Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 2003 yılında taşınmasının ardından Başkentin gözde ilçeleri arasına giren Keçiören, nüfus bakımından da Türkiye'nin en büyük ilçesi oldu.
Dünyanın en büyük yapay şelalesi ile Türkiye'nin en büyük ikinci akvaryumuna ev sahipliği yapan Keçiören, Estergon Kalesi, Ankara Evi, botanik parkı, teleferik ve yürüyüş parkurları ile Başkentlilerin yaşamak istediği yerleşim bölgelerinin başında yer aldı.
Doğal güzelliklerinin yanı sıra tarihi mekanlarıyla da dikkat çeken Keçiöeren, Milli Mücadele yıllarında Kurtuluş Savaşı'nın yönetildiği bir mekan oldu. Mustafa Kemal Paşa'nın ''karargah'' olarak kullandığı ve Anadolu Ajansı'nın temellerinin atıldığı bugünkü Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü binası da Cumhuriyet tarihe tanıklık etti.
Sivas Kongresi'nden sonra kurulan Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti üyelerinin Ankara'ya gitmeye karar vermesinin ardından Keçiören'in yamacındaki Çubuk Çayı'na bakan, 1908 yılında iki katlı taş bir bina olarak inşa edilmiş eski Ziraat Mektebi binası, Mustafa Kemal ve silah arkadaşları için düzenlendi.
Ankara'ya ulaşan Mustafa Kemal ve silah arkadaşları, 27 Aralık 1919 Cumartesi günü saat 15.30'da Ankara'ya ulaşarak Hükümet Konağı'nda bir müddet dinlendikten sonra kendileri için hazırlanan bu binaya yerleşti. Yaklaşık altı aya yakın bir süre tüm çalışmalarını bu binadan yürüten Mustafa Kemal Paşa, bu süre içerisinde söz konusu binayı hem karargahı hem de ikametgahı olarak kullandı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kuruluş çalışmalarında da önemli rol oynayan bina aynı zamanda ''Türkiye'nin sesini dünyaya duyuracak'' olan Anadolu Ajansı'nın da temellerinin atıldığı mekan oldu. Ajans ilk haberi bu binadan tüm dünyaya duyururken, ilk Genelkurmay Başkanlığı binası olarak ta burası kullanıldı.
Daha sonra Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'ne tahsis edilen binada halen Atatürk'ün kullandığı odalardan biri o günkü eşyalarıyla muhafaza edilirken, tarih tutkunlarının da uğrak mekanlarından biri oluyor.
-DÜNYANIN EN BÜYÜK YAPAY ŞELALESİ-
Keçiören ilçe merkezini süsleyen ve dünyanın en büyük yapay şelalesi olan Keçiören şelalesi, kent mimarisi ve çevre düzenlemesi konusunda en güzel örnekler arasında gösteriliyor.
1996 yılında yapılan ve 2000 yılında genişletilen şelale, 27 metre boyu ve 180 metrelik eni ile günün 24 saati görsel bir şölen sunuyor. Yaklaşık 400 ton suyun elektrikli pompalar sayesinde devridaim edilmesiyle hayat bulan şelale, Ankara'nın sembolleri arasında gösteriliyor.
-TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK İKİNCİ AKVARYUMU-
Keçiören Belediyesince yapılan ve yaklaşık 150 tür balık çeşidinin yer aldığı ''Deniz Dünyası'', İstanbul'daki Forum İstanbul'da bulunan Turkuazoo'dan sonra Türkiye'nin ikinci büyük akvaryumuna sahip olma özelliğini taşıyor.
Deniz Dünyası'nda Hint Okyanusu, Kızıldeniz, Hazar Denizi ile Türkiye'nin nehir ve göllerinden toplanan 5 binin üzerinde balık bulunuyor. Ahtapot, aslan balığı, mersin balığı, soytarı balığı, arapaima gigas ve ciklet gibi balık türlerinin sergilendiği akvaryum, kapalı alanı 2 bin 700 metrekare olmak üzere toplam 5 bin 500 metrekare alan üzerine kurulu. Tesis içinde ayrıca akvaryumun yanı sıra Amazon Ormanları'nı yansıtan bir alan ile eğitim için seminer salonu, alışveriş alanı, kafeterya ve deniz feneri de yer alıyor.
Akrilik camdan yapılan 12 adet tünel akvaryum ile 7 adet özel canlılar akvaryumu, 1 adet silindir akvaryum, dokunma akvaryumu ve dalgıç başlığı akvaryumu bulunan Deniz Dünyası'nda, 1 milyon litreden fazla su kullanılıyor.
Tesisin birinci alanında deniz canlılarının bulunduğu 50'şer tonluk akvaryumlardaki balıkları görme şansı elde eden ziyaretçiler, daha sonra 16,5 metre uzunluğunda ve 3,5 metre yüksekliğindeki tünel akvaryumun içinden yürürken, başlarının üstlerinden geçen balıkları izleyebiliyor.
Tünelin çıkışındaki köpek balığı maketinin dişlerinin arasından tatlı su balıklarının bulunduğu bölüme geçen ziyaretçiler, buradaki bölümde de balıkları kendi elleriyle besleyebiliyor.
Deniz Dünyası'nı ziyaret edenler dev akvaryumdaki balıkları görmenin yanı sıra Amazon Ormanları'nın havasını da soluyabiliyor. Zemini suni çimlerle kaplı olan ve maket meyve ağaçlarının bulunduğu bölümü gezen ziyaretçiler, timsah ve kaplumbağaları da tanıma imkanı buluyor.
-ESTERGON KALESİ-
Keçiöeren Belediyesi'nin hemen yanı başındaki tepeden yükselen Estergon Kalesi, müze, restoran, kafe ve alış veriş mekanlarının yer aldığı görkemli bir yapı olarak ilçenin sembollerinden biri oldu.
Ankara Kalesi'nden sonra Başkentin ''kale'' adını taşıyan yapı, adını Kanuni Sultan Süleyman'ın fethettiği Macaristan'ın Estergon şehrindeki kaleden alıyor. Yapımına 1999 yılında başlanan ve 3 milyon dolar harcanarak 6 yılda tamamlanan kalenin açılışı ''Estergon Kültür Merkezi'' adıyla 29 Mayıs 2005 yılında gerçekleşti.
Alanya Kalesi'ndeki Kızıl Kule'nin sekizgen gövdesi örnek alınarak yapılan kale, Selçuklu ve Osmanlı mimarisinin özelliklerinin yanı sıra dünya sanatının evrenselleşmiş çizgilerini de taşıyor. 4 bin metrekare kapalı alana sahip Estergon Türk Kültür Merkezi, 3 kat ve kümbetten oluşuyor.
Kalenin girişindeki taç kapı, Selçuklular tarafından 1251 yılında Konya'da yapılan Karatay Medresesi'nin ahşap giriş kapısı ile Özbekistan'ın Hiva şehrinde bulunan İsfendiyar Han'ın giriş kapısından izler taşıyor. Kale içindeki 14 iş yerinin kapıları ise Anadolu ve Orta Asya'daki tarihi kapıların bir örneği olarak Kastamonulu ahşap ustaları tarafından yapıldı.
Giriş katında ayrıca Topkapı Sarayı'nda bulunan mermer fıskiyenin aslına uygun olarak bir benzeri yer alırken, Ankara ve Türk mutfağının örneklerinin sunulduğu restoran katında ise 15 metre boyunda dev akvaryum bulunuyor.
Türk tarihini ve kültürel değerlerini yansıtan müzenin yanı sıra, kümbet katında bulunan kafe ve tavandan zemine kadar inen misina şelale de merkeze ayrı bir güzellik katıyor. Yurt dışına da adını duyuran Estergon Türk Kültür Merkezi'nin fotoğrafı bir süre önce İran'da posta pulu olarak basıldı.
-ANKARA EVİ-
Keçiören'deki Adli Tıp Kurumu yakınlarındaki 12 dönümlük araziye inşa edilen Ankara Evi, muhteşem peyzaj uygulamalarıyla dikkati çekiyor.
Dünyanın yedi harikasından biri olan Hindistan'daki ünlü Taç Mahal'in havuzunun kompoze edildiği Ankara Evi'nin bahçe peyzajında ayrıca sekizgen yıldızın içerisinde Anadolu Selçukluları döneminden kalma Divriği Şifahanesi'nin dünyaca ünlü taş işçiliği motifleri uygulandı. Ankara Evi'nin bahçesi ise Ankara armudu, ayva ve badem ağaçlarının yanı sıra şifalı bitkilerle de süslendi.
Şu anda Ankara sofra kültürü ve mutfağını yaşatan mekandaki restoran katında aynı anda 300 kişiye yemek servisi yapılabiliyor. Mekanda ayrıca 11 oda bulunurken içindeki müzede de mutfakta kullanılan etnografik eşyalar sergileniyor.
-TELEFERİK-
Keçiören'i havadan yaklaşık 3,5 kilometre boyunca izleme olanağı tanıyan teleferik, Subayevleri ile Tepebaşı arasında hizmet veriyor. Bu mesafe ile teleferik Avrupa başkentleri içerisindeki ''en uzun mesafeli teleferik'' unvanını taşıyor.
İşletmesini Keçiören Belediyesi'nin yaptığı teleferik Tepebaşı'ndan kalkıyor ve Subayevleri'ndeki Atatürk Parkı'nda son buluyor. 8 direk üzerine kurulan teleferikteki toplam 16 kabin bulunurken, her bir kabinde 8 kişi taşınabiliyor. Teleferikteki tam tur seyahat 20 dakika sürüyor.
Saatte 1200 kişi taşıma kapasitesine sahip teleferikte 5 lira ücret karşılığında Ankara semalarında güzel bir gezinti yapabilmek mümkün.
Hafta sonlarında yaklaşık 2 bin kişiye hizmet veren teleferiğe binmek için şehir dışı, hatta yurt dışından gelenler bile var. Teleferik, Ankara'ya turist getiren tur şirketleri için de Anıtkabir ve Atakule'den sonra önemli duraklardan biri haline geldi.
Teleferik gezisine katılanlar, geziden çok memnun kaldıklarını ve yukarıdan gördükleri başkentin daha güzel olduğunu söylüyor.
-ATATÜRK BOTANİK PARKI-
Keçiören'in hemen girişinde bulunan ve bir dönem hafriyat artıklarının döküldüğü 100 dönümlük alan şimdi ''Atatürk Botanik Parkı'' olarak Başkenttin en güzel dinlenme mekanları arasında yer alıyor.
Park içindeki uzun koşu parkuru sabah saatlerinden gece geç vakitlere kadar spor tutkunlarının vazgeçilmezleri arasında bulunuyor. Yüzlerce çeşit bitki ve çiçeğin özel bir peyzaj çalışmasıyla renklenen park, kışın da sıra dışı güzelliği ile görenleri hayran bırakıyor.
-BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN TAŞINMASI ARTI DEĞER KATTI-
Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 2003 yılında Subayevleri semtine taşınmasının ardından ilçedeki arsa ve gayrimenkul değerlerinin arttığını bildirdi.
Erdoğan'ın taşınmasının ardından Keçiören'e taşınan çok sayıda milletvekili ve üst düzey bürokrat olduğunu kaydeden Ak, ilçe nüfusunun da kısa sürede artarak 800 bini bulduğunu ve şu anda Türkiye'nin nüfus olarak en büyük ilçesi olduklarını vurguladı.
Başbakan Erdoğan'ın Keçiören'de oturmasının halk üzerinde önemli bir etki oluşturduğunu anlatan Ak, ''Bu süre içinde konut satın almak veya kirada oturmak için için ev arayan kimseler, sosyal doku ve statü açısından Keçiören'i tercih etmeye başladı. Başbakanımız Keçiören'e taşınmasının ardından ilçemizdeki arsa ve gayrimenkullerin değeri arttı'' diye konuştu.
Gayrimenkul değerlerinin artmasında kent imajının da önemli bir paya sahip olduğunu belirten Ak, ilçenin görünümünü değiştiren park, bahçe ve sosyal alanların da etkili olduğunun altını çizdi.
Mustafa Ak, Başbakan Erdoğan ile komşu olmanın avantajlarını en iyi şekilde değerlendirdikleri de dile getirerek, şöyle konuştu:
''Sayın Başbakanımızla ilçemizin sakini olduğu için sık sık görüşüyorum. Kendisinin ilçeyle ilgili fikirlerini alıyorum. Başbakanımızın gözünde halkın, çalışmalarımız ve projelerimizle ilgili memnuniyeti çok önemlidir. Başbakanımız yerel yöneticilik yapmış olması ve İstanbul'daki o tecrübesinden dolayı belediyeciliğin her alanından haberdar olan birisi. Onun için iyi bir takipçi. Kendisi bu yüzden Keçiören ile ilgili bir çok konudan haberdardır.''