Başbakan Yardımcısı Babacan, Merkez Bankası'nın aldığı son kararların birkaç haftalık sonuçlarının olumlu olduğunu belirtti ve ekledi: "Bir süre önümüze bakıp kararların sonuçlarını izlemekte fayda var"
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ''Merkez Bankası'nın aldığı kararlardan, alındığı günden bugüne kadar kısa vadede olabileceğinden şüphe edilen böyle gecelik ya da çok kısa vadeli hesaplarda duran ciddi bir miktarda döviz şu anda yurt dışına çıkmış durumda'' dedi.
Babacan, Dünya ekonomik Forumu'na katılmak üzere İsviçre'ye hareketinden önce Esenboğa Hava Limanında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Merkez Bankası'nın aldığı kararların somut etkilerinin neler olduğunun sorulması üzerine Babacan, şunları söyledi:
''Kararların alındığı günden bugüne kadar kısa vadeli olabileceğinden şüphe edilen böyle gecelik ya da çok kısa vadeli hesaplarda duran ciddi bir miktarda döviz şu anda yurt dışına çıkmış durumda.
Kalanlara ya da girmeye devam edenlere baktığımızda daha uzun vadeli bakanların şu anda Türkiye'de olduğunu ve Türkiye'ye girmeye devam ettiğini ama kısa vadeli giriş çıkışlarda ısrar etmeye çalışanların bilhassa Türkiye'den uzak durmaya başladığını, içeride olanların büyük kısmının da çıkmış olduğunu müşahede etmiş durumdayız. Bu, önemli bir gelişme.''
Babacan, bir süre, alınmış olan kararların sonuçlarını izlemenin faydalı olacağını düşündüğünü söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ekonomi bakanlarıyla yapacağı toplantının zamanının sorulması üzerine de Babacan, toplantının zamanının henüz kesinleşmediğini belirterek, ''Ancak sayın başbakanımızla beraber böyle bir çalışma, program yapmanın uygun olacağını değerlendirdik. Kendisi de benden hazırlık yapmamızı istedi.
Henüz gününü, saatini belirlemedik. Bu, genel anlamda 2010 yılının değerlendirilmesi ve 2011 yılına bakış şeklinde düşünülüyor'' dedi.
Ali Babacan, toplantının ardından özel uçakla İsviçre'ye hareket etti.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ''Merkez Bankası'nın aldığı kararlardan, alındığı günden bugüne kadar kısa vadede olabileceğinden şüphe edilen böyle gecelik ya da çok kısa vadeli hesaplarda duran ciddi bir miktarda döviz şu anda yurt dışına çıkmış durumda'' dedi.
Babacan, Dünya ekonomik Forumu'na katılmak üzere İsviçre'ye hareketinden önce Esenboğa Hava Limanında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Merkez Bankası'nın aldığı kararların somut etkilerinin neler olduğunun sorulması üzerine Babacan, şunları söyledi:
''Kararların alındığı günden bugüne kadar kısa vadeli olabileceğinden şüphe edilen böyle gecelik ya da çok kısa vadeli hesaplarda duran ciddi bir miktarda döviz şu anda yurt dışına çıkmış durumda.
Kalanlara ya da girmeye devam edenlere baktığımızda daha uzun vadeli bakanların şu anda Türkiye'de olduğunu ve Türkiye'ye girmeye devam ettiğini ama kısa vadeli giriş çıkışlarda ısrar etmeye çalışanların bilhassa Türkiye'den uzak durmaya başladığını, içeride olanların büyük kısmının da çıkmış olduğunu müşahede etmiş durumdayız. Bu, önemli bir gelişme.''
Babacan, bir süre, alınmış olan kararların sonuçlarını izlemenin faydalı olacağını düşündüğünü söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ekonomi bakanlarıyla yapacağı toplantının zamanının sorulması üzerine de Babacan, toplantının zamanının henüz kesinleşmediğini belirterek, ''Ancak sayın başbakanımızla beraber böyle bir çalışma, program yapmanın uygun olacağını değerlendirdik. Kendisi de benden hazırlık yapmamızı istedi.
Henüz gününü, saatini belirlemedik. Bu, genel anlamda 2010 yılının değerlendirilmesi ve 2011 yılına bakış şeklinde düşünülüyor'' dedi.
Ali Babacan, toplantının ardından özel uçakla İsviçre'ye hareket etti.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ''(Merkez Bankası kararları) Önümüzdeki dönemde bu alınan kararların etkisini bir süre izlemenin faydalı olacağını düşünüyorum. 'ileriye doğru sürekli yeni adımlar, kararlar gelebilir, her an her şey değişebilir' gibi bir havanın da Türkiye'de oluşmasını arzu etmiyoruz'' dedi.
Başbakan Yardımcısı Babacan, Davos'a hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Babacan, Merkez Bankasının kararlarıyla ilgili bir soru üzerine, Merkez Bankasının temel görevinin fiyat istikrarı olduğunu, bunu sağlamakla ilgili araç bağımsızlığının bulunduğunu anımsatarak, ancak finansal istikrarla ilgili Merkez Bankasının atmış olduğu adımların ve bu tür tedbirlerin mutlaka diğer ilgili tüm kurumlarla yakın koordine içinde olması gerektiğini söyledi.
Devlet Bakanı Babacan, Merkez Bankasının kendi elindeki enstrümanlarla finansal istikrarı tek başına sağlayabilmesinin mümkün olmadığını belirtti.
Bu tür tedbirlerin olacağını daha önce söylediklerini kaydeden Babacan, ''Hatta ocak ayında da benzeri tedbirlerin, benzeri adımların geleceğini, gelebileceğini ben de daha önce ifade etmiştim'' dedi.
Bütün bu çalışmaların Türkiye'de finansal istikrarın sapasağlam sürdürülebilmesine yönelik olduğunu belirten Babacan, fiyat istikrarı konusunda ise Türkiye'nin çok büyük bir başarı ortaya koyduğunu vurguladı. Babacan, şöyle devam etti:
''Ama nasıl bu başarıyı ortaya koydu. Zamanında doğru ve akıllı tedbirler alarak, doğru adımlar atarak. Burada Merkez Bankamızın son derece önemli bir rolü oldu ve başarılı bir şekilde bu hedefi gerçekleştirmiş olduk.
Finansal istikrar özellikle bu kriz döneminde, 2008-2009 döneminde Türkiye bir başarı örneği olarak anıldı. 2008-2009 krizinde niye bankacılık sektörü hiç etkilenmedi?
Biz bu dönemi niye sapasağlam geçtik? 2004, 2005 ve 2006 yılında almış olduğumuz tedbirler sayesinde. O dönemde alınan tedbirler ve ortaya koyduğumuz ihtiyatlı yaklaşım bu krizde son derece olumlu sonuçları beraberinde getirdi.
Ama önümüzdeki döneme doğru bakacak olursak bu finansal istikrarın sürdürülebilirliği çok önemli. Testi kırıldıktan sonra değil, proaktif bir tutumla tedbirler almak gerekiyor ve bu tedbirleri de ilgili kurumlarımız aldılar, açıkladılar ve uygulamaya soktular.
Bu tedbirler diğer ilgili kurumlarımızla koordine edilmiş, beraberce istişare edilmiş tedbirlerdir. Bu da her merkez bankasının yaptığı gayet doğal bir yaklaşımdır. Merkez Bankasının bağımsızlığı sadece fiyat istikrarı alanındadır ve araç bağımsızlığıyla sınırlı bir bağımsızlıktır.''
''BİRKAÇ HAFTALIK SONUÇLARI GAYET OLUMLU''
Babacan, bu adımların bütün dünyada yakından izlendiğini, takip edildiğini belirterek, bu politikaları beraberce uygulayan tek ülkenin Türkiye olduğunu söyledi.
Babacan, ''Şu anda Türkiye'ye başka ülkelerin çok yoğun bir şekilde ilgi gösterdiğini görüyoruz, yoğun bir şekilde kurumlarımızdan bilgi talep ediyorlar.
Sonuçlarını merak ediyorlar. Ama ben şunu açıkça söyleyeyim ilk birkaç haftalık sonuçları gayet olumlu. Atılan adımların karşılığı, sonuçları şu anda görülüyor'' dedi.
''Finansal istikrar adına tedbir alınması ve adım atılmasından çekinilmeyeceğini ve gerekirse zor kararlar dahi alınabileceğini'' söylediklerini anımsatan Babacan, bunların da çoğunun yapıldığını, ancak ''ileriye doğru sürekli yeni adımlar gelebilir, sürekli yeni kararlar gelebilir, her an her şey değişebilir'' gibi bir havanın da Türkiye'de oluşmasını arzu etmediklerini vurguladı.
Babacan, ''Neyin ne zaman olacağının belirsiz olduğu, her an yeni bir kararın çıkabileceği bir ortam Türkiye için uygun değil'' diye konuştu.
Önümüzdeki dönemde bu alınan kararların etkisinin bir süre izlemenin faydalı olacağını düşündüğünü kaydeden Babacan, bu kararların bir kısmının ocak ayının 3. haftasının sonunda fiilen uygulamaya girdiğini, bir kısmının da şubat ayında fiilen uygulamaya gireceğini söyledi.
Başbakan Yardımcısı Babacan, ''Bunların ilk sonuçlarına, etkilerine bakılır, incelenir ve gerektiğinde ileride kuşkusuz tabi başka adımlar olabilir. Ama bir süre Türkiye'de artık şöyle bir önümüze bakıp, alınmış olan kararların sonuçlarını izlemede ben fayda görüyorum.
'Her gün her saat her dakika yeni bir şey olabilir' gibi bir belirsizliğin de uzun süre devam etmesinin finans sistemimiz üzerinde ayrıca olumsuz yan etkileri olabileceği kanaatindeyim'' şeklinde konuştu.
''GERÇEK YATIRIMCININ TÜRKİYE'YE VERDİĞİ NOT ÇOK YÜKSEK''
Babacan, kredi notuyla ilgili bir soruya, Türkiye'nin, şu anda hangi risk göstergesine bakılırsa notu kendisinden çok daha yüksek ülkelerden dahi daha iyi bir noktada olduğunu belirterek, gerçek yatırımcının Türkiye'ye verdiği notun çok yüksek olduğunu kaydetti.
Dünya ekonomisiyle ilgili yaptıkları değerlendirmelerin çok geniş kabul gördüğüne işaret eden Babacan, ''Çünkü biz damdan düşen bir ülkeyiz. En kötüsünü yaşadık.
2000-2001 krizini Türkiye yaşadı ve o krizden nasıl çıktığımızı biz biliriz. O 2002 yılından itibaren, o zor şartlardan Türkiye'yi alıp bugünlere nasıl getirdiğimizi biz iyi biliriz.
Hangi politikalarla bunun olacağını tecrübeyle yaşadık, hep beraber gördük. Pek çok ülke için bu yeni'' diye konuştu.
''BÜYÜYELİM AMA TÜRKİYE'Yİ RİSKLİ BİR DÖNEME SOKMAYALIM''
Bakan Babacan, 2011 yılıyla beraber kredi artışının kontrollü tutulmasıyla ilgili çağrıları olduğunu hatırlatarak şunları kaydetti:
''Uygulamalar da bu yönde. Bunu biraz daha izleyip, görmemiz gerekecek. Aralık ayının son haftası ile ocak ayının ilk haftasına baktığımızda kredi hacminde bir miktar düşüş var. Ama yılsonu bazen bilanço hareketleri olabiliyor. Birkaç hafta daha izlemek lazım. Ama kredi hacminin 7 Ocak itibariyle 31 Aralığa göre bir miktar Türkiye'de düştüğünü görüyoruz.
Ama 'biz kredi hacminin düşmesini istiyoruz' gibi bir yanlış sonuç çıkmasın burada. Biz yine artmaya devam etmesini istiyoruz ama 'ölçülü artsın' diyoruz. 'Büyüyelim ama riskli bir döneme Türkiye'yi sokmayalım' diyoruz. Bu konuda da genel bir mutabakat var. Yani bakmayın birkaç tane genel müdür çıkıyor birkaç laf ediyor. Onlar geneli etkileyen şeyler değil.
