CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, tutukluluk süreleri nedeniyle Hizbullah davası sanıklarının tahliye edildiklerini anımsatarak ''hükümetin topu yargıya attığını, yargının da hükümeti eleştirdiğini'' ifade etti.
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (TAPDK) içki yönetmeliğinde yapılan değişiklik ve daha önce yaşanan bazı gelişmelerin birlikte değerlendirilmesi durumunda yasakçı bir anlayışın Türkiye'ye hakim olmaya başladığını öne sürerek, ''Bu, demokrasiye aykırıdır'' dedi.
Hamzaçebi, CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, Ankara Emniyet Müdürlüğünün Çayyolu'nda restoran denetlemesi sırasında anne ve babalarıyla birlikte oturan çocuklara yönelik işlem yaptığını, bunun sakıncalı olduğunu söylediğini ve İçişleri Bakanını özür dilemeye davet ettiğini kaydetti.
Hamzaçebi, şöyle devam etti:
''Çünkü, bu kamu görevlilerinin hatası olarak geçiştirilebilecek basitlikte bir konu değil. Ama o günden bugüne İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay kamuoyunun tedirginliğini gideren herhangi bir açıklama yapmadı. 'Muhteşem Yüzyıl' dizisi nedeniyle tepkiler ortaya çıktı. RTÜK bugün dizi nedeniyle toplanıyor. Öte yandan, Kars'taki heykeli sayın Başbakan 'ucube' olarak nitelendirdi. Üstüne, TAPDK'nın tebliği geldi. Spor kulüpleriyle sosyal faaliyetlerde içki sunulmasına kadar çok çeşitli konularda yasaklar içeriyor. Bu anlayışı kabul etmek mümkün değildir. Bu yasakçı bir anlayıştır. Gençleri ve toplumu alkolün zararlarından koruyalım, ama bütün bu olayları bir arada düşündüğümüzde burada bir yasakçı zihniyetin ip uçlarını görüyoruz. Asıl sakıncalı olan budur. Bugünkü gazetelerde var, İran'da üniversitelerde dövme ve kot pantolon yasaklandı. Ne ilgisi var denecektir. Yani buralara kadar gidebilir. Mersin'de bir okulumuzda kız ve erkek öğrencilerin birbirlerine 45 santimden fazla yaklaşmamasını isteyen bir okul müdürümüz var. Bunların hepsi tesadüf olamaz. Hepsini birlikte değerlendirdiğimizde bir yasakçı anlayışın Türkiye'ye hakim olmaya çalıştığını görüyoruz. Bu, demokrasiye aykırıdır, zararlıdır. Yolsuzluk, yasaklar ve yoksulluğu ortadan kaldırmak üzere yola çıkan Adalet ve Kalkınma Partisi bugün 3 Y'nin içinde boğulup kalmıştır. Yasakçı zihniyete sahip bir parti olarak kendisini göstermektedir.''
-''KARŞILIKSIZ ÇEK SUÇ OLMAKTAN ÇIKARILSIN''-
Karşılıksız çek nedeniyle verilen adli para cezalarının hapis cezasına dönüşmesi konusunun Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen ''Torba Tasarı'' kapsamına alınması için CHP'li üyelerin önerge verdiğini, ancak önergenin kabul edilmediğini de belirten Hamzaçebi, tasarının TBMM Genel Kurulunda görüşülmesi sırasında sorunu çözmek amacıyla bir öneri yapacaklarını bildirdi.
Birçok vatandaşın bu nedenle hapse düştüğünü, hergün cezaevlerinden mektuplar geldiğini kaydeden Hamzaçebi, ''Dolandırıcıları ayıklayalım, ama ticaret hayatını yürütürken kriz gereği çekler ödenmemişse adli para cezalarını yeniden yapılandırmakta hiçbir sakınca görmüyoruz. Çekteki cezalar bugüne kadar sorunu çözmemiştir. TBMM buna çözüm bulmak zorundadır'' dedi.
Öztürk ise konuya ilişkin verdiği teklifin Adalet Komisyonunda beklediğini söyledi. Teklifin ''karşılıksız çekin suç olmaktan çıkarılmasını'' içerdiğini kaydeden Öztürk, Avrupa ülkeleri ile birçok modern ülkede ''karşılıksız çek'' diye bir suçun olmadığını ifade etti.
''Adli para cezasını ödeme gücü olmayan vatandaş zaten çeki öder'' diyen Öztürk, Asliye Hukuk Mahkemeleri ve Yargıtay 10. Ceza Dairesi'nin bu davalarla fuzuli olarak meşgul edildiğini kaydetti. İnsanların alacaklarını özel hukuk yollarını takip ederek tahsil etme olanağının bulunduğunu belirten Öztürk, ''Zaten hapisle alacakların tahsili sağlanamamaktadır. Dolayısıyla suç olmaktan çıkarılması gerekir. Mevcut uygulama ne alacaklının, ne ne borçlunun derdine derman oluyor'' diye konuştu.
-EMEKLİ ZAMMINI HEMEN ÇIKARALIM-
CHP Grup Başkanvekili Hamzaçebi, SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin maaşlarına 2011 yılında yapılacak zammın ''Torba Tasarı'' içinde olduğunu, tasarının kapsamlı olması nedeniyle yasalaşmasının en erken Ocak ayının sonunu bulacağını ifade etti. Zamma ilişkin maddenin ''Torba Tasarı''dan ayrılarak süratle yasalaşabilmesi için aynı düzenlemeyi içeren yasa teklifi vereceğini bildiren Hamzaçebi, iktidar partisi grubuna hemen yasalaştırma önerisinde bulundu.
Soruları da yanıtlayan Hamzaçebi, Prof. Dr. Mehmet Haberal hakkındaki rapor ile ilgili bir doktorun tutuklandığının anımsatılması üzerine, konunun yargıya intikal ettiğini, yargının tarafsız hareket etmesini ümit etmek istediğini belirtti. Hamzaçebi, ''Bu, bir iddiadır. Doğru ya da yanlışlığına yargı karar verecektir. Ancak Sayın Haberal ile ilgili olarak bugüne kadar kamuoyunu tatmin eden bir açıklamayı hiç kimse yapamamıştır. Hangi terör örgütüdür... Bu ortaya çıkmamıştır'' diye konuştu.
Anayasa Mahkemesini yeniden yapılandıran yasa tasarısıyla ilgili bir soru üzerine de Hamzaçebi, tasarıyı değerlendirdiklerini, gerekli açıklamayı yapacaklarını kaydetti.
-''ADALET BAKANI İSTİFA ETMELİ''-
Hamzaçebi, tutukluluk süreleri nedeniyle Hizbullah davası sanıklarının tahliye edildiklerini anımsatarak ''hükümetin topu yargıya attığını, yargının da hükümeti eleştirdiğini'' ifade etti.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in ise ''Hiç kimse bahane aramasın, hepimizin millete özür borcu var'' dediğini kaydeden Hamzaçebi, şöyle devam etti:
''Ortada ağır işleyen bir sistem var. Hükümetler sorunları çözmek için vardır. Eğer yargı yavaş işliyorsa hükümet bunu çözmek zorundadır. Hükümeti samimi bulmuyorum. Hizbullah Davasında 5 yıl Adli Tıpta bekleyen bir dosyanın sorumluluğu doğrudan doğruya hükümettedir. Hükümet sağa sola değil kendi içine baksın. Hizbullah Davasının sorumluluğu hükümetin kendisindedir. Yargıtay bir karar vermiştir. Bu kararın gereği de yerine getirilmiyor. 4 gündür Hizbullah Davası sanıkları polis merkezine gidip imza atmamaktadır. Bunun da sorumlusu henüz ortada yoktur. Adalet Bakanını göreve davet ediyorum, milleten özür dilemeye davet ediyorum. Bunun samimi aşaması aslında Adalet Bakanının 'ben bunu göremedim, 10 yıllık sürenin 2010 sonunda sona ereceğini fark edemedim' deyip istifa etmesidir.''
CHP İstanbul İl Başkanlığına atanan Nebil İlseven'in Meclis Yolsuzlukları Araştırma Komisyonunca ''yargılanması gereken bürokratlar'' arasında sayıldığını, o dönem komisyon üyesi olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun söz konusu raporda imzasının olduğunun belirtilmesi üzerine Hamzaçebi, hükümetin neden raporu işleme koyup sorumluları hakkında işlem yapmadığını sordu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Meclis Araştırma Komisyonu raporuna dayanarak Türkiye'de 38 milyar dolarlık akaryakıt yolsuzluğu olduğunu dile getirdiğini ifade eden Hamzaçebi, ''Ama sonuç yoktur. Böyle bir yolsuzluk varsa sorumluları hakkında işlem yapılması gerekirdi. Yapılmadıysa, yolsuzluk yoktur. Ya da hükümet ortak olmuştur. O konuda da aynı şeyi söylüyorum. Süreci işletmiyorsanız, hiç kimsenin bir iddiada bulunma şansı yoktur. Sayın İlseven'in o konularda gayet sorumlu bir şekilde hareket ettiği kanaatindeyim'' diye konuştu.