Bakan Yılmaz gelirde AB'yi örnek gösterdi   Konuyu açan: alptraum   İlk Mesaj: 01-12-2011 (19:58)   Son Mesaj: 01-12-2011 (19:58)    Cevap: 0    Gösterim: 575  

    01-12-2011

    Bakan Yılmaz gelirde AB'yi örnek gösterdi

    Bakan Yılmaz gelirde AB'yi örnek gösterdi


    Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, ''Kişi başına milli geliri dünya nasıl hesaplıyorsa biz de o şekilde hesaplıyoruz. Eğer bütün dünya yanlış yapıyorsa, uluslararası istatistikler, herkes yanlış yapıyorsa biz de yanlış yapıyoruz o zaman'' dedi.

    Yılmaz, Rekabet Kurumunun aylık düzenlenen sohbet toplantıları çerçevesinde verdiği ''Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler, Bölgesel Politikalar ve Rekabet'' konulu konferansta yaptığı konuşmada, küresel krizin etkilerine değinerek, tüm bu süreçte Türkiye'nin gerçekten son derece iyi bir imtihan verdiğini ve ekonomi yönetimi performansıyla bu krizden örnek bir ülke olarak çıkmayı başardığını söyledi.
    Türkiye'nin krizden olumsuz etkilendiğini ancak bu etkilenmenin yapısal bir tahribat oluşturmadığını, konjonktürel bir etkilenmenin söz konusu olduğunu ifade eden Yılmaz, siyasi ve mali istikrarın bozulmadığını, finans sisteminde herhangi bir sorun yaşanmadığını, tek bir bankanın bile batmadığını, kamudan bankalara, firmalara kaynak aktarmak zorunda kalınmadığını kaydetti. Yılmaz, şöyle devam etti:

    ''Bizim yaşadığımız, daha çok konjonktürel etkiler şeklinde tezahür etti. Bunu da kendi aklımız ve kaynaklarımızla yaptık. Türkiye, bu krizi kendi aklı ve kaynaklarıyla yönetti. Hiçbir uluslararası kuruluştan kriz yardımı almadı. Ben bunu en büyük kazanç sayıyorum, Türkiye yeniden bir özgüven tazeledi. Dünyayı sarsan bu krizde Türkiye güven tazeledi ve bu krizi çok iyi yöneten, krizden en hızlı çıkan ülkelerden biri oldu ve sonuçlarını 2010 yılında gördük. Temeli 2009'da alınan kararlardı, Türkiye için doğru olan neyse onlar yapıldı. Mali dengeleri hiçbir şekilde bozmadık, geçici tedbirlerimizi zaman içinde kaldırdık, mali dengelerimizi sağlamlaştırıcı adımları diğer ülkelerden çok daha önce attık. Bunun meyvelerini de 2010'da gördük.

    2010'daki başarı tesadüfi bir başarı değil, 2009'da alınan tedbirlerin sonuçları. 2010 yılı hem demokrasi hem hukuk devleti hem de ekonomik göstergeler açısından son derece parlak bir yıl oldu. Türkiye, önümüzdeki dönemde daha güçlü bir hukuk devleti, daha güçlü demokrasi olma yönünde kararlılıkla ilerleyecek. Bu, 2010'da net bir şekilde ortaya çıktı.''

    -''TÜRKİYE 2010'U PARLAK RAKAMLARLA KAPATTI''-

    Bakan Yılmaz, Türkiye'nin ekonomik açıdan 2010 yılını son derece parlak rakamlarla kapattığını, ilk 3 çeyrekte yüzde 8,9 büyüme sağladığını belirterek, 2010 yılında büyümenin yüzde 7'nin altında olmayacağını ve hatta yüzde 7'den yüksek bir büyüme sağlanabileceğini kaydetti.

    İhracat, enflasyon ve işsizlik rakamlarına değinen Yılmaz, işsizlikte 2009'da yüzde 14'lere çıkan oranı 2 puan düşürerek yüzde 12'lere çektiklerini söyledi. Geçen yıl Eylül'e kadar 953 bin kişinin iş bulduğunu belirten Yılmaz, bu makro göstergelerin bütçe rakamlarına da yansıdığını söyledi.

    21. yüzyılda Türkiye'nin iddialı bir ülke olduğunu belirten Yılmaz, şöyle devam etti:

    ''Bütün bu alt yapıyla, kriz sonrası kazanımıyla Türkiye artık yeni bir döneme giriyor. Bu dönem ülkemizi birinci sınıf ülkelerden biri haline getirme dönemi. Her açıdan, demokrasisiyle, hukukuyla, sosyal göstergeleriyle, ekonomik performansıyla, kişi başına geliriyle her alanda Türkiye artık en gelişmiş ülkeler arasına girmeyi kararlılıkla ortaya koyan bir ülke. 2023'de neyi hedefliyoruz, nereye gitmek istiyoruz, ekonomisi en büyük 10 ülkeden biri olmak istiyoruz. Bunun için milli gelirimiz 730 milyar dolar, resmi beklentimiz ama daha da üstünde olacak. 2010 yılında 730 milyar dolarlık bir milli gelirimiz var, 10 bin doları aşmış kişi başına gelirimiz var. Bunu 2023 yılında en az 2 trilyon dolara çıkarmak istiyoruz, kişi başına gelirimizi de 25 bin dolarlara yaklaştırmak istiyoruz. Hem pastayı, ekmeği büyüteceğiz hem de bunu daha iyi paylaştıracağız.''

    Yılmaz, 26 bölgede 81 ili kapsayan ajanslar kurulduğunu, 24 ajansın şu gün itibariyle bölgesel planını hazırladığını, ajansların 49 tane teklif çağrısına çıktıklarını ve şu an çıkılan teklif çağrılarıyla 588 milyon liralık bir destek taahhüdü içine girildiğini kaydetti.

    -DEVLET YARDIMLARI-

    Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, daha sonra da soruları yanıtladı. Devlet yardımlarıyla ilgili bir soru üzerine Yılmaz, devlet yardımlarını, her türlü devlet desteğini kapsayan geniş bir kavram şeklinde tanımlayarak, AB tanımları açısından bakıldığında bazı devlet yardımlarının kapsam dışında kaldığını ama rekabeti bozucu, ticareti etkileyici birtakım desteklerin AB çerçevesinde son derece önem verilen hususlar olduğunu söyledi.

    Bugün devlet yardımları konusunda taahhüt niteliği taşıyan hususların AB ile üyelik müzakerelerinden değil, Gümrük Birliği Anlaşmasından kaynaklandığına dikkati çeken Yılmaz, ''Bu ayrımı iyi yapmak durumundayız. Müzakere süreci itibariyle olan hususlarda tabii ki delegasyon isteyebiliriz. Farklı bir yaklaşım gösterebiliriz. Ama Gümrük Birliğinden kaynaklanan yükümlülükler konusunda böyle bir şans yok. Zamanın hükümetleri o anlaşmalara imza atarken belli taahhütler altına girmişler'' dedi.

    Devlet yardımları otoritesinin sadece AB açısından değil, Türkiye açısından da çok önemli olduğuna işaret eden Yılmaz, ''Rekabet faslına baktığımız zaman bütün devlet yardımlarını toparlamamız gerekiyor. Maalesef Türkiye'de henüz böyle bir sistemimiz yok. Bunları toparlamak durumundayız. AB'ye üye olalım, olmayalım. Ama kim ne yapıyor, hangi devlet yardımımı yapıyor bunun envanterini ülke olarak çıkarmak durumundayız. AB olsun, olmasın devlet yardımları konusunda böyle bir otoriteye ihtiyaç olduğu kanısındayım'' diye konuştu.

    -''ÖZELLEŞTİRME SÜRECİNİ EN HIZLI YAPAN HÜKÜMETLERDEN BİRİYİZ''-

    Başka bir soru üzerine Yılmaz, özelleştirme sürecini en hızlı yapan hükümetlerden biri olduklarını belirterek, şu yanıtı verdi:

    ''Ciddi anlamda bir özelleştirme yapıldı. Sadece özelleştirme değil, aynı zamanda rekabete de açtık birçok alanı. THY artık tekel değil ama piyasa çok büyüyor gördüğünüz gibi. TELEKOM'da yine rekabete açıldı ama ölçek ekonomilerden dolayı pek rakip çıkmıyor belki. Posta hizmetleri AB'nin en fazla üzerinde durduğu hususlardan biri. Önümüzdeki dönem muhtemelen posta hizmetleri, o konuda da yine çeşitli çalışmalar yürütülüyor. Ama genel eğilim Türkiye'de işletmeciliğin tamamen özel sektöre bırakılması, devletin yer aldığı alanlarda ise piyasanın rekabete açılması şeklinde ve bu da devam edecek.''

    -''...1 DOLARIN ALTINDA GELİRİ OLAN KALMADI''-

    Hükümetin, kişi başına milli geliri 2002 yılında 3 bin 500 dolardan alarak, 10 bin dolara getirdiğini kaydeden Yılmaz, şunları kaydetti:

    ''Muhalefet partileri bize şunu söylesinler; Bu hükümet kişi başına milli geliri 2002'de 3 bin 500 dolardan aldı 10 bin dolara getirdi. Bundan sonra 20 bin dolara, 30 bin dolara nasıl çıkaracaklarını söylesinler bize. Gerçek muhalefet budur, diğeri işin kolaycılığı, yok işte böyle hesaplandı, şöyle hesaplandı. O 3 bin 500 dolar da aynı şekilde hesaplandı. Dünya nasıl hesaplıyorsa biz de o şekilde hesaplıyoruz. Eğer bütün dünya yanlış yapıyorsa, uluslararası istatistikler herkes yanlış yapıyorsa biz de yanlış yapıyoruz o zaman. Bunlar uluslararası standartlarla yapılan ölçümlemeler bizim kendi keyfimize göre bulduğumuz metotlar değil.''

    Kişi başına 10 bin doların ortalama bir rakam olduğunu ifade eden Yılmaz, ''Herkese aynı şekilde 10 bin dolar düşmüyor elbette. Bunlar averaj rakamlar. 10 bin doların altında olan, üstünde olan insan var. Bütün ülkelerde bu böyle. Bu Türkiye'ye özgü bir durum değil'' dedi.

    Yılmaz, satın alma gücüne göre 1 doların altında geliri olan kimsenin kalmadığını belirterek, ''2002'den bu yana çok ciddi bir şekilde yoksul sayısının düştüğünü görüyorsunuz. Ama bunu da yeterli bulmuyoruz, yoksullukla mücadeleye devam edeceğiz'' diye konuştu.




    Bakan Yılmaz gelirde AB'yi örnek gösterdi Yorumları