiştiriyor. Bunlar 1 kilometre yol yapabilseler, 40 gün 40 gece düğün bayram yaparlar. 79 senede Cumhuriyet tarihinde 6100 kilometre yol yapıldı, biz 7 yılda 13 bin 600 kilometre bölünmüş yol yaptık, bizim farkımız bu.''
Konuşması, halkın ''Türkiye seninle gurur duyuyor'' sloganıyla kesilen Başbakan Erdoğan, ''Biz sizlerle gurur duyuyoruz. Her zaman söylüyoruz, biz efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Bunun gereğini yapıyoruz'' diye seslendi.
Başbakan Erdoğan, ''Bunlar, bu yapılanlarla hala bir gün kalkıp da eyvallah, tebrik ederiz, diyemediler. Bütün bu yolları gördükleri, bu yollardan gidip geldikleri, barajları gördükleri halde diyemezler. Bunların gözü var görmez, kulağı var duymaz, dili var gerçekleri konuşamaz. Bunların durumu bu'' diye konuştu.
Erdoğan, anamuhalefet partisinin kendilerini yasama çalışmaları sırasında ''Aceleniz ne?'' şeklinde eleştirdiğini ifade ederek, ''Televizyonları dinliyorsanız, hep bunu söylüyorlar; 'aceleniz ne? Gece bir ikilere kadar niye çalıyoruz?' Tamam kardeşim, siz çalışmayın, biz çalışacağız, bizim işimiz var, bizi halkımız çalışın diye gönderdi, yan gelin yatın diye göndermedi'' dedi.
Erdoğan, Sakarya'da Serdivan Alışveriş Merkezi bahçesinde düzenlenen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, eğitimin çehresini değiştirdiklerini, 160 bin derslik yaptıklarını, bunların da görülmediğini ifade ederek, 80 yeni üniversite açtıklarını, açmak için çalıştıkları 8 tanesi de eklenince üniversite sayısının 164'e çıkacağını ve her ilde bir üniversite olacağını belirtti.
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Hani, bizden önce neredeydiniz? Aklınız neredeydi? Sizin aklınız yok muydu, niye yapmadınız bunları? Mecliste çıkarlar, işleri güçleri kavga gürültü. Dürüstlük, hakkı teslim etmek diye bir şey yok. Benim milletim zaten bunlardan umudunu kesti, benim halkım bunlardan zaten hizmet beklemiyor, bari yapılanları engellemeyin, bari gölge etmeyin. Hizmet üretmiyorlar, bari hizmet edenin önünü kesmeyin. Şimdi görüyorsunuz, her zaman yaptıkları gibi, TBMM'de bir kez daha yasama faaliyetlerini engellemenin, yavaşlatmanın gayreti içindeler. Komisyonlarda halkı direnişe çağıracak kadar pervasızca hareket ediyorlar. Komisyonlardan istifa edip çekip gidiyorlar. Genel kurula öyle bir hava veriyorlar ki adeta terörize ediyorlar. Kayıtsız bir davranış. Bakıyorsunuz gruplarının içinde 10-15 kişi. Nerede arkadaşlarınız? Yok. AK Parti bütün grubuyla, elinden geldiği şekliyle, yurt dışında olanlar dışında gümbür gümbür orada. Hiçbir konuda istemiyorlar, statüko hiçbir şekilde değişmesin, Türkiye ilerlemesin, Türkiye kalkınmasın istiyorlar. Bunu engellemek için de ellerinden geleni yapıyorlar.''
Çok çalışarak Türkiye'yi Cumhuriyet'in 100. yıl dönümünde dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına sokacaklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
''Ağızlarındaki pelesenk ne biliyor musunuz? 'Aceleniz neydi? Bu kadar niye acele ediyorsunuz, gece sabahlara kadar nedir bu?' Efendi, bizim acelemiz var. Yıllar yılı bizi bu yarışta geri bıraktınız. Muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkmak yan gelip yatmakla olmaz, çalışarak olur. Çok koşacağız, çok çalışacağız, gece gündüz demeden çalışacağız ve Cumhuriyet'in 100. yıl dönümünde, 2023'te Türkiyemizi dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına sokacağız. Geldik, 26. sıradaydık şimdi 17. sıradayız. Hedef inşallah 2023'te ilk 10 içinde olacağız. Bu yan gelip yatarak değil, çalışarak olur. 'Aceleniz ne?' diyorlar. Bunların yapısı, mantığı bu. Televizyonları dinliyorsanız, hep bunu söylüyorlar; 'aceleniz ne? Gece bir ikilere kadar niye çalıyoruz?' Tamam kardeşim, siz çalışmayın, biz çalışacağız. Bizim işimiz var. Bizi halkımız çalışın diye gönderdi, yan gelin yatın diye göndermedi. Sanki çok çalışıyorlar, salı, çarşamba, perşembe... Dünyanın neresinde var böyle bir şey. 4 gün zaten çalışmıyor parlamento. Bu ara dedik ki, 'cuma da, cumartesi de, pazar da çalışacağız, gerekirse pazartesi de çalışacağız.' Bu beyleri rahatsız ediyor. Niye? Bize milletimiz dedi ki 'çalış.' Çalışan demir ışıldar. Çalışmayan pas tutar, biz paslanmak istemiyoruz. Çok çalışacağız.''
''YARGININ İŞ YÜKÜNÜ AZALTMAK ZORUNDAYIZ''
Başbakan Erdoğan, 12 Eylül halk oylaması öncesi ''Üstünlerin hukuku son bulacak, hukukun üstünlüğü egemen olacak, yargıda kamplaşmayı, kutuplaşmayı, siyasallaşmayı sona erdirecek, yargıyı birilerinin arka bahçesi olmaktan çıkaracak, milletin ön bahçesi haline getireceğiz'' dediklerini anımsattı.
Yargının iş yükünü azaltmak, işleyişi hızlandırmak, adalet dağıtma mekanizmasını hassas bir dengeye oturtmak zorunda olduklarını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
''İdeolojik kararlar veren, 'onama mı istersin, bozma mı' diyerek, vicdanının sesini değil, başka odakların sesini dinleyen, bizim dosyamızı öne alıp, rekor sürede karara bağlarken, başka dosyaları yıllarca bekletip, zanlıları serbest bırakan bir yargıdan, hızlı çalışan, vicdanıyla karar veren, milleti tatmin eden, adaleti tesis eden bir sisteme geçmek istiyoruz. Ben yaşadım. Benim hakkımda 24 saatte Yargıtay karar verdi. O zaman oluyor. Aynı şekilde Erzincan'la ilgili davada anında veriyorsun kararı, oluyor. Sayın Erbakan'la ilgili kararı 5 günde veriyorsun, oluyor. Diğerlerini 10 senede niye bitirmediniz arkadaş? Niye bitirmediniz? Sonra faturayı gelip niye bize kesiyorsun? Biz yargı mıyız? Biz yasamada görevliyiz, biz yürütmeyiz. Bizim görevimiz bu, yargı değil. Bu kararı biz değil, siz vereceksiniz. Onun için günahı bizim üzerimize atma, yükleme gayretine girmeyin. Dikkat edin. Alternatif getirmezler, yapıcı eleştiri yapmazlar, 'öyle olmasın, şöyle olsun' demezler. Sadece 'olmaz' derler. Sadece karşı çıkarlar. Biz bunlara 8 yıldır aldırmadık, bundan sonra da aldırmayacağız. Siyaset, bizim için hizmet demektir. Siyaset, bizim için eser üretmek demektir. 8 yıldır biz hizmet siyaseti yapıyoruz. Milletin desteğiyle, milletin rotasında ilerliyoruz. Aynı şekilde yolumuza devam edeceğiz. Onlar, küçük şeylerle, küçük meselelerle oyalanırken, onlar milleti sokakta anarşiye davet ederken, biz demokrasi demeye, büyük Türkiye demeye, yeniden büyük Türkiye demeye, bunun için çalışmaya devam edeceğiz.''