AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli, ''İnsanlar refah talep ediyor ve bu refah talebine cevap vermeyen bütün hükümetler gidici'' dedi.
Gedikli, Server Vakfı'nın konuğu olarak katıldığı ''Çarşamba sohbetleri''nde yaptığı konuşmada, AK Parti döneminde ekonomik anlamda başarılan en önemli işin, enflasyon canavarının yenilmesi olduğunu söyledi.
Enflasyon canavarı gibi trafik canavarının da ''budandığını'' ifade eden Gedikli, Türkiye'de iki kez yüzde 100'ün üzerinde enflasyonla karşılaşıldığını, bunlardan birinin 1994, diğerinin 1980 yıllarında yaşandığını anlattı. ''Enflasyon hırsızlıktır'' diyen Gedikli, insanların cebindeki paranın enflasyonla çalınabildiğini söyledi.
Gedikli, enflasyonun düştüğünü, ancak enflasyonsuz hayata alışılamadığını dile getirerek, insanların enflasyonlu dönemi hatırlayarak maaşlarına neden yüzde 50 zam yapılmadığı şeklinde sorular sorduklarını ifade etti.
''Eskiden yüzde 40 zam yapılıyordu ama enflasyon da yüzde 70'ti, dolayısıyla aslında maaşını çalıyorlardı, farkında değil. Şimdi belki yüzde 10 zam yapılıyor ama enflasyon yüzde 7. Dolayısıyla reel olarak karda'' diyen Gedikli, reel olarak asgari ücrette yüzde 62, Bağ-Kur emeklisinin maaşının da yüzde 49 arttığını belirtti.
Gedikli, refahı tabana yayan politikaların da önemine değinerek, bunların başında konut politikasının geldiğini bildirdi.
Yapılan yolların, bedava ders kitaplarının, 18 yaşına kadar herkesin sağlık sigortasından yararlanabilmesinin yoksul kitlelerin refahını artıran unsurlar arasında yer aldığını anlatan Gedikli, bunların Türkiye'yi de güçlü kıldığını söyledi.
Gedikli, Tunus'ta yaşananların refahın tabana yayılmamasından kaynaklandığını dile getirerek, Türkiye'nin de bu ülkelerdeki insanlar için örnek teşkil ettiğini belirtti.
''Refahın tabana yayılması'' döneminin başladığını anlatan ve birçok ülkede insanların refah talep ettiğini söyleyen Gedikli, ''İnsanlar refah talep ediyor ve bu refah talebine cevap vermeyen bütün hükümetler gidici'' dedi.
Gedikli, petrol ve doğalgaz gibi tek bir faktöre dayalı geliri olan ülkelerde refahın tabana yayılamayacağını belirterek, Türkiye'nin ürettiği modellerin ihraç edilir noktaya geldiğini ifade etti.
Dünya ekonomisinin faizi kaldırdığını, ABD'de faizin 0.25, Japonya'da 0.10 ve AB'de yüzde 1 olduğunu, ancak Merkez Bankası'nın bunu tamamlayamadığını söyleyen Gedikli, dünyada faiz ve enflasyon diye bir sorun olmadığını belirtti.
Gedikli, dünya ekonomisindeki gelişmelerin iyi analiz edilmediği için Türkiye'de şu ana kadar yanlış bir para politikası izlendiğini, bunun suçunun da maliye politikasına atıldığını ifade ederek, ''8 yıldan beri mali disiplinde zaten sorun yok. Bütçede sorun mu var? Borç döndürme diye bir sorun mu var? Faizlerle ilgili bir sorun mu var'' diye konuştu.
Dünyada yaşanan finans krizinin de Türkiye'yi teğet geçtiği görüşünü vurgulayan Gedikli, CHP'lilerin de bunu teyit etmeye başladıklarını belirtti. Gedikli, Türkiye'nin sorun olmadan geleceğe doğru yürümeye devam ettiğini söyledi.
Kriz sayesinde IMF'siz de ülkenin ayakta kalabileceğinin görüldüğünü anlatan Gedikli, kriz yanlılarının ''IMF'den para almadan Türkiye'nin batacağını, çökeceğini'' söylediğine işaret etti.
Gedikli, ''Türkiye ekonomisi IMF'siz yürütülemez'' dendiğini, ancak IMF'siz de olunabileceğinin görüldüğünü belirtti.
Türkiye'de ''3 K, 1 D'' döngüsünü kırmak gerektiğini dile getiren Gedikli, ''korku, kaos ve krizin üretimiyle darbe'' döngüsünün işletildiğini ifade etti.
Gedikli, hiçbir iktidarın ekonomik krizin altından kalkamayacağını belirterek, vatandaşın böyle bir durumda iktidarın arkasında durmayacağını söyledi.
''Devletin rolü nedir'' diye sorulması gerektiğini ifade eden Gedikli, temel kamu hizmetlerini devletin üretmesi gerektiğinin altını çizdi.
Gedikli, adalet, savunma, temel sağlık, temel eğitim, altyapı yatırımları yapmak gerektiğini vurgulayarak, çalışma tarzlarının da bu olduğunu anlattı.
Devletin temel hizmetleri gerçekleştirmesi gerektiğini belirten Gedikli, baraj, duble yol, hastane, okul gibi yatırımlarının muazzam düzeyde olduğunu söyledi.
Gedikli, bu kadar büyük altyapı hamlesinin ilk kez Abdülhamit döneminde, sonrasında Atatürk döneminde, şimdi ise AK Parti döneminde yapıldığını vurguladı.
Devletin ikinci görevinin, düzenleyicilik ve denetleyicilik olduğunu anlatan Gedikli, devletin işletmecilik yapmaması gerektiğini söyledi.
Gedikli, sosyal devlet anlayışının da devletin üçüncü görevi olduğuna değindi. Sosyal yardım politikalarının önemine dikkat çeken Gedikli, kendi dönemlerinde bunun da muazzam düzeye ulaştığını belirtti.
Türkiye'de özel sektör dinamizmiyle kalkınmanın yürümesini istediklerini ifade eden Gedikli, özel sektörünün işinin kolaylaştırılması, bürokrasinin de özel sektöre ''oynaması'' gerektiğini söyledi. Gedikli, ''Santrfor özel sektör. Herkes asist yapacak özel sektöre'' dedi.