BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, ''Eylemsizlik kararı açıklanıyor, herkes bunun üzerine yatıyor. Ne zaman eylemler başlıyor, cenazeler gelmeye başlıyor, ondan sonra insanlar konuşuyor. Bu yanlış bir şey. Derdimiz cenazelerin gelmesini önlemekse, silahların sustuğu şu günlerde konuşacağız'' dedi.
Kışanak, partisinin İstanbul İl Başkanlığında düzenlediği Marmara Bölge Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, yurttaşların gündemi ile iktidarın, devletin, Ankara'nın, hatta diğer muhalefet partilerinin gündemi arasında hiçbir ortaklık bulunmadığını savundu.
Bitlis'in bir ilçesinde birkaç haftadır yapılan kazılardan her geçen gün yeni kemiklere ulaşıldığını ifade eden Kışanak, konunun Türkiye'nin gündeminin ilk sırasında bulunması gerekirken, ne iktidarın, ne muhalefet partilerinin umurunda olduğunu öne sürdü. Kışanak, ''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kendisine bir stadyumda ıslıkla yapılan protestoyu Türkiye'nin ana gündemi konusuna getirdi. Bir başbakanı beğenmeyenler olur, onu protesto edenler olabilir. Onlarca insanın toplu mezardan kemikleri çıkıyor, bu Türkiye'nin başbakanın gündemi olmuyor'' diye konuştu.
Türkiye'de makyajlanmış, cilalanmış bir demokrasi olduğunu savunan Kışanak, bu demokrasinin boyalarının dökülmeye başladığını ifade etti.
-SORULAR-
Kışanak, bir gazetecinin sorusu üzerine, Öcalan'ın ''Ev hapsi cezası getirilmezse mart ayında devreden çıkarım'' şeklinde bir açıklamada bulunmadığını bildirdi.
Türkiye'nin çok zor günleri geride bırakıp bırakmadığının henüz belli olmadığını kaydeden Kışanak, ''Şu anda içinde bulunduğumuz durum tam da sevgili Hrant Dink'in kendi durumunu tarif ederken söylediği 'Bir güvercin tedirginliği' durumu. Biz istiyoruz ki bu güvercin artık özgürce uçabilsin, bu ülkede kalıcı barış olsun. Bunun koşullarının hep beraber yaratılması gerekiyor'' şeklinde konuştu.
''Türkiye'de eylemsizlik kararı açıklandığında aklı başında herkesin bunu önemli bir fırsat olarak gördüğünü'' ifade eden Kışanak, eylemsizlik kararının üzerinden aylar geçmesine rağmen hükümetin parmağını bile kıpırdatmadığı görüşünü savundu.
Türkiye'nin gerçekten ''yanlış bir tutum içerisinde bulunduğunu, geçmişteki bütün pratiklerin bunu gösterdiğini'' iddia eden Kışanak, şunları kaydetti:
''Eylemsizlik kararı açıklanıyor, herkes bunun üzerine yatıyor. Ne zaman eylemler başlıyor, cenazeler gelmeye başlıyor, ondan sonra insanlar konuşuyor. Bu yanlış bir şey. Derdimiz cenazelerin gelmesini önlemekse, silahların sustuğu şu günlerde konuşacağız. Bir tek kişinin dahi yaşamı tehlikede olmamalı, burnu bile kanamamalı. Bunun için bugün konuşmalıyız ama kimse konuşmuyor. Türkiye'nin bir tane gündemi var: Başbakan sanki cebinden vermiş, Galatasaray'a stat yapmış, verecek mi, vermeyecek mi onu bir şantaj ve tehdit aracı olarak kullanıyor. Galatasaray gibi büyük bir kulübü böyle bir tartışmanın içine çekiyor. Çünkü varsa yoksa başbakan. Başbakan nasıl protesto edilir? Bal gibi de protesto edilir. Başbakanlık makamı dokunulmazlık makamı değildir, bir siyasi makamdır, bir idare yönetim makamıdır. O idareyi, yönetimi beğenmeyen herkes her türlü demokratik yolu bularak, o başbakanı protesto etme hakkına sahiptir ama getirip bunu Türkiye'nin birinci gündemi haline getiriyorlar.''
''Öcalan'ın kalıcı barış konusundaki rolü ve önemini artık herkesin bildiği'' görüşünü savunan Kışanak, ''Herhalde devlet de bunun farkında ki... Uzunca bir süredir kamuoyunun bilgisine sunulan açıklamalardan biliyoruz ki, İmralı'da birtakım görüşmeler yapılıyor. O zaman Öcalan'ın rolünü oynayabileceği koşullara kavuşması da konuşabilir, tartışılabilir konudur'' dedi.
Kışanak, ''Başbakan Erdoğan, 81 ilin valisiyle yaptığı toplantıda 'Doğu ve Güneydoğu'da seçimler provoke edilebilir, aman dikkat' şeklinde bir açıklaması oldu. Orada böyle bir durum var mı?'' sorusu üzerine, bunun Başbakan Erdoğan'a sorulması gerektiğini ifade ederek, ''Bunu hangi bilgiye, hangi istihbarata dayanarak böyle bir şey söylüyor? Kendisinin mi böyle bir hazırlığı var? Biz bu söylemden bu kuşkuya kapılıyoruz'' diye yanıtladı.
Kışanak, oradaki insanların bütün baskılara rağmen seçime hazırlandığını, bölgedeki halktan, oradaki siyasi aktörlerden gergin provokatif bir yaklaşım görmediklerini söyledi.
Bir gazetecinin ''Hükümet, Şam üzerinden yeni yol haritası hazırladı. PKK'lılar Suriye tarafından Türkiye'ye giriş yapacakmış'' sözleri üzerine, Kışanak, bunun hükümete sorulması gerektiğini belirterek, hükümetin Kürt sorununu bu ülkenin yurttaşları, demokrasi güçleri ve halkın seçilmiş iradesi olan partisiyle konuşmadığını ve kiminle konuştuğunu da bilmediklerini söyledi.