Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Yargıtay ve Danıştay kararlarının Anayasa Mahkemesi tarafından iptal etme yetkisini değerlendirdi. Gerçeker, 'Bu durumun hayata geçmesi sonrası yargıda kaos yaşanır' dedi.
Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Anayasa Mahkemesi Kuruluş Kanunu tasarısıyla yeni bir süper temyiz mahkemesinin kurulacağını ifade ederek, ''Danıştay ve Yargıtay yüksek mahkemeler olarak, adli ve idari yargıda son noktayı koyan merciler, bunun üzerine Anayasa Mahkemesine böyle bir yetki verilmesi bir süper temyiz yetkisi oluyor. Bildiğim kadarıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) bile böyle bir yetkisi yok'' dedi.
Gerçeker, Yargıtaya gelişinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Anayasa Mahkemesinin kuruluş kanununa ilişkin bir soru üzerine Gerçeker, tasarıyı incelediklerini, şu ana kadar kendilerine herhangi bir görüş sorulmadığını belirtti. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı verileceğini zaman, daha önce konuyla ilgili rapor hazırlayıp, kamuoyuna ve ilgili makamlara sunduklarını ifade eden Gerçeker, ilk etapta detaylı bir şey söylemesinin mümkün olmadığını belirtti.
Gerçeker, şöyle konuştu:
''Bunun böyle olacağı belliydi. Yeni bir süper temyiz mahkemesi geliyor, anladığım kadarıyla. Hepimiz için hayırlı olsun, bu ülkedeki yargı birliğiyle kesin hüküm kuralıyla ne derece bağdaşır. Bunu kamuoyunun takdirine bırakacağız. Yargıda verilen kararın güvenilirliği olması lazım. Danıştay ve Yargıtay yüksek mahkemeler olarak, adli ve idari yargıda son noktayı koyan merciler, bunun üzerine Anayasa Mahkemesine böyle bir yetki verilmesi bir süper temyiz yetkisi oluyor. Bildiğim kadarıyla AİHM'in bile böyle bir yetkisi yok. AİHM'de yapılan inceleme sonucunda eğer temel hak ve özgürlüklerle ilgili sözleşmelere aykırılık, hak ihlali görüyorsa iki türlü yola başvuruyor. AİHM, tazminata hükmediyor ya da ilgili devlete 'iç hukukunu, mevzuatını buna göre değiştir' diyor. Onun dışında hiçbir zaman bir mahkemenin, bir yüksek mahkemenin verdiği kararı iptal etme yetkisi yok.''
Tasarıyla yargı organları arasında mali açıdan bir dengesizliğin de ortaya çıkacağını belirten Gerçeker, ''Mali açıdan daha fazlasını alsınlar gözümüz yok, ama biz hiçbir zaman maddi açılardan konuşmak istemedik bugüne kadar, yine de konuşmak istemiyorum, ama bireysel başvuru hakkının verilmesi nedeniyle mali hak sağlanması... Bu asli bir görevdir, o zaman asli görevini yapan herkese bir ek ödeme verilsin'' diye konuştu.
Tasarının Yargıtayda hala incelendiğini, bütün detaylarını inceledikten sonra daha sağlıklı bir açıklama yapabileceklerini ifade eden Gerçeker, ''Böyle bir uygulama hayata geçerse, bunu söylediğimiz zaman yanlış anlıyorlar ama söylemek zorundayız. Yargıda tamamen bir kaos ortamı oluşacak. Yarın istinaf mahkemeleri kurulursa, yerel mahkemeler, bölge adliye mahkemeleri, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, AİHM... Yani kaç kademeli bir yargı sistemi olacak. Davaların uzamasını bırakın, sonu gelmeyecek. Bir davanın ne zaman biteceğini bilemeyeceksiniz'' dedi.
''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın türbanla ilgili açıklamaları oldu. 'Anayasa Mahkemesi, yasal olmadığı halde başörtüsüne engel koyduysa bireysel başvuru da yeni bir süreç başlayacak. Bu hak mücadelesinde er ya da geç bir noktaya varılacak' dedi. Bireysel başvuruyla türbanın önü açılır mı?'' sorusu üzerine Gerçeker, bu konularda konuşmak istemediğini söyledi. Anayasa Mahkemesine verilen iptal yetkisinin yalnızca yargı kararlarıyla ilgili olmadığını ifade eden Gerçeker, idari işlemlerle ilgili de Anayasa Mahkemesine iptal yetkisi verildiğini hatırlattı.
Gerçeker, ''Yani doğrudan doğruya Anayasa Mahkemesi, Danıştayın, Yargıtayın yerine geçerek, bir karar verme durumunda, böyle bir mekanizmaya ulaşmış durumda'' dedi. Türkiye'de 7-8 milyon civarında dava dosyası, aynı miktarda da idari işlem bulunduğunu ifade eden Gerçeker, ''Bunun altından nasıl kalkılır bilemiyorum. Herhalde bu yasayı gündeme getirenler düşünmüşlerdir'' değerlendirmesinde bulundu.
Anayasa Mahkemesi ile ilgili tasarı üzerine Hükümet ile bir görüşme yapıp yapmayacakları sorusuna da Gerçeker, ''Öyle bir talep gelirse, bizden görüş sorulursa elbette görüşlerimizi bildiririz. Arkadaşlarımızla görüşüyoruz, gerekirse Yargıtay Başkanlar Kurulu toplantısı yapacağız. Orada da kendi görüşlerimizi daha toparlayarak, derli toplu dayanaklarını da göstererek kamuoyuna açıklayacağız'' yanıtını verdi.