(TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, Türkiye'nin 21. yüzyılda kadın-erkek eşitsizliği tablosuyla yoluna devam edemeyeceğini, etmemesi gerektiğini kaydetti.
Boyner, TÜSİAD'ın 40. yılı etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen ''Çalışma Hayatında Kadın Konferansı''nda yaptığı konuşmada, konferansın gerçekleştirildiği Çırağan Sarayı'nın girişinde kadınların yaptığı sessiz eyleme işaret ederek, kendilerini ''Sosyalist-Feminist Kolektif Grubu'' olarak tanımlayan ve pankartlar taşıyan kadınların yanına giderek toplantıya katılmalarını önerdiğini ve davet ettiğini söyledi.
Kadınların kendi istekleriyle katılmadıklarını belirten Boyner, ''Taşıdıkları pankartlardan, özellikle kayıt dışı ve esnek çalışma biçimleri olduğunda kadının sosyal güvenlik haklarının korunması noktasında farklılık yaratma amacıyla geldiklerini anladım. Kendilerini TÜSİAD'in Kadın-Erkek Eşitliği Çalışma Grubu ile bir toplantı yapmaları için davet ettim'' dedi.
Konferansa ilişkin konuşmasında, çalışma hayatına katılmanın hem bireye özgüven ve güç kazandırdığını, hem de ülkeyi ve toplumu güçlendirdiğini vurgulayan Boyner, ekonomik yönden güçlenen kadının ailede ve toplumsal yaşamda da konumunun değiştiğini, kadınların ekonomiye katılımında önlerinin açık olmasının, hayatının birçok alandaki engellerin aşılmasını kolaylaştırdığını söyledi.
''Çalışma Hayatında Kadın'' konulu filmde kadınların gerek çalışma hayatına katılımda, gerekse çalışma hayatının içinde yaşadığı zorlukları çok yalın ve net şekilde anlattığını ifade eden Boyner, toplumda kadın ve erkeğe biçilen farklı roller, eğitim eksikliği, iş ve aile dengesini kurmaya yardımcı mekanizmaların azlığı ve sosyal güvenceden yoksunluğun kadınları etkileyen ağır sorunlar olduğuna dikkati çekti.
-''21. YÜZYILDA KADIN-ERKEK EŞİTSİZLİĞİYLE YOLUNA DEVAM EDEMEZ''-
Söz konusu sorunların ortadan kaldırılması için atılacak her adımın herşeyden önce birey hakları ve demokrasinin gereği olarak kabul edilmesi gerektiğinin altını çizen Boyner, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Ülke olarak tüm kadınları kendi ayakları üzerinde durabilecek, kendi kararlarını alacak özgüvenle donatacak mıyız? Kadınların çalışma hayatına katılımını olağan, hatta olması gereken olarak görmeye başladığımızda, aslında sorunun büyük bölümü de çözülmüş olacak. 2023 yılında dünyanın en büyük 10. ekonomisi olmayı hedefleyen Türkiye, kadınlarını kazanmadan bunu başaramaz. Dünya insani gelişmişlik endeksinde şu anda 83. sıradaki yerimizden lig atlamak zorundayız. Bunun için de toplumun yarısını oluşturan kadınları karar mekanizmalarında etkin, toplam katma değerin eş paydaşı haline getirecek fırsatları yaratabilmemiz gerekiyor. Bunun için de kadının toplumdaki rolüne bakış açımızdan başlamamız lazım. Bu bakış, kadınların ailedeki rolünü gözardı etmemekle birlikte, onları başarılı erkeklerin arkasında, hep gizli kahraman kalmaya mahkum olmaktan kesinlikle çıkartmak zorundadır. Türkiye, 21. yüzyılda kadın-erkek eşitsizliği tablosu ile yoluna devam edemez. Etmemelidir.''
Boyner, kadınların eğitim ve işgücü istatistikleri bakımından sonlarda yer alan durumunun değiştirilmesi, Türkiye'yi ekonomik ve sosyal refaha dönüştürmeye odaklanılması gerektiğini söyledi.
-''ÇÖZÜM SÜREÇLERİNE ERKEKLER DE AKTİF KATILMALI''-
Bir ülkede kadınlar ekonomiden ve demokrasiden yeterince pay alamıyor, yönetimde söz sahibi olamıyorsa o ülkenin gerçek anlamda gelişmiş olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığına işaret eden Boyner, kadınların ekonomiye katılmasının sadece kadınları ilgilendirmediğini, kadın-erkek tüm toplumu ileriye taşıyacak bir süreç olmasından dolayı, çözüm süreçlerine erkeklerin de aktif olarak katılmasının şart olduğunu kaydetti.
Sorunların çözümlerinin en azından ana hatlarının belli olduğunu belirten Boyner, bir yandan eğitime erişim için sağlanan seferberlik anlayışının sürdürülmesi, hatta artırılması, diğer yandan ev ve aile sorumlulukları nedeniyle çalışma hayatına girememe veya kalıcı olamama sorunlarını ortadan kaldıracak tedbirlerin alınması gerektiğini ifade etti.
TÜSİAD Başkanı Boyner, ''İhtiyacımız olan çözümleri hayata geçirecek iradenin, başta devlet katında olmak üzere kararlı şekilde sergilenmesi... Amalarla, ancaklarla artık mesafe alamayız'' dedi.
-''TÜSİAD ÜYELERİNDE KADIN ORANI YÜZDE 35''-
Boyner, TÜSİAD'da duyarlılığı artırmak için üye kurumlar arasında anket yapmaya başladıklarını belirterek, şöyle devam etti:
''Bu anketin ilk gelen sonuçlarına göre, TÜSİAD üyelerinde toplam çalışanlar içinde kadın oranı yüzde 35. Evet Türkiye ortalamasının üstünde. Ama bu bizim için yeterli bir oran değil. Orta kademe ve üstü yönetimde yüzde 43 oranında kadın var. Bu da belki ortalamalara göre fena değil, gerçekten istediğimiz yerde değil. Üyelerimiz nezdinde bu farkındalığı yaratmak için bu anketi ve bildiriyi periyodik olarak tekrarlayacağız.''
-''ZİNCİR, ANCAK ZAYIF HALKALARI KADAR GÜÇLÜDÜR''-
Özellikle nispeten fırsat eşitliği şartlarını yakalayabilmiş, iyi eğitim alabilmiş, ailesinden kendisini bağımsız bir birey olarak yetiştirme konusunda destek alabilmiş kadınlara seslenmek istediğini dile getiren Boyner, şöyle devam etti:
''Türkiye'nin ihtiyacı olan zihinsel dönüşümde öncü, yol gösterici, cesaretlendirici olacak sizlersiniz. Bu imkanların Türkiye'de yaşayan tüm kadınlar için yaratılabilmesinde seferber olmak zorundayız. Bizim özgür düşünen, sorgulayan, topluma katkı sağlayacak gençler, genç kadınlar yetiştirme sorumluluğumuz var. Kadınlar önce aile içinde bu fitili ateşlemek, evlatlarını hak ve özgürlüklerine sahip çıkan, ekonomik özgürlükleriyle ve etkinlikleriyle katma değer yaratacak bireyler olarak yetiştirmekte bilinçli olabilirler. Bu da yeterli değil. Türkiye'nin kadınlar kadar eşit derecede üreten, düşünen, yazan, eğiten ve eğitilen kadınlara ihtiyacı var. Türkiye'nin tüm karar mekanizmalarında kadına ihtiyaç var. Türkiye, dünyadaki en güçlü 5 kadından birini yetiştirmiş olabilir. TÜSİAD iki kez kadın başkan seçmiş olabilir. Ama bilmeliyiz ki, hiçbirimiz unutmamalıyız ki zincir ancak güçlü halkaları kadar değil, zayıf halkaları kadar güçlüdür.''