Mazlumder, Danıştay 8. Dairesi'nin 2010 Akademik Personel ve Lisans Üstü Eğitim Giriş Sınavı (ALES) sonbahar dönemi kılavuzundaki kılık kıyafet ile ilgili düzenlemeleri durdurma kararına tepki gösterdi.
Çelik yaptığı açıklamada, kararı "ideolojik" ve "hukuk ayıbı" olarak değerlendirdiklerini belirterek, "Danıştay; kararı ile evrensel hukuk ilkelerini hiçe saymış, temel hak ve özgürlüklere savaş açmıştır. Karar hukuki değil siyasidir. Akla mantığa sığmayan gerekçeler ile kılık kıyafet özgürlüğüne vurulan pranga, yargı despotizminin en son jüristokratik örneğidir. Siyasete yönelik jüristokratik kuşatmanın son noktasıdır. Brifingli yargının milli irade tahammülsüzlüğüdür" diye konuştu.
"Eğitim ve çalışma hakkı temel insan haklarıdır" diyen Çelik, "Artık yüksek yargı bu haklardan elini çekmelidir. Saplantılarından kurtulup, problem olmaktan çıkmalıdır. Görev alanına çekilmelidir. Bağımsız ve tarafsız hale gelmelidir. Halk gözünde dibe vuran yargı, kendine çeki düzen vermelidir. Kaos üretmekten vazgeçmelidir" dedi.
Kararın 12 Eylül ve 28 Şubat uygulamalarını genişletmeye yönelik olduğunu vurgulayan Çelik, "Artık yargı reformu şart olmuştur. Ülkenin en büyük ihtiyacı siviller eliyle yazılacak anayasadır. Son anayasa değişikliği köklü reformlar getirdiyse de yetersiz olduğu son kararlar ile bir kez daha deşifre olmuştur. Bu anayasa bir diktatörlük anayasasıdır. Ülkenin önündeki en büyük engel bu anayasadır. O zaman özgürlüklerin önündeki engelleri kaldırmak için anayasa değişikliği artık kaçınılmazdır. Köklü
değişiklikler ile yargı vesayetine son verilmelidir. Yargı hukuka bağlanmalı ve siyasetten uzak bir hale getirilmelidir" şeklinde konuştu.