CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu'nun Türkiye'yi Kıbrıs'ta işgalci bir ülke olarak tanımlamasına karşı çıktı.
Öteden beri Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesiminin bu tezi savunduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Bizim de tezimiz var. Biz uluslararası anlaşmalara dayanarak Kıbrıs'a barış sağlamak için gittik. Bizim askerlerimiz orada işgalci değildir. Uluslararası anlaşmalara dayanarak orada görev yapıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının önünde 'orada bizim ordunun işgalci olduğu söyleniyor da' başbakan 'hayır biz uluslararası anlaşmalardan kaynaklanarak oraya müdahale ettik' diyemiyorsa o başbakanın acizliğini gösterir. Öyle anlaşılıyor ki; sayın başbakan metinleri camdan okuyor. Böyle bir sorunun yanıtı camdan olmadığı için cevap veremedi. Kendisinin de bu soruya cevap verecek kapasitesinin olmadığı anlaşıldı." dedi.
KAYSERİ'YE BERMUDA ŞEYTAN ÜÇGENİ BENZETMESİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hükümetin Kayseri Büyükşehir Belediyesi ile ilgili iddialar hakkında işlem yapmamasının vahim bir tablo olduğunu ileri sürdü.
Bu olayın peşini bırakmayacaklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Orada sadece belediye söz konusu değil. Daha vahim bir tablo var. Belediye, vilayet ve yargı var. Bir Bermuda şeytan üçgeni var orada. Bu üçgen içinde yolsuzluk dosyaları kapatılmıştır." diye konuştu.
Hatay'ın Erzin ilçesinde düzenlenen Narenciye Festivali'ne katılmak üzere Adana'da konaklayan CHP lideri, Hilton Oteli'nde kurmaylarıyla birlikte basın toplantısı düzenledi. Kayseri'deki davayla ilgili önümüzdeki günlerde yeni adımlar atacaklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, Kayseri olayının Aytaç Durak'ın açığa alınmasının dışında bir konu olduğunu belirtti.
HÜKÜMET ÇİFTE STANDART UYGULUYOR
Hükümetin bu hususta çifte standart uyguladığını ileri sürün Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Bakın bir şey söyleyeyim. Daha önce Kayseri valisiyken dosyaları kapatan ve sonra müsteşarlık koltuğuna oturduktan sonra da kapattığı dosyayı onaylayan bir kişiden söz ettik, biz. Şu gerçeği unutmayın. Bu değerli arkadaşımız Kayseri valisiyken ataması çıkmış. Ama görevden ayrılmamış. Ayın 4'ünde dosyayı Kayseri valisi olarak kapatıyor. Aynı gün Kayseri den ayrılıyor. İçişleri Bakanlığı'nda göreve başlıyor. Ve aynı gün, kapattığı dosyayı müsteşarlık koltuğunda 'kapatılmıştır' diye onaylıyor. Soru şu: Onay yazısı Kayseri'den Ankara öğleden sonra nasıl ulaştı?. Ve öğleden sonra İçişleri Bakanlığı ulaşanı bu yazıyı müsteşar nasıl olarak ilk olarak onayladığı yazılardan biri olarak önünde gördü?. Bana bu hızı gösteren bir akılcı açıklama yapacak bir kamu görevlisi arıyorum. Bu vali, bakan, başbakan, Kayseri Belediye Başkanı olabilir. Çıkıp birisi anlatmışın bana. Ayın 4'nünde Kayseri de imza atacaksınız. Aynı gün öğleden sonra Ankara'da attığınız imzayı onaylayacaksın. Ne oldu, Bu hız nereden çıktı? Bir dosya kapatılırken bu kadar hızı nereden aldılar. Başbakanın kendisine sorması lazım. Bu dosyayı yeniden açtıracağız. Başsavcı açmak zorunda kalacak. Çünkü henüz soruşturması yapılmayan delilleri de dosya koyacağız. Başsavcıda hepsi de görecekler."
HÜKÜMETİN DURAK İLE İLGİLİ TASARRUFU VAR
Bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, açığa alınan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Duruk ile ilgili sürdürülen işlemler yargı aşamasında olduğunu hatırlattı. Yargı aşamasındaki bir işlem dolayısı ile yorum yapmanın çok doğru olmayacağını dile getiren CHP Genel Başkanı, şu açıklamayı yaptı: "Çünkü her işlevi Durak tarafından yargıya götürülüyor. Yargı oluşan kararlara da herkes saygı duymak zorunda. Görevden alınan Durak ile ilgili hükümetin tasarrufu var. Yolsuzluk konusundaki her tasarrufa saygı duyarız.
Ama bu tasarrufların tümünün hukuk içinde olması lazım. Hukuka aykırı uygulamalar bizi rahatsız eder. Çünkü herkesin bu ülkede hukuk güvencesinde olması lazım. Eğer Durak ile ilgili olarak hukuka aykırı bir işlem yapılmışsa, olay soruşturulsun diye bir mağduriyet meydana getirilmişse bunun doğru olmadığı kanısındayız. Ama Durak' a karşı yapılan idari tasarrufular dolayısı ile yargıya gidilmiş ve yargı idari tasarrufları desteklemişse yapacak fazla bir şey yok. Ama yargının verdiği kararlara idari organ uygulamıyorsa burada bir hukuk faciacısı var demektir."
AK PARTİ AB KONUSUNDA SAMİMİ DAVRANMIYOR
CHP 'nin AB süreci ile ilgili düşüncesi çok net olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin diğer AB ülkeleriyle eşit koşullarda üyeliğe kabul edilmesinden yana olduklarını belirtti.
Türkiye'ye standart uygulamasını istemediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Ancak AK Parti'nin AB konusunda samimi davrandığına, her hangi bir çaba harcadığına inanmıyoruz. Sadece AB sürecini Türkiye de kendi yerini sağlamlaştırmak; hatta bir anlamda demokrasiyi askıya almak için kullanmıştır. O nedenle biz AB ne AK Parti'den daha farkı bakıyoruz. AB üye olmak için samimi bir şekilde çalışıyoruz. AB'nin AK Parti'yi desteklediğine katılmıyordum." şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, önümüzdeki seçimde illerde ağırlıklı olarak ön seçim yapacaklarını aktardı.
Toplantıda basın mensuplarının sorularına tepki gösteren partililere Kılıçdaroğlu müdahale etti. CHP lideri, "Eğer bir partili bir soru sorulurken müdahale ediyorsa, O CHP'li değildir. Kusura bakmasın. Soruları yanıtlayacak olan benim." şeklinde konuştu.