Eski bakan Namık Kemal Zeybek, Sevilay Yükselir'in gündeme getirdiği Demokrat Parti'nin başına geçeceği yönündeki iddialara cevap verdi. Zeybek, DP'nin yönetimine talip mi? Şener, Sucu, Okuyan onunla beraber mi?

Arzu Erdoğral'ın haberi
Sabah Gazetesi köşe yazarı Sevilay Yükselir, önceki günkü yazısında önemli iddialar gündeme getirdi. Yükselir, "Doğan Grubu"nun merkez sağdaki siyasetten beklentilerini" aktardı ve, "Aydın Doğan`ın bacanağı, Kültür ve Devlet Bakanlıkları yapmış olan Namık Kemal Zeybek"in, DP Genel Başkanlığına aday" olacağını belirtti. Ayrıca, Zeybek "in Hüsamettin Cindoruk ile Ankara"da görüştüğünü belirten Yükselir, "Zeybek"in, Yaşar Okuyan, Abdüllatif Şener ve Osman Pamukoğlu`nun DP çatısı altında seçime gideceklerini öne sürdüğünü, bunun yanı sıra o görüşmede Ayşe Sucu"nun da kendisinin yanında yer alacağını" söylediğini yazdı. "Cindoruk"da, Zeybek"e Tansu Çiller olmaz ise kendisine destek verecek" diye de söz vermiş ifadelerini kullandı.

Kültür ve Devlet eski Bakanı Zeybek, Sabah yazarı Sevilay Yükselir'in gündeme getirdiği tüm iddiaların yanıtını on5yirmi5'e anlattı. İşte Zeybek"in yanıtları:

DP"den aday mısınız? Genel başkan olmanız halinde Ayşe Sucu"da sizin yanınızda mı yer alacak?

Hayır, böyle bir şey yok. Ayşe Sucu"nun siyasete girmesiyle ilgili ben hiçbir şey bilmiyorum. Ayşe Sucu bir görevden alındı ve onun eski arkadaşları ile birlikte teşkilatlanma içerisinde olduğunu biliyorum ama siyasete gireceği ile ilgili bir bilgim yok.

Hüsamettin Cindoruk ile görüştüğünüz ve sizi desteklediği doğru mu?

Şimdi olayı buradan değil de en başından alalım. DP gibi büyük bir parti; hem adı demokrat parti hem de Türkiye"nin en köklü siyasi partilerinden birisi. CHP"den sonra kurulmuş, Türkiye"yi uzun yıllar yönetmiş, çok kadrolar yetiştirmiş bir partinin genel başkanlığına şu ya da bu kişinin tayini ile gelinmez.

Gazeteci arkadaşlarımız duyarlar, yazarlar onlara da saygı duyuyorum. Ama gerçeği ifade edelim, böyle bir şey yok. Benim anlayışım da bu değil. Ben DP"nin genel başkanlığına teşkilatın işareti ile icazetiyle yani izniyle ve desteği ile adayım. Ama böyle adayım. Onun dışında Ayşe Sucu değerli bir insandır ama onunla başlamak, detayla başlamaktır. Ayşe Sucu"nun DP"den ya da başka bir partiden siyasete gireceği ile ilgili dediğim gibi benim hiçbir bilgim yok.

Hüsamettin Cindoruk"un AKP"yi bitirme planında yer aldığı ve bazı manevralar yaptığı gibi iddialar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Yapar tabi, herkes her partiyi bitirmek için manevralar yapar. Bundan daha doğal ne var ki. Siyaset bir bakıma manevralar yaparak karşı tarafı güçsüzleştirmek, kendini de güçlendirmek sanatıdır.

Aydın Menderes, daha önce Hüsamettin Cindoruk"u ağır bir dille eleştirmişti. Bu konuda sizin görüşünüz nedir?

Bunları bana sormayın. Ben DP"nin Genel Başkanlığına adayım. Bana neden aday olduğumu ve ana hattı sorun...

Peki, o zaman ana hat nedir ve neden adaysınız?

DP, bu ülkenin en köklü partilerinden birisidir. Ve ana özelliği, Cumhuriyetin değerleri ve kazanımları ile demokrasinin gereklerini bağdaşmayı bilen bir partidir. Ana hat budur. İkincisi, DP"nin çizgisinde kalkınmayı tabandan başlatmak, aynı zamanda da dünyaya açılmak anlayışı vardır. Bu dengeleri yerli yerine oturtmak demektir. Dolayısı ile dengeleri yerli yerine oturtmak anlamında bir mücadele içinde olmak için, Türkiye"ye hizmet için yola çıkmış bulunuyorum.

Hüsamettin Cindoruk ile Sayın Çiller hakkında bir görüş alışverişiniz oldu mu?

Sayın Çiller ile ilgili bir konu hiç olmadı. Değerli bir gazeteci arkadaşımız duyar yazar ama bana açıp sorsaydı size anlattıklarımı ona da anlatırdım.

Ben Aydın Doğan"ın adayıyım. Ben Süleyman Demirel"in adayıyım. Ben Hüsamettin Cindoruk"un adayıyım. Ben gelirsem şunlar gelir, bunlar gelmez gibi bir durum yok. Ben bunu demokratik bulmuyorum. Ayrıca o şahıslar da demokratik bulmaz. Aydın Doğan benim bacanağımdır. Severim, sayarım ve değerli bir insandır. Ama Aydın Doğan"ın siyaseti başkadır, benim siyasetim başkadır. Süleyman Demirel çok hürmet ettiğim bir insandır. Dört yıl birlikte çalıştık. Ben onun başdanışmanlığını yaptım büyükelçi sıfatı ile... Türk dünyasına yönelik büyük hizmetler yaptık birlikte. Ama Süleyman Demirel"de kendisinin tayin ettiği birinin DP"nin başında olmasını istemez. O da bunu söylüyor. Hüsamettin Cindoruk ise "ben aday olmayacağım ve tarafsız kalacağım" diyor. Hatta dedi ki "ben birisini getirirsem partinin başına tarafsızlığımı yitiririm." O çağırdığım adamı desteklemek zorunda kalırım. Bütün bunlar ortadayken, benim adaylığımın bunların tayini haline getirilmesi doğru değil. Benim demokrasi anlayışımda da böyle bir şey yok. Demokrasinin önce partilerde olması gerektiğine inanıyorum. Bugünkü haliyle de demokratik bulmuyorum siyasi hayatımızı. Genel Başkanların tek başına milletvekili listelerini tespit ettiği, belediye adaylarını tespit ettiği, partinin siyasetini tek başına tespit ettiği bir anlayışı demokratik bulmuyorum. Bu demokrasi perdesi altında tek kişi yönetimidir. Bunun adına diktatörlük deniliyor. Gizli diktatörlüktür bu... Ben bunu red ediyorum. Böyle olunca da tayinle gelinen bir genel başkanlığı içime sindiremem, doğru bulmam. Ama bu ismi geçen kişilere duyduğum saygının dışındadır.

Sayın Cindoruk"un Ergenekon ile ilgili görüşlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Cindoruk bir hukukçu ve avukat olarak, vaktiyle buna benzer bir siyasi davada yargılanan DP"lilerin avukatı olduğu için o günle bugün arasında bir köprü kurup, bugün de Ergenekon sanıklarının haksızlığa uğradığını söylüyor. Bu bir söylem. Bu söylemde kendisinin de Ergenekon"un avukatı olduğu sonucu ortaya çıkarılıyor. Demokrasi de ve siyasi hayatta tabi söylenen sözlerin ağırlığı da böyle bir algılamaya neden oluyor. Dolayısı ile ben böyle bir yaklaşımı doğru bulmuyorum. Ergenekon davası denilen Ümraniye davası ( Ben Ergenekon sözünün yakıştırılmasını uygun görmüyorum çünkü Ergenekon bizim milli tarihimizin destanıdır ve bir davaya tahsis edilmesi hoş değil. O Ümraniye davasıdır) Ama Ümraniye ve Balyoz davası gibi mahkemeye intikal etmiş konular ile ilgili lehte ya da aleyhte beyanda bulunulmasını yanlış buluyorum. Mahkeme karar verecek.

Ama Aydın Menderes, "Cindoruk, hiçbir zaman babamın avukat olmadı" demişti...

Olabilir, bilmiyorum ben, herkes öyle biliyor bende öyle biliyorum. Aydın Bey söyleyebilir, o da çok sevdiğim, saydığım, çok büyük bir değerdir. Türkiye"nin en iyi gelişmiş, yetişmiş, beyin sahibi insanlarından biridir. Aynı zamanda imanlı biridir. Milli, manevi, insani değerlere ve demokratik anlayışa bağlı çok değerli bir insandır. Dolayısıyla o söylemişse bizde onun sözüne karşı "hayır senin babanın avukatıydı" diyemeyiz. Ama kamuoyu öyle biliyor. Yassıada davalarında avukat olarak biliyoruz. Belki Bayar"ın avukatıydı. O ayrıntıyı bilmiyoruz.

Son olarak, Abdüllatif Şener, Osman Pamukoğlu ve Yaşar Okuyan gibi isimleri partiye katacağınız doğru mu?

Yok, ne ilgisi var. Abdüllatif Şener benim dostumdur. Birlikte hükümette bulunduk. Ben devlet bakanıyken o da 54. Hükümette Maliye Bakanıydı. Çok da iyi anlaşırdık. Birlikte Bakanlar Kurulunda iyi işler yaptık. Ama benim adaylığımın onu katmak, bunu katmak gibi kavramlarla ilişkilendirilmesini ben doğru bulmuyorum. Çok yapay buluyorum. Sonuçta bu partilerle seçim ittifakı yapılabilir, DP çatısı altında. Bu tarz şeylere kapalıyım demek istemiyorum ama şu anda bu niyetle geliyorum diye bir şey yok. Çünkü DP çatısı altında çok yetişmiş insan var. Geçenlerde mesela Cindoruk"un bir yemeği oldu, baktım şöyle bir ve yanımdaki arkadaşlara söyledim. "Bu yemekte bulunanlardan 10 tane Bakanlar Kurulu çıkar" dedim. Gelecekte ittifak yapılır mı bilemem ama dilerim ki ittifaka gerek kalmadan, DP tek başına hak ettiği yere gelir. Ama bu siyaset. Temenni başka, dilek başka, gerçek başka... Gerçeklerin getirdiği gelişmelere göre gelişmelerin getirdiği gerçeğe göre tavır alınır. Baştan bu isimleri de getireceğim diye bir şey yok.

www.on5yirmi5.com