2010'da Türk milletini teşkil eden unsurların birlikteliği hakkında tereddütler oluştuğunu savunan Süleyman Demirel, “2010'da Türkiye’nin birlikteliği geniş çapta zedelenmiştir” dedi. Demirel, dönüş iddialarına cevap verdi.
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, açılımlar nedeniyle 2010"da Türk milletini teşkil eden unsurların birlikteliği hakkında tereddütler oluştuğunu dile getirerek "2010 yılının başı ile 2010 yılının sonu arasında, Türkiye"nin birlikteliği geniş çapta zedelenmiştir. Şimdi bu zedelenmeyi derinleştirmemek ve kucaklaşmak vatandaşa kalıyor" dedi.
Demirel, EkoEnerji Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Mustafa Ültanır"ın sorularını yanıtladı ve 2010 yılına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. AKP iktidarının 2010 yılında yargıyı tümüyle emrine almak istediğini ve Anayasa değişiklikleriyle yargının bir bölümünün siyasallaştığını söyleyen Demirel, "Nitekim, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu"nun seçimi onu gösteriyor. Bu devletin temel organı olan yargının böylesi bir duruma düşmüş olması, vatandaşlarda kaygı uyandırdı" dedi.
-"ERGENEKON"DA HUKUKSUZLUK DİZ BOYU"-
Ergenekon davasında yaşanan hukuksuzlukların kaygı yarattığını dile getiren Demirel, "Ergenekon davasına değişik şekillerde bakılıyor, ama bilinen bir şey var. O da, orta yerde henüz ispatlanmış bir Ergenekon terör örgütü veya Ergenekon darbe örgütü yok. Ergenekoncu diye tevkif edilenlerin önemli bir kısmı, kuvvetli şüphe üzerine tevkif edildi diye iddianameye bağlanarak suçlanıyor. Ergenekon hadisesinin sebep olduğu durumda hukuksuzluk diz boyu. Türkiye"deki feryada ve dışarıdan gelen feryada rağmen, tutukluluk süreleri neredeyse infaz durumuna geldi. Bu arada Prof. Dr. Mehmet Haberal davasında, "Suçum ne?" diye adam ortaya çıktı, "Suçun şu" diyemediler. Mehmet Haberal hala tutuklu bulunuyor, ama Mehmet Haberal"ın tutukluluğunu devam ettiren hâkimler hakkında Yargıtay "suçlululuk" kararı verdi, onları suçlu buldu" diye konuştu.
-"ASKERİN İTİLİP KAKILMASI ÇOK İNCİTİCİ OLMUŞTUR"-
Darbe tartışmaları ve Balyoz operasyonundan sonra bazı kimselerin Türkiye"deki rejimin askerin vesayetinde olmayacağını ispatladığı yorumları yaptığını kaydeden Demirel, "Fakat aslında askerin ne kadar incitildiği, hesaba katılması gereken çok önemli meselelerden biridir. Çünkü bu coğrafyada asker, Türkiye"nin çok değerli bir varlığıdır, milli ordudur. Onun itilip kakılması ve birtakım alışılmamış muamelelere tabi tutulması, bence çok incitici olmuştur" dedi.
-"TÜRKİYE"DE BİR "KORKU İMPARATORLUĞU" MEYDANA GELMİŞTİR"-
İktidarın basını da baskı altına aldığını, iktidarın hoşuna gitmeyen basının bugün Türkiye"de yaşamasının mümkün olmadığını da ifade eden Demirel, "Siyasi iktidar gücünü kuvvetini her vesileyle kullanıyor. Basını baskı altında tutmak için de vergi dairelerini kullanıyor. Böylece Türkiye"de bir "Korku İmparatorluğu" meydana gelmiştir ve bu Korku İmparatorluğu 2010 yılında devam etmiştir. 2011 yılına bu Korku İmparatorluğu ile beraber giriyoruz" diye konuştu.
-"SİYASETE DÖNMEM, BEN PARTİLER ÜSTÜNDEYİM"-
15 Ocak"ta yapılacak DP Kurultayında Genel Başkan olacak isim için belirsizlik sürerken Demirel, "Gerekirse merkez sağın başarısı için siyasete döner misiniz?" sorusu üzerine "Ben 10 sene önce Cumhurbaşkanlığı görevimi bitirip geldiğim zaman, yeniden siyasi parti meselesine girmeyeceğimi söyledim. Ben partiler üstündeyim" dedi.
-"EVİMDEKİ TOPLANTI DP LİDERİNİ BELİRLEMEK İÇİN DEĞİLDİ"-
İyi bir demokrasi için sağlam partilere ihtiyaç olduğunu, kendisinin sadece merkez sağda değil, merkez solda da sağlam partiler görmek istediğini vurgulayan Demirel, "Benim ilgim daha çok istişari mahiyettedir. Ben fiili bir işin içerisinde değilim. İnsanlar gelir benimle konuşur. Değişik partilerden de insanlar gelip konuşurlar. Her partiden insanlar gelir. Benim Sayın Mesut Yılmaz, Sayın Hüsamettin Cindoruk ile vaki konuşmam, Demokrat Parti"nin başına bir adam tayin etmek için değildi" diye konuştu.
Demirel, DP Genel Başkanlığı için "Kim istiyorsa, buyursun gelsin oraya. Burada Demokrat Parti kamuoyu, evvela Kongre"nin ve Kongresinin arkasındaki kitlenin memnun olacağı bir durum çıkarmaya çalışacaklardır. Başka türlüsü olmaz" dedi.
-"DP İÇİN KORKU ORTAMINI AŞACAK BİRİNE İHTİYAÇ VAR"-
Demirel, Cumhuriyet gazetesine verdiği DP Genel Başkanlığı için "Türkiye"nin bugünkü şartlarından gelen, siyasete tepe noktasından cesaretle girecek adam çıkmadı ortaya" sözlerinin anımsatılması üzerine ise "Benim dediğim şey şu: Bir korku ortamındasınız. Kolay kolay insanlar buraya talip olmuyor. Bu korku ortamını aşacak birine ihtiyaç var" dedi.
-"AÇILIMLAR TÜRKİYE"NİN BİRLİKTELİĞİ HAKKINDA TEREDDÜTLER OLUŞTURDU"-
2010"un sonunda gelinen noktada Türk milletini teşkil eden unsurların birlikteliği hakkında tereddütler olduğunu söyleyen Demirel, "Bu tereddütler de açılımlardan geldi. Milletimiz birlikte yaşama iradesini korumalıdır. Hemen şunu söyleyeyim ki, bu irade korunmadığı takdirde, meydana gelecek netice, bu ülkede yaşayan herkesi, ama herkesi zarara sokar. Onun içindir ki, bu ülkede kendisini Türk sayanlar, kendisini Kürt sayanlar veya başka etnik menşeden gelenlerin sağduyusu, birlikteliğin değerini koruyabilecek durumdadır. Ben buna güveniyorum" diye konuştu.
-"2010"DA TÜRKİYE"NİN BİRLİKTELİĞİ GENİŞ ÇAPTA ZEDELENMİŞTİR"-
Irk ya da inanç esasına dayanan kimliklere dönülmesi durumunda ulus devletin ayakta duramayacağına işaret eden Demirel, şöyle konuştu:
"Herkesin eşit haklara, eşit fırsatlara sahip olduğu bir ülkede, eğer beraberliği devam ettirirsek, o zaman önümüzdeki seneler Türkiye"nin gelişmesine yenilikler ekleyecektir. Bence Türkiye"nin kaderi birlikteliktedir. Bunu çok önemsiyorum. 2011"e bu birliktelik üzerinde birtakım tereddüt bulutları ile giriyoruz. En çok endişe ettiğim de budur. Bundan önceki yılların hiçbirisinde böyle bir durum olmadı. 2010 yılının başı ile 2010 yılının sonu arasında, Türkiye"nin birlikteliği geniş çapta zedelenmiştir. Şimdi bu zedelenmeyi derinleştirmemek ve kucaklaşmak vatandaşa kalıyor. Olup bitenleri soğukkanlılıkla takip etmek lazımdır. Eğer birlikteliğin bozulması ileri demokrasi anlamına geliyorsa, vatandaş bunu böyle anlamayacaktır. Yani, vatandaş böyle bir ileri demokrasiye talip değildir. Bir Yugoslavya durumu olmamalıdır."
-"TÜRKİYE"NİN KENDİNİ GAGALAMAYI BIRAKIP ÖNÜNE BAKMASI LAZIM"-
Bir ülkenin kendi kendisinin parçalanmasını tartışamayacağını söyleyen Demirel, "Türkiye"nin bence kendi kendini gagalamayı, kendi kendini zayıf düşürmek için birtakım uğraşlara girmeyi bırakıp önüne bakması lazım. Cumhuriyetin 100"üncü yılında Türkiye"nin kişi başına 20 bin dolar gelirli bir Türkiye olması lazım.Türkiye"nin kalkınmış sanayi ülkeleri arasında 10"uncu sıraya gelmesi lazım. Türkiye"nin daha iyi eğitiminin olması lazım. Türkiye"nin daha iyi yönetilmesi lazım. Türkiye"de yoksullukla, işsizlikle, fukaralıkla daha iyi mücadele edilmesi, uğraşılması lazım. Türkiye"nin doğasını daha iyi koruması lazım. Velhasıl Türkiye"nin her şeyi daha iyi yapması lazım. Daha iyi işleyen bir yargı, her şeyi ile daha iyi işleyen bir devlet yönetimi ve asayişi yerinde, insanlarının birbirini sevdiği bir Türkiye olması lazım. Bunlara ulaşmak varken, biz bunu bırakıp Türkiye"yi orasından burasından çekmeye çalışıyoruz. Bunu hüzünle karşılıyorum. Gelin uyanalım" diye konuştu.
ANKA