Olası not artırımı sermaye girişini nasıl etkiler?   Konuyu açan: Dostane   İlk Mesaj: 01-12-2011 (18:19)   Son Mesaj: 01-12-2011 (18:19)    Cevap: 0    Gösterim: 607  

    01-12-2011

    Olası not artırımı sermaye girişini nasıl etkiler?

    Olası not artırımı sermaye girişini nasıl etkiler?


    Merrill Lynch Türkiye, Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi Başekonomisti Türker Hamzaoğlu olası not artırımının sermaye girişini nasıl etkileyebileceği konusunda bilgi verdi.

    Merrill Lynch Türkiye, Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi Başekonomisti Türker Hamzaoğlu, Türkiye'nin yatırım yapılabilir ülke notunu elde etmesinin ülkeye sermaye çekmesine ilişkin, ''Orada fonlara filan bakmak lazım. 'Şu kadar para girer' diyemem ama geçmiş yıllarda ne kadar para giriyordu? Yılda 2-2,5 milyar dolar. Bunun çok muhafazakar bir tahminle rahat iki katına çıkacağını düşünebilirsiniz'' dedi.
    Hamzaoğlu, Merrill Lynch EMEA Varlık Yönetimi toplantısında, 2011 için olumlu bir beklentiye sahip olduklarını belirterek, bu yılın Türkiye'nin mezuniyet yılı olacağını düşündüklerini söyledi.

    Ekonomideki normalleşme sürecinin, not artırımıyla yatırım yapılabilir ülke seviyesiyle taçlandırılacağını ifade eden Hamzaoğlu, bunun 2011 yılı içinde veya en geç 2012 başında gerçekleşebileceğini kaydetti.

    Türkiye'nin yatırım yapılabilir ülke olduğu zaman yeni endekslere dahil olacağını, oradan da yeni yatırımcıların Türkiye'ye geleceğini ifade eden Hamzaoğlu, fiyat-kazanç oranlarına bakıldığında yatırım yapılabilir ülke beklentisinin fiyatlanmadığını, orada yüzde 15 gibi bir ıskonto ile Türkiye'nin hala işlem gördüğünü bildirdi.

    Bu senaryo içinde bazı risklerin de bulunduğunun altını çizen Hamzaoğlu, ilk olarak Merkez Bankası'nın Hükümet ve BDDK ile koordineli bir şekilde son zamanlarda takdim ettiği politika değişikliğinin, piyasalar tarafından yakından izlendiğini anlattı.

    Hamzaoğlu, küresel enflasyonun çok yükselmesi ihtimalinin de riskler arasında yer aldığını, hazırladıkları baz senaryolarında bütün risklerin makul seviyelerde kaldığını söyledi.

    Bu risklerin gerçekleşmesinin Türkiye'nin risk primini düşüreceğine işaret eden Hamzaoğlu, özellikle bankacılık ve tüketimle ilgili sektörler ile enerji, gayrimenkul piyasalarının etkilenebileceğinin altını çizdi.

    Türkiye'nin yatırım yapılabilir ülke olması için 4 neden sıralanabileceğini anlatan Hamzaoğlu, Türkiye'nin geçen yıl en hızlı büyüyen ülkeler arasında olduğunu, bu yıl da yine gelişmekte olan Avrupa Bölgesinde Türkiye'nin en yüksek büyüme oranı yakalayacak ülke olacağını tahmin ettiklerini kaydetti.

    Hamzaoğlu, 2011 yılına ilişkin büyüme tahminlerinin yüzde 5,3 olduğunu bildirdi.

    Türkiye'de toparlanmanın çok hızlı olduğunu, diğer ülkelerle kıyaslandığında Türkiye'nin makro dengelerinin oldukça geliştiğini ve aradaki farkların neredeyse kapandığını anımsatan Hamzaoğlu, Türkiye'nin yaşanan dış şoklarla başa çıkabildiğini, bu anlamda yatırımcılar nezdinde dış şoklara karşı dayanıklılığının arttığının algılandığını söyledi.

    Ekonomi yönetiminin kriz sürecinde güven tazeleyerek, hatta o güveni artırarak çıktığını düşündüklerini ifade eden Hamzaoğlu, ''Özellikle IMF yardımı alınmadan bu noktalara gelinmesi bu kanıyı güçlendirdi. Yatırım yapılabilir ülke kategorisinde diğer ülkelerin notlarına bakıldığında Türkiye bu ülkelerin birçoğundan iyi'' değerlendirmesinde bulundu.

    ''TÜRKİYE'NİN SERMAYE AKIMLARINDAN YARARLANMASINI BEKLİYORUZ''

    Önümüzdeki dönemde gelişmiş ülke merkez bankalarının parasal genişlemeyi hızlı bir şekilde geri çevirmediği takdirde bu paranın ilk adresinin büyümenin kuvvetli, iç pazarın canlı olduğu ülkeler olacağını dile getiren Hamzaoğlu, ''O yüzden Türkiye'nin de bu sermaye akımlarından yararlanmasını bekliyoruz'' dedi.

    İstihdam açısından bakıldığında Türkiye'deki toparlanmanın birçok ülkeden çok daha kuvvetli olduğunun görüldüğünü belirten Hamzaoğlu, kredi hacminin ise biraz fazla olduğunu söyledi. Bunun bir miktar endişeye neden olduğunu anımsatan Hamzaoğlu, bölgede en sağlam bankacılığının Türkiye'de bulunduğunun da altını çizdi.

    Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Hamzaoğlu, Türkiye'nin yatırım yapılabilir ülke seviyesine ulaşmasının ülkeye ne kadar sermaye getireceğine ilişkin bir soru üzerine, ''Orada fonlara filan bakmak lazım. Sadece kabaca beklentimiz var. Şu kadar para girer diyemem ama geçmiş yıllarda ne kadar para giriyordu yılda 2-2,5 milyar dolar. Biz buna para diyorduk. Bunun rahat iki katına çıkacağınız düşünebilirsiniz çok muhafazakar bir tahminle'' şeklinde yanıtladı.

    Hamzaoğlu, siyasetin veya seçimlerin Türkiye'nin önündeki esas risk olmadığını ifade ederek, ''2011 seçimlerini çok büyük bir risk olarak algılamıyoruz'' dedi.

    ''RİSK KONUSUNDA İYİMSERİZ''

    Merrill Lynch Varlık Yönetimi Portföy Strateji Uzmanı Johannes Joost ise dünyada risk konusunda çok iyimser olduklarını, 2011 yılında yüzde 4'ler dolayında küresel büyüme beklediklerini bildirdi.

    Politika yapıcıların bu yıl hala pekçok sorunla başetmesi gerektiğini ifade eden Joost, tutarsız politikaların risk oluşturduğunu anlattı.

    ABD ve Avrupa'daki toparlanmanın beklenenden daha yavaş olacağını belirten Joost, ABD iç pazarında artan tüketim sayesinde Çin'in yumuşak iniş yapacağını söyledi.

    Dünya ekonomisi iyileşirken yatırımcıların devlet ve şirket tahvilleri yerine emtiaları ve özkaynakları tercih etmesi gerektiğini belirten Joost, özkaynaklar içinde, sermayeyi büyütmekten çok temettülere odaklanılması gerektiğini anlattı.

    Joost, gelişmekte olan piyasalardan gelen talep ile Almanya'nın 2010 yılında hızlı bir şekilde toparlandığını anımsatarak, 2011 yılında da Euro Bölgesinde İspanya, Fransa ve İtalya gibi pekçok ülkede yüksek büyümeler gözleneceğini ifade etti.

    ABD ekonomisinin 2010 yılında yüzde 2,7 olarak gerçekleşen büyümesinin 2011 yılında yüzde 2,1'e gerileyeceğinin tahmin edildiğini belirten Jooste, toparlanmanın küresel bir şekilde devam etmesi halinde, yılın ikinci yarısında büyümenin hızlanması ve işsizlik rakamlarının gerilemeye başlamasının beklendiğini söyledi.

    Çin ekonomisinin yüzde 9, Hindistan ekonomisinin ise yüzde 8,2 büyümesinin beklendiğini belirten Joost, 2010'daki Tayland, Türkiye ve Endonezya gibi gelişmekte olan piyasalara gözlenen güçlü sermaye akışının 2011 yılında da sürmesinin tahmin edildiğini kaydetti.

    Bu yıl avro dolar paritesinin 1,25-1,30 seviyesine çıkabileceğini, doların zayıf olması konusunda beklentilerin sürdüğünü söyledi.




    Olası not artırımı sermaye girişini nasıl etkiler? Yorumları