Yüksek yargıda daire sayısının artırılmasına ilişkin tartışmalar sürerken bu düzenlemenin TBMM'den geçmemesi durumunda 2014 yılına kadar yaklaşık 150 bin dosya zaman aşımından düşecek.

Yüksek yargıda daire sayısının artırılmasına ilişkin tartışmalar sürerken, yüksek yargıda 1 Haziran 2005'de yürürlüğe giren bölge adliye mahkemelerinin yeteri kadar altyapı olmadığı için bir önceki Yargıtay Başkanı Osman Arslan ve bugünkü Başkan Hasan Gerçeker'in isteği doğrultusunda ertelenmesi yüksek yargıda iş yükünü ikiye katladı.

Hükümet bölge istinaf mahkemelerinin yanı sıra Yargıtay ve Danıştay'da daire sayısını artırarak, iş yükünün azaltılmasını hedefliyor. Bazı hukukçular sadece bölge istinaf mahkemelerinin yürürlüğe girmesinin sorunu çözemeyeceğini belirtirken, daire sayısının da artırılması gerektiğini vurguluyor.
Adalet Bakanlığı verilerine göre 2006 yılında Yargıtay'da savcılıktaki dosyalar da dahil olmak üzere toplam 1 milyon 91 bin 392 dosya varken, istinaf mahkemeleri kurulamadığı için dosya sayısı 2010 yılında 1 milyon 831 bin 419'a çıktı.

Yargıtay'daki iş yoğunluğunun artması nedeniyle 2010 yılında 20 bine yakın dosya da zaman aşımından düştü. Daire ve üye sayısı artırılmazsa 2011'de 25 bin, 2012'de 32 bin, 2013'de 42 bin, 2014'te ise yaklaşık 55 bin dosya zaman aşımından düşecek. Böylelikle binlerce
insanın adalet beklentisi boşa çıkacak.

Hukukçular, istinaf mahkemelerinin daha önce kurulmasıyla daire sayısı artmadan da iş yükü yoğunluğu sorununun çözülebileceğini belirttiler. Ancak gelinen noktada iş yükü ikiye katlandığı için istinaf mahkemeleri kurulsa bile artık tıkanma noktasına gelen Yargıtay'ın biriken dosyaları 4-5 yıldan önce sonuca bağlaması ve normal işleyişine dönmesi mümkün değil. Hukukçular, bu durum karşısında adalet bekleyen insanların daha fazla mağdur edilmemesi için istinaf mahkemelerinin faaliyete geçirilmesiyle birlikte Yargıtay'ın daire ve üye sayısının da arttırılması gerektiğinin altını çiziyor.