12 Ocak 1973'te yazar olarak Hasan Aksay ve Mehmet Cemal Çiftçigüzeli ile yayın hayatına başlayan Millî Gazete bugün 39 yaşına bastı... İbrahim Balcı'nın Milli Gazete'yle ilgili aktardığı anekdotlar ise çarpıcı...
İbrahim Balcı'nın köşe yazısı
Millî Gazete 39 yaşında, tam kemal çağında. 12 Ocak 1973'ten bugüne nice görevler yaptı; nice insan yetiştirdi, siyaseti mayaladı, onlarca gazete ve dergiye alt yapı oluşturdu, yazar-çizer ve nice münevvere kürsü/mektep oldu. 39 yıllık süre içinde Hakkı tutup sabrı tavsiye etti. Doğru bildiğinden şaşmadı, zulme ve haksızlığa hep karşı durdu, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra en çok ve en uzun süre kapatılan gazete oldu. Bu ülkenin, bu milletin, tüm dünya Müslümanlarının ve mazlumların dertlerini dert edindi. Bu dertlerle yola çıkan Millî Görüş'ün sesi ve öncü birliği oldu. Nerede hayırlı bir iş yapıldı/yapılacaksa, nereye hayırlı bir taş konuldu/konulacaksa Millî Gazete orada; ailenin, çocuğun, öğrenci ve öğretmenin, işçinin, memurun, dulun, yetimin, yaşlının kimsesizin, mazlumun ve mağdurun sesi oldu. Ülkemizde ve dünyanın dört bir yanındaki kimsesizlere uzanan yardımeli uluslararası kuruluşların oluşumu, fikir, sanat, kültür, edebiyat mayalandı burada.
12 Ocak 1973'te yazar olarak Hasan Aksay ve Mehmet Cemal Çiftçigüzeli ile yayın hayatına başlayan Millî Gazete; 1 Mart 1973'te Prof. Dr. Sabahattin Zaim, Prof. Dr.Saffet Solak, Prof. Dr. Osman Turan, Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Osman Yüksel Serdengeçti, Süleyman Arif Emre, Hulusi Özkul, Şule Yüksel Şenler, Abdülkadir Kocamanoğlu, Ali Oğuz, Ahmet İhsan Genç, Mustafa Müftüoğlu, A. Hikmet Güner, Bekir Sadak, A.Tevfik Paksu yazar kadrosuna katılıyor. 4 Mayıs 1973'te Üstad Necip Fazıl yazılarına başlıyor. Daha sonra , Sezai Karakoç, Prof. Dr.Nevzat Yalçıntaş, Prof. Dr. Asaf Ataseven, Prof. Dr. Ayhan Songar, Prof. Dr. Ahmet Suphi Fırat, Abdullah Öztemiz Hacıtahiroğlu, Akif İnan, Cahit Zarifoğlu, Rasim Özdenören, Alaattin Özdenören, Erdem Bayazıt, Cevat Ülger, Durali Yılmaz, Sedat Yenigün, İsmet Özel yazıyor. Şair, yazar, siyasetçi ve akedemisyen olarak ilk etapta sıralayabileceğimiz imzalar bunlar. 39 yıl içinde Millî Gazete'de yazanları ve yetişenleri sıralayacak olsak, sayfalar dolusu imzayı sıralamamız gerekir. Tüm yazar, çizer, çalışan ve okuyanlarımızdan Rahmeti Rahman'a göç edenlere, Allah'tan gani gani Rahmet ve mağfiret dilerken, hayatta olanlara; sağlık, sıhhat, selamet, afiyet ve iki cihan saadeti dileriz.
Millî Gazete ile ilgili birkaç anekdot aktarmak istiyorum: Bunlardan birisi Almanya'dan; Ekmek parası için Almanya'ya giden gurbetçimiz, Almanya'da kaybolmak üzeredir. İşten çıktıktan sonra Türkçe gazetelerden birisini alıp meyhaneye gidiyor. Bir gün mütadı üzere gazete almaya gidiyor, Türkçe gazete standında tekbir gazete var ama o da bildiği tanıdığı bir gazete değil. Olsun, diyor, yine de Türkçe bir gazete deyip alıp meyhaneye gidiyor. Meyhaneci Türkçe bilen bir Ermenidir, zaten Türkçe bildiği için gider o meyhaneye. Meyhaneci Millî Gazete'yi görünce sert tepki gösterir, "bu gazeteyi nasıl okursun" deyince, "bu gazeteyi benim okumam lazım" der kendi kendine, okumaya başlar, dünyası değişir, gurbet ona manevi bir kapı açar ve hizmet eri olur.
Bir başka anekdot: Orta yaşın üstünde iki kişi vilayette çizerimizi sorar, arar bulur köyüne varırlar. Hoşbeşten sonra: "Üstadım size hürmet ve saygılarımı sunmaki çin geldim. Sizi Millî Gazete aracılığıyla izliyorum. Bu gazetenin siyasi görüşüyle uzaktan yakından bir alakam yok ama bana dinimi bu gazete öğretti. Yıllar önce askerliğimi yaparken, arkadaşım bir ay izine gitmişti ama abone olduğu gazete gelmeye devam ediyordu. Biriken gazeteleri atmak istediklerinde, ben mani oldum, alıp okumaya başladım, başlayış o başlayış. Dinimi Millî Gazete'den öğrendim ve tiryakisi oldum." der.
Altı yedi yıl önce Almanya'da Gothe Üniversitesi'ne misafir profesör olarak bulunan arkadaşımız; Millî Gazete ile ilgili bir gözlemini bizimle paylaşır: "Almanya'da gurbette bulunan ciddi gazete okuyucularında şunu gördüm; Gelen Türkçe gazeteleri okurlar, sağlıklı bir değerlendirme yapabilmek için en son Millî Gazete'yi okuyarak bir sonuca varırlar. Aynı durumu, Alman akademisyenlerde de gözledim."
Yine yıllar önceydi; yazı işleri müdürümüze bir mektup geldi, arkadaşları çağırdı mektubu bize okudu. Ölüm döşeğinde bir aile reisi; "Ben öldükten sonra ailemi Millî Gazete'ye vasiyet ediyorum" diyordu, hepimiz duygulanmıştık. Bu 39 yılda benzer bir çok olay var. Güzel duygular bunlar. Daha iyiye, daha güzel, nice yıllara, hayırlar ve mutluluklarla...
Milli Gazete