İçişleri Bakanı Atalay, ''Ana muhalefet partisi çok önemlidir. Böyle çok belgelenmemiş, iyi incelenmemiş dosyalarla ana muhalefet partisi kendini yıpratır." dedi, dosyaların Kılıçdaroğlu'nun elinde patladığını anlattı.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, ''Ana muhalefet partisi çok önemlidir. Böyle çok belgelenmemiş, iyi incelenmemiş dosyalarla ana muhalefet partisi kendini yıpratır. Yıpratıyor şu anda. Bugüne kadar Kılıçdaroğlu hangi konuya el attıysa hepsi elinde kaldı. Karşımızda çok tutarsız bir ana muhalefet partisi var. Bunun olmaması lazım'' dedi.
Atalay, CNNTÜRK televizyonunun canlı yayınında soruları yanıtladı.
''Kadir Has Üniversitesinin yaptığı bir araştırma var; katılımcıların yarısı bölünmeyi bir tehdit olarak görüyor. Elinizde böyle bir bilgi var mı? Sizce bu bir tehdit olarak görülüyor mu? Bu tehdit algılamasına karşı devlet olarak atılacak adımlar neler'' sorusu üzerine Atalay, ellerinde çok araştırma olduğunu, kendilerinin de araştırmalar yaptırdığını söyledi.
Yaptıkları çalışmaların en önemli hedefinin, ülkenin bütünlüğüne zarar gelmeden sorunları çözmek olduğunu ifade eden Atalay, ''AK Parti hükümeti bunun için bir zemindir. Bu sorunları bizden başkası çözemez. Diğer siyasi partiler bu sorunları çözemez. Bizim dönemimiz bir fırsattır. Türkiye birikmiş sorunlarını bizimle çözer. Biz her ilde, ilçede, beldede varız. Her kesimden oy alıyoruz. Biz bölge siyaseti, etnik siyaset yapmıyoruz'' diye konuştu.
Atalay, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin kendisine yönelik açıklamalarıyla ilgili soru üzerine de Bahçeli'nin söylediklerine kendisinin bile inanmadığını ifade etti. Bu dönemin, Türkiye'nin çetelerle, organize suç örgütleriyle ve mafyayla en fazla mücadele ettiği dönem olduğunu belirten Atalay, Türkiye'nin suç istatistiklerinin, Avrupa ülkelerinin suç istatistikleriyle karşılaştırılamayacak kadar düşük olduğunu belirtti. Atalay, ''Sayın Bahçeli'nin de hükümette olduğu dönemlere göre Türkiye çok daha güvenli bir ülke. Türkiye işkencelerle, faili meçhullerle anılan bir ülke değil. Türkiye bugün faili meçhul bırakmıyor. Eski dönemleri bile aydınlatmakla meşgulüz. Sayın Bahçeli o açıdan tamamen haksız'' dedi.
MHP'nin tavrına saygı duyduğunu söyleyen Atalay, muhalefetin zaman zaman eleştirebileceğini, bakanları istifaya da çağırabileceğini, kendilerinin de onlara gerekli açıklamaları, cevabı vereceğini söyledi.
Atalay, devletin terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'dan bir beklentisi olup olmadığı yönündeki soru üzerine de şöyle konuştu:
''Biz çok ciddi bir süreç yürütüyoruz. Kimseden bir beklenti olarak değil ama Türkiye bu sorunlarını çözmek için çalışmalar yapıyor. Bu çok kapsamlı bir çalışma. Devletin değişik mekanizmaları içinde bu çalışma yürüyor. Birilerinin kime, nasıl, nerede söylediği belli olmayan ifadelerle ilgili benim burada bir şey söylemem söz konusu değil ama Türkiye Cumhuriyeti devleti şu anda hiçbir zaman olmadığı kadar ciddi mesai harcıyor. Bu konuyla ilgili en önemli kazancımız şu; Türkiye bütün bunları daha da demokratikleşerek yapıyor. Demokrasimiz ilerliyor. Hukuk devleti içinde çalışmalarımız sürüyor. Terörle mücadelemiz sürüyor. En önemlisi de biz bölgedeki vatandaşlarımızı kazanıyoruz. Yakın zamanda bakın göreceksiniz çok farklı sesler çıkacak, çıkıyor zaten. Artık teröre en başta bölgedeki vatandaşlarımız tepki gösteriyor, gösterecek.''
Bakan Atalay, devletin vatandaşlara azami şekilde sahip çıktığını, vatandaşların daha korkusuz yaşaması için tedbirler aldığını belirterek, ''Ama onlar ne kadar özgürlük, demokrasi söylemleri içinde bulunsalar da bu baskıyı bırakmıyorlar. Çok özgürlük ve demokrasiden söz edenlerin önce bu vatandaşlara baskıyı bırakması lazım'' dedi.
-ÜÇLÜ MEKANİZMA TOPLANTISI-
Atalay, üçlü mekanizma toplantısının zamanıyla ilgili soru üzerine, hazırlığı yaptıklarını, taraflara en geç Şubat ayı içinde toplantı yapılması yönünde mesaj gönderdiğini belirtti. Beşir Atalay, toplantının yerinin henüz belli olmadığını söyledi.
Bakan Atalay, Elazığ ve Kayseri'de yolsuzluk iddiaları ve İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Osman Güneş'in durumuyla ilgili CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarına ilişkin soru üzerine de şöyle dedi:
''Ana muhalefet partisi genel başkanı geçen günlerde durduk yerde Bakanlığımızla ilgili suçlamalarda bulundu, 'Yolsuzluk mezarlığı' dedi. Bu İçişleri Bakanlığı için çok büyük bir suçlama. Ana muhalefet partisi liderine hiç yakışmayan, çok sorumsuzca bir ifade. Bunun üzerine ben de 'Sayın genel başkanının elinde somut bir şey varsa yargıya versin, biz de bilelim ama böyle genel olarak suçlamak yakışmaz' dedim. Benim de gördüğüm şimdiye kadar CHP çok sayıda böyle dosyayı çıkardı ama altı boş çıktı. 'CHP iftira senaryolarının, dosyalarının bir mezarlığı' dedim. Kendisine bu şekilde cevap verdim. Dün grup konuşmasında da Kayseri ve Elazığ ile ilgili yeni iddiaları oldu. Kayseri ile ilgili maalesef kendisini çok yanılttılar. O da belgeleri hiç eline almadan verilen bazı bilgilerle çok yanlış beyanlarda bulundu. Zor durumda kaldılar. Hem Kayseri belediyesi açıkladı hem biz açıkladık hem de oradaki Cumhuriyet savcısı açıklamada bulundu; 'eğer varsa yeni belge versinler ben de bakayım' dedi. Bu kadar net. Bunun karşısında hiçbir şey olmadı.
Dünkü ifadesinde 'O zamanki Kayseri valisi 4'ünde orada imzalıyor, aynı gün Bakanlığa geliyor. Bakanlıkta müsteşar olarak bu dosyanın kapatılmasını imzalıyor' diyor. Sayın genel başkanın ifadesi yanımda. Kılıçdaroğlu bana 'Vicdanı varsa, ahlakın kırıntısı varsa' diyor. Ben de diyorum ki, işte yazı burada Osman Güneş Kayseri Valisiyken 4 Aralıkta bu yazıyı imzalıyor ve Bakanlığa gönderiyor. Benim olurum ve Osman Güneş'in buradaki parafı ise 13 Aralıktır. Ben diyorum ki, Sayın Genel Başkan, Osman Güneş 4'ünde Kayseri Valisiyken imzaladı, sonra görevinden ayrıldı, buraya müsteşar olarak geldi. Sonra da bu süreç burada ayın 13'ünde yürümüş ve bana müsteşarın parafıyla sunmaları 13'ünde. Benim de soruşturma izniyle ilgili onayım 13'üdür. Bu belgeyle çok açık bir şey. Benim için 'Vicdanı, ahlakın kırıntısı varsa' diyor. Ben de diyorum ki, Sayın Genel Başkana, 'Vicdanı varsa, ahlakın kırıntısı varsa bu belgeleri alsın, bakanlığa ait internet sitesinde var ve özür dilesin.' Eğer özür dilemezse bunlar yok diyeceğim. Elazığ ile ilgili de şunları söylüyor.
'Bakanlık örtbas etmiş de, bir cesaretli savcı çıkmış da...' Elazığ Belediyesi ile ilgili şu anda alanda iki konuda soruşturma yapan müfettişlerim var. Değişik tarihlerde iki adet tevdi raporu düzenlenmiş ve mülkiye müfettişlerince savcılığa gönderilmiş. Yani ben buradan müfettiş göndermişim. Tevdi raporu dediğimiz suç duyurusudur. Müfettişler orada çalışırlar, Bakanlığa iletmeden direkt savcılığa bildirirler. Çünkü yolsuzluk ve rüşvetle ilgili konular Bakanlığa gelmez. Bakanlığın iznine de tabi değildir. Bunlar direkt Cumhuriyet savcılığının görev alanıdır. Soruşturma izni verilip verilmemesiyle de ilgisi yok. Dolayısıyla bizim müfettişlerimiz inceleme yapmışlar, iki ayrı konuda da, iki ayrı tarihte, iki ayrı teftiş kurulu, bunlar aynı müfettiş değil, Elazığ Cumhuriyet Savcılığına tevdi raporu düzenlemişler. Ayrıca şu anda iki tane konuda çalışılıyor, onlar da gelecek önümüze.''
''Dosyada suçlanan bilirkişilik yaptı mı? Elazığ'da iddia bu'' sorusu üzerine Atalay, bilirkişi diye bir şey kurmadıklarını, kurmayacaklarını belirterek, bilirkişi kurumunu yargının kuracağını aktardı. Atalay, iki konunun yargıda olduğunu, iki konunun da müfettişlerce incelendiğini söyledi.
Soruşturma süreciyle ilgili bilgi de veren Bakan Atalay, ''Belediyelerle ilgili bir konuda şikayet, bir belediye başkanlığı ile ilgili bir suç duyurusu gelirse biz önce müfettişlerimizi göndeririz. Orayı incelerler. Ondan sonra rapor düzenlerler. Bizim verdiğimiz o rapora göre kararımızın hepsi yargıya, Danıştay'a gider. İtiraza da açıktır. Danıştay bunları tekrar inceler. İçişleri Bakanlığının çalışma sistemi budur. Müfettişlerimiz dosyalarını getirirler, benim de onayımı alırlar'' diye konuştu.
-''KAYSERİ KONUSUNDA İÇİM RAHAT''-
Bakan Atalay, ''Kayseri konusunda içiniz tamamen rahat mı? Açıkta kalan hiçbir nokta yok mu'' sorusu üzerine, ''Hiçbir nokta yok ve içim rahat. Her şey açık. İnternet sitemizde yayınladım ben bunu. Ne zaman, hangi soruşturma olmuş, hangi yazışmalar olmuş. Hepsini sırasıyla, gerekçesiyle, ekleriyle yayınladık. Bunların ötesinde Cumhuriyet başsavcılığı Kayseri'de açıklama yaptı. Savcılar açıklama yapmaz. 'Yargılamaya ihtiyaç yoktur diye takipsizlik kararı verdik ama varsa elde başka bir belge verilsin biz tekrar araştıralım' dedi'' diye konuştu.
''Kayseri'de benzinlik gibi usulsüz ruhsatlara imza atanlar belediye tarafından bilirkişi olarak atandı mı'' sorusu üzerine de Atalay, Kayseri ile ilgili yapılan uygulamaların hepsinin hukuka uygun olduğu söyledi. Atalay, ''CHP çok büyük bir yanlış yaptı. Çıkıp da dürüstçe, 'bana getirilen belgeler eksikmiş, yanlışmış, yanıltılıyorum...' Biz Bakanlıkta kılı kırk yararız. Soruşturma iznimin büyük çoğunluğu yine kendi partimizin belediye başkanlarıyla ilgili. Biz bu konuda çok hassasız'' dedi.
Atalay, Sayıştay'ın kendilerinden inceleme talep ettiği konulardan yaklaşık üçte ikisi ile ilgili müfettişlerin getirdiği teklif doğrultusunda soruşturma izni verdiklerini söyledi.
Beşir Atalay, ana muhalefet partisine istediği tüm konularla ilgili bilgi verebileceklerini belirterek, ''Ana muhalefet partisi çok önemlidir. Böyle çok belgelenmemiş, iyi incelenmemiş dosyalarla ana muhalefet partisi kendini yıpratır. Yıpratıyor şu anda. Bugüne kadar Kılıçdaroğlu hangi konuya el attıysa hepsi elinde kaldı. Karşımızda çok tutarsız bir ana muhalefet partisi var. Bunun olmaması lazım'' dedi.
Atalay, ''içki yönetmeliği'' ilgili soru üzerine de 8.5 yıldır iktidarda bulunduklarını ve kimsenin hayat tarzına karışmadıklarını belirtti. Atalay, ''Türkiye'nin daha demokratik, daha açık, herkesin özgürce yaşadığı bir ülke olduğunu görüyoruz. Biz farklılıkları zenginlik olarak yaşatmaya çalışan bir iktidarız'' diye konuştu.
Atalay, Çayyolu'nda bir restorandaki polis denetimi ile ilgili bakanlığı döneminde bir defa böyle bir şey olduğunu belirterek, ''Bununla bizim bir ilgimiz yok. Bir talimatımız yok. Ankara Valiliğinin bir talimatı yok. Emniyet Müdürünün talimatı yok. Birkaç polisin böyle bir şeyi olmuş. Şimdi bunun üzerine Ankara Valisini aradım ve bilgi istedim. Ankara Valiliği bu konuyu araştırıyor. Sadece polisleri değil, vatandaşları da dinleyerek benim önüme bir dosya getirecekler. Bu kimsenin hayat tarzıyla ilgilenme değil, genel manada çocukları koruma amaçlı bir uygulama. Burada bir ayrım var. Yemek ağırlıklı ama içki de veren yerlerde böyle bir sorun yok ama içki öncelikli yerlerde çocukların korunması söz konusu. Dosya önüme gelsin göreceğim'' dedi.