İkinci ''Ergenekon'' davasının tutuksuz sanığı emekli Albay Arif Doğan, çapraz sorguda üye hakimler Hasan Hüseyin Özese ve Sedat Sami Haşıloğlu arasında ilginç diyaloglar yaşandı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada Doğan, üye Hakim Haşıloğlu'nun ''Sizin üstünüz kim?'' sorusuna, ''Benim üstüm Arif Doğan. Benimle JİTEM ağzında konuşun. Kanuni ağızdan konuşuyorsunuz, hiçbir şey anlamıyorum. O zaman ben anormalim. Ben izah edemiyorum, JİTEM'i kabullenemiyorsunuz'' yanıtını verdi.
Haşıloğlu da ''Mahkeme, 'demek istenen' ile değil, denilen ile ilgilenir'' uyarısında bulundu.
Doğan, Haşıloğlu'nun, ''Abdülkadir Aygan'ı nasıl öldürttünüz?'' sorusunu, ''İsveç'te öldürttüm'' diye yanıtladı. Bunun üzerine Haşıloğlu ''Kime öldürttünüz?'' diye soru yöneltince Doğan, ''Ne yapacaksınız?. Vatanını, milletini seven dostlarıma yaptırdım. 20 tane Aygan olsun yine öldürtürüm. Onun yüzünden Abdulkerim Kırcı kafasına sıkıyor'' dedi.
Haşıloğlu, yasalara göre adam öldürme yetkisinin güvenlik güçlerine belli yetkiler dahilinde verildiğini, bunun dışında sivillere adam ve terörist öldürme yetkisi verilmediğini söyledi. Haşıloğlu'nun, ''Kurduğunuzu söylediğiniz sivillerden oluşan JİTEM'in adam öldürdüğünü söylüyorsunuz. Bunu neye dayandırıyorsunuz?'' sorusu üzerine Doğan, ''Şartlar bunu göstermiştir. Teröristler beş yaşında küçükleri öldürüyor. Onlara bu yetkiyi kim veriyor? Amacımız, çocuklar ve Mehmetçik ölmesin. Kanunu çiğnemedim, PKK'lı öldürdüm'' dedi.
Doğan, Haşıloğlu'nun ''1990'dan sonra sivil JİTEM'in operasyonu oldu mu?'' sorusuna ''Hayır'' yanıtını verdi.
Haşıloğlu'nun, ''TİT'' diye bir oluşumdan bilgisi olup olmadığını sorduğu Doğan, Mahmut Yıldırım'ı ''TİT'çi'' olarak bildiğini söyledi.
-ŞENGÜN İLE TARTIŞMASI-
Haşıloğlu'nun, Cem Ersever ile ilgili yazılan kitapları okuyup okumadığı yönündeki sorusuna karşılık Doğan'ın ''Soner Yalçın diye bir k.... var'' demesi üzerine araya giren Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, ''Bunu söylemek zorunda mısınız'' dedi.
''Evet'' yanıtını veren Doğan'a Şengün, ''Burası mahkeme, mahkemede böyle konuşamazsınız'' uyarısında bulundu.
Doğan'ın ''Bana bağırıp çocuk gibi azarlamayın'' demesi üzerine de Şengün, ''Bağırırım. Siz de çocuk gibi davranmayın. Nesiniz siz? Ailenize karşı da böyle mi konuşuyorsunuz?'' sorusunu yöneltti.
Arif Doğan'ın ''Hak edene söylüyorum. Özellikle söylüyorum'' demesi üzerine sinirlenerek bağıran Şengün, ''Burada konuşmayın. O tarz konuşturmam. Çok saygısızsınız. Yazık, yazık. TSK'da albay rütbesine gelmişsiniz, böyle konuşuyorsunuz'' dedi.
Doğan'ın, mahkemenin karşısında Arif Doğan olarak bulunduğunu belirtmesinin ardından Şengün ''Ne yapayım ben sizi?'' diye sordu. ''İdam verin'' diyen Doğan'a, Şengün, ''İdam da fayda etmez size'' karşılığını verdi.
Hakim Sedat Sami Haşıloğlu'nun, ''Hizbulkontra'yı hangi emre göre kurdunuz, yasal bir dayanağınız var mıydı?'' sorusuna karşılık Doğan, şunları söyledi:
''Sizler bu ülkeyi dört dörtlük bir ülke olarak mı görüyorsunuz? Ben dört kişiyle kurdum Hizbulkontra'yı, Velioğlu ve onun getirdiği üç kişi vardı. Bunların hiçbir silahı ve teçhizatı yoktu. PKK taban kaybedince camilerde dini vaazlar vererek taban kazanmaya çalışıyordu. Biz de onları köylere göndererek PKK aleyhine vaazlar verdiriyorduk. PKK ''TC dinsizdir'' diyordu. Onlar da ''PKK dinsizdir'' diyordu. Ben orada bulunduğum sürece Hizbulkontra bu görevi yürütüyordu.''
Doğan, ''1984'te İstanbul Sıkıyönetim Mahkemesinde Hizbullah davası vardı ve iddianamede Hüseyin Velioğlu'nun ismi geçiyordu. Siz Velioğlu'nu nerede, kimin aracılığıyla tanıdınız?'' sorusuna karşılık, böyle bir davanın olduğunu ilk defa burada duyduğunu, Velioğlu ile tesadüfen tanıştığını söyledi.
-''JİTEMCİLERİN PARALARINI CEBİMDEN ÖDÜYORUM''-
Haşıloğlu'nun, Velioğlu'nun mezun olduğu okulu sorması üzerine Doğan, lise mezunu olarak bildiğini ancak Abdullah Öcalan'ın Siyasal Bilgiler Fakültesinden sınıf arkadaşı olduğunu sonradan duyduğunu kaydetti.
Doğan, hakim Hasan Hüseyin Özese'nin, JİTEM elemanlarının masraflarının, maaşlarının nereden karşılandığı sorusuna, ''Kendi cebimden ödüyorum. Bütün harcamalarını ben karşılıyorum. Ben askerliği kendi paramla yaptım. Arabamı, toprağımı sattım. Benim aşiret çocuğu olduğumu biliyor muydunuz? Benim 5 bin dönüm tarlam var. Eşimin fındık tarlaları var'' yanıtını verdi.
Haşıloğlu'nun, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün ifadesinde ''JİTEM diye bir şey olmadığını'' söylediğini hatırlatması üzerine de Doğan, ''Levent Ersöz bilemez. Bilen konuşur. O da otursun benimle ilgili, JİTEM'le ilgili yorum yapmasın. Makam ve mevkisi ne olursa olsun, bunun söylediği terbiyesizliktir. Bir orgeneralin imzalı belgesini inkar etmek terbiyesizliktir. Geçmişten nasıl haberi olmaz? Benim aldığım takdirnamelerde hep 'JİTEM' diye geçiyor. JİTEM nasıl olmaz? Yalan söylüyor, JİTEM'in j'sinden, istihbaratın i'sinden anlamaz'' diye konuştu.
Doğan, Eşref Bitlis'in ölümüne ilişkin soruya karşılık, kendisine göre Bitlis'in ölümünün suikast olduğunu söyledi. Bitlis'in, Mesut Barzani ve Celal Talabani ile diyaloğa girdiğini ifade eden Doğan, ABD, Rusya ve İsrail'in bunu istemediğini, bu dış güçlerin ''Bizans oyunu'' oynamaya başladığını, Bitlis'in helikopterinin daha önceden de taciz edildiğini, böyle bir dönemde ölümünün kendisine göre suikast olduğunu anlattı.
Doğan, öldürülen Rıdvan Özden'i de tanıdığını, Özden'in eşinin ''Arif Doğan eşimin JİTEM'e girmesini istedi. O kabul etmedi'' şeklindeki ifadesinin doğru olmadığını belirterek, ölümüyle ilgisi bulunmadığını dile getirdi.